Sağlık Bulvarı

Sağlık Bulvarı Halk sağlığına yönelik bilgiler içerir.

06/08/2025
28/07/2025

Alzheimer dan korunma

28/07/2025

Sıcak yaz günleri için bazı öneriler.

Send a message to learn more

30/06/2025
20/06/2025

Mide Ağrısına İyi Gelen Öneriler

İnsanların büyük bir bölümü mide ağrısıyla yaşamlarının belli dönemlerinde karşılaşabiliyor. Dönem dönem yaşam konforunu bozan bu sorundan kurtulmak için ağrının kaynağının belirlenmesi gerekiyor. Sorunun esas nedenine göre uzman hekimler tarafından verilen bazı ilaçlar ile her evde bulunabilen bazı besinler ile bitki çayları ağrıyı bir süreliğine hafifletebiliyor. Mide ağrısına eşlik eden kanama, kilo kaybı, sarılık, iştahsızlık, boğazda takılma hissi, erken doyma veya kansızlık varsa, vakit kaybetmeden mutlaka uzman bir hekime başvurulması hayati önem taşıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, mide ağrısı ve nedenleri hakkında bilgi verdi.

Ağrının karakteri kaynağına işaret ediyor

Halk arasında iman tahtası olarak bilinen bölgenin üzerinde, göğüs ön bölgesinin altında, karnın üst bölgesindeki ağrı çoğu zaman mide ağrısı olarak adlandırılmaktadır. Ağrı bazen tek noktada başlayarak genellikle sırta, sağa- sola ve bazen göğüs bölgesine yayılabilir. Ağrı kıvrandırıcı, gece uykudan uyandıran şekilde olabileceği gibi uzun süreli sabit bir ağrı da olabilmektedir. Ağrının karakteri, yayılımı, aç veya tokken ortaya çıkması ve eşlik eden durumlara göre kaynağı belirlenir.

Alarm semptomları varsa…

Hastalar tarafından bu bölgenin ağrısı sıklıkla mide ağrısı olarak tanımlansa da başka sorunlar bu ağrıya neden olabilir. Safra kesesi taşı, pankreas iltihabı, kalp ağrısı, kas ağrısı mide ağrısın sebep olabilir. Bu ayrımın yapılabilmesi için ultrason, endoskopi ve EKG yapılması ayrıca hastalardan kan tahlilleri istenmesi gerekebilir. Ağrı uzun süredir devam ediyor, evde uygulanan basit yöntemler ile geçmiyor ve ‘alarm semptomu’ olarak nitelendirilen kanama ve kilo kaybı gibi durumlar varsa mutlaka hastaneye başvurulması gerekir.

Mide ağrısına bu sorunlar eşlik edebilir

Mide ağrısı olanlarda ağrı ile beraber bulantı bazen de kusma görülebilmektedir.
Ağrı sebebi reflü ise göğüs ön bölgesinde yanma ve yediklerin geriye kaçması, yutmada zorluk, öksürük, ses kısıklığı, boğazda gıcıklanma gibi şikayetler de ortaya çıkabilir.
Mide ülseri ağrıları genellikle açlık durumunda yani geceleri artar.
Pankreası ilgilendiren hastalıklarda ise sırt ağrısı ve kuşak tarzı ağrı çok belirgindir.
Safra kesesi taşına bağlı olan durumlarda genel de sağ üst tarafta yemeklerden sonra şiddetli ağrı olur.
Mide ağrısı ile beraber sol kola ve boyuna yayılan ağrıya, nefes alamama, terleme gibi durumlar eşlik ediyorsa mutlaka kalp krizi de akılda tutulmalıdır.
Mide ağrısı bazen baş ağrısına da sebep olur.
Hamilelikte artan karın içi basınca bağlı olarak reflü ve mide sıkıntıları ve mide ağrısı artar.
Mide ağrısı için yapılması gerekenler

