23/07/2025
Dijital Çağda Ebeveyn Olmak: Sınırlar, Bağlar ve Gerçeklik Arasında
Psikolog Elif Bülbül
21. yüzyılda çocuk büyütmek, artık yalnızca fiziksel dünyayı değil, dijital dünyayı da yönetmeyi gerektiriyor. Oyuncak kutularının yerini tabletler alırken, çocuklar artık masalları büyüklerinden değil, bir videodan dinliyor. Bu değişim ebeveynlik rollerini de dönüştürüyor. Peki bu dijital dünyada ebeveynler olarak nerede durmalıyız?
🔆1. Dijital Doğal Ortam: Çocuğun Dünyası Değişti
Bizler dijital dünyaya sonradan dahil olduk; ama çocuklarımız onun içine doğdu. Bu yüzden teknoloji onların doğal dili, oyun alanı ve bazen de duygusal kaçış noktası hâline gelebiliyor.
Çocukların dijital araçları kullanması sadece eğlenmek için değil; öğrenmek, ilişki kurmak ve dünyayı tanımak için de bir yol. Ancak bu araçları nasıl ve ne kadar kullandıkları, onların gelişimlerini ciddi şekilde etkileyebilir.
🔆2. Ekran Kullanımı: Süre mi, İçerik mi?
“Günde kaç saat ekran izlemeli?” sorusu ebeveynlerin en sık sorduğu sorulardan biri. Ancak sadece süreye odaklanmak, dijital ebeveynliğin çok boyutlu yapısını göz ardı etmek olur. Şu sorular da en az süre kadar önemli:
• İçerik ne kadar yaşına uygun?
• Ebeveyn eşliği var mı, çocuk izlediğini kiminle paylaşıyor?
• Ekran izledikten sonra davranışları nasıl değişiyor?
• Teknoloji bir ödül veya ceza aracı hâline mi geliyor?
Ekran karşısında geçirilen zamanı değil, bu zamanın nasıl geçtiğini anlamaya çalışmak daha etkili bir yaklaşım sunar.
🔆3. Rehberlik Etmek: Yasaklamak Değil, Anlamlandırmak
Dijital çağda ebeveynlik artık bilgi aktarmaktan çok, birlikte bilgiye ulaşmayı ve onu anlamlandırmayı gerektiriyor.
Çocuğunuza “Bu oyunda ne yapıyorsun?” diye sormak, sadece oyunla değil, onun duygusal dünyasıyla da bağ kurmanızı sağlar. Yasaklamalar çoğu zaman merakı artırırken, açıklayıcı ve katılımcı bir tutum çocuğun dijital dünyayla kurduğu ilişkiyi sağlıklı bir zemine taşır.