16/11/2025
Bilinçaltın, alışkanlığı başlatan ipucuyla değil, sonunda verdiği hisle sözleşme yapar: güven, rahatlama, kontrol ya da görülme.
Davranış sıkıcı olsa bile, sonundaki mikro rahatlama “ödül” diye kaydolduğu için ona geri dönersin.
Nikotin, şeker, sürekli kontrol etme, erteleme ya da “herkesi kurtarma” bile çoğu zaman aynı duygusal ödülün farklı kapılarıdır.
Döngü basittir: ipucu → otomatik davranış → duygusal rahatlama; bilinçaltın üçüncü adımı istediği için ilk ikisini hızlandırır.
Ödül görünmez kaldıkça, davranış da sorgulanmadan güçlenir.
Değişim, davranışı zorla kesmekten çok, aranan ödülü daha sağlıklı bir yolla karşılamayı öğrenmekle başlar.
“Aslında şimdi neyi hissetmek istiyorum?” diye sorduğunda, çoğu alışkanlığın ardında “güvende” ya da “değerli” hissetme arzusu çıkar.
Bu içgörüyü yakaladığında, küçük yeni ritüellerle aynı ödülü üretirsen eski alışkanlıkların motivasyonunu kaybeder.
Farkındalık, ödülün adını koymaktır; öz-şefkat ise o ödülü kendine bilinçli biçimde verebilmektir.
Sonunda anlarsın: bağlandığın şey davranış değil, ruhunun bir anlığına söylediği “oh”tur—ve o “oh” başka yollardan da mümkündür.