Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi/Psikiyatri

Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi/Psikiyatri Uzm. Dr. Hasan Basri İZGİ/Psikiyatri

Doktor Bilgileri
Adı - Soyadı :
Hasan Basri İzgi
Mezun Olduğu Okul / Yıl :
Erciyes Üniversitesi Tıp Fak. / 1997
Uzman Olduğu Klinik / Yıl :
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD / 2005
Yabancı Dil :
İngilizce

Deneyimi 2014-Halen Muayenehane, Psikiyatri uzmanı

Tıbbi İlgi Alanları
Biyolojik psikiyatri, Affektif bozukluklar, Psikofarmakoloji, Kronik yorgunluk sendromu

Mesleki Üyelikler
- Türk Psikiyatri Derneği
- İstanbul Tabipler Birliği

Altmış beş yaşı geçtikten sonra göz ardı edilemez sağlık sorunları hayata hâkim oluyorlar. Şayet kişinin bir de farkında...
21/07/2025

Altmış beş yaşı geçtikten sonra göz ardı edilemez sağlık sorunları hayata hâkim oluyorlar. Şayet kişinin bir de farkındalığı yoksa hastalıklarına rağmen kendini korumayı akıl edemiyor. Örneğin kemik erimesi yokmuş gibi yaşına uygun olmayan davranışlarda bulunuyor ve düşmeye bağlı kemik kırıkları yaşıyor. Tedavisi güçleşen kırık için uzun soluklu yatak istirahati gerekebiliyor ve kırıktan hâsıl olan bir pıhtı ölüm nedeni olabiliyor. Hulasa insan gençken depreme dayanıklı ve sıfır bina gibi. Yıllar içinde binada çürüme ve yaşlılık meydana geliyor. Üstelik bu çürümeye şeker ve kalp hastalığı gibi kronik sorunlar da eşlik ediyorsa artık bina sit alanı haline geliyor ve operasyon veya ilaç tedavisi gibi bir çivi dahi çakılamıyor”. Hüzün yerini neşeye bıraktı ve hafifçe güldüler. Hoca gülümseyerek devam etti: “çevremi saran gençler benden gençlik iksirimi sormaktalar: “şunların her birinden bir tutam katıp karıştırın ve tüm hücrelerinize nüfuz edecek miktarda bir ömür boyu kullanın” diye yol göstermekteyim: sabah sizi gülücüğü ile uyandıran bir evlat, kendinizi bulduğunuz şefkatli bir eş, varlığına şükrettiğiniz anne, baba ve kardeş gibi kişiler, güler yüzlü iş arkadaşları, sığındığınız dost, tatmin eden bir iş, helal lokmaya vesile olan bir kazanç, aidiyet hissettiğiniz bir topluluk, dinlendirici ve biyolojik ritme uygun uyku, yeterli miktarda doğal beslenme, rahatlatıcı dozda cinsellik, gücünüzü artıran egzersiz ve spor, haz aldığınız tiyatro, konser ve sergi gibi sanatsal faaliyetler, ok*ma, konferans ve araştırma aracılığı ile zenginleştiren bilgi, üretkenliğinizi sağlayan hobiler, olumlu geri bildirim sağlayan iyilikler, sevindirdiğiniz yetimler, duasını aldığınız yaşlılar, kahve içebildiğiniz komşular, bakım verdiğiniz hayvan ve bitki gibi bir canlı, yüreğinizdeki vatan sevgisi ve her an yanınızda olduğunu bildiğiniz bir Sahip. Haydi şifası Allah’tan”.

Vestiyer görevlisi yoktu da anatomi laboratuvarının hizmetlisi, yılların personeli vardı. Bizler de vestiyerde duran kür...
18/07/2025

