Uzm.Psk.Büşra Aydın

  • Home
  • Uzm.Psk.Büşra Aydın

Uzm.Psk.Büşra Aydın Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Uzm.Psk.Büşra Aydın, Medical Service, .

💭 “Hayır” demek neden bu kadar zor? Özellikle iyi niyetle hareket eden ve başkalarına yardım etmeye çalışan kişiler, baz...
02/06/2025

💭 “Hayır” demek neden bu kadar zor? Özellikle iyi niyetle hareket eden ve başkalarına yardım etmeye çalışan kişiler, bazen kendilerini aşırı tükenmiş hissedebilirler. Bazen sınır koyamamak, “iyi” olma arzusunun bir yansımasıdır. Başkalarına yardım etmek, onlara faydalı olmak istemek, bizleri mutlu etse de, sınırlarımızı ihlal etmek, kendimizi kaybetmemize neden olabilir. 🚫

🧠 Psikolojik teoriler, sınır koyamamanın, özdeğer eksikliği ile bağlantılı olduğunu söyler. Başkalarına “evet” demek, aslında onların takdirini kazanma ve kendini değerli hissetme arzusudur. Ancak bu, zamanla tükenmeye ve duygusal dengesizliğe yol açabilir. Kişiler, başkalarına karşı sorumluluk taşıma hissi nedeniyle kendilerini hep yetersiz hissedebilirler.

🌱 Bu durum, genellikle çocukluk dönemine kadar uzanabilir. Çocuklar, ebeveynlerinden sürekli onay almak için sınırlarını bilemeyebilirler. Zamanla, bu davranışları, yetişkinlikte de sürdürmeye başlarlar. Yani, sınır koyamama, özdeğer eksikliği ve başkalarına olan aşırı bağlılıkla şekillenir.

💡 Sınır koyabilmek, kişinin kendine saygı duymasını sağlar. Kendimize “hayır” demek, sadece diğer insanlar için değil, aynı zamanda kendi içsel sağlığımız için de önemlidir. Kendi ihtiyaçlarımızı ön plana çıkarmak, duygusal ve zihinsel sağlığımızı korumak için gereklidir.

🌿 Sonuç olarak, sınır koymak, iyilik yapmakla çelişmez. Kendi sınırlarımızı koruyarak, hem kendimize hem de başkalarına sağlıklı bir şekilde yardımcı olabiliriz. Kendi içsel gücümüzü tanıdıkça, başkalarına da faydalı olabileceğimizi unutmamalıyız.

🌿 Son zamanlarda “kendine bakım” kavramı oldukça popüler hale geldi, ama bir noktada fazla kendine bakım yapmak da tüken...
26/05/2025

🌿 Son zamanlarda “kendine bakım” kavramı oldukça popüler hale geldi, ama bir noktada fazla kendine bakım yapmak da tükenmişliğe yol açabilir. Bazen sürekli olarak kendimizi “iyi” hissetmeye zorlamak, aslında ruhsal tükenmişliğe neden olabilir. Self-care burnout, başkaları için verdiğimiz tüm mücadeleyi kendimiz için de yapmaya çalışırken oluşur. Ancak bu, enerjimizi tükenmeye zorlar. 💆‍♀️

💭 Sürekli pozitif olmak ve her şeyin “mükemmel” olması gerektiği fikri, toplumsal baskı ve mükemmeliyetçilik ile besleniyor. Kendi iyiliğimiz için yaptığımız her şeyde bir amaç güderiz; ama bu amaç, bazen "mükemmel" olma zorunluluğu ile karışabilir. Birçok insan, bu baskı altında, kendini iyileştirme çabasında fazla zorlanır. Bu da sonunda “burnout”a, yani tükenmişliğe yol açar.

🧠 Psikolojik teoriler, kendine bakım ve tükenmişlik arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu belirtmektedir. Kendini sürekli iyileştirmeye çalışırken, kişisel sınırlarımızı ihlal edebiliriz. Kendimize olan beklentilerimizin arttığı bu süreçte, fiziksel ve duygusal enerjimizi tükenmeye iteriz. Ve sonunda, her şeyin sürekli “iyi” olmasını beklemek, bir noktada, ruhsal çöküşe neden olabilir.

