03/12/2018
Uzun süre tatlı yemediğimizde hiç aklımıza gelmez, bazen de durdurulamayan bir kriz şeklinde gelir ve bu tatlı isteğine yenik düşeriz. Peki bu isteğin sebebi nedir?
Uzun süre aç kalmaya bağlı oluşan kan şekeri dalgalanmaları, regl dönemleri ve hormonal problemler, vitamin eksiklikleri, insülin direnci, polikistik over sendromu, psikolojik yönelimler tatlı krizlerini tetikleyen faktörler arasındadır.
Temel prensip olarak uzun saatler boyunca aç kalırsak kan şekerimiz düşer ve oluşan hipoglisemiyle birlikte kan şekerinizi en hızlı yükseltecek basit şekerlere yönelimimiz artar. Sonra da “Canım çok fazla tatlı istiyor” diye düşünüp gördüğümüz ilk marketten çikolatayı alırız ve hemen tüketiriz. Bir de üzerine “oh rahatladım” deriz. Biz rahatladık diye düşünürken vücudumuz rahatlamıyor ve malesef kısır döngü içine girmiş oluyor. Halbuki vücudumuzu uzun saatler boyunca aç bırakmasak, çantamızda taşıyabileceğimiz ufak atıştırmalıklar tüketsek, azar azar, sık sık beslenmeyi alışkanlık haline getirsek bu problemi minimuma indirmiş olacağız.
Yani kısaca:
Uzun saatler boyunca aç kalmamalıyız.
Basit karbonhidrat tüketimimizi azaltıp kompleks karbonhidratlara yönelmeliyiz.
Beslenme programımıza lifli gıdaları eklemeliyiz.
Tatlı ihtiyacı duyduğumuzda vücudun susuzluğa karşı vermiş olduğu bir sinyal olabileceğini de düşünerek 1 bardak su içmeliyiz ve gün boyu su tüketimine dikkat etmeliyiz.
Karbonhidratların yanına protein kaynağı ekleyerek kan şekeri regülasyonunu dengelemeliyiz. (Örneğin: 1 porsiyon meyve + 2 tam ceviz içi veya 1 kase yoğurt)
Tabii ki porsiyon kontrolü yaparak zaman zaman tatlı da yiyebiliriz. Fakat burada doğru tatlıyı seçmeyi öğrenmek gerekir. Yapay tatlandırıcılardan uzak durulmalı, sütlü / meyveli tatlılara öncelik vermeliyiz veya beslenme uzmanınızın bilgisi dahilinde sevdiğimiz bir tatlıdan küçük bir parça tüketbeiliriz.