Vestiyer görevlisi yoktu da anatomi laboratuvarının hizmetlisi, yılların personeli vardı. Bizler de vestiyerde duran kürkler ve mantolar gibi onlara bakıyorduk ve inceliyorduk sanki bir zaman önce yaşayan insanlar değillermiş gibi. Diğer taraftan kadavralardan daha şanslı olan kürkler ve mantolar ise özel ritüeller ile kefenlendikten sonra daha korunaklı vestiyerlerde muhafaza ediliyorlardı ta ki çürüyüp topraktan bir parça olana kadar. Sağlığımız, gençliğimiz, güzelliğimiz ve gösterişli bedenimiz baki değil. Günü geldiğinde düğün salonundaki vestiyer misali mezarımıza hepsini bırakacağız ve ruhumuz ile mutlak salona toparlanacağız”. Dostlar hüzünlendiler. “Yaşlandığımızı hatırlatmasan olmaz değil mi?” diye çıkıştı Hüseyin: “insani bir hatadır ki gençlik hiç elden gitmeyecekmiş gibi sağlığını ihmal etmek ve yaşlılıkta da sağlık için maddi ve manevi tüm birikimlerini bitirmek. Gençlikte ne güzel! Her bir sağlık sorununa çözüm bulmak daha kolay. Hızlı iyileşme imkânı söz konusu olabiliyor. En kötüsü olan kanser dahi alt edilebiliyor da şifaya ulaşılabiliyor. Hele bir de sağlık sorunu yoksa hoyratça beden kullanılıyor ki tıka basa yeniliyor, sigara paketleri havada uçuşuyor veya alkol ve maddenin dibine vuruluyor. Otuz beş-kırk yaşından sonra ilk sinyaller beden tarafından verilmeye başlanıyor. Ancak o sinyalleri dikkate alıp da kendine mukayyet olabilene aşk olsun! İhmaller ve ertelemeler zinciri başlıyor. Hastalıklara ve yaşlanmaya karşı isyan ve inkâr çabalarına vakit harcanıyor.

Nihayetinde insana yolculuk vakti geldiğinde ne çare ki güzel eşi, övündüğü nesli, soylu sülalesi hem sevdikleri hem de ...
14/07/2025

Nihayetinde insana yolculuk vakti geldiğinde ne çare ki güzel eşi, övündüğü nesli, soylu sülalesi hem sevdikleri hem de sevenleri, zahmetle aldığı arabası ve evi, vermeye kıyamadığı birikimi, markalı ve rengarenk elbiseleri, hava attığı pahalı ziynetleri, kazandığı makamı ve şöhreti, gıpta edilen tüm popülaritesi, muhteşem imajı ve sportif fiziği, ayna çatlatan kusursuz güzelliği ve neyi varsa geride kalır. Hiçbiri yolculuk vizesi alamaz da tek istisnası beyaz kefendir. Sonunda sarılı beden de çürür ve sadece yanında salih ameli vardır”. Doktor bu metaforu alkışladı ve ekledi: “günümüz düğün anlayışına bağlı olarak beş yıldızlı otellerin salonlarında yapılan şaşalı düğünlere pek çok kez katıldım. Salona girmeden önce davetlilerin paltolarını bıraktıkları vestiyer pek çok insanın dikkati çekmese de bana manidar gelirdi. İçinde insan olmayan pahalı kürklerin ve paltoların bir anlam ifade etmeksizin vestiyerde bekliyor olması ve sahiplerinin sırtında değilken onlara dönüp bakanın olmaması beni düşündürürdü. Vestiyer dünya, kürkler ve mantolar sağlık, gençlik, güzellik ve gösterişli beden gibi dünya nimetleri ve sahipleri de gerçek unsur olan insanın ruhu. Tıp fakültesinde öğrenci iken ikinci sınıfta anatomi dersi aldık. Yoğun formaldehit kokusu burnumuzu yakarken masalara yatırılmış on kadar kadavra ile ilk kez karşılaştık. Sahipsiz ölülerden kadavra yapılıyordu ve her biri dünya hayatındaki özelliklerini bünyesinde barındırıyordu: çok bakımsız ve kıl-tüy içinde olan da vardı, süslü ve gösterişli olan da. Aynı vestiyerdeki içinde sahibi olmayan kürkler ve mantolar gibiydiler. Can çıktıktan ve ruh çekildikten sonra kürkler ve mantolar misali geriye bedenler kalmıştı.

