Psikolog Hazal Gül Akkuş

  • Home
  • Psikolog Hazal Gül Akkuş

Psikolog Hazal Gül Akkuş Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Psikolog Hazal Gül Akkuş, Psychologist, .

Çocukluk dönemi, bir bireyin kişiliğinin temellerinin atıldığı en önemli dönemlerden biridir. Bu dönemde yaşanan travmal...
25/10/2024

Çocukluk dönemi, bir bireyin kişiliğinin temellerinin atıldığı en önemli dönemlerden biridir. Bu dönemde yaşanan travmalar, ileriki yıllarda kişiliği derinden etkileyebilir. Fiziksel, duygusal veya zihinsel travmalar, çocuğun kendine olan güvenini, duygusal dengelerini ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle aile içi şiddet, ihmal, istismar ya da ebeveynlerin boşanması gibi olaylar, çocukların ileride güvensizlik, kaygı ve hatta depresyon gibi duygusal sorunlar yaşamalarına sebep olabilir.

Travma geçiren çocuklar, genellikle "dışarıya karşı güçlü olma" eğiliminde olabilirler, ama içlerinde derin bir duygusal yarayla yaşamaya devam ederler. Bu da onların ileriki yaşantılarında ilişkilerde zorluk çekmelerine, kendilerini yeterince ifade edememelerine ve bazen aşırı bağımlı ya da aşırı mesafeli bireyler haline gelmelerine yol açabilir. Çocukluk travmaları ile baş edebilmek ve bu travmaların etkilerini en aza indirmek için profesyonel yardım almak çok önemlidir.

Ebeveynler olarak, çocuklarımızın duygusal ihtiyaçlarına dikkat etmek ve onlarla açık bir iletişim kurmak, bu tür travmaların etkilerini azaltmada büyük rol oynar. Unutmayalım, çocuklukta yaşanan her deneyim, onların gelecekteki yaşamlarını şekillendirir!

Çocuğunuzu kreşe bıraktığınızda kapıda ağlayarak size sarıldığını gördünüz mü? İşte bu, ayrılık anksiyetesi! Ayrılık ank...
11/10/2024

Çocuğunuzu kreşe bıraktığınızda kapıda ağlayarak size sarıldığını gördünüz mü? İşte bu, ayrılık anksiyetesi! Ayrılık anksiyetesi, çocukların özellikle 6 ay ile 3 yaş arasında, ebeveynlerinden ayrılırken yaşadığı kaygı ve korku durumudur. Bu süreçte çocuk, ebeveyninden ayrılma fikrine karşı aşırı bir tepki gösterebilir. Özellikle anneden veya babadan uzak kalmak çocuk için zorlayıcı olabilir. Ancak bu durum gelişimsel olarak tamamen normaldir ve zamanla geçer.

Bu süreci daha kolay atlatabilmek için öncelikle çocuğunuzun duygularını anlamak çok önemli. Ona sakin bir şekilde geri döneceğinizi anlatmak, kendini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, ayrılma anksiyetesi yaşayan çocuklara güven verecek küçük rutinler oluşturabilirsiniz. Örneğin, onu bırakırken her gün aynı vedalaşma cümlesini kullanmak veya sevdiği bir oyuncağı yanına almak güven duygusunu artırabilir.

Zamanla bu kaygının azaldığını ve çocuğunuzun daha rahat bir şekilde kreş veya okul deneyimini yaşadığını göreceksiniz. Sabırlı olun! 😊

Ebeveynlerin ayrılma konusunda nasıl davrandığı, çocukların ayrılık kaygısını etkileyebilir. Ebeveynler endişeli veya ge...
23/09/2024

Ebeveynlerin ayrılma konusunda nasıl davrandığı, çocukların ayrılık kaygısını etkileyebilir. Ebeveynler endişeli veya gergin olduğunda, çocuklar da bu duyguları yansıtabilirler. Ayrıca, ani ayrılıklar ve hazırlıksız geçişler çocuklarda kaygıyı artırabilir.

