Uzm. Dr. Halil Ibrahim Dilek

16/02/2025

DEMİR EKSİKLİĞİ YAŞAYANLARA İLAÇ DIŞI YARDIMCI ÖNERİLER
Demir eksikliği, özellikle kadınlarda, çocuklarda ve vejetaryen/vegan beslenen bireylerde sık görülen bir durumdur. Demir eksikliğini tedavi etmek için ilaç tedavisi (demir takviyeleri) önemlidir, ancak yaşam tarzı değişiklikleri de demir emilimini artırmaya ve eksikliği önlemeye yardımcı olabilir. İşte demir eksikliği yaşayan hastalara ilaç dışı yaşam tarzı önerileri:

1. Demir Açısından Zengin Besinler Tüketin
**** Hem Demir İçeren Besinler (Hayvansal Kaynaklar):
Kırmızı et (özellikle dana eti ve karaciğer).
Tavuk ve hindi eti.
Balık ve deniz ürünleri (örneğin, istiridye, midye).
**** Hem Olmayan Demir İçeren Besinler (Bitkisel Kaynaklar):
Koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı, roka).
Baklagiller (mercimek, nohut, fasulye).
Tam tahıllar (esmer pirinç, yulaf, kepekli buğday).
Kuruyemişler (badem, ceviz) ve tohumlar (kabak çekirdeği, keten tohumu).
Kuru meyveler (kuru üzüm, kuru kayısı, hurma).

2. Demir Emilimini Artıran Besinlerle Birlikte Tüketin
C Vitamini: Demir emilimini önemli ölçüde artırır.
Örnekler: Portakal, mandalina, greyfurt, kivi, çilek, biber, domates, brokoli.
Demir içeren öğünlerde C vitamini kaynakları ekleyin (örneğin, ıspanak salatasına limon sıkmak).
Folik Asit ve B12 Vitamini: Kan yapımını destekler.
Örnekler: Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, süt ürünleri, balık.
3. Demir Emilimini Engelleyen Besinlerden Kaçının
Fitik Asit: Tahıllar, baklagiller ve kuruyemişlerde bulunur. Demir emilimini azaltır.
Çözüm: Baklagilleri ve tahılları suda bekletmek veya filizlendirmek fitik asit içeriğini azaltır.
Kalsiyum: Süt ürünleri, demir emilimini engelleyebilir.
Çözüm: Demir içeren öğünlerle birlikte süt ürünleri tüketmeyin.
Çay ve Kahve: Tanenler demir emilimini azaltır.
Çözüm: Yemeklerden en az 1 saat önce veya sonra çay/kahve tüketin.
Yüksek Lifli Besinler: Aşırı tüketimi demir emilimini engelleyebilir.
4. Düzenli ve Dengeli Beslenme
Öğün atlamayın ve demir içeren besinleri her öğüne dahil edin.
Vejetaryen/vegan beslenenler, bitkisel demir kaynaklarını daha fazla tüketmeli ve C vitamini ile desteklemeli.
5. Fiziksel Aktivite ve Egzersiz
Düzenli egzersiz, kan dolaşımını artırarak dokulara oksijen taşınmasını destekler.
Aşırı egzersizden kaçının, çünkü aşırı terleme ve yorgunluk demir kaybına neden olabilir.
6. Stres Yönetimi
Kronik stres, sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir ve besin emilimini azaltabilir.

Meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler uygulayın.
7. Uyku Düzeni
Kaliteli uyku, vücudun demir emilimini ve kullanımını optimize eder.
Günde 7-9 saat uyumaya özen gösterin.
8. Alkol ve Sigaradan Kaçının
Alkol, demir emilimini azaltır ve karaciğer fonksiyonlarını bozar.
Sigara, oksijen taşınmasını engelleyerek demir eksikliğini kötüleştirebilir.
9. Düzenli Sağlık Kontrolleri
Demir eksikliğinin altında yatan nedenleri (örneğin, adet kanamaları, mide-bağırsak hastalıkları) belirlemek için düzenli doktor kontrolü yaptırın.
Demir seviyelerini izlemek için periyodik kan testleri yaptırın.

Örnek Demir Zengini Bir Günlük Menü:
Kahvaltı: Ispanaklı omlet + portakal suyu.
Ara Öğün: Kuru kayısı + badem.
Öğle Yemeği: Kırmızı et veya mercimek yemeği + yeşil salata (limonlu).
Ara Öğün: Yoğurt + taze meyve.
Akşam Yemeği: Tavuk veya balık + brokoli + esmer pirinç.
Ara Öğün: Kuru üzüm + kabak çekirdeği.

