fuat_ozgurer

fuat_ozgurer Uyguladığım Erickson Hipnoz Terapisi ile tüm sorunlarınızdan, kendi bilinçaltınızın Bilge

Bilinçaltın, alışkanlığı başlatan ipucuyla değil, sonunda verdiği hisle sözleşme yapar: güven, rahatlama, kontrol ya da ...
16/11/2025

Bilinçaltın, alışkanlığı başlatan ipucuyla değil, sonunda verdiği hisle sözleşme yapar: güven, rahatlama, kontrol ya da görülme.

Davranış sıkıcı olsa bile, sonundaki mikro rahatlama “ödül” diye kaydolduğu için ona geri dönersin.

Nikotin, şeker, sürekli kontrol etme, erteleme ya da “herkesi kurtarma” bile çoğu zaman aynı duygusal ödülün farklı kapılarıdır.

Döngü basittir: ipucu → otomatik davranış → duygusal rahatlama; bilinçaltın üçüncü adımı istediği için ilk ikisini hızlandırır.

Ödül görünmez kaldıkça, davranış da sorgulanmadan güçlenir.

Değişim, davranışı zorla kesmekten çok, aranan ödülü daha sağlıklı bir yolla karşılamayı öğrenmekle başlar.

“Aslında şimdi neyi hissetmek istiyorum?” diye sorduğunda, çoğu alışkanlığın ardında “güvende” ya da “değerli” hissetme arzusu çıkar.

Bu içgörüyü yakaladığında, küçük yeni ritüellerle aynı ödülü üretirsen eski alışkanlıkların motivasyonunu kaybeder.

Farkındalık, ödülün adını koymaktır; öz-şefkat ise o ödülü kendine bilinçli biçimde verebilmektir.

Sonunda anlarsın: bağlandığın şey davranış değil, ruhunun bir anlığına söylediği “oh”tur—ve o “oh” başka yollardan da mümkündür.

Bir soruyu kendine sormaktan korktuğunda, bilinçaltın o sorunun etrafında yeni sorunlar üretmeye başlar.Çünkü cevap verm...
12/11/2025

Bir soruyu kendine sormaktan korktuğunda, bilinçaltın o sorunun etrafında yeni sorunlar üretmeye başlar.
Çünkü cevap vermek istemediğin her soru, zihninde yarım kalmış bir denklem gibi sürekli arka planda çalışır.
Sen gündelik hayatına devam ettiğini sanırken, bilinçaltın o soruyu bastırmak için bahaneler, ertelemeler ve görünürde alakasız çatışmalar yaratır.
Kararsızlıkların, anlam veremediğin öfkelerin ve sebepsiz kaygıların çoğu, aslında sorulamamış bir sorunun gölgesidir.
Sorudan kaçtıkça, bilinçaltın “tehlike var” diye işaretlediği alanı büyütür ve seni daralan bir yaşam alanına hapseder.
Oysa o zor soruyu dürüstçe kendine sorduğun an, beynin bunu bir tehdit değil, çözülebilir bir görev olarak kaydetmeye başlar.
Bu anda bedendeki gerginlik azalır, çünkü gerçek tehdit dışarıda değil, içerdeki kaçış oyunundadır.
Kendine soru sormak, bilinçaltının karanlık odasına küçük bir pencere açmak gibidir; içeri giren ışık, yıllardır büyüttüğün gölgeleri küçültür.
Cevabını hemen bulamasan bile, o soruyla kalabilme cesareti, zihninde yeni sorunlar değil, yeni farkındalık yolları üretir.
Ve bir noktadan sonra anlarsın ki, hayatını zorlaştıran şey soruların kendisi değil, onlardan kaçmak için kurduğun karmaşık labirenttir.

2.Ulusal Hipnoz Kongresindeyiz,     .ozgurer
31/10/2025

2.Ulusal Hipnoz Kongresindeyiz, .ozgurer

Bastırdığın her duygu, bilinçaltında seni bekleyen bir davranış kalıbına dönüşür.O kalıp, senin yerine tepki verir; baze...
18/10/2025

Bastırdığın her duygu, bilinçaltında seni bekleyen bir davranış kalıbına dönüşür.
O kalıp, senin yerine tepki verir; bazen öfke olur, bazen suskunluk.
Birini affedemediğinde, aslında kendi içindeki bir parçayı serbest bırakamamışsındır.
Her bastırılmış his, yaşamında bir yerde yeniden karşına çıkar — farklı yüzlerle, aynı duyguyla.
Bilinçaltı unutmaz; sadece seni korumak için hatırlamıyor gibi yapar.
Kendine yönelttiğin her yargı, bir zamanlar başkasından duyduğun bir cümlenin yankısıdır.
Davranışlarını değiştirmek için önce o duygunun köküne dokunman gerekir.
Kök, genellikle en savunmasız olduğun yerde saklıdır.
Onu fark ettiğinde, zincir çözülür; tepki yerini bilinçli seçime bırakır.
Ve o an, ilk kez gerçekten özgürleşmeye başlarsın. #

Bilinçaltı sembollerle konuşur; kelimeleri değil, hisleri hatırlar.Çünkü hisler, zihnin arşivinde en eski ve en güvenili...
16/10/2025

Bilinçaltı sembollerle konuşur; kelimeleri değil, hisleri hatırlar.

