05/04/2025
20 yılı aşkın süredir çocuklarla da çalışan psikologlar olarak şunu açıkça söylemek istiyoruz.
Cumhurbaşkanının söylemlerinin aksine çocukların başörtüsü takması yalnızca bir kişisel tercih değildir. Bu durum, çocuk hakları, psikolojik gelişim ve devletin tarafsızlığı ilkesi açısından ciddi bir sorundur. Kimlik gelişimi henüz tamamlanmamış bir çocuğun dini bir sembolle tanımlanması, özgür iradeyle değil, yönlendirmeyle ilgilidir.
Devlet yetkililerinin bu konuda sessiz kalması, kavramlar hakkında eksik bilgilerle hareket etmesi, sorumluluğunu yerine getirmemesi ve hak ihlalleri yaratması anlamına gelmektedir.
Eğitim sisteminde laiklik ilkesi korunmalı, çocuklar dini ya da ideolojik baskılardan uzak tutulmalıdır. Ailelerin tercihleri değil, çocuğun üstün yararı esas alınmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü ergenliğin bitişi yetişkinliğin başlangıcı olarak 19 yaşı esas alırken, İlk ve orta öğrenim çağındaki (6-19 yaş) çocukların ve ergenlerin hala kimlik gelişimlerinin farklı aşamalarından geçmekte olduklarını bilmek çok önemlidir. Bu dönemde çocuklar ve ergenler çevrelerinden gelen mesajları doğru-yanlış olarak ayırt etmek yerine, uyum sağlamak için içselleştirirler. Yani, burada “özgür irade” değil, çoğu zaman “öğrenilmiş bir davranış” biçimi devreye girmektedir.
Yaşanılan durumda devletin bu tavrı, pedagojik ve psikolojik yaklaşımları ne yazık ki görmezden gelmektedir.
Aileler olarak bizler de kendimize sormalıyız: Çocuğumuzun seçme özgürlüğüne gerçekten alan tanıyor muyuz, yoksa kendi inanç kalıplarımızı mı dayatıyoruz? Onların hakları için gerçekten yeterli mücadeleyi veriyor muyuz ?
Gerçek sevgi, çocuğun kendi kimliğini keşfetmesine fırsat vermektir, onlar adına da mücadele etmektir.
Selen Üstüner ve Deniz Erkal