Eğer ebeveynler çocuklarının okul başarılarını aşırı derecede ön planda tutarlarsa, bu durum çocuklarda stres ve kaygı yaratabilir. Çocukların okulda rahat hissetmeleri için ebeveynlerin destekleyici ve anlayışlı olmaları önemlidir.

Çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onlara destek olmak, ayrılık ve okul kaygısını azaltabilir. Pozitif bir tutum ve açık iletişim, çocukların bu kaygıları yönetmelerine yardımcı olabilir. Ebeveynler, çocuklarının duygusal durumlarına dikkat etmeli ve uygun destek sağlamalıdır.

Ebeveynlerin, çocukların kaygılarını anlamaları ve desteklemeleri, duygusal olarak sağlam bir temel oluşturmalarına yardımcı olabilir. Çocuklar, destekleyici bir aile ortamında daha rahat ve güvenli hissederler.

Sosyal medyanın hayatımızda büyük bir yeri var ve bu durum kimlik algımızı önemli ölçüde etkiliyor. Sosyal medya platfor...
16/09/2024

Sosyal medyanın hayatımızda büyük bir yeri var ve bu durum kimlik algımızı önemli ölçüde etkiliyor. Sosyal medya platformları, kişisel kimliklerimizi nasıl gördüğümüzü ve başkalarına nasıl sunduğumuzu değiştirebiliyor.

Sosyal medya, idealize edilmiş bir benlik oluşturma fırsatı sunar. Kullanıcılar, sosyal medyada genellikle en iyi halleriyle kendilerini sergilerler ve bu, gerçek benliklerinden uzaklaşmalarına neden olabilir. Sosyal medyada sergilenen yaşamlar çoğu zaman mükemmel ve gerçekte olduğundan farklı olabilir.

Sosyal medya, kişilerin gerçek benliklerini gizlemelerine ve idealize edilmiş bir benlik yaratmalarına olanak tanır. Bu durum, kişisel kimlik karmaşasına ve tatminsizliklere yol açabilir. Sosyal medya profillerinin arkasında gerçek duygular ve deneyimler sıklıkla gizli kalır.

Gerçek benlik ile sanal benlik arasındaki dengeyi kurmak önemlidir. Sosyal medyanın etkilerini farkında olarak, daha dürüst ve gerçek bir şekilde kendimizi ifade edebiliriz. Sosyal medya kullanımı sırasında kendimizi kaybetmeden, gerçek değerlerimize odaklanmak ve kimlik algımızı sağlam tutmak gerekir.

İsteksizlik, kişinin günlük faaliyetlere ilgi göstermemesi anlamına gelirken, motivasyon kaybı da kişisel hedeflere ulaş...
09/09/2024

İsteksizlik, kişinin günlük faaliyetlere ilgi göstermemesi anlamına gelirken, motivasyon kaybı da kişisel hedeflere ulaşmak için gerekli enerjinin eksikliği anlamına gelir. Bu iki durum, genellikle depresyonun belirtisi olarak değerlendirilir. Depresyon, kişinin kendini sürekli olarak umutsuz ve değersiz hissetmesine neden olabilir.

Bu tür belirtiler, depresyonun bir maskesi olabilir. İsteksizlik ve motivasyon kaybı, kişisel zorlukları ve duygusal sıkıntıları gizleyebilir. Bu nedenle, bu belirtileri anlamak ve yönetmek, doğru bir teşhis ve tedavi için kritik öneme sahiptir.

İsteksizlik ve motivasyon kaybı, yalnızca depresyonla ilgili olmayabilir. Stres, tükenmişlik veya bazı sağlık sorunları da bu belirtilere yol açabilir. Bu yüzden, bu durumların altında yatan gerçek nedenleri belirlemek önemlidir.

Bu belirtilerle başa çıkmak için profesyonel yardım almak, kendini tanımak ve etkili başa çıkma stratejileri geliştirmek gereklidir. Ayrıca, hem psikolojik hem de fiziksel sağlık üzerinde odaklanmak önemlidir.