Hoca konuşulan konuya katkıda bulundu: “eşimizle yaptığımız hoş bir sohbet ve sağlıklı iletişim nice dünya nimetlerinden...
11/07/2025

Hoca konuşulan konuya katkıda bulundu: “eşimizle yaptığımız hoş bir sohbet ve sağlıklı iletişim nice dünya nimetlerinden daha keyif verici. Bu bağlamda bugün eşim kırk beş yıl önce evlendiğimizi ve zamanın ne kadar hızlı ilerlediğini hatırlattı. Dile kolay kırk beş yıl bir çırpıda yaşandı ve dört harika evlat boyumuzu geçti de nereden nereye geldik. Diğer yandan bizler epeyce yaş aldık. Hayat “Açıkhava Tiyatrosu” gibi. Evlat, anne-baba, eş, öğrenci ve işçi-işveren gibi pek çok rolümüzü ev, iş ve sosyal ortam gibi değişik sahnelerde, kendimiz dışındaki tüm ikinci şahıslardan müteşekkil kalabalık bir kadronun refakatinde ve kıyafetler, ev veya araba gibi tüm dünya nimetlerinden oluşan aksesuarların zenginliğinde oynuyoruz. Her zaman olduğu gibi çömezlikten duayen olmaya kadar bir süreci yaşıyoruz. İlk perdeler olan çömezlik yıllarımız ki ebeveynimize muhtaç olduğumuz bebeklikten ergenlik dönemine kadar geçen perdelerimiz. Rejisör ve suflörün yardımına her daim ihtiyaç var. Yetişkinlik döneminde artık kıdemliyiz ve özgüvenimiz yerinde. Kendi kendimizin rejisörüyüz ve hele suflöre ne gerek var! Altmış beş yaşı geçip duayen sanatçı olunca artık el üstünde tutulan bir çınarız. Sahne tozunu yutmanın zirvesindeyiz. Aksesuarların ve eşlik eden tüm yardımcı elemanların ehemmiyeti kalmaz. Doğaçlama olur diyaloglarımız da hasbelkader suflör müdahil olsa geriliriz ve yardımını reddederiz. Final sahnesi olan ölüm, alkışın kopmasına karşılık gelen sala ve dualar, selamlamanın yansıması cenaze namazı ve helallik alma ile perdenin kapanması olan defin. Kostümlerimizi çıkarırız ki sadece kefen kalır ve kulisi de terk ederek gerçek yaşama yani ahiret yurduna geçiş yaparız. Göz açıp kapayıncaya kadar ve hızla biter hayat tiyatrosu. Hakkını verebilene ki emekli olduktan ve kabir hayatına geçtikten sonra hayırla yâd edilebilene ne mutlu.

Evlilik sorunlarında kadın tarafından “erkeğin anne ya da kız kardeşlerine bağımlılığı” gündeme sık getirilirken “k...
07/07/2025

Evlilik sorunlarında kadın tarafından “erkeğin anne ya da kız kardeşlerine bağımlılığı” gündeme sık getirilirken “kadının anne ve kız kardeşlerine bağımlılığı” erkek tarafından az dillendirilir”. Konuşmasını sürdürdü: “erkek hastalanmaya görsün! Paylaşımcı olan ve çözüm üreten kadın gibi değildir erkek. “Kendim halletmeliyim” inancı ile hastalığını erteler ve çözümsüzlükte zirveye çıkar. Öksüren bir kadına zatürre başlangıcı tanısıyla tedavi edilir ve tez iyileşir. Erkek ise kan kusana kadar hekime gitmez ve akciğer kanseri son dönem tanısı ile tedavi verilemeden evine gönderilir ki son günlerini ailesi ile geçirsin. Kadın var olan intihar düşüncesini satır aralarında dillendirir ya ilaç içmeye ya da bileğini kesmeye kalkar. Erkek renk vermez de son ana kadar içinde tutar ya silahı kafasına sıkar ya da kendini asar. Bakmayın siz “erkek güçlüdür ve erkek ağlamaz” ifadelerine aksine “erkek acizdir ve zayıftır” ne paylaşabilecek ne de çözüm üretebilecek kapasitesi vardır. Mesela haberlerde sıkça “bir erkeğin önce eşini ve çocuklarını öldürdükten sonra intihar ettiğini duyarız. Neden bir kadın için duymadığımız bu ürkütücü son erkeğe özel gibidir? Maalesef psikotik depresyon, bipolar bozukluk, paranoid bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları ve madde kullanım bozuklukları gibi çoğu psikiyatrik hastalıklar, paylaşımcı ve çözüm odaklı olmak yerine kapalı kutu olup sorunu yok sayan erkekte gözden kaçar ve ta ki öldürme ve intihar gibi can yakan sonuçlar hasıl olana kadar bilinmezler. Tedavisi olan hastalığını inkar eden ve hastalığı çözümsüz kaldığı için de eline silahı çekip eşini ve çocuklarını öldüren sonra da intihar eden erkek aciz ve zayıf değilse nedir? Gerçekten güçlü olan; derdini bilen, derdine çare olan ve derdiyle hem çevresine hem de kendine zarar vermeyendir”.

