Mahir Psychotherapy

Mahir Psychotherapy Bilimsel araştırmalar ve kanıta dayalı yaklaşımlarla Depresyon, Kaygı- Panik, Özgüven, Obse

Mahir Güden ilk olarak Middlesex Üniversitesi’nde Psikoloji eğitimi aldı. Psikoloji yüksek lisansını Londra Southbank Üniversitesi’nde gerçekleştirdikten sonra Bilişsel Davranışsal Terapi Yüksek Lisansını da Reading Üniversitesi’nde tamamladı. Türk ve Kürt göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’da Derman adlı kuruluşta araştırma görevlisi ve sağlık danışmanı olarak çalıştı. Bu sure zarfınd

a Kürt ve Türk göçmenlerin özellikle erkeklerin ruh sağlığı ve intiharı üzerine Lancashire Üniversitesi’yle birlikte araştırmalar yaptı. 2007’den bu yana İngiltere Ulusal Sağlık Servisinde (NHS) CBT - Bilişsel Davranışçı Terapist olarak çalışmaktadır. CBT'nin yanında Davranışsal Aktivasyon, Farkındalılık, Kabul ve Kararlılık Terapisi üzerine çalışan Mahir Güden, Depresyon, Kaygı ve Endişe problemlerini Bilimsel araştırmalar sonucunda önerilen terapi yöntemleri ile tedavi etmektedir.

"Yaşamda her şeyin öznesi olmak, ilk başta güvenli gibi görünse de uzun vadede yorucu ve yalnız bir yoldur. Gerçek güven...
10/04/2025

"Yaşamda her şeyin öznesi olmak, ilk başta güvenli gibi görünse de uzun vadede yorucu ve yalnız bir yoldur. Gerçek güvenlik, her şeyin merkezinde olmaktan değil; kendimize ve başkalarına şefkatle, anlayışla yaklaşabildiğimiz bir yaşam biçiminden geçer."

Bazı insanlar vardır, sanki her şeyin merkezindeymiş gibi yaşarlar. Bir olay olduğunda kendilerinde bir sorumluluk arar, başkalarının duygularını ve tepkilerini kendi davranışlarıyla ilişkilendirirler. Kimileri bu durumu “fazla alınganlık” ya da “kontrolcülük” olarak yorum...

Mahir PsikoterapiMahir Güden - Bireysel ve Çift Terapisi - Kuzey Londra'da ve OnlineYaşam zorluklarla dolu ve hepimiz bu...
13/09/2024

Mahir Psikoterapi

Mahir Güden - Bireysel ve Çift Terapisi - Kuzey Londra'da ve Online

Yaşam zorluklarla dolu ve hepimiz bu zorlu yaşamda desteğe ihtiyaç duyabileceğimiz anlarla karşı karşıya kalabiliriz. Stres, kaygı, özgüven, depresyon, takıntılar, umutsuzluk, panik, sosyal endişe, evlilik ve beraberlikte yaşanılan sıkıntılar günlük yaşamda bir çoğumuzu kapana kısılmış ve çıkmazda hissettirip yalnızlaştırabilir.

Psikoterapi ile sizi çıkmazda hissettiren koşulları gelişimsel, tarihsel ve güncel bağlamları içerisinde görme şansını elde edebilirsiniz. Bu süreç yaşam değerlerinizi yeniden tanımlama ve yaklaşabilmenizi sağlayıp şimdiki anla, hayatınızdaki önemli kişilerle, en önemlisi kendinizle özen, canlılık ve şefkatle bağlar kurmamızı sağlayacaktır.

Ne Öneriyoruz?

- Bireysel ve Çift Terapisi: İhtiyaçlarınıza göre uyarlanan ve uygulanan kanıta dayalı seanslar.

- Deneyimli ve profesyonel yaklaşım: 20 yılın üzerinde NHS deneyimi ve Birleşik Krallık Bilişsel Davranışsal Terapi Organizasyonu sertifikalı terapist.

- Seans gün ve saatlerinde esneklik: Tercihinize göre yüz yüze veya online seanslar.

Neden Mahir Psikoterapi?

- Önyargısız, samimi ve güvenli bir ortam.
- Etkili sonuçlar veren bilimsel kanıtlara bağlı teknikler.
- Sıkıntılarınızı atlatırken sizi güçlendiren işleyişler hakkında farkındalık ve müdehale etme yeteneği.