🌱 Self-care’ı, bir görev değil, doğal bir ihtiyaç olarak görmeliyiz. Tükenmişlikten korunmak için, “kendine bakım” anlayışımızı revize etmek önemlidir. Gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu anlamak, dışarıdan gelen baskılarla değil, kendi içsel duygularımızla hareket etmek gerekir.

💡 Kendine bakmak, özen göstermek, ancak bu sürecin de sınırlarını bilmek gerekir. Kendimize her zaman nazik olmak, bazen “iyi olmak zorunda” olmadığımızı kabul etmektir. Bazen tükenmek, yeniden başlamak için en iyi fırsattır.

💭 Borderline kişilik bozukluğu (BPD), duygusal dalgalanmalara, ilişkilerde zorluklara ve kendilik karmaşasına neden olan...
19/05/2025

💭 Borderline kişilik bozukluğu (BPD), duygusal dalgalanmalara, ilişkilerde zorluklara ve kendilik karmaşasına neden olan bir psikolojik durumdur. BPD, genellikle ergenlik döneminde başlar ve bireyin kendini, başkalarını ve dünyayı algılama biçimini etkiler. BPD'li bireyler, sevgi ve öfke arasında gidip gelme, yoğun duygusal patlamalar yaşama ve terk edilme korkusu gibi zorluklarla mücadele ederler. 🌪️

💡 BPD'nin nörobiyolojik temelleri vardır. Beynin duygusal işleme bölgelerinde yapılan araştırmalar, BPD'li bireylerin, duygusal uyarılara daha yoğun tepki verdiğini ve bu duyguları düzenleme konusunda zorluk yaşadığını göstermektedir. BPD, duygusal düzenleme bozukluğu olarak da tanımlanabilir.

🌱 Bu kişilik bozukluğu, ilişkilerdeki iniş çıkışlarla kendini gösterir. Birçok BPD’li, diğer insanlarla olan bağlarında aşırı idealizasyon ve değersizleştirme arasında gidip gelir. Bazen birini çok severken, çok kolay bir şekilde o kişiyi tamamen reddedebilirler. Bu durum, genellikle terk edilme korkusunun ve özdeğer eksikliğinin bir yansımasıdır.

💬 Marsha Linehan’ın Diyalektik Davranış Terapisi (DBT), BPD’li bireyler için yardımcı yöntemlerden biridir. DBT, duygusal düzenleme, kişiler arası etkili iletişim ve kabul odaklı bir yaklaşımdır. Bu terapi, bireylere duygusal dalgalanmaları yönetme ve stresli durumlarla başa çıkma becerisi kazandırır. BPD, doğru terapi ve destekle yönetilebilir ve bireyler daha sağlıklı ilişkilere sahip olabilirler.

🌿 Sonuçta, BPD kişisel bir mücadele olabilir, ancak doğru destekle iyileşme mümkündür. Duygusal güvenlik ve kabul, yönetim sürecinin temel taşlarındandır.

🌿 Depersonalizasyon ve derealizasyon, psikolojik bir deneyim olarak, aslında kendimizi ve çevremizi farklı bir şekilde a...
13/05/2025

🌿 Depersonalizasyon ve derealizasyon, psikolojik bir deneyim olarak, aslında kendimizi ve çevremizi farklı bir şekilde algılamamıza yol açan durumlar olarak tanımlanabilir. İki terim birbirine çok benzer gibi görünebilir, ancak oldukça farklı etkilere sahiptir. Depersonalizasyon, kişinin kendini dışarıdan izleyen bir gözlemci gibi hissetmesiyle tanımlanır. Bazen bir robot gibi hissetmek, bir yabancı gibi, hatta vücudumuzun bize ait olmadığı hissi oluşabilir. 👀

🌱 Derealizasyon ise çevremizin gerçekliğini sorgulamamızdır. Gerçekliğin bir halüsinasyon gibi değiştiğini hissederiz. Sanki etrafımızdaki her şey bulanık veya uzaktan bir film sahnesi gibi gelir. Bu durumlar genellikle stres, kaygı, travma veya aşırı yorgunluk sonucu ortaya çıkar.

🧠 Psikolojik teorilere göre, depersonalizasyon ve derealizasyon, savunma mekanizmaları olarak açıklanabilir. Sigmund Freud’un savunma mekanizmaları teorisinde, bu tür algısal değişiklikler, bireyin aşırı stresli bir duruma karşı duyduğu korku ve kaygıyı hafifletmek amacıyla ortaya çıkabilir. Beyin, duygusal travmalara karşı kendini korumak için bu tür algı bozuklukları geliştirebilir.

