Aslı Tür Wellness Nutrition

10/03/2023

Bir süredir ben de kendi hücrelerimde olan biteni taşıyacak gücü pek bulamıyor(d)um.

Yaşamlar “hayatta kalma modu”na geçince, fizyolojilerde büyük bir “shift” oluyor.

Kendi bedenimde bu kapanmayı ve kilitlenmeyi çok tanıdık buluyorum.

Lakin çoğumuz hiç bu kadar düşmemiştik.

Çaresizliğin ve umudun bu kadar elele gittiği bir zaman dilimi daha yaşamamıştık.

Kendimize bu rezilyansı borçluyuz.

Bu zaman diliminde, bu coğrafyada, kükreyerek varolmaktan ve kükreyecek kuvvette kalmaktan ziyade bir görevimiz yok.

Önce kendimiz için, sonra etrafımız için ve en çok da gezegenimiz ve ırkımız için.

Birlikte göğe bakmak isterseniz, bireysel çalışmalarım için yeniden buradayım.

Profildeki linkimden bana ulaşabilirsiniz.

🤍

02/06/2022

Bu kahvaltı salatasını çok sordunuz. Bu aralar en çok yediğim şeylerden. Hızlıca bir tarif vermek istedim:

- Evde ne kadar yeşillik varsa, ince kıyım doğrayın. (Roka, maydanoz, pancar sapı ve yaprakları, semizotu hepsi olur)
- Ben safra ve karaciğer desteği adına çoğunlukla bulduğumda pancar yapraklarıyla yapıyorum.
- Üzerine kenevir tohumu olur, susam olur, çörek otu olur, gönlünüze ve idealde döngünüze yönelik seçilmiş tohumlar. (Bkz. tohum rotasyonu)
- Cömertçe serpilmiş toz zerdeçal (emilim yardımcısı karabiber ile birlikte.)
- Üzerine birlikte çırptığınız nar ekşisi ve zeytinyağı sosu. (Şurup içerikli soslardan lütfen uzak durunuz)
- Damak zevkinize göre tuz.
- Hepsini güzelce karın.
- Göz zevkinize göre bir tabakla buluşturun. (Bu görselde tabağım 🌱) ama bazen .atelier bazen , bazen bazen .home - güzel insanların elinden çıkan ürünlerin taşıdığı enerjiyi küçümseyemeyiz 💫

Kahvaltılarınız şen, mikrobiyatanız dansta olsun. 💃💃

25/04/2022

Bir süredir soruyordunuz, “Sıhhatin Özünde” Eğitimi, yaz dönemi tarihleri belli oldu.
24 Mayıs - 21 Haziran arası, Salı akşamları, saat 20.00 itibariyle Zoom üzerinden buluşuyor olacağız.
Yüzünü güneşe dönerek bu iyileşme, dönüşme döngüsünde birlikte olmak isteyenler, sorulanız için DM’deyim.
Sıhhatle 🌱