Bu erkeklerin entelektüel, zengin, sosyal ve popüler olmaları da eşlerinin nezdinde önemli değil. Halbuki bu erkekler iç...
04/07/2025

Bu erkeklerin entelektüel, zengin, sosyal ve popüler olmaları da eşlerinin nezdinde önemli değil. Halbuki bu erkekler için tüm imkanlar ellerinin altında ama baskın süperegoları nedeniyle kendileri kendilerini baskılıyorlar ki yoksa eşini kaybetme veya “onsuz yapamam” korkusundan dolayı değil. Hekimi ne mi tavsiye ediyor? Sokrates’e ithafen anlatılır ki eşiyle ilişkisine şaşıran öğrencilerine der ki “eşiniz iyi ise mutlu olursunuz, kötü ise filozof”. Benzer öyküler Anadolu’da da mevcut. Kars’ta Hasan Harakani hazretleri için de kişiliği zor olan eşine sabrederek tasavvufta pir olduğu söylenir. “Ya sabır” demenin ötesinde ne denebilir ki?”. Kadın erkek farklarından dem vurdu doktor: “memleketimizde erkek vefat ederse kadının yeni bir izdivacı yıllar içinde olurken kadının vefatında erkeğin yeni bir evliliği kısa sürede gündeme gelmektedir. Kendisinin ya da evlatlarının motivasyonundaki temel faktör: erkeğin kendi kendine yetememesidir ki çoğunluk böyledir. Elbette kendine yeten erkek örnekleri de vardır. Erkeğin kaderidir ki hayatının her kesitinde bir kadına bağımlılığı vardır: başlangıçta anne, sonrasında sevgili veya eş ya da kız kardeş erkeğe çeki-düzen verir. Doğrudur ki hayata tutunan ve başarılı olan her erkeğin arkasında bir kadın vardır. Her ne kadar perde önünde toplumumuzun “ataerkil” olduğu söylense de aslında perde arkasında “anaerkildir”. Çünkü “babalar en son duyar” da kadın tüm metni hazırlar ve erkeğe düşen onaylamaktır ki son noktayı koyar.

Gülümseyerek anlatmaya devam etti: “koruma altına alınan gruplar var ki kelaynak kuşları gibi nesli tükenmeye yüz tutan ...
30/06/2025

Gülümseyerek anlatmaya devam etti: “koruma altına alınan gruplar var ki kelaynak kuşları gibi nesli tükenmeye yüz tutan hayvanlar, k*m lalesi gibi yok olmaya namzet bitkiler, tarihi eserler veya sit alanları. Devletin koruma altına aldığı şiddet mağduru kadınlar var. Benim de korunmasını önereceğim bir grup var; çaresizlik içinde hekimine dert yanan ve aslında nesli tükenmeye yüz tutan erkeklerden oluşan bu grubun özellikleri şunlar: evcimenler ki mutluluğu ve huzuru evlerinde arıyorlar, şehrin gecelerine akmıyorlar. Monogamik yapıdalar ki sadakati önemsiyorlar ve eşinin üstüne gül koklamıyorlar. Öncelikleri çocukları ki onlara kıyamıyorlar ve her türlü olumsuzluğa sabrediyorlar. Eşine yaranma şansları yok ki ne yapsalar eleştiriliyorlar. Mesela hediye almak isteseler de alamıyorlar çünkü aldıkları her hediye ellerinde patlıyor ve bir şekilde eşi tarafından hediyelerine bir kulp takılıyor. Haklı da olsalar haksızlar ki her halükarda eşi tarafından suçlanıyorlar. İkircikli durumlarda ne deseler yaranamıyorlar ki “yukarı tükürse bıyık aşağı tükürse sakal” durumu hep var. “Karışmayayım” deme hakları yok ki yaşanan olumsuzluklardan mesul tutulmaları Allah’ın emri. Önceden söyledikleri sözler, yaşananlar ve hayat olayları kesinlikle eşi tarafından unutulmuyor ve bumerang gibi dönüp dolaşıp bir şekilde gelip buluyor ve yaralıyor. Her zaman durumu düzeltmek için ilk adımı atmak zorundalar ki özür dileyen, durumu idare eden, sineye çeken olmaları gerekiyor ve asıl mağdur olan olmaları çok da önemli değil. Sadece eşe değil annesine, babasına, kardeşine ve akrabalarına da sabretmeleri gerekiyor ki sıkıysa itiraz etsinler, kıyametler kopuyor. Nasılsa kaybedilme riski olmayan, çantada keklik ve köle gibi eşinin beyninde kodlanan bu erkeklerin isyan etme, uzaklaşma, terketme ve boşanma gibi hakları yok kabul ediliyor ki kaba tabirle “kuyruğunu kıstırıp oturmak” zorundalar.