İlk Adımı Atabilirsiniz!

Mesaj gönderin ya da Web sitesini ziyaret ederek daha çok bilgiye ulaşın https://mahirpsychotherapy.co.uk Ayrıca e-mail göndererek ücretsiz danışma randevusu ayarlayabilirsiniz. E-mail: mahirpsychotherapy@gmail.com

Psikoterapi ile canlılığı, dayanıklılığı, şefkati ve iç huzuru yeniden keşfedebilirsiniz.

İnsan Neden Özgür OlamazMaddi olarak iyi bir durumda olan, en azından hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabilen, sağlığı uf...
10/09/2024

İnsan Neden Özgür Olamaz

Maddi olarak iyi bir durumda olan, en azından hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabilen, sağlığı ufak tefek rahatsızlıklar dışında iyi ve yerinde olan bir insan neden anı yaşamakta zorlanır? Ya da daha da basitçe neden özgür hissedemez? Neden direnir iyi gelen şeyleri yapmaya ya da başka bir deyişle hayatını bağımlılaştıran davranışların, maddelerin ve eşyaların kucağıma neden kendisini öylesine pervasızca bırakabilir?

Kişisel gelişim kitapları bize eğer ki doğru şeyleri yaparsak daha iyi olacağımızı, özgürlüğün bizim elimizde, beynimizde olduğunu buyurur. Bir şeyleri yanlış yaptığımızı, iyi bir planlama ve organizasyonla günümüzü ve haftamızı çok daha iyi geçirebileceğimizi göstermeye çalışır. Bunu arkadaşlarımızda yapar. Şöyle yapmalısın, böyle yapmalısın derler ve biz ne yazık ki bir türlü yapamayız.

İyi olmak için her türlü olanağımız vardır. Spor salonu üyeliği, evin yakınında bir iş, park, sevgili ya da eş, araba, Netflix, Disney, reklamsız YouTube üyeliği. İstediğin kitabı alıp okuma, hatta bahçede, parkta şortunla, bikini ile güneşlenme özgürlüğü (bazı yerlerde yoksa bile olduğunu farz edelim). İstediğin yemeği de yapabilirsin, yapamazsan bile öğrenebilirsin. Damak tadına göre seç seçebildiğini. Meditasyon, rahatlama egzersizleri yapmak için her gün onlarca dakikamız bile var. (Burada en azından maddi bir refahı yaşayabilme “lüksünde” olan veya ülkelerde yaşayanlardan bahsediyorum).

Buna rağmen telefonda, sosyal medyada saatler harcamak, bize iyi gelmeyen şeyleri yemek, uyuşturan maddeleri aşırı şekilde kullanmak, geçmişte olan şeylere takılmak, o gün, veyahut gelecek ile ilgili kaygılar dünyasına dalmak, saatlerce kalitesiz filmler, programlar izlemek, alışveriş yapmak, bunların hepsi günlerimizin, hayatlarımızın vaktimizin çoğunluğunu geçirdiğimiz şeyler olur.

Hayatın zor anları olur ve bu herkes için geçerlidir. Kaza, hastalık, ölüm, iftiraya uğramak, iyi arkadaşın yüzüstü bırakması, sevgine karşılık bulamamak, istediğin işi alamamak, uçağı kaçırmak, sevdiğin kitabın üzerine kahve dökülmesi, markette sıra beklemek, arkadaki arabanın çaldığı korna, eve geldiğinde yemeğin olmaması. Bunlar ister istemez can sıkar ve bazıları uzun sürebilecek sıkıntıların yaşanmasına da neden olabilir.

Özgür olmak bir mutluluk hali değildir. Aynı zamanda özgür olmamak bir mutsuzluk hali olmayabilir. Özgür olma isteği insanı sıkıntıya sokar çünkü bir şeylerin daha iyi olma hali belirmiştir ya da görünürlüğü bir şekilde zihne işlenmiştir.