Çünkü hisler, zihnin arşivinde en eski ve en güvenilir kayıtları saklar.

Bir koku, bir ses ya da bir bakış, yıllar önce bastırılmış bir duyguyu bir anda uyandırabilir.

Bilinç “unut” dese de, bilinçaltı her şeyi imgelerle kodlayarak saklar.

Her rüya, geçmişle bugün arasında köprü kuran sembolik bir dilin ürünüdür.

Sözcükler zihin için vardır, ama hisler ruhun hafızasında yankılanır.

Bu yüzden bazen bir kelime değil, bir sessizlik bile içimizde bir hikâyeyi başlatır.

Bilinçaltı seni kelimelerle değil, tekrarladığın davranışlarla konuşturur.

Onun dili mantık değil, çağrışım ve duygudur; bu yüzden onu çözmek analiz değil, sezgi ister. #

Kendini affetmeyi öğrenirsen, geçmiş seni hâlâ cezalandırabilir mi?Her pişmanlık, kalbinde yankılanan bir hatırlatma gib...
10/10/2025

Kendini affetmeyi öğrenirsen, geçmiş seni hâlâ cezalandırabilir mi?
Her pişmanlık, kalbinde yankılanan bir hatırlatma gibidir; ama affetmek, o yankının içindeki sessizliği bulmaktır.
Geçmiş, seni ancak suçlulukla bağlı kaldığın sürece yönetir.
Kendini affetmek, bir zamanlar cezalandırdığın masum yanına sarılmaktır.
Her insan hata yapar, ama herkes o hatanın içinden doğmayı bilmez.
Affetmek unutmak değildir; artık aynı acıyı taşımamayı seçmektir.
Kendine şefkatle baktığında, geçmiş bir düşe dönüşür — öğretici ama zararsız.
Vicdan, seni cezalandırmak için değil, hatırlatmak için konuşur.
Kendini affetmek, geçmişin zincirini gevşetip bugüne yer açmaktır.
Çünkü bazen affetmek, hayatta kalmanın en sessiz ama en asil yoludur.

“Bilinçaltın anlamla iyileşir; çünkü dışarıda yaptığın her şey, içeride tamamlanmamış bir hikâyeyi onarmaya çalışır.”Bil...
09/10/2025

“Bilinçaltın anlamla iyileşir; çünkü dışarıda yaptığın her şey, içeride tamamlanmamış bir hikâyeyi onarmaya çalışır.”
Bilinçaltı, kelimelerden çok sembollerle konuşur; senin her davranışın, o sembollerin dış dünyaya tercümesidir.
Birine dokunduğunda, aslında kendi içindeki eksik parçaya uzanırsın.
Bir şeyi reddettiğinde, çoğu zaman onun sende bıraktığı eski bir yarayı korumaya çalışırsın.
Bir şeyi tutkuyla istediğinde, o arzunun kökünde yarım kalmış bir sevgi çağrısı vardır.
Hayat, içindeki görünmeyeni sahneye taşımak için dışarıda roller dağıtır.
Senin için doğru kişi ya da olay, hep eksik olan yanını tamamlayacak şekilde belirir.
Bilinçaltı, seni cezalandırmaz; sadece seni uyandırmaya çalışır.
Anlam bulduğunda, o hikâye artık tekrar edilmek zorunda kalmaz.
Ve işte o zaman, dışarıdaki dünya susar; çünkü içerideki yara nihayet anlatılmış olur. #

Her duyguyu bir misafir gibi ağırlayıp, ayrılışına da veda edebilen ruh; işte o, tutunmamayı öğrenmiştir.Zira hakikat, n...
04/10/2025