Ailedeki stres, çocuklarda kaygı, depresyon ve düşük özsaygıya yol açabilir. Çocuklar, ebeveynlerinin ruh halini çok iyi...
02/09/2024

Ailedeki stres, çocuklarda kaygı, depresyon ve düşük özsaygıya yol açabilir. Çocuklar, ebeveynlerinin ruh halini çok iyi anlayabilirler. Eğer evde huzursuzluk ve stres hakimse, çocuklar kendilerini güvensiz hissedebilir ve bu durum psikolojik olarak onları etkiler.

Stresli bir ortamda büyüyen çocuklar, okulda sorunlar yaşama, uyku problemleri veya sosyal ilişkilerde zorluklar gibi davranışsal problemler gösterebilirler. Çocuklar, içe kapanma, öfke patlamaları ya da aşırı hareketlilik gibi tepkiler verebilirler. Bu, stresin bir yansımasıdır ve çoğu zaman ebeveynlerin stresle başa çıkma biçimleriyle ilişkilidir.

Ailedeki stres, çocukların bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Çocuklar, stresin etkisiyle sık sık hastalanabilirler. Ayrıca, stresle başa çıkma yolları olarak sağlıksız alışkanlıklar geliştirme riski de ortaya çıkabilir.

Çocukların stresle başa çıkmalarına yardımcı olmak için ebeveynlerin stresle başa çıkma becerilerini geliştirmeleri, çocuklara destek olmaları ve açık iletişim kurmaları önemlidir. Güvenli ve destekleyici bir aile ortamı, çocukların daha sağlıklı gelişmelerini sağlar.

Ekran kullanımı ile otizm arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteren kesin bir kanıt mevcut değildir. Otizm genetik ...
26/08/2024

Ekran kullanımı ile otizm arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteren kesin bir kanıt mevcut değildir.
Otizm genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak kabul edilir.
Aşırı ekran süresinin çocukların sosyal etkileşim ve dil gelişimini olumsuz etkileyebileceği düşünülse de, otizmin bir sonucu olarak ekran kullanımını doğrudan ilişkilendirmek mümkün değildir.
Çocukların ekran süresini sınırlamak ve sosyal, fiziksel aktiviteleri teşvik etmek, genel gelişimlerini desteklemeye yardımcı olabilir. Bu dengeli yaklaşım, çocukların sağlıklı gelişimini teşvik eder.

Evden çalışma, esneklik sağlasa da mental sağlık ve stres yönetimi açısından bazı zorluklar getirebilir. Ev-ofis ortamın...
19/08/2024

Evden çalışma, esneklik sağlasa da mental sağlık ve stres yönetimi açısından bazı zorluklar getirebilir. Ev-ofis ortamında denge kurmak ve sağlığı korumak önemlidir.

Düzenli bir çalışma programı oluşturarak, iş ile kişisel hayat arasında net sınırlar çizmek faydalıdır.
Günlük egzersiz yapmak, hem fiziksel hem de mental sağlığı destekler.
Sosyal etkileşimleri sürdürmek, sanal toplantılar veya arkadaşlarınızla düzenli görüşmeler yapmak sosyal bağlantıları güçlendirir.
Ayrıca, çalışma alanınızı evde ayrı bir bölge olarak düzenlemek ve stres yönetimi tekniklerini uygulamak mental sağlığı korumaya yardımcı olabilir.
Meditasyon, derin nefes alma ve gevşeme egzersizleri gibi teknikler stresle başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Aşırı fedakarlık, kişinin kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını hiçe sayarak başkaları için sürekli olarak kendini feda etm...
12/08/2024

Aşırı fedakarlık, kişinin kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını hiçe sayarak başkaları için sürekli olarak kendini feda etmesi durumudur. Bu davranış, genellikle içsel bir tatmin duygusu arayışı veya başkalarının onayını kazanma isteğinden kaynaklanabilir. Ancak, aşırı fedakarlığın bazı önemli sonuçları olabilir.

Kişisel sınırların ihlali, stres, tükenmişlik ve duygusal yorgunluk gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, bireyler kendilerini yetersiz hissedebilir veya kendine değer verme duygusunu başkalarının onayına bağlayabilir.