💡 Her iki durum da, aslında kişinin içsel dünyasına duyduğu yabancılaşma ile ilgilidir. Depersonalizasyon ve derealizasyon, bireyin kendisiyle ya da dünyayla olan bağını kaybetmesine neden olabilir. Bu tür durumlar, kaygı bozuklukları, depresyon, post-travmatik stres bozukluğu (PTSD) gibi rahatsızlıklarla sıkça ilişkilidir.

🌿 Ancak unutulmamalıdır ki, bu deneyimler genellikle geçici olup, stres yönetimi ve profesyonel yardım ile iyileştirilebilir. Kendimizi yeniden bağlamak ve bu tür deneyimleri anlamak, iyileşme sürecinin ilk adımı olabilir.

Stockholm sendromu, kurbanın, onu tutuklayan, zorba veya baskı altında tutan kişiyle empati ve bağ kurma durumudur. İlk ...
05/05/2025

Stockholm sendromu, kurbanın, onu tutuklayan, zorba veya baskı altında tutan kişiyle empati ve bağ kurma durumudur. İlk kez 1973 yılında İsveç’teki bir soygun sırasında, mağdurların suçlulara karşı olumlu duygular beslemeleri ve onları savunmaları dikkat çekmiştir. 🏚️

🧠 Psikolojik açıdan, Stockholm sendromu, bağlanma teorisi ve beynin hayatta kalma mekanizmalarıyla ilişkilidir. İnsanlar, bir tehditle karşılaştığında, genellikle hayatta kalma içgüdüsü devreye girer. Bu durumda, kurban, saldırganına karşı bağ kurarak tehlikeyi azaltma yoluna gidebilir. 😔

👥 Beyin, stres altındayken, bazen kötü durumu kabullenmek ve saldırganla olumlu bir bağ kurmak, fiziksel ve psikolojik olarak daha az travmatik bir çözüm olabilir. Bu, kurbanın hayatta kalma şansı arttıkça, zorba ile daha fazla bağ kurmasına neden olabilir. 🧠

💡 Stockholm sendromu, yalnızca kişisel ilişkilerde değil, aynı zamanda duygusal istismar ve baskı altında olan birçok durumda da görülebilir. Farkındalık ve psikoterapi, kurbanların bu tür sendromlardan kurtulmalarına yardımcı olabilir. 🙌

Kendini feda etmek, başkalarının ihtiyaçları için kendi ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelmek anlamına gelir. Bu...
28/04/2025

Kendini feda etmek, başkalarının ihtiyaçları için kendi ihtiyaçlarını ve duygularını görmezden gelmek anlamına gelir. Bu tür kişiler genellikle başkalarına hizmet etme ve onları mutlu etme arzusu taşırlar. Bu, bazen özverili veya fedakar gibi olumlu bir özellik olarak görülse de, uzun vadede kişiye zarar verebilir. 🌱

🧠 Psikolojik bağlamda, kendini feda şeması, bağlanma teorisi ve kendilik değerinin başkalarına bağlanmasıyla ilişkilidir. Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde tutan kişiler, özdeğer kaygısı yaşayabilirler. Bu kişiler, başkalarından onay almak için sürekli olarak fedakarlık yaparlar, ancak bu süreçte kendi öz-değerlerini unuturlar. 🌀

🌟 David Burns, "kendini feda etme" davranışını bağımlı kişilik bozukluğu olarak tanımlar ve bu tür kişilerin genellikle sürekli onay ve takdir arayışı içinde olduklarını belirtir. Bastırılmış duygular ve gizli öfke, bu kişilerin davranışlarını şekillendirir. Kendilerini sürekli olarak feda etmek, başlangıçta diğerleri tarafından takdir görse de, zamanla içsel bir tükenmişlik yaratabilir. 🥀

💡 Öz-farkındalık ve öz-değer geliştirme, bu kişilerin kendilerini başkalarına sürekli olarak feda etme davranışını aşmalarına yardımcı olabilir. Kendini feda etmeyi sağlıklı sınırlar ve öz bakım ile dengelemek önemlidir. 💖

Suçluluk psikolojisi, suç işleyen bireylerin psikolojik durumlarını ve suçun psikolojik kökenlerini araştıran bir alandı...
21/04/2025