Her mide ağrısı durumunda mutlaka hastaneye başvurmaya gerek yoktur. Öncelikle evde uygulanabilecek kolay yöntemler denenmeli ve şikayetler geçmezse hastaneye gidilmelidir.
Bu konu ile ilgili güncel kılavuzlarda hastanın ilk defa mide ağrısı oluyor, şikayetleri haftada 1-2 kez gibi az sayıdaysa evinde bulunan anti asit olarak bilinen çiğneme tabletleri veya şurupları (etken maddesi sodyum aljinat + bikarbonat olan reflü baskılayıcı) geçici süreli kullanabilirler. Bu şurupların çoğunda aslında karbonat vardır. Onun için evde 1 bardak suya 1 kaşık karbonat atılıp hazırlanan bir karışım da çoğu zaman mideye iyi gelebilmektedir.
Bu çiğneme tabletleri veya şuruplardan fayda görmeyen kişilerde nispeten daha güvenli olan etken maddesi famotidin benzeri ilaçlardan günde 1 defa alınabilir.
Aslında her evde bulunan mide asidini baskılayan mide koruyucu ilaçlar da (proton p***a inhibitörü ilaç grubu) doktora danışılarak günde 1 defa sabah aç karnına alınacak şekilde başlanabilir. Eğer bu ilaçlar alınacaksa bunların 1 ay boyunda devamlı bir şekilde kullanılmasını tavsiye edilir. Bu ilaçların etkisi genelde 3-5 güne başlamaktadır.
Reflü ve mide ağrısı için özellikle asitli içecekler ve gıdalardan uzak durulması, çay kahve tüketiminin azaltılması, alkol ve sigara kullanılmaması, yatak başının yükseltilmesi, yemek yedikten sonra hemen yatılmaması gibi önlemlere de dikkat edilmelidir.
Sakız çiğnemek çoğu zaman mideye iyi gelir ama sakız şekerli veya tatlandırıcılı ise gaz şikayetine yol açabilir.
Karnı sıkacak kıyafetlerden uzak durulması, karın bölgesinin gevşetilmesi de önerilebilir.
Özellikle yağlı yemekler safra taşına bağlı olan ağrıları artırabileceği için uzak durulmalıdır.
Spor egzersiz iyidir ama ağır egzersizlerde karın içi basınç artıp mide şikayetlerini artırabilir.
Yaşam kalitesini düşüren ve sürekli periyodik olarak tekrarlanan mide ağrısının yok olması için hayat ve beslenme tarzında değişiklik yapılması gerekebilir. Bu aşamada dengeli ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli spor ve aktivite şikayetleri azaltacaktır. Yeterli miktarda su tüketimi ve mide ağrısını azalabilecek doğal besinleri tüketmek yararlı olabilecektir. Bazı besinlerin mide ağrısına iyi geldiği bilinmektedir. Her evde bulunan bazı besin maddelerini tüketmek ve bitki çayları mide ağrısına çözüm olabilmektedir. Ancak buna rağmen ağrı geçmiyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Doç. Dr. Mustafa Kaplan

Send a message to learn more

Meme Kanserine Karşı Akdeniz'in Altın İksiriZeytinyağı ve Meme KanseriSabah güneşi, Akdeniz’in zeytin ağaçlarını ısıtırk...
04/06/2025

Meme Kanserine Karşı Akdeniz'in Altın İksiri

Zeytinyağı ve Meme Kanseri
Sabah güneşi, Akdeniz’in zeytin ağaçlarını ısıtırken sofraya konan bir tabak zeytinyağlı domates sadece lezzet değil, umut da taşıyor olabilir. Son araştırmalar, zeytinyağı ve meme kanseri arasında güçlü bir bağ olabileceğini gösteriyor.

Özellikle ER negatif meme kanseri riskini azaltma potansiyeli, bu altın sıvıyı bir sağlık kalkanına dönüştürüyor.

Zeytinyağının sağlık faydaları, artık sadece kalp ve damarlarla sınırlı değil; meme kanseri için doğal korunma yolları arayanlar için de önemli ipuçları sunuyor.

