Prof. Dr. Mübin Hoşnuter’in kısa özgeçmişi
1968 yılında İzmir’de doğdu. 1992 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1993-94 yıllarında Aksaray’da mecburi hizmetini tamamlayan Dr. Mübin Hoşnuter, 1994-2000 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim dalında ihtisas yaparak uzmanlığını aldı.
2000 yılında Zonguldak Karaelmas (Bülent Ecevit) üniversitesine yardımcı doçent olarak başlayan Dr. Hoşnuter, aynı üniversitede Doçent ünvanı alarak kariyerine devam etti. 2011 yılında El Cerrahisi yan dal uzmanlık belgesi alarak bu konudaki çalışmalarını derinleştirdi. 2011 yılında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’na öğretim üyesi olarak atandı ve burada profesör oldu. 2013 yılında Ağız Yüz ve Çene Cerrahisi uzmanlık belgesini aldı. 2011-2016 yılları arasında, İKÇÜ Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim dalı, El Cerrahisi Bilim Dalı ve Ağız Yüz Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapan Dr. Mübin Hoşnuter, üniversite bünyesinde 11 yataklı bir Kronik Yara Bakım Merkezi kurdu. Burada ağırlıklı olarak diyabetik ayak, venöz ülserler ve yatak yaralarının bakımları konusunda nitelikli hizmet verildi. Dr. Hoşnuter kariyeri boyunca hasta tedavisi yanında öğrenci eğitimi, asistan eğitimi, proje yürütücülüğü, üniversite bünyesinde yöneticilik görevleri gibi bilimsel ve idari faaliyetlerde bulunmuştur. Türk Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nce düzenlenen “Uzman” yarışmalarında birincilik ve diğer derece ödülleri olan Dr. Hoşnuter’in uluslararası dergilerde yayınlanmış 67 adet (bkz. Pubmed.com), ulusal bilimsel dergilerde yayınlanmış 46 adet makalesi ve bilimsel kongrelerde sunulmuş 100’e yakın bildirisi vardır. Makalelerine yapılan atıf sayısı 2017 itibarıyla 1023 adettir.
Estetik Cerrahi: Yüz gençleştirme, rinoplasti (burun estetiği), yüz germe, meme estetiği cerrahisi, vücut kontur düzeltme, liposuction, abdominoplasti (karın germe), ameliyatsız estetik müdahaleler, dolgu, botox.
Konjenital Cerrahi: Yarık dudak damak, hipospadias (peygamber sünneti), sindaktili (yapışık parmak), polidaktili (fazla parmaklılar).
El Cerrahisi: Parmak kopmaları, tendon ve sinir yaralanmaları, sinir sıkışması sendromları.
Rekonstrüktif Cerrahi: Mastektomi sonrası meme rekonstrüksiyonu, baş-boyun kanser cerrahisi, flep greft onarımları), kronik yara bakımı ve cerrahisi ( diyabetik ayak, yatak yaraları, varis ülserleri), maksillofasiyal cerrahi (yüz kemiği kırıkları), ortognatik cerrahi (çene ilerletme-geriletme, şekil bozukluklarının tedavisi…), mikrocerrahi.
CERRAHİ YAKLAŞIMIM
Cerrahi, bir insanın vücut bütünlüğüne özel aletlerle dışarıdan müdahale edilmesi anlamını taşıdığından, ister büyük ister küçük olsun, herkeste bir ürperti ve korku meydana getirir. Bu korku, bazen doktora bile gitmekten alıkoyarak kişiyi çok zor durumlara düşürebilir. Konu estetik cerrahi olduğunda, kişi cerrahi korkusuna ek olarak bir de toplum baskısıyla karşı karşıya kalır. “ Bu ameliyatı olamasan da olur”, “durduk yerde canını yakacaksın boş ver ameliyatı”, “biraz diyet ve sporla toparlarsın…”, veya ”estetik olmazsan ölecek değilsin ya…” gibi her kafadan ayrı bir ses çıkar. Yani estetik cerrahi olmaya karar vermiş bir kişi, bu korku ve baskıları aşarak doktora geldiğinden biraz ürkek, biraz kararsız, kime güveneceğini bilemez durumdadır. İnternet ortamındaki çok farklı bilgi yığınları da estetik adayının kafasını daha da karıştırmaktadır.
Bu noktada; bir estetik plastik cerrah olarak, hastanın güler yüzlü ve sevecen bir yaklaşımla karşılanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu zaten tüm branşlardaki hekimler için de geçerli bir kuraldır. Estetik cerrahi adayının çok iyi dinlenmesi ve olmayı düşündüğü ameliyattan beklentilerinin dikkatlice tespit edilmesi gerekir. Kişinin düşündüğü ameliyat onun için uygun olmayabilir. Örneğin, liposuction ile kilo vermeyi planlayan bir hastaya, bu işlemin kilo verdirmek amacıyla yapılmadığı net olarak anlatılmalıdır. Memeleri aşırı derecede sarkmış bir hastaya protez tedavisinin tek başına problemini çözmeyeceği, bir mastopeksi işleminin de eklenmesi gerektiği açıkça ifade edilmelidir. Böyle durumlarda, hasta kendi fikrinde ısrar ederse, ameliyatını yapamayacağımı kibarca ifade ediyorum. Çünkü oluşacak kötü sonuç, hem hastayı hem de doktoru mutsuz edecektir.
Diğer bir konu; ameliyatların muhtemel komplikasyonlarıdır. Çok nadir görülseler bile, hastaya bu istenmeyen kötü sonuçlarla karşılaşabileceğini önceden söylüyorum. Çünkü en tecrübeli ellerde bile bazı komplikasyonlarla karşılaşılabilmektedir. Bunlar kişinin kendi doku iyileşme kalitesinden, kullanılan malzemelerden, ortamın temizliğinden, tekniğin zorluk derecesinden kaynaklanıyor olabilir.
Ayrıca hastanın şikayetini giderecek en etkili tedavi metodunu seçerek onu tavsiye ediyorum. Yüzünde ileri derecede kırışıklık ve sarkmalardan şikayetçi bir hastaya gereken en iyi tedavi bir yüz germe operasyonu ise, bu hastaya lazer tedavisi veya ultrasonik germe teklif etmek bana çok dürüst bir yaklaşım olarak gelmiyor. Elinizde lazer cihazı var diye her hastaya lazer tedavisi yapmak, veya hiç bilmediğiniz bir ameliyat tekniğini yarım yamalak uygulamaya çalışmak mutsuz hasta sayısını arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Bunu hiç birimiz istemeyiz.
Sonuç olarak; hastaya karşı güler yüzlü, merhametli ve dürüst yaklaşım tarzı her iki tarafı da memnun etmekte ve hasta-doktor arasında güven duygusunun oluşmasına yol açmaktadır. Bu güveni oluşturmak ve devam ettirmek, cerrahi yaklaşımım için temel oluşturmaktadır.