Uzman Klinik Psikolog Mine Altinsoy

23/04/2020

🎈

17/04/2020

🗣Yoğun olumsuz duygular yaşadığımızda kendimizi sakinleştirme yollarından biri bağ kurmak, konuşmak, anlatmak ve aktarmaktır. Koronovirüs günlerinde yaşadığınız zor duyguları sevdiklerinizle paylaşarak sizi zorlayan duygularla baş edebileceğinizi ve sosyal ilişkilerin bağışıklık sisteminizi güçlendirdiğini unutmayın.
🗣Fiziksel mesafemizi koruyarak da sosyalleşebiliriz.
🗣Sevdiklerinizle bağlantıda kalmaya devam edin. Telefon ve görüntülü iletişim araçlarıyla sık sık iletişim kurun; hatta eş zamanlı aktiviteler planlayın (eş zamanlı online oyun oynamak ya da film izlemek gibi).

14/04/2020

Meğer okunacak, araştırılacak, incelenecek ve ertelenen ne çok şey varmış dediğim günlerdeyim.
Belirsizliğin yoğun olduğu bu günlerde stresle baş edebilmek için kontrolünüzde olan şeylere vakit ayırın: Bir şey öğrenmek, kitap okumak, spor yapmak gibi. Böylelikle kontrolde olduğunuz hissi sizi güvende tutar.

13/04/2020

Yoğun stres altında olduğumuz koronavirüs günlerinde hem danışanlarımdan hem de yakın çevremden sıklıkla uyku düzeninde birtakım bozulmalar olduğuna dair yakınmalar işitiyorum. Uyku problemlerine yol açan ve bu günlerde uzak kalamadığımız kaygı ve stresle baş edebilmek için uyku hijyenine dikkat etmemiz oldukça önemli.
UYKU HİJYENİ, kaliteli ve sağlıklı bir uyku için gerekli şartların oluşmasını sağlayan kurallar bütünüdür.
Korona günlerinde uyku hijyeni sağlamak için:
😴Her gün aynı saatte yatmaya dikkat edin. Daha erken ya da daha geç yatmanız vücudunuzun uyku düzenini olumsuz etkileyecektir.😴Akşam saatlerinde uyarıcı etkisi bulunan kahve, çay, kola, enerji içecekleri, alkol gibi içeceklerden uzak durun. Bu içeceklerin yerine ılık süt, ayran ya da bitki çaylarını tercih edebilirsiniz.😴Her gün aynı saatte yataktan kalkmaya özen gösterin.Gündüz uyanma saatlerini sabitleyebildiğimizde, gece uyuma saati de daha kolay düzene girecektir.😴Uyandıktan sonra yatakta zaman geçirmeyin.😴Kendinizi uyumak için zorlamayın. Uykunuz gelmeden önce yatağa girmeyin. Yatakta 20 dakikadan daha fazla uyuyamadan yatarsanız, yataktan kalkın, mümkünse başka bir odaya geçin, loş ışıkta kitap okuma, dinlendirici bir enstrümantal müzik dinleme gibi rahatlatan etkinliklerde bulunun. Yatağa uykunuzun yeniden geldiğini hissettiğinizde dönün.😴Uyku saatinizden yaklaşık 2 saat öncesine kadar yemek yemeyin. Akşam yemeklerinde ağır ve yağlı yemekler yerine sindirimi kolay yemekleri tercih edin.😴Yatağı sadece uyku amaçlı kullanın. Yemek yemek, televizyon izlemek, laptop ile çalışmak gibi aktiviteleri yatakta yapmamaya özen gösterin.😴Yatak odanızın sessiz ve karanlık olmasına dikkat edin.😴Gündüz saatlerinde 1 saatten fazla uyumamaya özen gösterin.😴Gün içinde düzenli egzersiz yapın; ancak uyku saatine yakın yoğun, yorucu fiziksel aktivitelerden kaçının.😴Yatak odanızı düzenli olarak havalandırın.😴Uyumadan önce ılık bir duş almak, yoga, meditasyon ya da gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak daha rahat uykuya dalmanıza yardımcı olacaktır.