05/01/2025

ŞİFA ARAYIŞINDA ALTERNATİF BİR BAKIŞ ARIYOR MUSUNUZ ?
2025 YILINI BİR ŞİFA YOLCULUĞUNA DÖNÜŞTÜREBİLİRSİNİZ.
*** Yorgun yatıp yorgun kalkıyor musunuz ?
*** Çabuk kızma, üzülme, öfkelenme, küsme, kırılganlık geliştiriyor musunuz?
*** Dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve odaklanma sorunları yaşıyor musunuz ?
*** Cildinizde lekeler, sivilceler, alerjik lezyonlar, renk değişimleri, mantar lezyonları oluyor mu ?
*** Gaz, şişkinlik, isal , kabızlık, hazımsızlık, mide ekşimesi, reflü, yemek sonrası halsizlik yakınmalarını yaşıyor musunuz ?
*** Bedeninizde birden fazla bölgede açıklanamayan tekrarlayıcı ağrılar yaşıyor musunuz ?
*** Vücut ağırlığınız yıldan yıla ( hatta son zamanlarda hızla ) artıyor mu ?
*** Sık sık solunum yolu , sindirim sistemi ya da idrar yolu enfeksiyonu yaşıyor musunuz ?
*** Rutin kan tahlillerinizde her defasında sayılan bozukluklardan bir veya birkaçı tespit ediliyor mu? ( DEMİR EKSİKLİĞİ, B 12 VE FOLİK ASİT EKSİKLİĞİ ; İNSÜLİN DİRENCİ; TSH YÜKSEKLİĞİ, HAFİF ORTA CRP YÜKSEKLİĞİ, KARACİĞER TESTLERİNİZDE HAFİF YÜKSEKLİK , KANSIZLIK )
*** Çok sayıda ilaç kullandığınız halde düzenlenemeyen tansiyon, şeker, romatizma, alerji , gastrit, reflü hastalığı , kolit, tiroidit gibi kronik hastalıklarınız var mı?
*** YUKARIDA SAYDIKLARIMDAN DÖRT YADA DAHA FAZLASINA SAHİPSENİZ VE BU DURUM 3 AYDAN UZUN SÜREDİR DEVAM EDİYORSA BÜTÜNCÜL VE REGÜLE EDİCi TIP YAKLAŞIMI İLE TANIŞMA ZAMANINIZ GELMİŞ DEMEKTİR....
*** İÇ HASTALIKLARI UZMANI OLARAK HİZMET VERDİĞİM ÖZEL MUAYENEHANEM HAFTA İÇİ 5 GÜN 09-18 SAATLERİ ARASINDA HÜRRİYET MAHALLESİ 425 SOKAK NO : 18 AKHİSAR ADRESİNDE HİZMET VERMEKTEDİR...
*** SEVGİ HUZUR VE ŞİFA DİLEKLERİMLE....
*** 0533 611 39 26 02364121246 numaralı telefonlardan randevu ve bilgi alabilirsiniz...

04/12/2024

*** Bir günlük K1 ve K2 vitamin ihtiyacı yaklaşık 120 mcg dır...
***K1 vitamini bitkisel kaynaklarda bulunur. Koyu yeşil yapraklı sebzelerde k1 bolca bulunur. 100 gram brokoli yada ıspanak, 50 gram roka günlük k1 ihtiyacını karşılayabilir...
*** K2 vitamini hayvansal gıdalarda bulunur.. K2 vitamini her türlü fermente gıdada da bulunur.. Yumurta sarısı, karaciğer, sardalye ve somon balığı, peynir, kefir, yoğurt K2 vitamininden zengindir.. *** lahana turşusunda da k2 bulunur...
*** Vücutta K1 vitamini K2 vitaminine dönüştürülebilir.
*** Bağırsaklarda bakteriler K2 vitamini üretebilir..
*** K1 KARACİĞERDE PIHTILAŞMA FAKTÖRLERİ ÜRETİMİNDE GÖREV ALIRKEN K2 VİTAMİNİ KEMİK GELİŞİMİ VE SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİDİR... K2 VİTAMİNİ DAMAR KİREÇLENMESİ VE SERTLİĞİNİ DE ÖNLER... KALP DAMAR SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİDİR...
*** Coumadin, warfmadin gibi pıhtılaşma önleyici ilaç kullanma gereksinimi olan hastaların k1 vitamini içeren gıdaları aşırı tüketmemelidir..