İnananları tarafından sorgu sual edilmeksizin itaat edilen bir kişi karizmatik liderdir. Hastaları tarafından yere göğe ...
27/06/2025

İnananları tarafından sorgu sual edilmeksizin itaat edilen bir kişi karizmatik liderdir. Hastaları tarafından yere göğe sığdırılamayan hekim karizmatik doktordur. İlmi açıdan eli öpülen ve sözü dinlenen ilim erbabı karizmatik âlimdir. Demem o ki hangi alanda yüceltilirseniz o alanda karizmatik olursunuz. Konu erkeklik olunca da cinsiyetiniz ve cinselliğiniz için sizi yüceltenler varsa, size sahip olmak için birden çok kadın yoğun çaba harcıyorsa ve sizin de narsisizminiz besleniyorsa yaşınıza göre daha dinç, dinamik, gösterişli ve genç kısaca karizmatik erkek olursunuz. Şayet vasıflı bir bekarsanız bu döngü doğal olarak olur ve gelin adaylarının rekabeti sizin karizmanızı ziyadeleştirir. Velev ki rutin hayata adapte olduysanız, evcimen iseniz, kendinizi eşinize ve çocuklarınıza vakfettiyseniz ve benliğinizi ikinci plana itip narsisistik beslenmenizde cinselliğe ehemmiyet vermezseniz sıradan, karizmatik olmayan ve hatta karizmayı çizdiren bir erkek olarak yaşama devam edersiniz. Toparlayacak olursak öncelikle evli bir kadının hem eşinin karizmatik erkek olmasını istemesi hem de “yamacımdan ayrılmasın ve hayatında başka kadın olmasın” demesi abesle iştigaldir. Evli bir erkeğin kendinde karizmatik değişimleri sağlaması mümkündür! Ancak önce eşini ve sonra kendini aldatması ile evlilik kurumunu zedelenmesi ve eşinde kıskançlık hezeyanları gelişmesi gibi bazı riskleri alması gerekir. Üstelik kişi bir de manevi hassasiyetleri olan evli bir erkekse vay haline! Aldatılması mümkün olmayan Yaradan’ına da ters düşmesi ve sonuçlarına da katlanması gerekir”.

Ayrıca bir anekdot aktardı: “bugüne kadarki meslek hayatımda yaptığım en uzun süreli psikiyatrik görüşme idi. Özel hasta...
23/06/2025