17/04/2022

Herkese iyi Pazar’lar 🌱
Bu işte sıfır noktam bana çok soruluyor bu aralar. Aslında 15 yıldan fazladır, kader ağlarını hep beslenmeye geri döndüren bir şekilde ördü hayatımda diyebilirim; ancak esas dönüm noktası şu anda 14 yaşında olan kızım Ada’nın 1.5 yaş civarında dişlerinde oluşan renklenmelerin peşine bir hafiye edasıyla düşmemdir aslında.
O zamanların annelik blogları, bugünün influencer annelerine eşdeğerken, aslında bu hikayeyi uzun uzun yazmıştım. Çok da ses getirmişti. Yıllarca bu konuda mailler geldi durdu. “SadeceAnne” günlerinden burada olanlara selam olsun :)
Uzun lafın kısası, ağızda oluşan “çürük”lerin, mutlaka doldurulması gerektiği anlatısını “Acaba?” diye sorguladığım yer, soru sormaya başladığım, cevapların kucağıma düşmesi ihtimaline küçücük de olsa pencere açtığım o yer oldu. Minnettarım.
Soru sorun.
Bir iş bu zamana kadar belli bir şekilde yapıldı diye, bunun başka bir yolu olamaz anlamına gelmiyor.
Kucağıma düşen bu kitap sayesinde ben, dişlerin yaşayan, çürüklerin durdurulabilen, hatta geri döndürülebilen şeyler olduğunu öğrendiğim günkü iç gıdıklayıcı sevincimi, hala dün gibi hatırlıyorum.
Bu kitap sayesinde peşine düştüğüm ekolünün izinde, yağda çözünür vitaminleri hayatımıza taşıdığımızda Ada’nın dişlerindeki gece-gündüz gibi olan değişimi, etrafımdakiler çok iyi bilirler.
O dişler söylenildiği gibi çürüyüp yok olup, apse yapmadıkları gibi, normal değişme zamanlarına kadar kuvvetle ağızda durup, yerlerini de geniş aralıklı, beyaz, inci bir dizilime bıraktılar.
Başlangıç noktam evet belki burası, ama buradan başlayıp aslında farklı yapmaya cüret ettiğimiz bir çok şeyin, bugün bütünsel olarak beni ve ailemi getirdiği yerde bir şeyler artık daha anlamlı.
Unutmayın, kök sebebiniz, kendinizsiniz. Ve ancak davranışın içine farkındalığımızı taşıyıp, soru sormaya başladıkça açılıyor o pencereler.
Ve içeri sızıyor gün ışığı ve meltem kokusu, fütursuzca :)
🌱

13/04/2022

Bu akşam Hapaka]] bünyesinde beslenme motivasyonumuzun arkasındaki yönlendirici gücün kaynağını araştıracağımız bir atölye düzenledik. Bu atölye, sadece Hapaka]] platformuna üye olan kişilere açık.
Burda durup bu güzel platformdan biraz bahsetmek istiyorum:

“Hapaka bizleri fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal katmanlardaki zorlanmalarımızda destekleyen, gücümüzü bulmamıza, hayatla birlikte esneyebilmemize yardım eden bir dijital platform!” - bu şekilde tanımlıyor Hapaka]] kendini.
Tam da burada duracağız biz de bu akşam: neden iç sesimizi duymakta zorlandığımıza bakarken, bu zorluğu taşıyabilecek esnekliğe nasıl alan açarız üzerine düşüneceğiz.
Rehberlerinden biri olduğum için gururlu olduğum bu platform beslenme dünyası dışında, bütünsel sıhhate dair neler içeriyor, bir bakınız yürekten dilerim 🌱

13/04/2022

“In the midst of hate, I found there was, within me, an invincible love.

In the midst of tears, I found there was, within me, an invincible smile.

In the midst of chaos, I found there was, within me, an invincible calm.

I realized, through it all, that…

In the midst of winter, I found there was, within me, an invincible summer.

And that makes me happy. For it says that no matter how hard the world pushes against me, within me, there’s something stronger – something better, pushing right back.”

🌱 Kimin bunu duymaya ihtiyacı vardıysa…

30/03/2022

Bu Pazar akşamı harika bir canlı yayına davetlisiniz!

Yeni nesil probiyotiklerden akkermensianın mucidi Ali bey ile mikrobiyata dünyamızın nelere kadir olduğu üzerine sohbet edeceğiz.

• İlişkiler insanlar arasında mı, mikrobiyatalar arasında mı?
• Soluduğumuz hava, mikrobiyatamızı nasıl etkiliyor?
• Coğrafyam, mikrobiyatamı belirliyor mu?
• Ben nasıl mevcut mikrobiyatama sahip oldum?
• Elektrik aldığım insan ile mikrobiyatalarımız arasında neler oluyor?
• Benim mikrobiyatam önümdeki kaç nesilin kaderine altyapı hazırlıyor?
• Yeni nesil ürünler, hangi hastalıklarda, nasıl bir kombinasyon ile kullanılıyor? Araştırmalar etkinlikleriyle ilgili neler söylüyor?

Bu ve daha fazlası için bu yayını takvimlerinize alınız!

