
23/08/2025
Suçluluk ve İki Yönlü İhtiyaç
Bugün kendimde güçlü bir suçluluk duygusu fark ettim. Hava çok güzeldi, deniz davetkârdı; uzun zamandır böyle bir gün olmamıştı. Aslında dışarı çıkıp tadını çıkarabilirdim. Üstelik bugün cumartesi, kendime ve Kermi’ye söz vermiştim: hafta sonları çalışmayacaktım.
Ama sabah yediden itibaren kurs kaydı için hazırlandım. Üç saat uğraştık Bertolt’la, fakat ışık iyi olmadı, görüntü karanlık kaldı. Sonuç alamadık. Sonra eve döndüm, önümde Kerem’in gönderdiği içerikler vardı; videoları çekmem gerekiyordu. Hiçbirini yapamadım. Böylece ne dışarıdan keyif alabildim, ne de üretim yapabildim. İkisini de kaçırmış gibi hissettim. Bu yüzden yoğun bir suçluluk yaşadım.
Biraz dinlenince fark ettim ki mesele sadece bugünün üretimsizliği değil. İçimde daha derin bir ikilem var. Bir yanım hayatımda daha çok derin bağlantı, ilişki, eğlence ve yaşam enerjisi istiyor. Daha çok insanla buluşmak, dışarıya açılmak, hayata karışmak arzum var. Ama diğer yanım tam tersine, hiçbir şey yapmamaya, yalnız kalmaya, saatlerce balkonda oturmaya ihtiyaç duyuyor.
Bu iki yön birbiriyle çelişiyor gibi geliyor: dışa açılma arzusu ile içe çekilme ihtiyacı. Bu çelişkide kalmak beni karmaşık hissettiriyor. Oysa ikisi de benim gerçek parçalarım: biri dışarıdan enerji ve canlılık arıyor, diğeri içeriden sessizlik ve dinginlik istiyor. Belki de mesele, hangisinin doğru olduğunu seçmek değil; hangi anda hangisinin bana iyi geleceğini fark edip kendime izin vermek.
Not: Kendime izin verip ne olup olmadığını hissettikten sonra yapmam gereken işleri bi çırpıda bitirdim, akşam da dansa gittim, bir güzel dans ettim, fotoğraf ordan 🌿