Bu yüzden özgürlük gelecek ile de karıştırılır. Özgürlük sanki gelecekte olacak bir şeydir insan için. Mükemmel bir gün ve yaşam öngörülmüş ve o hayallerle yaşar insan. Beklemeye geçer ve gelmeyen o gün, iş, aile, sevgi, sağlık hep gelecekte kalır. Hiçbir zaman yakınında olmaz yani şimdi değildir. Şimdiki zamanda özgürlüğün olmaması kişiye bugününü boşlama fırsatlarını verir. Tüm kötü alışkanlıklarına kendisini bırakabilir, iyi ve şefkatli bir insan olma gereği de olmaz böylece. Çünkü o da gelecektedir. Gelmeyen gelecekte sıkışır insan hayatları, gönülsüz bir cezâdır ve bir ömür hapsine de dönüşebilir. Bazılarımız için bir ömürde yaşanan 3-5 defa çarptırılmış hayat boyu hapis cezasıdır. Reva mı bu çektiğimiz dedirtir insana.

İnsanı bu kadar aciz kılan, elinden ayağından, aklından gücünü alan ne olabilir? Ne yapması gerektiğini bildiği halde neden bir türlü yapamaz? Neden kendisini kaygılar, korkular, uyuşmalar diyarlarına bırakır. Cevabı biraz uzaktadır insan için, hatırlayamayacağı kadar uzaklarda. Uzakta olan içinde yaşansa da görmesi mümkün olmayabilir. İnsanın gözü kapandığında evrende karanlıklaşır. Karanlığın içinde olan insan görünmez olur.

Yeniden görmek için insanın karanlığa gitmesi gerekir. Karanlıkta kalması ve karanlığa alışan gözlerle görmeyi öğrenmesi. İnsanın karanlığı çocukluğudur, bebekliğidir, anne karnıdır. İnsan karanlığa doğar ve ilk gördüğü ve görmeye başladığı şey iki noktadır. Bu iki karanlık nokta belirler hayatını bundan böyle. O iki karanlık nokta içinde hapis olmak için gelmiştir dünyaya. O yüzden özgürlüğü kendisinde olmaz insanın.

İnsanın bakışı görmek için değil görülmek içindir. Göründüğünü hissetmesi ve yaşaması gerekir. Görüldüğü zaman görmeye başlar insan. Görülmek için her türlü şaklabanlık yapmayı bebekliğinde öğrenir, Facebook, Tick Tock ve instagramda devam eder.

Özgürlük görülme ile ilgilidir. Eğer özgürlük görülme ile gelecekse insanın özgür olma şansı yoktur varsa bile bu başkalarının elindedir. Ancak başkaları bizi özgürleştirebilir. Özgürlüğün anahtarı o iki noktanın karanlığında kayıptır. Eğer özgürlük başkalarından geliyorsa o zaman onun adının özgürlük olmaması gerekir. Bu yüzden belki de insanın özgürlük arayışı beyhude bir çabadan başka bir şey olamaz.

İnsan kendi çabası ile özgür olamıyorsa onu ancak başkaları kurtarabilir, “özgürleştirebilir”. Annesi, babası, sevgilisi, lideri. Bunlar mümkün değilse başka şeyler de kurtarabilir işi, takıntısı, sevgi arayışı, melankoli, içki, uyuşturucu, sanat ve daha niceleri.

İnsanın romantik aşka zehirli bağımlığı buradan gelir ya da güçlü bir öndere, lidere olan kayıtsız, şartsız özlemi bundandır. Liderler gerçekten de kurtarabilir insanı, toplulukları. Çünkü özgürlük ancak onlardan gelen bir şeydir onların bahşedebileceği. Onların gücü sadece kendilerinden gelmez, esas güç insanların toplulukların görülme ihtiyacıdır. Bir toplumun görülme ihtiyacı ne kadar fazla ise o kadar güçlü bir lidere ihtiyaç duyar. Ve bu ihtiyaç hayatta kalma kavgası ile iç içedir. O yüzden insanlar lider bir şarlatana, şarlatanlara deli gibi bağlanabilir.

İnsanın kendisine iyi gelen şeyleri yapamaması özgür olamaması ile ilgilidir. Çok uzak zamanlarda iki noktaya, göze bağımlı bir şekilde doğması ile. O yüzden hep geçmişe takılı kalır ve bugünü yaşaması o kadar zor hale gelir. Geçmişe gidemediği için geleceğe erteler. Bilinmez bir geleceğe. Ya da bilinir bir sevgiliye, çocuklara, aileye, uğraşa, lidere bırakır yaşamını.