Postun altına sorularınızı bekliyorum!
🌱

22/10/2021

Güneşi yıllardır görmeyen gözler kimler?⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Geçen gün lenslerini bırakmakla ilgili yazdığında tekrar gündemime geldi bu konu.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Kaçımız, güneşe çıplak gözümüzü maruz bırakmamanın sıhhatimiz üstünde yaptığı hasardan haberdar?⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Gözlük ve/veya lens ile geçirilen günlerin "ışığında" retinaya ulaşamayan güneş ışınlarının, mitokondrimize akan kullanım kılavuzu bilgisini de haliyle yerine ulaştıramadığını biliyor muyuz?⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Güneş altında yıllarca ve sürekli taktığımız güneş gözlüklerinin, güneş tarafından verilen cildi ayarlama bilgisini kaynaktan kesmesinden sebep, karanlıkta olduğunu sanan sistemin, derisini korumaya almadığını, dolayısıyla yanmaya daha meyilli olduğunu biliyor musunuz?⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Peki güneşe bakmaya bakmaya, resetlenemeyen sirkadyen sistemin adrenal sistemi etkilediğini, bunun da güneşe çıplak göz bakmayı çok zor hale getirdiğinden haberdar mıyız? Sürekli ve her gün küçük jetlaglar yaşadığımızı biliyor muyuz? ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Bazen sadece kan şekeri dengelemek üzerinden destek verilen adrenal sistemin, güneşi tolere edebilir gözlere ortam sağladığını? Cildi yanmaktan kurtardığını? Kan şekeri dengelerken beslenmeye aldığımız kaliteli yağların güneşle aşkla birleştiği noktada derimizde en etkin D vitamini sentezini yaratabildiğini?⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Bu beden muazzam bir çark. Doğa ondan da muhteşem. Ve biri, birinden ayrı, diğerinden beri değil.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Güneş deyip, göz deyip geçmeyin. Kanıksamayın.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Bu dansın adımlarını izleyin, bu orkestranın tınısını duyun.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

07/10/2021

16 Ekim Cumartesi günü, Kanyon’da ile sohbetteyiz.
Bu Wellness günlerini kaçırmayın.
🌱

27/08/2021

Bireysel terapi devam ediyor mu diye soranlara.
Evet, aynen devam: ister ZOOM üzerinden ister yüz yüze, ister bazısı yüz yüze bazısı ZOOM üzerinden bireysel paketler için iletişime geçiniz.
🌿

Aslı Tür

18/05/2021

Bu tabağa baktığınızda ne görüyorsunuz?
Hamburger ve patates kızartması?
Ben size esas hikayeyi anlatayım. Buradaki “ekmek” ekmek yiyemeyenlerimiz için karabuğday/karnıyarık otu tozu/karbonat bazlı bir içerikle, sevgiyle yoğrulmanın yumuşaklığını ve üzerine sürülen etik yetiştirilen tavukların yumurtasının kayısı sarısının çıtırlığını içeriyor.
Bir alt katmanı, çeşitli baharatlarla harmanladığımız ve turşuladığımız her derde deva, her yemeğe renk mor soğanların pembesiyle patlıyor.
Onun altında domatesinden bir dilim, onun altında bildiğim en etik şekilde yetiştirme yapan etinin baharatlarla kucaklanmış formu. [Lütfen et tüketiyorsanız onarıcı yaklaşımı olan üreticileri araştırın. Konunun “et mi değil mi?”den çok uzakta biryerde olduğunu göreceksiniz.]
Yanında gene patatesleri (azıcık iyi zeytinyağıyla dönmüş ve tabi ki fırında pişmiş) üzerinde ketçap niyetine ev yapımı acı biber sosumuz.
Bu mantıkta üretim yapan tedarikçileri hayatınıza aldığınızda ve mutfağa ellerinizi dokundurmaya başladığınızda, bu tarz bir yemeği “hızlıca” evde hazır etmek birden çok kolay olabiliyor.
Alın bizden size bir “fastfood” hikayesi ❣️