Ayrıca bir anekdot aktardı: “bugüne kadarki meslek hayatımda yaptığım en uzun süreli psikiyatrik görüşme idi. Özel hastane şartlarında öngörülen otuz-kırk dakikalık süreyi epeyce aştık. Hastam iki buçuk saat fasılasız konuştu. Elli beş yaşında, sosyoekonomik ve kültürel seviyesi yüksek, narsisistik özellikleri belirgin ve oldukça karizmatik erkek hasta paylaştığı öyküsünde son iki yıldır bir eskort kızla yaşadığı evlilik dışı ilişkisini anlattı. Çoğu pornografik içerikli hatıralarından ayrıntılı şekilde bahsetti. Bu süreçte yaşadığı cinsel tatmin evlilik hayatına göre hem içerik hem de yoğunluk açısından çok farklıydı. Öyle ki bu süreç ona göre “gençlik iksiri” olmuştu ve sıradan yaşamına renk gelmişti. Son aylarda hastamın iş ve evlilik hayatının etkilenmesine ve parasal desteğinin azalmasına bağlı olarak karşılıklı menfaatler olumsuz yönde geliştiği için ortaklık bozulmuştu. Karşımdaki karizmatik erkek narsistik zedelenme yaşamakta idi. Hastamın bencilliği ve narsisizmi nedeniyle diğer hastaların randevu saatleri sarktı, asistanım güvenlik görevlisi ile birkaç kez gelip kapıdan bakmak zorunda kaldı ve benim görüşmeyi sonlandırma çabalarım çözüm olmadı! Görüşmenin sonrasında asistanım şaşkın bir ifadeyle “hocam hasta sizi rehin aldı ve zarar verdi zannettik” demişti. Benzer şekilde pek çok evli ve karizmatik erkek ile görüşmeler yaptım. Şayet evli bir erkekte önceki yaşamı sıradan süre giderken bir gençleşme hali varsa giyimi ve oturuş-kalkışı değişmişse, sosyal hayatta boy göstermeye başlamışsa, spora başlayıp vücuduna ve sağlığına özenmekteyse hâsılı baharda özsuyu ile yeşerip sürgün veren bitki misali hormonlarının alevlenmesiyle libidosu zirve yapıyorsa işte o zaman bilin ki şu döngü hayata geçmiştir: kendisi için rekabet eden birden fazla kadının arasında evli erkeğin narsisizmi cinsel açıdan beslenmeye başlamıştır.

Poligamik yani çok eşlilik yapısı olan bazı zamane padişahları haseki sultana ihanet ederler ve kendilerine harem kurarl...
20/06/2025

Poligamik yani çok eşlilik yapısı olan bazı zamane padişahları haseki sultana ihanet ederler ve kendilerine harem kurarlar. Değişik yaklaşımlar mevcuttur: haseki sultandan habersiz ve farklı bir sarayda yaşamak üzere k*ma getirmek veya nikah kıyarak ikinci eş almak ya da günü birlik nikah kıyarak ki muta nikahı denilir ve kendini kandırmaktır şeklinde günlük ilişki kurmak veya hiçbir hassasiyet göstermeksizin “her çiçekten bal topladığını” iddia ederek pek çok cariye ile ilişki kurmak gibi. Günümüz saraylarının yanında geçmiş dönem saraylarının esamesi okunmaz: lüks, şatafat ve gösteriş en üst düzeydedir. Değişik mahallerde bulunan yazlık, kışlık ve günlük köşkler av köşkü olarak kullanılır ve pek çok cariye bu köşklerde ağırlanır. Buraya kadar söylediklerimi lütfen çöpe atınız! Hakikat şudur: zamane erkeği önce annesi tarafından pışpışlanarak büyütülür ve evlendikten sonra da şoka girer. Zira her derdine yetişen annesinin yerine koyabileceği eşi bulamaz. Çünkü günümüzde var olan değer yargıları bir önceki kuşaktakilerle yani annenin kuşağı ile aynı değildir. Günümüz annelerinin oğullarını “ağam, paşam” diyerek padişah olacak bir şehzade gibi yetiştirmemesi uygun olur. Evlendikten sonra gerçek aile içi ilişkiler karşısında oğlunun adapte olabilmesini istiyorsa bir anne, bu tavsiyeye uymalıdır”.