03/12/2024

ANA ( anti nükleer antikor ) pozitifliği ne anlama gelir ?
ANA pozitifliği hangi romatizmal hastalıklara işaret eder ?
ANA pozitifliği yapan enfeksiyonlar var mıdır ?
ANA pozitifliğine neden olan ilaçlar var mıdır ?
ANA pozitifliği hastalık olmaksızın yaşla artabilir mi ?
SİSTEMİK LUPUS ERİTEMATOZUS, SJÖGREN SENROMU, SKLERODERMA, POLİMİYOZİT, DERMATOMİYOZİT, HAŞİMATO TİROİDİTİ, OTOİMMUN HEPATİT her zaman ANA POZİTİFLİĞİ OLUŞTURAN HASTALIKLAR MIDIR ?
Tüm bu soruların cevabı için güzel bir bilgilendirme yazısı hazırlıyorum... Yakında istifadenize sunacağım

27/11/2024

HAŞİMATO TİROİDİTİ kadınlarda erkelerden 5-10 kat daha sık görülür. Tüm kadın popülasyonunda %5-10 arası sıklıkta görülebilir. 30-50 yaş aralığı teşhisin en sık konulduğu yaşlardır. Bu dönemde kadınlar semptomları daha belirgin hisseder (yorgunluk, kilo alımı, depresyon, soğuk hassasiyeti gibi). Genel olarak, erişkin nüfusun yaklaşık %2-4'ünde tiroid otoantikorları (anti-TPO ve anti-Tg) pozitif bulunur ve bunların büyük bir kısmı Haşimato hastalığı ile ilişkilidir.
Kadınlarda bu oran %5-10’a kadar çıkabilir. Haşimato tiroiditi tanısı Ft3, fT4; tsh, Anti TPO ve anti Tiroglobulin antikorlarına bakılarak ve Ultrasonografi bulguları ile konur..

01/09/2024

ÇALIŞMA SAATLERİMİN DUYURUSUDUR

**** Değerli hastalarım ; 23 yıldır hizmet verdiğim İç hastalıkları muayenehanem hafta içi 09-18 saatleri arasında açık olacaktır...
**** 02364121246 ve 0533 611 39 26 numaralardan randevu alabilirsiniz.
**** Kliniğim Hürriyet mahallesi 425 sokak No: 18 Akhisar adresindedir...
**** Hizmet akışımızı sağlayabilmemiz için randevu almanızı öneririz..
**** İç hastalıklarının tanı ve tedavisi;
**** Kronik hastalıkların tedavisi ve yönetilmesi eğitimi;
**** Tıbbi beslenme ve detoks eğitimi;
**** Kronik ağrıların alternatif tedavi uygulamaları ile tedavisi
**** Kronik yorgunluk ve fibromiyalji tedavisi
**** Şeker hastalığı ve tiroit hastalıklarının yönetilmesi
**** Sindirim sistemi hastalıklarının yönetilmesi....
**** Ateşli hastalıkların tanı ve tedavisinin yönetilmesi.
**** Anlaşmalı laboratuarımız aracılığı ile her türlü tetkikin planlanması ve yapılması hizmetlerimize devam ediyor..
**** SEVGİ HUZUR VE ŞİFA DİLEKLERİMLE...
**** Uzm. Dr. Halil Ibrahim Dilek
**** İÇ HASTALIKLARI UZMANI