Yüzyıllardır süregelen Akdeniz diyeti, şimdi bilimsel olarak da meme kanseri riskini azaltma yolunda umut vadediyor.

Peki, bir kaşık zeytinyağı gerçekten hayat kurtarabilir mi?

Zeytinyağının Sağlık Faydaları
Bir sabah, Ege’nin güneyinde küçük bir köyde, 78 yaşındaki Zehra, zeytin ağaçlarının gölgesinde kahvaltısını yapıyordu.

Masasında domates, beyaz peynir, taze ekmek ve her zamanki gibi bolca zeytinyağı vardı.

“Annem de böyle yerdi” dedi gülümseyerek. “Zeytinyağı candır.”

Peki, Zehra’nın bu sade ama güçlü alışkanlığı aslında bilimsel olarak da bir koruyucu melek olabilir mi?

Zeytinyağını Sadece Salataya mı Döküyorsunuz?
European Journal of Cancer’ın Haziran 2025 sayısında yeni yayımlanan bir çalışma, bu altın sıvının sadece lezzet değil, sağlık açısından da ciddi bir fark yaratabileceğini gösterdi.

İtalya’da yürütülen Moli-sani çalışması kapsamında 11.442 kadının verileri 13 yıldan uzun süreyle takip edildi.

Araştırmacılar, günde üç yemek kaşığından fazla zeytinyağı tüketen kadınların, meme kanseri riskinde belirgin bir azalma yaşadığını ortaya koydu.

Şaşırtıcı mı geldi? Belki de değil.

Ama asıl sürpriz, bu koruyucu etkinin özellikle hormon reseptörü negatif (ER−, PR− ve HER2−) meme kanseri türlerinde çok daha belirgin olmasıydı.

Zetinyağı ve Meme Kanseri Denkleminde Her Damla Bir Kalkan Gibi
Her bir yemek kaşığı zeytinyağının, adeta görünmez bir kalkan gibi işlev gördüğünü hayal edin.

ER-negatif meme kanseri riskini %68 oranında azaltıyor!

Evet, yanlış okumadınız. Bu, “ilaç gibi besin” tanımına tam anlamıyla uyan bir etki.

Peki, neden özellikle bu alt tipler?

Çünkü bu türler genellikle daha agresif seyrediyor ve tedavi seçenekleri sınırlı.

İşte bu yüzden, koruyucu etkisi olan her yaşam tarzı alışkanlığı altın değerinde.

Düzenli zeytinyağı tüketimi ER-negatif meme kanseri riskinde %68 oranında azalma sağlıyor!

Zetinyağı ve Meme Kanseri Mucizesi
13 yıl boyunca sürdürülen büyük çaplı bir çalışmada, 11 binden fazla kadının sağlık öyküsü dikkatle incelendi.

Bu uzun yolculukta, 295 kadında meme kanseri tanısı kondu.

Ancak fark yaratan nokta, kadınların mutfağında gizliydi: zeytinyağı tüketimi.

Araştırmacılar, her gün en az üç yemek kaşığı zeytinyağı tüketen kadınlarla, yalnızca iki kaşıkla yetinenleri karşılaştırdığında ortaya çarpıcı farklar çıktı:

Genel meme kanseri riski %29 oranında azalmıştı

Premenopozal (menopoz öncesi) meme kanseri riski %20 azalmış görünüyordu

Postmenopozal (menopoz sonrası) meme kanseri riski ise %30 daha düşüktü

Ama asıl etkileyici bulgular, meme kanserinin bazı alt tiplerinde ortaya çıktı:

Her ekstra yemek kaşığı zeytinyağı, ER negatif meme kanseri riskini %68 oranında azaltıyordu

Progesteron reseptörü negatif (PR-) meme kanseri riski de önemli ölçüde azalmıştı

Hem ER- hem PR- olan türlerde bu risk azaltıcı etki yine %68 düzeyindeydi

HER2 negatif meme kanseri riski ise %46 daha düşüktü

Kısacası, sadece bir yemek tercihi gibi görünen bu alışkanlık, aslında kadınların yaşam yolculuğunda onları sessizce koruyan görünmez bir kalkan olabilir.