10/04/2020

💻Online terapi, doğru koşullar altında uzman kişiler tarafından gerçekleştirildiği sürece, yüz yüze terapi modelinde olduğu kadar etkili bir psikoterapi yöntemidir.

07/04/2020

Koronovirüs tehdidi nedeniyle hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Hayatımızda pek çok değişikliğin olduğu şu günlerde içinde bulunduğumuz bu sürecin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Yaşadığımız belirsizlik, beraberinde pek çok kaygıyı da hayatımızda katmış durumda. Çoğu zaman kendimizi “Ne zaman bitecek?”, “Sevdiklerim zarar görecek mi?”, “Ya hiçbir şey eskisi gibi olmazsa?”, “Ben de hastalanır mıyım?” gibi düşüncelere kapılmış halde buluyoruz. Belirsizlik bizi oldukça rahatsız ediyor.
Peki ama neden?
Beynimizin “hayatta kalma” dan sorumlu olan bölümü sürekli olarak bizim için güncelleme yapıyor ve neyin bizim için güvenli olup olmadığı noktasında bize sinyaller iletiyor. Zihnimiz de belirsizliği “tehlike” olarak algıladığı için kendisini sürekli olarak güncellemek durumunda kalıyor. Beynimiz de ne olduğunu bilmediği için bizleri tehlikeden koruyamıyor. Aklımıza her zaman en kötü senaryolar geliyor, hep en kötü sonuca odaklanıyor ve tehdidi kişiselleştiriyoruz, yani aslında beynimiz belirsizliği yok etmek adına çalışıyor.
Bu durumda ne yapabiliriz?
🏡Belirli rutinler yakalamaya ve bunlara uymaya çalışın. (Uyku saati, yemek saati gibi).🏡Kontrolünüzde olan şeylere vakit ayırın: Bir şey öğrenmek, kitap okumak gibi. Böylelikle “kontroldeyim” düşüncesi bizi güvende tutar.🏡Zihninizde geçen olumsuz düşünceleri yakalamaya çalışın. Kendinize sizi korkutan şeyin virüs mü yoksa belirsizlik mi olduğunu sorun...
Zihninizden geçen düşüncelerin bulut, zihninizin gökyüzü olduğunu hayal edin. Gözlerinizi kapatın ve düşüncelerin gelip geçtiğini izlemeye çalışın.🏡Diyafram nefesi alın: Rahat ettiğiniz bir şekilde oturun ya da uzanın. Burnunuzdan, 4 sn yavaşça nefes alın ve karnınızın şiştiğini hissedin. İçinizdeki havayı 2 sn kadar tutun. Ağzınızdan yavaşça nefesi verin. Denemeye devam edin. Her gün 5-10 dk bu egzersize zaman ayırın.

29/03/2020

Koronovirüs nedeniyle bir süredir olağan dışı bir durum içerisinde yaşıyoruz. Okul kapanmaları, sosyal aktivitelerin yasaklanması, sosyal mesafe, seyahat yasakları, öpüşme, sarılma, tokalaşma kısacası temasın yasaklanması... Tüm bu değişikliklere ve belirsizliğe verdiğiniz kalbinizin sıkışması gibi tepkilerle “engellenmişlik” hissi oldukça doğal.
İçinde bulunduğumuz dönemde kaygı düzeyinde artışla birlikte kişiden kişiye değişiklik gösteren tepkiler görmek mümkün. Virüsün/tehlikenin yok sayılması ve hiç bahsedilmemesi ya da aşırı tepki ve aşırı önlem iyi bir baş etme yöntemi değil. Kaygı ile baş etmenin çözümü sağduyulu ve mantıklı davranmak, uzman önerilerini takip etmek ve gereken önlemleri almaktır.
@ Bursa