08/07/2024

AĞRI VE TEDAVİSİNDE BÜTÜLCÜL TIP YAKLAŞIMI ÜZERİNE
*** İnsanlarla doktorları en çok buluşturan yakınma ağrıdır...
*** Herhangi bir hastalık ya da tıbbi durumu anlamak için önce onu sınıflandırmak gerekir... Ağrı çok çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir...
*** Ağrı etkilediği vücut bölgesine göre sınıflandırılabilir. ( baş , sırt , boyun, bel , kol, bacak , göğüs , karın, kasık , omuz, dirsek, bilek, diz, kalça, parmak. ağrısı olarak sınıflandırılabilir.
*** Ağrı akut (yeni başlangıçlı) ve kronik (uzun süredir var olan) olmak üzere ikiye ayrılarak incelenmelidir...
*** Herhangi bir bölge ya da dokuda ağrı olduğunda oluşum mekanizmasına göre sınıflandırmalıyız. 1) vasküler/damarsal kökenli ağrı.. (o bölgenin atar ya da toplar damarlarındaki bir sorundan kaynaklanan ve dolaşım bozukluğu temelli ağrıdır. 2) nöral/sinirsel kökenli ağrı... (O bölgeyi hareket ettiren ve duyularını oluşturan/taşıyan sinirlerden bir yada birkaçının işlevinin bozulması ya da zedelenmesi ile oluşan ağrıdır) 3) visseral/organsal ağrı. Visseral ağrıda organın sinir ve damarlarında sorun olmaksızın direk dokunun kendinde bir hasar/inflamasyon/dejenerayon/zedelenme vardır...
**** VASKÜLER AĞRI-NÖRAL AĞRI-VİSSERAL AĞRI ÜÇ FARKLI AĞRI TİPİDİR... AYNI HAPLARLA YA DA YÖNTEMLERLE TEDAVİ EDİLEMEZ..
**** Ağrının vasküler, nöral ya da visseral kökeni anlaşılmadan kalıcı ve etkili bir tedavi yapılamaz… Bu ayırım çoğunlukla hastanın ağrıyı tanımlama şekli, öyküsü ve fizik muayene ile yapılabilir. Gereksinim halinde labaratuar , radyolojik yöntemler ve elektrofizyolojik yöntemlerden yararlanılabilir.
*** Ağrı oluş nedenine göre de sınıflandırılabilir.. . Her ağrı MEKANİK, İNFLAMATUAR YA DA DEJENERATİF AĞRI olarak BAŞLAR.. Zaman içinde mutlaka her üç bileşen de işin içine katılır.... Ama inflamatuar/iltihabi ağrı ile dejeneratif/aşınma/yıpranma ağrıyı biri birinden ayırmadan bütün kronik ağrılara KİREÇLENME adını vermek çözümü baltalayan/imkansızlaştıran bir yaklaşım tarzı olacaktır...
*** Öte yandan zamanında çözülmemiş her inflamatuar ya da mekanik ağrının hızlı bir doku yaşlanması/yıpranması yapması da kaçınılmazdır... Eninde sonunda tüm diz kalça bilek bel ya da boyun ağrıları çok geçmeden KİREÇLENME adını alacaktır... Oysa tüm bu sürecin durdurulabileceği, geri çevrilebileceği uzun bir FIRSAT PENCERESİ varıdır...
**** Bu fırsat penceresinin hasta ve sağlık sunucuları tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir....
**** Günümüzde hem hastalar hem de sağlık sunucuları tarafından ağrı konusunda yapılan en büyük yanılgı... Bu sınıflandırma ve ayrımlar yapılmadan geçmeyen her ağrıya 1) fibromiyalji 2) kireçlenme 3) artroz 4) psikosomatik ağrı gibi isimler verilmesidir...
****Oysa bu isimlerden/tanılardan hiçbiri bir film, tetkik yada yöntemle ispatlanabilir tanılar değildir.... Bu kadar sık kullanılmamalıdırlar...
**** Ağrı tedavisinde izlenmesi gereken yol ne olmalıdır ?
**** Tüm hastalıklarda izlenmesi gereken yol ile aynı olmalıdır...
****1) sözle tedavi... (karşılıklı görüşme ve tıbbi durum değerlendirilmesi ile bilinen ve bilinmeyenlerin ortaya konup paylaşılması) Ağrıyı oluşturak koşulların hasta ve hekim tarafından tecrübeye dayalı olarak ve labaraturdan yardım alarak belirlenmesi... 2) saldırgan/agresif olmayan tedavi yöntemlerinden yararlanılmalı... ( haplar, bitkiler, sıcak soğuk uygulamaları, egzersiz, manuel terapi, masaj, kaplıca uygulamaları, temel vitamin ve mineral eksikliklerinin yerine konması, nöral terapi, akupunktur uygulamaları, beslenme düzenlemeleri gibi agresif olamayan tedavi yöntemlerinden yararlanılması) 3) ilk iki basamakla çözülemeyen problemlerde cerrahi yöntemlerden ve yan etki/bağımlılık potansiyeli de olabilen haplardan yararlanılması...
**** sözle çözülebilecek bir sorun için hapa; hapla çözülebilecek bir sorun için cerrahiye yönelmemek... Cerrahi gereken durumlarda da kötürüm kalıncaya kadar zaman kaybetmemek gerekir....
**** Tüm bu anlattıklarımdan iki insanın ağrısının nedeninin de akibetinin de aynı olmayabileceği sonucuna ulaşmış olmalısınız...
****

İç Hastalıkları Uzmanı; Manuel Terapi; Ozon Terapi; Mezoterapi , Proliterapi; Matrix Biyoritim