Suçluluk psikolojisi, suç işleyen bireylerin psikolojik durumlarını ve suçun psikolojik kökenlerini araştıran bir alandır. İnsanların neden suç işlediği, ne zaman suç işleme eğilimine girdikleri ve suçluluğun psikolojik etkileri hakkında yapılan çalışmalar oldukça önemlidir. 🧠

📖 Freud, suçluluğu, bireyin içsel çatışmaları ve bastırılmış duyguları ile ilişkilendirir. Ona göre, suç işlemek, bireyin süper egosunun (içsel ahlak anlayışı) baskılarına karşı bir başkaldırıdır. Freud'a göre, bir kişi suç işlediğinde, aslında içsel suçluluk duygusuyla yüzleşir. Bu, suçlunun vicdan azabı çekmesine neden olabilir. 😔

🧠 Ancak, modern psikolojide suçluluk psikolojisi, sosyal çevre, genetik faktörler ve bireysel deneyimler gibi birçok faktörü de göz önünde bulundurur. Biyolojik teoriler suçluluğu genetik faktörlere bağlarken, sosyal öğrenme teorisi suç işleme davranışının aile ve toplum içindeki gözlemlerle geliştiğini savunur. 🔄

👀 Suçluluk psikolojisi, aynı zamanda suçlunun toplum üzerindeki etkisini de inceler. Bir kişi suç işlediğinde, hem o kişi hem de etrafındaki insanlar psikolojik olarak yaralanabilirler. Suçluluk ve ceza, bireysel kimlik ve toplumsal algı üzerinde derin etkiler bırakabilir. Suçlular, suçlarından dolayı toplumsal dışlanma ve stigma ile de mücadele etmek zorunda kalırlar. 😞

💬 Sonuçta, suçluluk psikolojisi, suçun nedenleri ve sonuçları hakkında önemli bilgiler sunar. Her suçlu, kendi psikolojik durumu ve geçmişi ile farklı bir şekilde suç işler ve bu, toplumun onlara nasıl yaklaşması gerektiğini de etkiler. ⚖️

Psikopat ve sosyopat terimleri, sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da aslında birbirinden oldukça farklıdır. İki kavr...
14/04/2025

Psikopat ve sosyopat terimleri, sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da aslında birbirinden oldukça farklıdır. İki kavram da antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD) ile ilişkilidir, ancak her biri farklı özelliklere ve davranış biçimlerine sahiptir. 🧑‍⚖️
⚡ Psikopatlar, genellikle doğuştan gelen ve beyin yapılarındaki farklılıklarla açıklanan bir kişilik özelliğine sahiptirler. Dr. Robert Hare, psikopatları tanımlarken, onların duygusal bağ kurmada güçlük çektiklerini ve yalan söyleme, manipülasyon gibi özellikleri sıklıkla sergilediklerini belirtir. Psikopatlar, soğukkanlıdır, empati yoksunudurlar ve başkalarına zarar verirken bile pişmanlık duymazlar. 💔
😈 Sosyopatlar, psikopatlardan biraz farklıdır. Onlar da duygusal bağlar kurmakta zorluk yaşarlar, ancak toplumdan dışlanmış olma, huzursuzluk ve öfke gibi belirtileri daha sık gösterirler. Sosyopatların suçlu davranışları, daha çok çevresel faktörlerden, özellikle de travmatik çocukluk deneyimlerinden kaynaklanır. Sosyopatlar genellikle daha dışa dönük, kontrolsüz öfke patlamaları yaşarlar. 🥵
🔎 Temelde, psikopatlar daha soğukkanlı ve planlıdırlar, sosyopatlar ise daha dürtüsel ve sosyal bağlardan yoksun kişiler olarak tanımlanabilirler. Psikopatların suç işlemeleri daha düzenli ve sistematikken, sosyopatların suçları daha ani ve spontan olabilir. 🧠

Bağlanma, ilişkilerdeki duygusal bağların şekillenmesidir ve bu bağlanma tarzları, çocuklukta ailemizle olan ilişkilerim...
04/04/2025

Bağlanma, ilişkilerdeki duygusal bağların şekillenmesidir ve bu bağlanma tarzları, çocuklukta ailemizle olan ilişkilerimize dayanır. Psikolog John Bowlby'nin bağlanma teorisine göre, çocuklukta aldığımız güvenli ya da güvensiz bağlar, yetişkinlikteki ilişkilerimizi derinden etkiler. 👶🏻💖