24/01/2021

Benim evimde büyüyen can arkadaşlarım bilirler: Bizim evde ciddi bir pilav merakı vardır. Daha da önemlisi, mevsimin salatasına göre - yazın mutlaka çoban, kışın bol yeşillik - suyunu pilavının üstüne dökmek için adeta tatlı bir yarış vuku bulur. Bu sebepten, salata sosunda (ki aslında bu sadece zeytinyağı ve limon) elini kimse korkak alıştırmaz. Keza sonradan zeytinyağı-limon çırpıp pilava döksen dahi, zinhar o aynı tadı yakalamazsın. Çünkü sinerji büyü gibi birşeydir. 💫

Benim için, salata sulu pirinç pilavı bir nevi sunaktır. Varlığımı besleme katsayısı bir hayli yüksektir ve en derinden canlandıran bir “comfort food”dur. Çocukluğum, sofralarım, çatal bıçak şıkırtısı eşliğinde ruhuma bir senfonidir.

Bu öğlen hızlıca kendime hazırladığım bu tabak işte o hücrelerime dantel gibi işlenmiş ulvi hafıza dehlizinden çıkıp zihnime fikir çaldı, bu fikir parmaklarımın ucundan çıkan elektrikle keyiflice tabaklandı. Yanına biraz renk, biraz acı, biraz fermantasyon, üzerine bir tutam kenevir tohumu gezdirildi ve afiyetle, tadı sindirilerek, tüm çocukluk ve genç kızlık anılarım okşanarak tüketildi.

Beslenme dediğimiz şey, bu kadar da basit aslında.

İştahınız eksik olmasın, sofralarınız ruhunuzu sarmalasın dilerim. 💫

14/01/2021

Cumartesi, saat 17.30’da, merak ettiklerinizi konuşuyoruz!
.co with
・・・
Beslenmenin terapisi olur mu? Aslı Tür ile olur!

16 Ocak Cumartesi, saat 17.30’da,

Biyolojik özerklik ve epigenetik konularında çalışarak yemek ve sofra ile olan ilişkimize farkındalık kazandırmayı amaçlayan Fonksiyonel Beslenme Terapisti Aslı Tür ile günlük alışkanlıklarımızı ve daha iyi bir yaşam için olmazsa olmazları konuşuyoruz.

Is there any theraphy for nutrition? There is one with Aslı Tür.

Join us at 5.30PM on Saturday, January 16!
We will be talking about Nutritional Theraphy and how to restore a balance between bio-individuality and body symptoms.

14/01/2021

Herkese günaydın ☀️

Sindirimimizin optimum çalışabilmesi için, sakin ve dingin sinir sistemi modunda olmamız gerektiğinden sürekli bahsediyoruz.

Bu birinci kural.

İkinci önemli kural da şu ki neredeyse hepimiz sempatik sistem dominant dediğim “kaç savaş” modunda hayatlar yaşıyoruz.

Bu senaryoda sindirim kendini kapatıyor.

Bu senaryoda, mide asidi salınımı azalıyor.

Bu senaryoda, en baştaki domino taşı düşmüş oluyor. Dolayısıyla, takip eden tüm süreçler, birer birer, ufak ufak, sekteye uğramaya başlıyorlar.

Önce, güzel sofralar kurun. Önce sakinlemeye, durmaya, sindirmeye alan açın.

Sonra her yemeğinizi destekleyecek kekremsi, acı, keskin baharatları ve sebzeleri, yediğiniz öğünlerle harmanlayın. Unutmayın, mide asidi, dilimizdeki acı reseptörlerinin uyarılmasıyla salınmaya başlıyor.

Bu baş tacı nimetleri sofranızdan eksik etmeyin.

Ben bugün turp ve roka kullandım.

Siz sindiriminizi nasıl desteklediniz?

Siz sofranızı nasıl şenlendirdiniz?

🌱

31/12/2020

“Kalplerimizin Mümkün Bildiği Daha Güzel Dünya”ya mı dersiniz, “Ev”e mi dersiniz, birlikte yürüdüğümüz bu fani yolda, büyük bir tepeye tırmandığımız bir asır süren bir yılı geride bırakıyoruz.

Tepenin arkası ova; tepenin arkası kızıl bir gökyüzü; tepenin ötesi kuş cıvıltıları; burada çocuklar gülüyor, burada insanlar kucaklaşıyor.