Zeytinyağı burada yalnızca bir besin değil, adeta bir sağlıklı yaşam manifestosu gibi duruyor.

Peki, Bu Bilgiler Ne Kadar Güvenilir?
Bir kere söz konusu çalışma dünyanın saygın bilimsel dergileri arasında yer alan European Journal of Cancer’da yayımlandı.

Elbette gözlemsel nitelikte olduğu için doğrudan nedensellik ilişkisi kurmak mümkün değil.

Ama unutmayalım ki, bu çalışmanın yanında yapılan sistematik bir derleme de, özellikle vaka-kontrol çalışmalarında zeytinyağının koruyucu etkisini doğruluyor.

Ve işin en dikkat çekici yanı şu: Zeytinyağı tüketimi, Akdeniz diyetinin temel taşlarından biri.

Yani bir yandan sağlığımızı koruyor, diğer yandan kültürel mirasımıza sahip çıkıyoruz.

Sahi, En Son Ne Zaman Zeytinyağlı Yaprak Sarma Yediniz?
Belki de annemizin mutfağından gelen o mis gibi kokular, yalnızca damağımıza değil, hücrelerimize de iyi geliyordur.

Zeytinyağlı yemekler, sadece birer nostalji değil; aynı zamanda geleceğimizi şekillendiren birer sağlık yatırımı olabilir.

Bazen küçük tercihler, büyük etkiler yaratır.

Bu yazıyı okuduktan sonra mutfağa gidip zeytinyağ şişesini elinize alırsanız, hatırlayın: Her damlasında binlerce yıllık bilgelik ve belki de hayat kurtaran bir güç gizlidir..

Özetle, Zeytinyağı ve Meme Kanseri...
Bazen büyük değişimler, küçük tercihlerle başlar demiştim;

Soframıza koyduğumuz bir yemek kaşığı zeytinyağı, yalnızca bir besin değil aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir önleyici sağlık adımıdır.

Zeytinyağı ve meme kanseri arasındaki bu güçlü bağ, özellikle ER negatif meme kanseri riskini azaltma konusundaki verilerle artık daha görünür.

Zeytinyağının sağlık faydaları, bedenimize olduğu kadar ruhumuza da iyi gelirken, meme kanserine karşı doğal korunma yolları arayanlara umut oluyor.

Belki de çözüm, uzaklarda değil — çoktan mutfağımızda, kalbimizde ve Akdeniz’in sade ama güçlü geleneklerinde saklı.

Akdeniz diyeti ile meme kanseri riskini azaltmak, sadece bir sağlık stratejisi değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olabilir.

Yazının linki:

Zeytinyağı, özellikle ER negatif meme kanseri riskini azaltabilir. Zeytinyağı ve meme kanseri ilişkisini keşfedin.

22/05/2025
17/05/2025

TUVALETTE TELEFON KULLANMAK
SAĞLIĞINIZI TEDHİT EDİYOR
Sessizliğin Gücü: Dijital Detoksun En Beklenmedik Alanı
Modern yaşam alışkanlıkları bizi her an bağlı olmaya zorluyor. Bildirimler, ekranlar ve sosyal medya girdabında gerçek bağlantıyı unutur hale geldik. Oysa bazen zihinsel sağlık ve bedensel iyilik için yapmamız gereken tek şey… elimizdeki telefonu bırakmak. Özellikle de tuvalette. Evet, yanlış duymadınız. Tuvalette telefon kullanmak, yalnızca farkındalığımızı değil, pelvik sağlığımızı da tehdit ediyor — hatta hemoroid riskini bile artırabiliyor.

Oysa bu birkaç dakikalık yalnızlık, dijital detoks için eşsiz bir fırsat olabilir…

📱🚽 Modern Hayatın Tehlikeli Alışkanlıklarından Biri: Tuvalette Telefon Kullanmak
Yıllardır çoğumuzun itiraf etmekten çekindiği bir alışkanlıktır bu: tuvalette telefon kullanmak…

“Zaman kazanıyorum”, “Haberleri okuyorum”, “Sadece bir tweet bakacağım…” diyoruz.

