Aksaray Dinamik Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi

Aksaray Dinamik Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Dinamik Psikoloji Danışmanlığı

16/04/2019

İki tür çocukluk düşünelim: Bir tanesi iyi geçen çocukluk, diğeriyse kötü geçen çocukluk. Her ikisi de bizi yetişkinliğimize kadar takip eder. Birisi alınabi...

21/03/2019

Farklılık zenginliktir.🤗🤗 #

08/03/2019

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun

24/02/2019
20/02/2019

"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: "Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki…" Sabahattin Ali, Kırlangıçlar, Doğan Egmont Çocuklarımız bizim aynamız mıdır? Büyürlerken şekil vermek için ruhlarını ıska...

Kim olduğumuz ve hayatımızın nasıl gelişeceğine ilişkin en erken  görüntüler daha anne karnındayken oluşmaya başlar. Ham...
30/11/2018

Kim olduğumuz ve hayatımızın nasıl gelişeceğine ilişkin en erken görüntüler daha anne karnındayken oluşmaya başlar. Hamilelik sırasında annemizin duyguları bizim dünyamıza işler, temel doğamızın sakin veya sıkıntılı, algısal veya küstah, dirençli veya inatçı olmamıza kadar temel doğamızı etkiler. Annemizle olan erken dönem deneyimlerimiz, aradaki bağda oluşan önemli bir kırılma ile sekteye uğrarsa acı ve boşluktan oluşan kırıklar, iyi oluşumuzu parçalar ve bizi hayatın temel akışından koparır. Anne-çocuk veya bakıcı-çocuk ilişkisinin bölünmüş, boş veya kayıtsızlıkla dolu şekilde kalması durumunda bir dizi olumsuz imge çocuğu hayal kırıklığı ve kendinden şüphe etmekle dolu bir düzlem içerisinde hapsedebilir. Bazı aşırı vakalarda olumsuz imgeler sürekli ve sert olduğunda, başkalarına karşı hayal kırıklığı, öfke, hissizlik ve duyarsızlık baş gösterebilir. Çoğumuz annemizle olan bağımızda bir kopma yaşamışızdır, ancak ihtiyacımız olanı yeteri kadar elde etmişizdir. Bir annenin çocuğuyla mütemadiyen mükemmel bir uyum içerisinde olmasını beklemek gerçekçi değildir. Bu uyumda bozulmalar elbette yaşanacaktır. Yaşandığı zaman ise iyileşme süreci olumlu bir büyüme deneyimi halini alabilir ve hem çocuğa hem de anneye bu tarz sorunlu kısa durumları nasıl yöneteceklerini ve ardından birbirleriyle nasıl yeniden bağ kuracaklarını öğrenme fırsatı tanır. Asıl önemli olan ise bu tamirin, iyileşmenin gerçekleşmesidir. Bir ilişkiyi sürekli olarak tamir etmek bir güven duygusu kurulmasını sağlar ve anne ile çocuk arasında güvenli bir bağ oluşturur. Annemizle ilişkimiz görece sağlam olsa da bazen kendimizi anlamadığımız duyguların kıskacında bulabiliriz. Bırakılma, reddedilme veya terk edilme korkuları yaşayabilir veya ortada kalma, aşağılanma veya utanma duyguları hissedebiliriz. Ancak bu duyguları annemizle olan erken dönem bağı kapsamında ele alırsak -büyük ihtimalle hatırlamayacağımız bir dönemden- o zaman neyin eksik olduğunu daha iyi fark edebilir ve iyileşmek için ihtiyacımız olan şeyi daha çok destekleyebiliriz. #

Birçoğumuz çocukluğumuzun acı resminin ötesini göremeyiz ve yaşadığımız olumlu, güzel şeyleri hatırlayamayız. Küçük bire...
17/10/2018