12/05/2024

*** İNSÜLİN DİRENCİNE (METABOLİK SENDROM) BÜTÜNCÜL BAKIŞ
*** İNSÜLİN DİRENCİ ÖNLENEBİLİR VE YÖNETİLEBİLİR BİR DURUMDUR..
*** İnsülin direncine bütüncül tıp bakış açısıyla çözüm üretme hizmetimiz için 0533 611 39 26 numaradan whatsapp üzerinden randevu alabilirsiniz...
*** İnsülin direnci (metabolik sendrom) : Kalp damar hastalıkları, Tip 2 diyabet (şeker hastalığı) ve felç riskinizi artıran bir grup bozukluğun bir araya geldiği tıbbi bir durumdur . Arter (atar damar) duvarlarında plak birikmesine( ateroskleroz ) neden olur. Damarı daralmış yada tıkanmış organlarda (başta kalp ve beyin olmak üzere) sağlık sorunları oluşur...
**** Aşağıda sayılan beş anormal durumdan üçüne sahipseniz ''İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMUNUZ '' vardır..
***1) Gövdesel Obesite /Aşırı karın yağlanması : Bel çevresinin erkekde 102 cm ve kdında 89 cm den büyük olması..
*** 2) Hipertrigliseridemi : Açlık kan trigliserit düzeyinin 150 mg/dl den yüksek olması
***3) Düşük HDL kolesterol düzeyleri : Erkeklerde 40 mg/dL'nin kadınlarda 50 mg/dL'nin altında HDL kolesterol düzeyi.
*** 4) Yüksek kan şekeri düzeyi : Açlık kan şekeri düzeyinin 100 mg/dL veya daha yüksek olması. 100 ila 125 mg/dL ise prediyabetiniz var demektir . Eğer 125 mg/dL'nin üzerindeyse büyük olasılıkla Tip 2 diyabet hastasısınız.
*** 5) Yüksek tansiyon : Sistolik 130 mmHg ve/veya diyastolik 85 mmHg nin üzerinde kan basıncı değerleri.
*** Yukarıda sayılan bozuklukların her biri kalp damar hastalığı, felç ve şeker hastası olma riskinizi artırır. Ama özellikle 3 ya da daha fazla bozukluğa sahip olduğunuzda riskiniz katlanarak artmaktadır... Üç yada daha fazlasına sahipseniz ''METABOLİK SENDROM'' hastasısınızdır..
*** METABOLİK SENROM (İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU) HER 3 YETİŞKİNDEN BİRİNİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİR SAĞLIK SORUNUDUR..
*** METABOLİK SENDROM GÜN GEÇTİKÇE ERGENLERİ HATTA ÇOCUKLARI DAHİ ETKİLEYEN BİR TOPLUMSAL SAĞLIK SORUNUNA DÖNÜŞMEKTEDİR..
*** Metabolik sendroma ne sebep olur?
*** Her türlü kronik sağlık sorunu üç nedenden beslenir. 1) genetik 2) Maruz kaldıklarımız 3) Tercih ettiklerimiz...
*** Metabolik sendrom nasıl yönetiliR?
*** Hastalıklar onlara neden olan koşullar ortadan kaldırılarak ya da etkisiz hale getirilerek tedavi edilir... Anne babanızdan aldığınız genleri iade edemezsiniz... Ama Maruz kaldığınız yaşam koşullarını ve tercihlerinizi genlerinize uyumlu hale getirerek insülin direncinden kurtulabilir ve/veya onu en az zarar verecek hale dönüştürebilirsiniz..

*** UNUTMAYIN Kİ ŞİFA ALINAMAZ, SATILAMAZ, KİRALANAMAZ.... HER BİREY KENDİ SAĞLIĞINI TESİS ETMEK ZORUNDADIR...
*** İnsülin direncine bütüncül tıp bakış açısıyla çözüm üretme hizmetimiz için 0533 611 39 26 numaradan whatsapp üzerinden randevu alabilirsiniz...