Her duyguyu bir misafir gibi ağırlayıp, ayrılışına da veda edebilen ruh; işte o, tutunmamayı öğrenmiştir.
Zira hakikat, ne gelen duygudadır ne giden düşüncede — aradakinde, sükûnun ince çizgisindedir.
Ruh, her geleni sevecen bir ev sahibi gibi karşılar; çünkü bilir ki, hiçbir misafir sonsuza dek kalmaz.
Öfke de gelir, sevinç de… ama onlar kalmaya değil, öğretmeye uğrar.
Tutunmak, bir duygunun mezar taşını dikmektir; oysa geçip gitmesine izin vermek, ruhun nefesidir.
Gerçek özgürlük, hiçbir duyguyu hapsetmemekte, hiçbir düşünceye zincir vurmamaktadır.
İçinde fırtına koparken bile gökyüzü berrak kalmayı başarır; bilge ruh da öyledir.
Çünkü bilir ki, hiçbir fırtına sonsuz değildir — tıpkı hiçbir mutluluğun da kalıcı olamayacağı gibi.
O, geçiciliğin içinde kalıcılığı; sessizliğin içinde anlamı duymayı öğrenmiştir.
Ve sonunda anlar: tutunmamayı öğrenen, aslında kendini bırakmayı değil, varoluşun ritmine güvenmeyi öğrenmiştir.
#

El, taşıyamadığı taşı bırakır; dil de taşıyamadığı hakikati.Söz kabı dar olduğunda, anlam taşar ve gürültüye karışır.Ses...
01/10/2025

El, taşıyamadığı taşı bırakır; dil de taşıyamadığı hakikati.
Söz kabı dar olduğunda, anlam taşar ve gürültüye karışır.
Sessizlik, hakikatin sığındığı en geniş oda olur.
Orada ego susar, gölge görünür ve yargı yerini görmeye bırakır.
Nefes kadar sade bir duruş, bin cümleden daha ağır basar.
Söz, sessizlikte demlenince keskinliğini değil, berraklığını kazanır.
Duymanın sanatı, söylemekten önce içteki uğultuyu durdurmaktır.
Hakikat, çağırdığın kadar değil, sustuğun kadar yaklaşır.
Konuşmak sorumluluktur; sessizlik ise söze liyakat kazandıran sınav.
Ve nihayet, dil hakikati taşıyacak güce eriştiğinde, kelimeler az; yankısı uzun olur.
#

“Hayat, benim için değil; benimle birlikte akıyor.”Hayat, beni sürükleyen bir nehir değil; içimdeki akışla beraber yön b...
28/09/2025

“Hayat, benim için değil; benimle birlikte akıyor.”
Hayat, beni sürükleyen bir nehir değil; içimdeki akışla beraber yön bulan bir denizdir.
O, bana hizmet eden bir köle değil; yanımda yürüyen bir yoldaştır.
Bazen rüzgâr gibi önüme eser, bazen yağmur gibi üzerime yağar; ama her seferinde içimdeki ritme uyum sağlar.
Ben ondan ayrı değilim, o da benden bağımsız değil.
Her nefeste, her adımda, aramızda görünmez bir senfoni çalar.
Mutluluk, bu uyumu fark ettiğimde başlar; acı ise ona direnmeye kalktığımda büyür.
Hayat, bana karşı değil; benimle yan yana dans ediyor.
Benimle susuyor, benimle konuşuyor, benimle nefes alıyor.
Ve ben, sonunda anlıyorum: Hayatın sırrı, onunla kavga etmekte değil; onunla birlikte akmayı öğrenmektedir.

1 Ne kimseden üstün olma derdine düş, çünkü başkalarının üzerinde kurduğun her taht, aslında içindeki boşluğun maskesidi...
25/09/2025

1 Ne kimseden üstün olma derdine düş, çünkü başkalarının üzerinde kurduğun her taht, aslında içindeki boşluğun maskesidir.

Ne de kendi özünü görmezden gel, çünkü başkalarının gözleriyle bakarken kendi ışığını söndürürsün.

Hakikat, ne kibirin sert duvarlarında ne de inkârın karanlık dehlizlerinde bulunur.

Hakikat, tevazu ile farkındalığın aynı kalpte yan yana nefes aldığı anda yeşerir.

Tevazu seni yere bağlar; köklerin toprağa iner ve fırtınalarda savrulmazsın.

Farkındalık ise göğe kanat açar; ruhunun ufuklarını görmeni sağlar.

Kibir seni yüceltmez, sadece gölgene esir eder; oysa tevazu seni özgürleştirir.

Kör bir itaat seni büyütmez, sadece seni küçültür; oysa farkındalık, özündeki cevheri açığa çıkarır.

Bir insan, ancak hem alçakgönüllü olup hem de kendi özünün değerini unutmadan yaşadığında gerçek dengeyi bulur.

Ve işte o denge, insanı hakikatin bahçesine götüren görünmez kapının anahtarıdır.

#

Address

Manavgat

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00
Sunday 09:00 - 17:00

Telephone

+905065322693

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when fuat_ozgurer posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category