İyi bir yaşam için insanın özgürlüğü yeniden tanımlaması gerekir. Eğer başkalarına bağlılıkla doğuyorsa bunun duygusal hallerini farkettirecek bir pratiğin içinde olması gerekir. Belki de birbirimize bağlı olmanın pekte kötü bir şey olmadığını itiraf edip, birbirimize bağlı olmanın canımızı yakan bir durum olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bağlı olmanın, bağlı olma isteğinin, görülme ihtiyacı ile girdiğimiz ilişkilerin, yaşam tarzlarının yarattığı kısır döngülerle barışmak, barışarak çareler bulmak ya da uzaklaşmak ancak o zaman mümkün olabilir. Özgür olmadığımızı ve olmayacağımızı kabul etmemiz gerekir. Ancak bu koşullarda geçmişi bedenine hapsetmiş ve iyiliği gelecekte, bir kurtarıcıda arayan “beyhude” bir yaşamdan kendimizi “kurtarabiliriz”.

"İnsan acılarını hep bir adım ileri gitmek ile aşabileceğini zanneder. O yüzden mutluluğu ve iyiliği ileriye adım atmak ...
28/06/2024

"İnsan acılarını hep bir adım ileri gitmek ile aşabileceğini zanneder. O yüzden mutluluğu ve iyiliği ileriye adım atmak ile kazanma uğraşındadır. Halbuki ileriye adım atmak için geriye dönmek gerekir. Geriye adım attığımız yerde acılarımıza bakabilme şansını yakalarız. İçeriye döndüğümüz yerde, köklerimizdedir ait olduğumuz yer. Her ne kadar acıtsada oradadır. "

Bir yere, birilerine ait olduğunu, bağları olduğunu hissetmek belki de insanın en temel ihtiyacı. Görüldüğümüzü hissettiğimiz ve görülürken yaşadığımız anı önyargılar olmadan yaşadığımız yere ait hissederiz. İnsan kendisini ait hissettiği yerde özgür olabilir. Özg....

Address

London
N13

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Mahir Psychotherapy posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Mahir Psychotherapy:

Share

Our Story

Mahir Güden ilk olarak Middlesex Üniversitesi’nde Psikoloji eğitimi aldı. Psikoloji yüksek lisansını Londra Southbank Üniversitesi’nde gerçekleştirdikten sonra Bilişsel Davranışsal Terapi Yüksek Lisansını da Reading Üniversitesi’nde tamamladı. En son olarak 2017 yılında Royal Holloway Üniversıtesinde Davranışsal Bilişsel Çift Terapisi eğitimi ve sertifikası aldı. Bunlar dışında çeşitli üniversitelerde klinik süpervizorluk eğitimleri aldı. Türk ve Kürt göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’da Derman adlı kuruluşta araştırma görevlisi ve sağlık danışmanı olarak çalıştı. Bu süre zarfında Kürt ve Türk göçmenlerin özellikle erkeklerin ruh sağlığı ve intiharı üzerine Lancashire Üniversitesi’yle birlikte araştırmalar yaptı. Farklı zamanlarda Derman’da terapist olarak çalışmanın yanında aynı serviste şu anda Low Intensity psikoloji terapi eğitimi alan terapislere süpervizorluk yapmaktadır. Bire bir terapilerin yanında Türkçe konuşan toplumlara yönelik Davranışsal Aktivasyon Grup Terapisi düzenlemiştir. Türk ve Kürt kültürlerinin, yaşayışının ve aynı zamanda yurt dışında yaşama koşullarını gözeterek Grup terapisi seanslarını bu koşullara uygun bir şekilde adapte etmiştir.

2007 ve 2018 yılından itibaren İngiltere Ulusal Sağlık Servisinde (NHS) Haringey bölgesinde St Ann’s Hospital ve Whittington Hospital’da sırasıyla ruh sağlığı çalışanı ve CBT - Bilişsel Davranışçı Terapist, Evlilik - Çift Terapisti olarak çalışmıştır. 2018 Ocak ayından itibaren ise Edgware Community Hospital’da Barnet IAPT servisinde Uzman Psikoterapist / Çift Terapisti ve Klinik Süpervizör / Servis yardımcı menejeri olarak çalışmaktadır. CBT ve Bilişsel Davranışçı Çift Terapisinin yanında Davranışsal Aktivasyon, Farkındalılık, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Şefkat Terapisi yöntemlerinide terapilerinde kullanan Mahir bu dallarda da düzenli olarak eğitim ve konferanslara katılmaktadır.