Birçoğumuz çocukluğumuzun acı resminin ötesini göremeyiz ve yaşadığımız olumlu, güzel şeyleri hatırlayamayız. Küçük birer çocuk iken hem bizi keyiflendiren, rahatlatan hem de bize üzüntü ve rahatsızlık verici zamanlar yaşarız. Ancak, bu rahatlatan anılar genellikle hatırlanmaz. Bunun yerine, istediklerimizi alamadığımız veya yeterince sevgi alamadığımız acı verici anıları hatırlarız. Bunun nedenleri vardır. Küçük birer çocukken, güvenliğimizin tehlikede olduğu veya bedenlerimizin savunmaya geçerek tepki gösterdiği deneyimlerimiz oldu. Sonrasında bu bilinçaltı savunmaları, dikkatimizi bizi rahatlatan şeyler yerine zor ve rahatsız edici olana yöneltti. Halbuki güzel anılarımız yalnızca duvarın diğer tarafında, ulaşamadığımız bir yerde yer alıyordu. Duvarın yalnızca bir tarafını görebildiğimiz için gerçekten hiç güzel bir şey yaşamadığımıza inanırız. Aslında sadece ilkel savunma sistemimizi destekleyen bu anıları hatırlayarak geçmişi yeniden yazmış oluruz, bu savunmalar o kadar uzun süredir bizimledir ki artık biz bu savunmaların kendisi haline geliriz. Bilinçaltı barikatının altında ebeveynlerimiz tarafından sevilmeye duyduğumuz derin bir arzu yatar. Ancak birçoğumuz artık bu duygulara erişemeyiz. Ebeveynlerimizle paylaştığımız sevgi ve şefkat dolu anları hatırlasak, kendimizi yeniden hassas, kırılgan hissedebilir ve yeniden incinme riskine maruz kalabiliriz. Dolayısıyla bizi iyileştirebilecek, şifa verecek anılar bilinçaltımızda engellediğimiz, saklı kalan bu anılardır. #

Birçok etken çocukta aidiyet duygusunun oluşmasına yol açar. Aynı ada sahip olmak, aynı evi paylaşmak, aile üyeleriyle b...
28/08/2018

Birçok etken çocukta aidiyet duygusunun oluşmasına yol açar. Aynı ada sahip olmak, aynı evi paylaşmak, aile üyeleriyle benzerliği fark etmek gibi birçok dış neden vardır. Güvenli bağlanma kuvvetli bir aidiyet hissi yaratır, çünkü yaşamın içinde size bir yer vererek sizi bir yere bağlar. Sahne ilk iliskimizde kurulduğu için anne ilişkisinde bu yer diğer her hangi bir ilişkidekinden daha geniştir. Daha sonraları bir takımın, mahallenin, topluluğun, ulusun ya da bir sosyal hareketin bir parçası olduğumuzu bilerek- ya da kendi çocuklarımıza, eşimize sahip olarak- bir aidiyet edinebiliriz. Bu düzeylerden birkaçında bir aidiyet hissine sahip olursak bir yere eklenmiş, onun bir parçası haline gelmiş hissederiz. #

“Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına var...
19/08/2018

“Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar. Üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. Oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü. İnsanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluk ve tekdüzeliğidir. Ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. Sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar. Bu uzaklıkta duramayanlara, İngiltere’de “keep your distance!/mesafeni koru!” denir. Bu noktada, çevrenin sıcaklığını hissetme arzusu kısmen karşılanır ama, buna karşılık okların acısı hissedilmez. Kendi iç sıcaklığı çok yüksek olanlar ise, ne sıkıntı vermek, ne de sıkıntı çekmek için, topluluklardan uzak durmayı tercih ederler.” #

18/08/2018

Ofisimiz 20-26 ağustos tarihleri arasında kapalı olacaktır. Yeni randevular için 27 ağustos pazartesi gününden itibaren 0382 201 00 22 iletişim numarasından bizi arayabilirsiniz. Herkese iyi tatiller 🤗🤗

Depresyon tedavisi için psikoterapiye başlarken akılda tutulması gereken en önemli şey belki de, bir ""rahatsızlığı"" de...
14/08/2018

Depresyon tedavisi için psikoterapiye başlarken akılda tutulması gereken en önemli şey belki de, bir ""rahatsızlığı"" değil, yaşamının o anında depresyona girmiş bir insanı tedavi ediyor olmaktır. #

08/08/2018

Eş bağımlı Kişilerin İşlevsiz İlişkileri Sürdürmesinin En Önemli 9 Nedeni İlişkiler çapraşıktır! Eş bağımlı kişilerin ilişkileri özellikle çapraşıktır. Dışarıdan bakıldığında, kişilerin işlevsiz, hoyrat ya da doyurucu olmayan bir ilişkide kalması anlamsız gö...

31/07/2018

"Kafa karışıklığının büyük kaynaklarından bir tanesi de depresyon ve depresif hissetmek arasında fark olmasıdır." TELİF UYARISI: Altyazının telif hakları Düş...

Address

Minarecik Mh. Vehbibey Caddesi 556. Sk. No:1 Daire 3
Aksaray
68100

Opening Hours

Monday 09:00 - 20:00
Tuesday 09:00 - 20:00
Wednesday 09:00 - 20:00
Thursday 09:00 - 20:00
Friday 09:00 - 20:00
Saturday 09:00 - 20:00

Telephone

0382 201 00 22

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Aksaray Dinamik Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Aksaray Dinamik Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi:

Share

Category

Nearby clinics


Other Aksaray clinics

Show All