Gelelim pek çok erkeğin önemsemediği ve genellikle unuttuğu “özel günlere”; evlilik yıl dönümü, doğum günü, ilk tanışma ...
16/06/2025

Gelelim pek çok erkeğin önemsemediği ve genellikle unuttuğu “özel günlere”; evlilik yıl dönümü, doğum günü, ilk tanışma günü ve diğerleri. “Ben bu tarz yapay günlere karşıyım” diyen erkekler konuyu istedikleri kadar kültürel, dini veya ideolojik açıdan ele alsınlar ve istedikleri kadar “kazak erkek”, “radikal erkek” veya “ben bilirim diyen erkek” olsunlar kadınların hafızalarına söz geçiremezler. Kadının bu tarz günleri önemsemediğini düşünseler de erkekler bilmelidir ki kadınlar bu günleri unutmuyorlar ve bu günleri unutan erkekleri bir şekilde cezalandırıyorlar: en azından ilk fırsatta lafı gediğine koyuyorlar ve serzenişte bulunuyorlar. Bir çift tatlı söz ve gönül alacak bir hediye ile bu günleri pas geçmeden değerlendirmeye bakmalı ki ilgili erkek olunsun”. “Diğer taraftan” diyerek konuşmaya devam etti doktor: “zamane erkekleri inanın çok şanslı! Her biri bir padişah. Eşi çalışıyor olsun veya olmasın ekonomik seviyesi iyi olan günümüz erkeğinin hayatında valide sultan, haseki sultan, şehzade ve sultan kızı, cariyeler, harem, saray ve av köşkü hepsi var. Valide sultan ile haseki sultan arasında yaşanan rekabet, çatışmalar ve entrikalar sıkıntı kaynağı oluştururken haseki sultanın çocuklarına odaklanıp eşini ihmal etmesi ve ilgisiz kalması da ayrı bir sorun teşkil eder. Çağımızda şehzade ve sultan kızı sarayın patronudurlar ve padişah ile haseki sultana kök söktürürler. Sürekli bir tatminsizlik ve disiplin sorunları vardır. Sarayda pek çok cariye (!) ücrete mukabil hizmet verir. Temizlik, ütü, çocuk bakımı ve yemek işleri bu cariyelere aittir. Dolayısıyla geçmiş kuşakların önem verdiği “evin mahremiyeti” kavramı tarih olmuştur. “Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” sözü hükmünü kaybetmiştir. Hatta öyle ki cariyeler “sarayın özeline” haseki sultandan daha çok hâkim olurlar ve bazen de sınırlarını aşıp sarayın gizli ortakları gibi davranmaya başlarlar.

“Bir kadına empati fakiri erkek nasıl yaklaşmalı?” diye muzipçe sordu hoca. “Kadınların “özel günleri” var ki çoğu çiftl...
13/06/2025

“Bir kadına empati fakiri erkek nasıl yaklaşmalı?” diye muzipçe sordu hoca. “Kadınların “özel günleri” var ki çoğu çiftlerde çatışmaya ve sonrasında da iletişim kazalarına neden olan bu özel günleri erkeğin öğrenmesi gerekir. İlk akılda tutulması gereken “özel günler” ki âdet döneminden dört-beş gün önce başlayan ve kanamanın başlaması ile iki-üç gün içinde sona eren süreçtir. “Adet öncesi gerginlik” denilen bu periyot pek çok kadında varken “âdet öncesi gerginlik sendromu” diye adlandırılan rahatsızlık boyutu nispeten daha az görülür. Bu dönemde erkeğe düşense bu sürecin eşinin elinde olmadığını ve hormonların etkisiyle ortaya çıktığını bilmek, eşine destek olmak ve o dönemlerde mümkünse çoğu zaman susarak tartışmaya mahal vermemektir. Diğer bir “özel günler” süreci ise sebepsiz ortaya çıkan, birkaç gün süren ve eşinizin yüzünün kapkara kesildiği, ani tepkiler verdiği ve çoğunlukla olumsuz yanıtların konuşmasına hâkim olduğu bir dönemdir. O günlerde eşiniz içine kapanır ve sizden uzaklaşır. Genelde düşüncelidir. Erkeklere tavsiye edilmesi gerekenler: bu “özel günler” de “yine ne oldu?”, “niye bana karşı soğuksun?”, “bir sorun mu var?” gibi sorularla eşini bunaltmamalı zira bu soruların cevabını o da bilmiyordur ve olay da erkekle ilgili değildir. Sabırla bu sürecin kendiliğinden geçmesini beklemeli ve mümkünse kadının gözüne gözükmemelidir.

Address

Ataşehir Istanbul

Opening Hours

Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00

Telephone

+902163737733

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi/Psikiyatri posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share