***SEVGİ HUZUR VE ŞİFA DİLEKLERİMLE....
# # #
# # # # # # #

05/05/2024

*** İNSÜLİN DİRENCİNE (METABOLİK SENDROM) BÜTÜNCÜL BAKIŞ
*** İNSÜLİN DİRENCİ ÖNLENEBİLİR VE YÖNETİLEBİLİR BİR DURUMDUR..
*** *** İnsülin direncine bütüncül tıp bakış açısıyla çözüm üretme hizmetimiz için 0533 611 39 26 numaradan whatsapp üzerinden randevu alabilirsiniz...
*** İnsülin direnci (Metabolik sendrom) : Kalp damar hastalıkları, Tip 2 diyabet (şeker hastalığı) ve felç riskinizi artıran bir grup bozukluğun bir araya geldiği tıbbi bir durumdur . Arter (atar damar) duvarlarında plak birikmesine( ateroskleroz ) neden olur. Damarı daralmış yada tıkanmış organlarda (başta kalp ve beyin olmak üzere) sağlık sorunları oluşur...
**** Aşağıda sayılan beş anormal durumdan üçüne sahipseniz ''İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMUNUZ '' vardır..
***1) Gövdesel Obesite /Aşırı karın yağlanması : Bel çevresinin erkekde 102 cm ve kdında 89 cm den büyük olması..
*** 2) Hipertrigliseridemi : Açlık kan trigliserit düzeyinin 150 mg/dl den yüksek olması
***3) Düşük HDL kolesterol düzeyleri : Erkeklerde 40 mg/dL'nin kadınlarda 50 mg/dL'nin altında HDL kolesterol düzeyi.
*** 4) Yüksek kan şekeri düzeyi : Açlık kan şekeri düzeyinin 100 mg/dL veya daha yüksek olması. 100 ila 125 mg/dL ise prediyabetiniz var demektir . Eğer 125 mg/dL'nin üzerindeyse büyük olasılıkla Tip 2 diyabet hastasısınız.
*** 5) Yüksek tansiyon : Sistolik 130 mmHg ve/veya diyastolik 85 mmHg nin üzerinde kan basıncı değerleri.
*** Yukarıda sayılan bozuklukların her biri kalp damar hastalığı, felç ve şeker hastası olma riskinizi artırır. Ama özellikle 3 ya da daha fazla bozukluğa sahip olduğunuzda riskiniz katlanarak artmaktadır... Üç yada daha fazlasına sahipseniz ''METABOLİK SENDROM'' hastasısınızdır..
*** METABOLİK SENROM (İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU) HER 3 YETİŞKİNDEN BİRİNİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİR SAĞLIK SORUNUDUR..
*** METABOLİK SENDROM GÜN GEÇTİKÇE ERGENLERİ HATTA ÇOCUKLARI DAHİ ETKİLEYEN BİR TOPLUMSAL SAĞLIK SORUNUNA DÖNÜŞMEKTEDİR..
*** Metabolik sendroma ne sebep olur?
*** Her türlü kronik sağlık sorunu üç nedenden beslenir. 1) genetik 2) Maruz kaldıklarımız 3) Tercih ettiklerimiz...
*** Metabolik sendrom nasıl yönetiliR?
*** Hastalıklar onlara neden olan koşullar ortadan kaldırılarak ya da etkisiz hale getirilerek tedavi edilir... Anne babanızdan aldığınız genleri iade edemezsiniz... Ama Maruz kaldığınız yaşam koşullarını ve tercihlerinizi genlerinize uyumlu hale getirerek insülin direncinden kurtulabilir ve/veya onu en az zarar verecek hale dönüştürebilirsiniz..

*** UNUTMAYIN Kİ ŞİFA ALINAMAZ, SATILAMAZ, KİRALANAMAZ.... HER BİREY KENDİ SAĞLIĞINI TESİS ETMEK ZORUNDADIR...
*** İnsülin direncine bütüncül tıp bakış açısıyla çözüm üretme hizmetimiz için 0533 611 39 26 numaradan whatsapp üzerinden randevu alabilirsiniz...

***SEVGİ HUZUR VE ŞİFA DİLEKLERİMLE....

Call now to connect with business.

04/04/2023

*** ŞİFA YOLCULUĞU VE HEKİM
*** Şifaya giden bir yol vardır. Hekim bu yolda rehberlik eder. Sözleriyle, ilaçlarıyla, tıbbi müdahaleleri ile yolun güvenle geçilmesine yardım eder. Ama her hasta kendi şifa yolunu kendisi yürümek zorundadır. Yolculuk koşullarını en güvenli hale getirmek arzu edilir. Bu ancak hekim ve hastanın uyumu ve işbirliği ile mümkündür.
*** yaşam tarzı önerileri
*** beslenme önerileri
*** egzersiz önerileri
*** bedensel arınma (detoks) önerileri
*** duygusal ve düşünsel arınma önerileri
*** aile/ toplum ilişkilerin dengelenmesi
*** inanç dünyamızın düzenlenmesi
*** istirahat ve uyku düzeninin kurulması
*** sanat, edebiyet ve spor gibi medeni gereksinimlerin karşılanması önerileri
*** kullanmamız gereken tıbbi ilaçların kişiye özgü düzenlenmesi
*** İhtiyac halinde manuel terapi, ozon terapi, nöral terapi, proliterapi, biyorezonans ve matrix biyoritim terapi , mezoterapi, hipnoz ve eft , rejeneratif terapiler gibi alternatif ve bütüncül tıp yöntemlerinden yardım almak
*** Tüm bunlar bir araya gelmeden şifaya ulaşabilir miyiz ?
*** Amaç hastalığın belirtilerinden kurtulmaksa sadece hap yutarak bunu sağlayabiliriz.
*** Ama nedene yönelik kalıcı şifaya ulaşmak istiyorsak tüm bu detayları hesaba katmak gerekir.
*** Tüm bunları hesaba katarak tıp icra etmek sabır gerektirir. Hastaya geniş zaman ayırmak gerekir.
*** Bu zamanın ayrılabileceği en uygun yer muayenehanedir. Ben 29 yıllık hekimlik hayatımın 20 yılını kendi özel muayenehanemde çalışarak geçirdim.
*** Şifa yolculuğunda bir kişiye daha ışık tutabilmek 20 yıldır beni zinde ve sabırlı kıldı.
*** Sevgi... Huzur .... Şifa.... dilerim.