Bir sürü misali ilerlediğimiz patika yolda yollarımız kesişiyor; yollarımız ayrılıyor.

Ancak baktığımız gök hep aynı.

Zaman zaman ayrılıp, zaman zaman birleşen kuş sürüleri misali ilerlediğimiz yolda, birleşmenin de ayrılmanın da faniliğini, yeniden karşılaşıp, tekrar ayrılmanın tanıdıklığını selamladığımızı, önceki büyüklerimizin suretini kendimizde, kendi suretimizi evlatlarımızda gördüğümüzü, birbirimizi gönülden tuttuğumuzu bilmek beni rahatlatıyor.

Tutunduğum birçok fikrin göç ettiği, bir sürüsünün de kalbimde tohumlandığı, elimden aktığı, toprağa değdiği bu çok özel yılda, - siz yolumuz keşisenler için - kalpten minnet duyuyorum.

Kesişmek de, ayrılmak da bizler için. Yol aynı, ten aynı, istikamet bir.

Umutla.

09/12/2020

Bir biz var ki içimizde ta bizden öte.

Hücre ve DNA boyutunda bakıldığında, bilim insanları bedenimizde yaşam bulan insan dışı DNA sayısının insan DNA’sını kat kat katladığını söylüyor.

Evet, bu bizim mikrobiyom dünyamız.

Sağlığıyla ve çeşitliliğiyle coştuğumuz, dengesizliğiyle yerle bir olduğumuz, minik, miniminnacık dev bir koloni.

“Ben yedim oldu, o yedi olmadı.”
“Ayşe ketojenik diyet yaptı, 10 kilo verdi, ben kolumu kaldıramaz oldum.”
“Su içsem bana yarıyor.”
“Bu günlerde hiç keyfim yok.”
“Ben şekersiz/ekmeksiz/hamursuz yapamam,”ların ve benzerlerinin hikayesinin doğduğu ortamların yöneticileri…

Biz nasıl bütün bir evrenin bu bedenlerde can bulmuş hali isek, bedenimiz de tüm yaşamdan izler barındırabiliyor.

Bu cümlenin büyüsünü bir durup düşünün.

Galaksilerce ötedeki bir mineral, insan dokularında ortaya çıkıyor, hatta yaşamın olmazsa olmazı ve ekosistem denen müthiş deha, insan bedeni içinde de aynı bilgelikle tıkır tıkır çalışıyor.

Sadece çalışmakla kalmıyor, duygu durumundan uykuya, karar verme mekanizmasından, yaşamdan keyif alma kodlarına kadar her alanda eli var; ağlarını bir dantel gibi örüyor ve usta bir orkestra şefi gibi tüm bedeni yönetiyor.

Ne zaman ki ekosistemin bütünü bozulmaya başlıyor - ki bu sistem kendini sürekli uyumladığından esasında onu bozmak çok müthiş bir çaba gerektiriyor - işte o zaman mikrobiyom dengesizlikleri üzerinden insan sıhhati de bundan payını almaya başlıyor. Mikrobiyom sağlığı sekteye uğrayınca, insan sıhhati, mutluluğu, keyfi, bağışıklığı, hepsi domino etkisi misali bütünden etkileniyor.

Gıdalarımızı seçerken, beslediğimiz evreni unutmadan, bütünün hayrına geniş düşünmek, eninde sonunda dönüp dolaşıp gene bedende huzurlu olmaya giden yoldaki tıkanıklıkları açmaya özen göstermek, hem bireysel, hem kolektif hem evrensel boyutta çokça önem taşıyor diyebilir miyiz?

Sizin mikrobiyomunuz bugün nasıllar?

04/12/2020

Story’de kalmasındı 🌱
Teşekkürler

with
・・・
“...Beslenmede tek bir kural peşinden gidilecekse o da şu olsun: Sofranıza gelen gıdanın yolculuğunu biliyor musunuz? Bunun için şükran duyabiliyor musunuz?”
nutrition ile iyi beslenme ve sağlıklı kalma üzerine gerçekleştirdiğimiz röportaj profilimizdeki linkte!