13/12/2025
Kaygı çoğu zaman “abartıyorum”, “takıyorum” diye küçümsediğiniz bir durum gibi görünür.
Oysa anksiyete; zihninizin sizi korumaya çalışan ama ayarları bozulmuş bir alarm sistemi gibidir.
Bazen gerçekte bir tehlike yokken bile vücudunuz mücadeleye hazırlanır; kalbiniz hızlanır, nefesiniz daralır, düşünceleriniz karışır.
Siz de fark etmişsinizdir…
Anksiyete sadece zihni değil, bedeninizi de yönetir. Uyku düzeniniz, iştahınız, karar alma süreçleriniz hatta ilişkileriniz bile kaygının görünmez etkisi altına girebilir.
Peki neden bu kadar yoruyor?
Çünkü zihniniz, geçmişte öğrendiği tehdit sinyallerini bugüne taşır.
Gerçekte risk olmasa bile — “ya olursa?” — diye başlayan düşünceler devreye girer.
Kontrol etmeye çalıştıkça artar; kaçındıkça güçlenir.
Anksiyete, doğru farkındalık ve profesyonel destekle yeniden düzenlenebilen bir sistemdir.
Siz kaygınızı tanıdıkça, o size hükmetmeyi bırakır.
“Kaygım gerçekten beni mi koruyor, yoksa artık beni sınırlayan bir döngüye mi dönüştü?”
Unutmayın: Anksiyete zayıflık değildir; ayar bekleyen bir alarmdır.
Ve o ayar, doğru destekle mümkündür.
Klinik Psikolog
Sezin Çelikkanat Mısırlı