26/02/2019

✍️Bazı kişiler bir türlü emin olamazlar. Bir işi yapıp yapmadıklarından, yaptılarsa doğru yapıp yapmadıklarından, kapıyı kontrol edip etmediklerinden ya da ellerini yeterince yıkamazsa sevdiklerine ölümcül hastalık bulaştırıp bulaştırmayacağından… Bu tür sıkıntı veren, kaygı yaratan ve kişinin elinde olmadan, isteği dışında aklına gelip yerleşen düşüncelere “obsesyon” denir. Kişinin kendisine yabancı olan bu düşünce ve görüntüler halk arasında “takıntı” olarak da adlandırılır.
✍️Çoğu zaman ise kişi bu tür düşüncelerden kurtulmak ve kaygısını azaltmak için kendisine bir yol bulur. Bunlar kapı kilidini belli sayıda kontrol etmek, bir şeyi 3 er 5 er 9 ar… kez yapmak, belli sayıda dua etmek, belli sayıda tekrar etmek vs. gibi davranış ve düşünceler olabilir. Bunlar da “kompulsiyon” olarak adlandırılır.
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ise, obsesyon ve/veya kompulsiyonların bulunduğu tedavisi mümkün psikolojik bir rahatsızlıktır.
İletişim: 0546 202 64 63

26/02/2019

23/02/2019

🏆Çocuklarda kazanma ve kaybetmeye dair kavramlar öğrenme yolu ile gelişir.
🏆Biz yetişkinler çoğu zaman kazanmanın çekiciliğine kapılırız. Kabul etmeliyiz ki kazanmak, güzel bir duygudur. Ancak bu duygu bizlerin temel meselesi haline geldiğinde çocuk da “yalnızca kazanırsam değerli olurum” mesajını alır.
🏆Çocukların gerek kazandıklarında, gerekse kaybettiklerinde hissettikleri duyguları ifade etmelerine izin vermek önemlidir.
🏆Kaybettiklerinde hayal kırıklığına uğramış, kızgın, üzgün hissetmelerinin gayet anlaşılı olması gibi; kazandıklarında da mutlu, gururlu ve heyecanlı olmaları normaldir.
🏆Yetişkinler olarak onları dinleme ve duygularını anlamanın yanısıra surat asma, isim takma, öfke nöbeti geçirme, eşyalara zarar verme veya fiziksel şiddet gösterme gibi davranışlarına engel olmak da bizim sorumluluğumuzdadır.
🏆Eğer kaybetmekle başa çıkamayan bir çocuğunuz var ise oyunlarda bilerek yenilmeyin. Oyunun sonucuna değil oyun anında geçirilen keyifli zamana ve eğlenmenin önemine dikkat çekin. “Seni seyretmekten çok keyif aldım.” “Senin bu kadar eğlendiğini görmek harikaydı.”
🏆Çocuğunuzla oyun oynarken ya da onunla aktivitelerde bulunurken; sırasını beklemek, kazananı tebrik etme (“tebrikler, iyi iş çıkardın” vs), kaybedene karşı empatik olmak gibi olumlu davranışları model alacağı tutum sergileyin.
🏆Eğer çocuğunuz tartışmak, hile yapmak gibi olumsuz davranışlar sergilerse onunla bu davranışı hakkında konuşun ve önemli olanın kazanmak değil eğlenmek olduğunu bir kez daha hatırlatın.

30/01/2019

Pek çok araştırma, sadece hayal ederek beynimizi değiştirebileceğimizi göstermektedir. Gözlerimizi kapatıp bir eylemi görselleştirdiğimizde o eylemi gerçekten yapar gibi beynimizdeki birincil görme korteksi aktif hale gelmektedir. Beyin taramaları aynı nöronların birçoğunun ve beyin bölgelerinin bir olayı gerek hayal ettiğimizde gerekse gerçekten yaşadığımızda aktif hale geldiğini göstermektedir. “İmgelemek, hatırlamak veya güzel deneyimleri hayal etmek gerçek deneyimler sırasında açığa çıkan duyusal, hareketlendirici, duygusal ve bilişsel devrelerin birçoğunu aynı şekilde aktif hale getirmektedir.” (Doidge) Yaratıcılığın başlangıç noktası hayal gücümüzde saklıdır ve hayal ettiğimiz herşeyi mümkün kılabiliriz.

