
24/07/2025
Gençken mutfak işleri, örgü, kaneviçe, dantel yapmam için üzerimde baskı vardı.
Annem, Polonyalı yaşlı komşumuza gönderirdi beni örgü öğrenmem için.
Balkondan, dışarıda oynayan arkadaşlarımı görünce çok hüsrana uğrardım.
Onlarla birlikte eğlenebilirken, ben istemediğim bir şeye zorlanıyordum.
Sevmezdim. Beceremezdim.
Babam o zamanlar “Ne yaparsan yap, annen kadar iyi yapamazsın” derdi.
Bu sözleri uzun süre, yıllarca zihnimden silemedim.
Hırslı oldum. Kanıtlamak için. Babama, annemden daha iyisini yapabileceğimi göstermek için.
Mutfakta bir yemeği başaramadığımda, mutfağı dağıttığımda öfkelenirdim, annem kadar derli toplu olamadığım için.
Ne yaparsam yapayım, annem kadar iyi olamadım.
Ta ki çok değerli hocamla bu konuyu açana kadar.
O da o bilgelikle şöyle dedi: “Evet Rabia, annen hep senden daha iyi…”
Neden diye sordum, çünkü babamın o sözü beni beceriksiz, yetersiz olarak tanımlıyordu benim için.
“Çünkü o büyük ve sen küçüksün” dedi hocam.
Ve o sözden sonra yemek yaparken omuzlarım artık gergin değil, mutfağımı dağıtsam rahattım ve babamın o sözüne artık aldırmıyorum.
Anladım ki aslında babam beni değersizleştirmiyordu.
Anneme değer veriyordu.
Beni değersiz hissettiren egoydu.
Annemle yarışmıyorum çünkü o büyük, ben küçüğüm.
Ve ne şanslıyım ki hep anneme değer veren bir babam oldu.
Artık kahvemi döksem gülümsüyorum, çünkü kahve dökmek beni yetersiz hissettirmiyor.
Çünkü ben yeterliyim ♥️
Ve kendimi koşulsuz seviyorum. 🌸
Sevgi ile
Rabia 🌞