Telefon: 4121246 GSM 0533 611 39 26

28/01/2023

Tiroit hastalıklarınızın tanı tedavi ve yönetimi için randevu alabilirsiniz...
0533 611 39 26
Guatr hastalığı nedir ?
Tiroid Bezi Nedir ? Görevleri nelerdir ?
Nodüler Guatr nedir ?
Multinodüler Guatr nedir ?
Tiroit nodülleri nasıl takip edilir? Hangi nodüllere ameliyat gerekir ?
Zehirli ( toksik) guatr nedir ? Tedavi seçenekleri nelerdir ?
Haşimato hastalığı nedir ? nasıl yönetilir ?
Subakut tiroidit nedir ?
Graves hastalığı nedir ? Nasıl tedavi edililir ?
Hipotiroidi ve Hipertiroidi nedir ?
Tiroit ameliyatı olmuş bir hasta nasıl takip edilmeli ?
Tiroit kanseri nedir ?
Hangi koşullarda tiroit kanserlerinden şüphelenmeliyiz ?
Tiroit hastalarında hangi vitamin ve mineraller gereksinim artmıştır ?
Tiroit ile obezite ( şişmanlık) ilişkisi nedir ?
T3, T4; Sertnet T3; Serbest T4; TSH Anti TPO ; Tiroit ultrasonografisi ve Tiroit sintigarfisi kimlere, ne sıklıkda yapılmalaı ve nasıl yorumlanmalı ?
Gebelikte tiroit nasıl takip edilmeli ?
Tiroit hastasının beslenmesi nasıl olmalı ?
Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası için....
0533 611 39 26

18/05/2022

**** İÇ HASTALIKLARI VE BÜTÜNCÜL TIP HİZMETLERİMİZ İÇİN
**** ( 02364121246 ) 05336113926
**** HER ŞEY BİR SORUYLA BAŞLADI...
**** BELİRTİLERİ YOK ETMEK İLE HASTALIĞI YOK ETMEK AYNI ŞEY MİDİR ? AĞRIYI/KAŞINTIYI YOK ETMEK İLE HASTALIĞI YOK ETMEK AYNI ŞEY MİDİR ?
**** SONRA ASIL SORU SORULDU... HASTALIĞI YOK ETMEDEN BERLİTİLERİ YOK ETMEK SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEY MİDİR ???
**** ARDINDAN DİĞER SORULAR GELDİ....
**** BÜTÜNCÜL ŞİFA YOLCULUĞU NEDİR ?
**** BİR AVUÇ HAPTAN ÖTE ŞİFA YOLCULUĞU NE DEMEKTİR ?
**** REGÜLASYON TIBBI NEDİR ?
**** NÖRAL TERAPİ, PROLİTERAPİ NEDİR ?
**** MATRİX BİYORİTİM TERAPİ NEDİR ?
**** BİYOREZONANS TEDAVİSİ NEDİR ?
**** TIBBİ BESLENME, DETOKS, ŞELASYON NEDİR ?
**** MANUEL TERAPİ NEDİR ? OZON TEDAVİSİ NEDİR ?