22/01/2019

“Öfke, kişiyi yaşama yabancılaştıran ve şiddet uyandıran düşüncelerin ürünüdür. Öfke duygusunun temelinde karşılanmamış ihtiyaç yatar. Bu nedenle öfke duygusunu bir çalar saat olarak kullanabilirsek öfkenin, karşılanmamış ihtiyaçlarımızı fark etmede çok değerli bir araç olduğunu görebiliriz. Öfkeyi tümüyle ifade edebilmek için ise, ihtiyacımız olanın tam olarak farkında olmamız gerekir. Öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade etmek için “Öfkeliyim, çünkü onlar...” cümlesini, “Öfkeliyim, çünkü benim ....ya ihtiyacım var.” şeklinde değiştirmemiz gerekir. Bu çokca tekrar ve bol uygulama gerektirebilir.“ (Şiddetsiz İletişim, Rosenberg M.)
yönetimi

31/12/2018

#2019

30/12/2018

Yeni yıl hedeflerini belirlerken nelere dikkat etmeliyiz?
🎄TUTUMLAR: Hedef belirlerken, cümlelerinizin olumlu bir dille kurulmasına dikkat edin. “Bundan sonra ağır yemekler yemeyeceğim” demek yerine “Bundan sonra sebze yemeklerini daha çok yiyeceğim” demeyi seçin.
🎄NET TANIMLAR YAPIN: Yeni yıldan beklentilerinizi tanımlarken, net cümleler kurun. Hedefi tam ortasından vurup, öyle çağırın. “Bu yıl daha çok egzersiz yapacağım” demek yerine, “Bu yıl haftada iki gün spor salonuna gideceğim” deyin. Ya da, “bu yıl kesinlikle para biriktireceğim” demek yerine, bütçenize göre, “Bu yıl her hafta sonunda 50 lirayı bir kenara ayıracağım” demeyi tercih edin.
🎄NOT ALIN: Tam olarak neye ulaşmak istediğinizi bir kağıda yazın ve her gün görebileceğiniz bir yere asın. Bu size, ne konuda çaba harcamanız ve neye dikkat etmeniz gerektiği konusunda hatırlatmada bulunacaktır. Örneğin “Kendime daha fazla vakit ayıracağım” yazıp, buzdolabının üstüne asmak yerine, hedefiniz daha net belirleyerek, giriş kapısının tam karşısına bir yere asın: “En azından ayda bir tiyaroya gideceğim.”
🎄ULAŞILABİLİR HEDEFLER BELİRLEYİN ve : Hedef belirlerken, sadece ulaşabildiğiniz hedeflere karar kıldığınızdan emin olun. Ekonomik durumunuzu, takviminizi, ailenizin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurduğunuzdan emin olun. Aksi takdirde, hedefler her yıl olduğu gibi, bir sonraki yıla ertelenmekten öteye gidemez.
🎄BÜYÜK HEDEFLERİ KÜÇÜK PARÇALARA BÖLÜN: Hedefiniz ulaşılması zaman alacak ya da geniş bir alanı kaplayan şekildeyse, onu küçük parçalara bölmeyi ihmal etmeyin.
🎄KENDİNİZİ ÖDÜLLENDİRİN: Gerçekleştirdiğiniz her hedefin yanına bir işaret koyun. Böylelikle neleri hayata geçirebildiğinizi görmenin mutluluğunu yaşayın.Ulaştığınız her hedefiniz için, kendinize küçük bir ödül sunun.
#2019

20/12/2018

Bugün Minik Yıldızlar Anaokulu 3 yaş grubu velileriyle “3 Yaş Çocuk Gelişimi ve Psikolojisi” ni konuştuk. @ Özel Minik Yıldızlar Anaokulu

17/12/2018

📌Çocuklarınız sözlerinizden çok adımlarınızı takip ederler. Sizin bıraktığınız ve onların takip ettiği ayak izleriniz önemlidir 🐾 Çocukların model alarak öğrendiğini unutmayın 💫

16/12/2018

📌Terapist olmanın ana koşullarından biri kendi süreçlerinin farkında olabilmektir. Bu amaçla çıktığım yollardan biri olan ve üç aydır devam eden Şema Terapi teorik eğitim yolculuğunu bu haftasonu tamamlamış bulunmaktayım. Kendime döndüğüm, kendime ihtiyaçlarımın ne olduğunu sorduğum, şemalarımı keşfettiğim üç ayın ardından ceplerime doldurduğum yeni bilgiler ve farklı bakış açılarıyla terapistlik yolculuğuma devam ediyorum. Şimdi gidilecek çok yol, öğrenilecek, deneyimlenecek ve keşfedilecek birçok bilgi var ve “bilgi, özgürlüktür.” 🖋
@ Elite World Hotels

01/12/2018

Bugün Önsöz Anaokulu’ nun değerli velileriyle “Çocuğum Yemek Yemiyor” seminerinde buluştuk.