Bu durum ilişkilerde güç dengesizliklerine neden olabilir ve kişisel gelişim fırsatlarını kaçırmalarına yol açabilir. Aşırı fedakarlığın farkında olmak ve sınırları korumak, sağlıklı bir yaşam ve ilişkiler için önemlidir.

Ergenlerle etkili iletişim kurmak, ebeveynler ve diğer yetişkinler için zorlu olabilir. Bu dönemde, gençler kimliklerini...
05/08/2024

Ergenlerle etkili iletişim kurmak, ebeveynler ve diğer yetişkinler için zorlu olabilir. Bu dönemde, gençler kimliklerini bulma ve bağımsızlıklarını kazanma sürecindedir, bu da iletişimde çatışmalara neden olabilir. Ergenler, duygusal olarak dengesiz olabilirler ve bağımsızlıklarını kazanmak isteyebilirler. Bu durum, kurallar ve sınırlarla ilgili çatışmalara yol açabilir. Ayrıca, gençler kendilerini açıklamada ve duygularını paylaşmada zorlanabilirler, bu da açık iletişimi engelleyebilir.

Bu zorlukları aşmak için aktif dinleyici olmak, açık ve dürüst bir iletişim kurmak, sınırları net bir şekilde belirlemek ancak esnek ve anlayışlı olmak önemlidir. Gençlerin perspektifinden bakarak empati göstermek, sağlıklı ve etkili bir iletişim kurulmasına yardımcı olabilir.

Travmalar, insanların hayatında derin izler bırakan deneyimlerdir. Çalışılmamış travmalar, günlük yaşamda çeşitli zorluk...
29/07/2024

Travmalar, insanların hayatında derin izler bırakan deneyimlerdir. Çalışılmamış travmalar, günlük yaşamda çeşitli zorluklara neden olabilir ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Travmalar, sürekli kaygı ve depresyon hali yaratabilir.
İlişkilerde güven sorunlarına ve duygusal mesafelere neden olabilir.
Kronik ağrılar, baş ağrıları ve mide problemleri gibi fiziksel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Travmatik anılar, uykuya dalmayı zorlaştırabilir ve kabuslara neden olabilir.
Günlük işlere odaklanmak zorlaşabilir.
Kişiler, travmadan kaçınmak için alkol veya madde bağımlılığı geliştirebilir.
Travmalar, daha kolay sinirlenmeye ve öfke patlamalarına neden olabilir.
Duygusal acı, kendine zarar verme davranışlarına yol açabilir.
Belirli tetikleyiciler, travmatik anıları yeniden canlandırabilir.
Travma yaşayan bireyler, sosyal etkileşimlerden kaçınarak kendilerini izole edebilirler.

Otizm ve atipik otizm, her ikisi de yaygın gelişimsel bozukluklar sınıfında yer alır, ancak aralarında bazı belirgin far...
22/07/2024

Otizm ve atipik otizm, her ikisi de yaygın gelişimsel bozukluklar sınıfında yer alır, ancak aralarında bazı belirgin farklılıklar vardır. Bu farklar, tanı kriterleri ve belirtilerin şiddeti bakımından değişiklik gösterir.

Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda belirgin zorluklar ile karakterizedir. Otizm tanısı, genellikle çocukluk döneminde konur ve belirtiler üç ana alanda yoğunlaşır:

Atipik otizm, otizm spektrum bozukluğu belirtilerine sahip olan ancak tam olarak otizm tanısı koymak için gerekli tüm kriterleri karşılamayan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Bu durum, "Pervasive Developmental Disorder - Not Otherwise Specified" (PDD-NOS) olarak da bilinir.

Otizm, DSM-5 gibi tanı kılavuzlarında belirtilen belirli kriterlere dayanarak teşhis edilirken, atipik otizm tanısı daha genel bir değerlendirmeye dayanır.
tizm belirtileri genellikle daha şiddetli ve yaygınken, atipik otizm belirtileri daha hafif ve sınırlı olabilir.
Atipik otizm, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal ilişkileri otizme göre daha az etkileyebilir.

Address


Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikolog Hazal Gül Akkuş posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

  • Want your practice to be the top-listed Clinic?

Share