**** Vücudumuzda bulunan 75 trilyon hücre matrix adını verdiğimiz bir TEMEL MADDE nin içinde yer alır. Hücrelerimizi evlere, matrixi de evlerinin arasında bulunana bahçe, boşluk ve yollara benzetebiliriz.
**** Matrikste atar ve toplar damarlar, lenf damarları , sempatik ve parasempatik sinir uçları yer alır. Bu oluşumlar hücrelerimizin BESLENMESİNİ, KORUNMASINI, ONARILMASINI, TEMİZLENMESİNİ, YÖNETİLMESİNİ, KOORDİNASYONU SAĞLAR.
**** Hücrelerimiz tüm gereksinimlerini temel maddeden alır. Tüm atık madde ve işlevsel ürünlerini matrikse bırakır...
**** Sokaklardaki kirlilik er ya da geç evlerimizi de kirletir. Matriksin (temel maddenin) kirlenmesi de sırasıyla hücreleri, dokuları, organları, sistemleri ve en nihayetinde tüm bedeni hasta eder. Tedavi edilmeyen her hastalık eninde sonunda tüm bedeni etkisi altına alır...
**** Matriks (temel madde) OTONOM SİNİR SİSTEMİ tarafından yönetilir. Vücudumuzda 500 bin kilometre uzunluğunda otonom sinir ağı vardır. Otonom sinir sistemi dokuları yönetemez hale gelirse kronik, bozucu, tahrip edici bir süreç başlar. Hastalıklarımızın yüzde 80 i bu şekilde gelişen kronik (müzmin) süreçlerle oluşur.
****ÖNCE TEMEL MADDE (MATRİX ) BOZULUR, SONRA BÖLGESEL OLARAK ATAR, TOPLAR VE LENF DAMARLARININ REGÜLASYONU VE DOLAŞIM-BOŞALTIM BOZULUR. DOLAŞIMIN BOZULUNCA DOKUDA TOKSİK ATIKLAR BİRİKİR. HÜCRELER YETERLİ OKSİJEN VE BESİN MADDESİ ALAMAZ. SONRA HASARLI BÖLGENİN OTONOM SİNİRİ AŞIRI UYARI ALTINDA OLDUĞU İÇİN OMURGADAN ÇIKTIĞI TÜM SEGMENTTE REGÜLASYON BOZULUR.
*** (resimde omurga-sinirler ve organlar arası bağlantı şemalanmıştır)
*** REGÜLASYONUN BOZULMASI AYNI SİNİRİN HEM CİLT DALINDA, HEM KEMİK VE KASA GİDEN DALINDA HEM DE İÇ ORGANA GİDEN DALINDA REGÜLASYON BOZUKLUĞUNA NEDEN OLUR... SONUÇTA AYLAR-YILLAR İÇİNDE DOKU VE ORGAN HASARI-YETERSİZLİĞİ-YAŞLANMASI MEYDANA GELİR.
**** Tüm bu süreç işlerken AĞRI; KAŞINTI, HARKET KISITLIĞI, SOLUNUM SIKINTISI, ÇARPINTI, SİNDİRİM ŞİKAYETLERİ, ÖKSÜRÜK, NEFES DARLIĞI, UYKU SORUNLARI VS VS GİBİ BELİRTİLER ORTAYA ÇIKAR... günümüz tıbbı hastanın kaşıntısıyla, ağrısıyla, uykusuzluğuyla, isali ya da kabızlığıyla, asabi ya da üzgün oluşuyla semptomatik olarak ilgilenir. Yıkıcı, yıpratıcı müzmin süreç görmezden gelinir. Hastalıkla değil hastayı rahatsız eden belirtiler ile uğraşır.
**** PEKİ BELİRTİLERİ YOK ETMEK İLE HASTALIĞI İYİLEŞTİRMEK AYNI ŞEY MİDİR ?
**** REGÜLASYON TIBBI GENİŞ ZAMAN AYIRMAYI GEREKTİRİR. KONUYA VAKIF BİR HEKİM/ŞİFACI REHBERLİK EDER. ŞİFA İSE HASTA TARAFINDAN İNŞA EDİLİR. ZAMAN AYIRMAYI, EMEK VERMEYİ, HASTA EĞİTİMİ VE FARKINDALIĞINI GEREKTİRİR...
**** TEMEL MADDENİN REGÜLE EDİLMESİ İÇİN çeşitli enstrümanlardan yararlanabiliriz.
**** NÖRAL TERAPİ ve NÖROPROLİTERAPİ KUŞKUSUZ OTONOM SİNİR SİSTEMİNİ VE MATRİXİ REGÜLE EDEN EN İYİ YÖNTEMDİR. BUNUN YANINDA MEZOTERAPİ , BİYOREZONANS TEDAVİSİ , MATRİX BİYORİTİM TEDAVİSİ, OZON TEDAVİSİ, DETOKS VE ŞELASYON UYGULAMALARI, MANUEL TERAPİ, REFLEKSOLOJİ, KİNEZYOLOJİ OTONOM SİNİR SİSTEMİNİ REGÜLE ETMEK İÇİN BAŞARIYLA KULLANILABİLECEK YÖNTEMLERDİR.
**** Her türlü kronik hastalığın yönetimi regülasyon tıbbı ile mümkündür. Regülasyon tıbbı ve bütüncül tıp BİR AVUÇ HAPTAN FAZLA ŞİFA arayanların yolculuğudur.....
**** Hekim bu yolculuğun planlayıcısı, eğiticisi, rehberi ve uygulayıcısıdır...

****SEVGİ HUZUR VE ŞİFA İLE KALIN...

**** 05336113926 02364121246 telefon ya da watsap ile ulaşabilirsiniz....