28/11/2018

Çocukların disiplin yönteminde onlara sınırlar koyarken duyguları ve davranışları birbirinden ayırt etmek çok önemlidir. Çocukların uygun görülmeyen davranışlarına sınırlar getirirken istek ve duygularını sınırlamayın. Duygularını ifade etmesine ve her türlü duygu ifadesinde yanında bulunmaya özen gösterin. Çocuğunuzla yaşadığınız kriz anında, çocuk sınırlara tepki gösterirken o an hissettiklerine odaklandığınızda ve hislerini ona aynaladığınızda çocukla iletişiminizin kalitesi artacak ve çocuğunuz daha kolay kolay sakinleşecektir.

10/11/2018

Olay ya da durumlardan çok olay ya da durumlara yüklediğimiz anlamların önemli oluşunun güzel bir örneği.

03/11/2018

Her gün milyonlarca kadının erkek şiddetine uğradığı ülkemizde kadına yönelik şiddet son günlerde ünlü bir ismin şiddete uğramasıyla birlikte gündemin ilk sıralarında yerini aldı. Akabinde erkek tarafından yapılan açıklama ise “yaptım ama neden yaptım” minvalinde şiddet döngüsünü doğrulayan bir açıklamaydı.
Kadına yönelik şiddet, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadına uygulanan sistematik davranışlardır. Kaynağı ise kadınlar ve erkekler arasındaki eşit olmayan güç ilişkileridir. Şiddet, fiziksel, cinsel, ekonomik ve dijital olabilir.
Kadınlara şiddet uygulayanların neredeyse tamamı kadınların tanıdığı, güvendiği, ilişkide ve iletişimde olduğu erkeklerdir.

11/10/2018

Kız çocuklarının da cinsiyet eşitsizliğine maruz kalmadan sadece “çocuk” olarak kalabildikleri bir dünya dileğiyle Dünya Kız Çocukları Günü kutlu olsun.

10/10/2018

Sağlıklı olma hali ruh sağlığı ve beden sağlığının bütünüdür. Ruh sağlığınızı önemseyin ✨

27/09/2018

.

24/09/2018

Molalar verebilirsin, yeter ki pes etme 🎯 Herkese keyifli haftalar ✨

20/09/2018

Çocuklar “Bugün okul nasıl geçti?” sorusunu sevmezler. Alternatif ve daha yaratıcı soruları tercih edebilir, siz de yepyeni ve ilgi çekici sorular oluşturabilirsiniz. (Kaynak: Sara Goldstein)
@ Bursa

18/09/2018

🍂Mevsimsel depresyon basit bir ruh hali değişikliği değil, bir hastalık halidir. 🍂Yazın bitişinin ardından sonbaharın gelişini hissettirdiği şu günler mevsimsel depresyon riskini arttırır. 🍂Daha önce depresyon tanısı almış kişilerde ise sonbahar ve kış aylarında güneş ışığının azalmasıyla birlikte depresyonun tekrarlanma veya şiddetlenme ihtimali de artar.
Mevsimsel depresyon, kişilerde duygusal, davranışsal, zihinsel ve bedensel belirtilerle kendini gösterir:
🍁Mutsuzluk hali,
🍁Günlük işlerde ilgi kaybı ve isteksizlik,
🍁Aşırı uyku hali ya da uykusuzluk,
🍁İştah kaybı ya da iştahta artış (özellikle karbonhidratlı besinlere ilgi),
🍁Hareketlerde yavaşlama ve sürekli yorgunluk hissi,
🍁Yetersizlik, değersizlik ve suçluluk düşünceleri,
🍁Karar vermede zorluk yaşama,
🍁Dalgınlık ve konsantre olmada güçlük