Ancak son araştırmalar, bu alışkanlığın yalnızca zamanımızı değil, sağlığımızı da çaldığını ortaya koyuyor.

3–6 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenen Digestive Diseases Week (DDW) 2025’te sunulan bir bilimsel çalışmaya göre, akıllı telefonlarını tuvalette kullanan bireyler kullanmayanlara göre %46 oranında daha fazla hemoroid riski taşıyor.

Evet, yanlış duymadınız.

Tuvalette geçirilen birkaç “ekstra” dakika, düşündüğünüzden çok daha pahalıya mal olabilir.

Sessiz Tehlike: Konforun Bedeli
Kongrede paylaşılan bu araştırma, ekran başında geçen birkaç dakikanın, pelvik bölgede kan akışını olumsuz etkileyebileceğini ve bunun da hemoroid riskini artırdığını gösteriyor.

Katılımcıların %66’sı tuvalette telefon kullandığını söylerken, %55’inden fazlası “çoğunlukla” telefonu elinden bırakmadığını ifade etmiş.

Peki ne yapıyoruz o sırada?

📍%54 haber okuyor
📍%44 sosyal medyada geziyor
📍%30 mesajlaşıyor ya da e-postalarına bakıyor

Ama belki de bu anda yapmamız gereken şey… sadece oturmak ve işimizi bitirip kalkmak.

Modern Çağın Ters Paradoksu
Modern hayatın bize sunduğu teknoloji sayesinde her an her yerde “bağlantıda” olduğumuzu sanıyoruz.

Oysa bazen bağlantı kurmak için bağlantıyı kesmek ve kadim öğretilere kulak vermek gerekiyor.

Çünkü gerçek refah (well-being), sadece fiziksel değil, zihinsel, duygusal ve dijital dengemizi de içeriyor.

Tuvalet aslına bakarsanız günümüzün hızlı hayatında dijital molanın alınabileceği nadir yerlerden biri olabilir - tabii eğer istersek…

Telefonu dışarıda bırakmak, sadece bedenimize değil, zihnimize de nefes aldırır. Aynı zamanda yaşamın “gerçek zamanlı” akışına bağlanmak için eşsiz bir fırsattır.

Belki o birkaç dakikayı derin bir nefes almak, gün içinde minnettarlık duyduğumuz bir şeyi düşünmek ya da sadece sessizliğin tadını çıkarmak için kullanabiliriz.

Değişim Küçük Başlar
Bu yazıyı okuduktan sonra bir karar alın ve bir sonraki tuvalet ziyaretinizde telefonunuzu dışarıda bırakın.

İlk başta garip gelecek, belki biraz sıkıcı. Ama kısa sürede bu alanın size ne kadar iyi geldiğini fark edeceksiniz.

Unutmayın, daha sağlıklı bir yaşam, bazen en küçük alışkanlıkların yeniden tasarlanmasıyla başlar.

Tuvalette geçirilen zamanı “dijital detoks” için bir fırsat olarak görmeye başladığınızda, yalnızca hemoroidden değil zihinsel yorgunluktan da korunmuş olursunuz.

Telefonunuzu dışarıda bırakın.

Kendinize dönün.

Sağlığınıza yatırım yapın.

✨ Çünkü bazen en büyük dönüşüm, en sessiz yerde başlar…
https://cuneytyardimci.com/tuvalette-telefon-kullanmak-sessizce-sagliginizi-tehdit-ediyor/

Send a message to learn more

Address

Mersin

Opening Hours

Monday 08:00 - 18:00
Tuesday 08:00 - 18:00
Wednesday 08:00 - 18:00
Thursday 08:00 - 18:00
Friday 08:00 - 18:00

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Sağlık Bulvarı posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Sağlık Bulvarı:

Share