🔍 Bağlanma Tarzları
Güvenli bağlanma tarzına sahip kişiler, sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu kişiler, partnerlerine güvenebilir, ancak bağımsızlıklarını da korurlar. Güvensiz bağlanma tarzları ise, ya aşırı bağlılık ya da duygusal mesafe koyma şeklinde kendini gösterir. Bağlanma tarzınız, ilişkiyi nasıl ele aldığınızı ve partnerinizle olan etkileşimlerinizi belirler. 😊

Bağlanma tarzınızın farkında olmak, ilişkilerde daha sağlıklı sınırlar koyabilmek ve partnerinizle daha güvenli bir bağ kurabilmek için önemli bir adımdır. Bunu değiştirmek ve geliştirmek ise zaman alabilir, ancak özgüven ve duygusal farkındalıkla mümkündür. 🌱

Bir ilişkiyi sağlıklı ve uzun ömürlü kılmanın belki de en önemli faktörlerinden biri, takdir etmektir. Eleştiriler, insa...
31/03/2025

Bir ilişkiyi sağlıklı ve uzun ömürlü kılmanın belki de en önemli faktörlerinden biri, takdir etmektir. Eleştiriler, insanların duygusal savunma mekanizmalarını tetikleyebilir, ama takdir etmek, daha fazla sevgi ve bağ kurmamıza yardımcı olur. 😊

Takdir, küçük şeylerden büyük anlamlar çıkaran bir süreçtir. Partnerinize "bugün güzel görünüyorsun" ya da "yaptığın şey gerçekten harika" gibi olumlu ifadeler kullanmak, sadece onun değil, sizin de ruhsal sağlığınıza katkı sağlar. Takdirin gücü, ilişkilerdeki bağları güçlendirir, birbirinizi daha fazla anlamaya ve desteklemeye yönlendirir. 💕

Psikolojik araştırmalar, takdir etmenin bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini sağladığını ve böylece daha sağlıklı, daha verimli ilişkilerin kurulmasına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Eleştirinin aksine, takdir, ilişkideki açık iletişimi destekler ve güveni artırır. 🔑

Öfke, genellikle olumsuz bir duygu olarak algılansa da, aslında çok güçlü bir duygusal enerjidir. 🤯 Öfke, savunma mekani...
21/03/2025

Öfke, genellikle olumsuz bir duygu olarak algılansa da, aslında çok güçlü bir duygusal enerjidir. 🤯 Öfke, savunma mekanizmalarının bir parçasıdır ve sağlıklı sınırlar koyma, kişisel haklarımıza saygı gösterilmesi gerektiğinde uyanan bir duygudur. Fakat, öfkeyi doğru şekilde yönlendirebilmek çok önemlidir. Yoksa, bu güçlü duygu hem kişinin ruh sağlığını bozabilir hem de ilişkilerine zarar verebilir. 😥

💥 Öfkeyi Yapıcı Şekilde Kullanmak
Öfkenin gücünü pozitif bir şekilde yönlendirmek, bu duyguyu kontrol altına almayı öğrenmekle mümkündür. Psikolojik anlamda, öfkenin üstesinden gelmek için farkındalık ve duygusal zekanın geliştirilmesi gerekir. Çoğu zaman, öfke anında yapılan impulsif davranışlar, sonra pişmanlık duygusuna yol açar. İşte bu yüzden, öfkeyi doğru şekilde yönlendirebilmek, hem bireysel hem de toplumsal anlamda önemli bir beceridir. 🧘‍♂️

Öfke duygusunu sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmek için derin nefes almayı, meditasyon yapmayı ve kendimize bir "dur" komutu vermeyi deneyebiliriz. Bu tür teknikler, öfkenin dışa vurumunu kontrol altına almak için oldukça etkilidir. Öfkenin gücü, sağlıklı ve yapıcı bir şekilde kullanıldığında, özgüvenin artmasını sağlar, ancak kontrolsüz öfke kişisel ilişkilerde büyük hasarlara yol açabilir. 😣

Address


Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzm.Psk.Büşra Aydın posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzm.Psk.Büşra Aydın:

Shortcuts

  • Address
  • Alerts
  • Contact The Practice
  • Claim ownership or report listing
  • Want your practice to be the top-listed Clinic?

Share