📌Mevsimsel depresyona karşı önlem alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar:
🍂Yaşamınızı düzenli ve öngörülebilir bir yaşam şekline dönüştürün,
🍂Hava güneşli olmasa da sabah veya öğlen saatlerinde 25-30 dakika dışarıda yürüyüş yaparak güneş ışığından faydalanın,
🍂Düzenli olarak spor yapın, sağlıklı beslenin ve bol bol su içmeye çalışın,
🍂Kendinizi sabah yataktan erken kalkmaya isteklendirin,
🍂Yaşamınıza dair yeni hedefler ve yeni planlar yapın,
🍂Vücudunuz için gerekli vitamin ve mineralleri almaya çalışın.
❗️Unutmayın ki, depresyonun her biçimi ciddi bir hastalık halidir. Depresyonun tedavisinin ertelenmesi hastalığın boyutunu arttırmaktadır. Bu nedenle siz de mevsimsel depresyon belirtilerini yaşıyorsanız bir ruh sağlığı uzmanına (psikiyatr/psikolog) başvurabilirsiniz.

16/09/2018

📚Kitap Önerisi:
🔹İlişkiyi başlatmak, sürdürmek, gerektiğinde bitirebilmek...
🔹“...Hepimizin sevilme ihtiyacı, yani ‘tanısa be ni sever’ düşüncesi vardır. İnsan sevilebilir olduğunu anladığı zaman seveni bulması daha kolaylaşıyor...”

14/09/2018

📌Yalnız olduğunu düşündüğünde o an kendinle olduğunu hatırla. Sen varsın. Yalnız değilsin, kendi kendinesin.

09/09/2018

Bir çok okul öncesi eğitim veren kurumda adaptasyon sürecinin ilk haftasının geride bırakılmasının ve güzel geçen bir haftasonunun ardından bu gece pek çok ebeveynin duyması muhtemel yakarışlardan biri...📣
Okula uyum zor bir süreçtir. 👨‍👩‍👧‍👦 Hem ebeveynler hem de çocuk için yeni bir deneyim yeni bir maceradır. Çocuklar bu süreçte anne-babalarından uzak kalmakla ilgili endişe, kaygı ve korku yaşarlar. Ki bazen çocukları okula yeni başlayan ebeveynlerin de bu tarz duygular yaşadığını görürüz. Adaptasyon sürecini ebeveynlerin yönetebilir olması çok önemli. 👍🏼
♦️Öncelikle okulla ilgili sorununu dile getiren çocuğu iyi dinlemek gerekir. ♦️“Okulda çok sıkılıyorum gitmek istemiyorum.” diyen çocuğa “Ne var sanki sıkılacak.” demek hiçbir işe yaramaz. Aksine çocuğun olumsuz duyguları perçinleşir ve ebeveyni onu anlamadığı için de yaşayacağı öfke kaçınılmaz olur. ♦️Bunun yerine hissettiği duyguyu ifade etmesine izin verin, bu duygularını tetikleyen düşüncelerini keşfetmesini sağlayacak sorularla iletişimi güçlendirin ve aklından geçenleri anlamasını sağlayın. ♦️Okula gitmesinin önemi üzerine diyalog kurun. ♦️Her gece yatarken çocuğunuzu yeni okul gününe hazırlayın. Sabah uyanacağını, okuluna gideceği, orada güzel vakit geçireceğini ve zamanı gelince evine geleceğini mutlaka belirtin. ❗️Çünkü özellikle okul öncesi dönem çocuklarında okulda kalma, anne-babasının gelmeyeceği korkusu oldukça yaygındır. ♦️Tüm gün yapılacakların anlatılması çocuğun kendisini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. ♦️Yargılamayın, sizden öneri istemiyorsa öneride bulunmayın. ❗️Çocuğunu okul ve “seni yarın öğretmenine söyleceğim” gibi öğretmenle ilgili tehdit etmeyin, diğer arkadaşlarıyla kıyaslamayın. ♦️Sadece dinleyin ve fiziksel temas gösterin. 👍🏼 İşler içinden çıkılmaz bir noktadaysa mutlaka bir uzmandan yardım alın.