Uzman Klinik Psikolog Betül Gündüz

Uzman Klinik Psikolog Betül Gündüz Uzman Klinik Psikolog / Psikoterapist

Lise ve üniversite giriş sınavları yaklaştı ve gençler çok zorlu koşullarda, belirsizlik ve kaygının hakim olduğu bir sü...
19/06/2020

Lise ve üniversite giriş sınavları yaklaştı ve gençler çok zorlu koşullarda, belirsizlik ve kaygının hakim olduğu bir süreçte sınava hazırlandılar.
Sonuç ne olursa olsun gençlerin böyle bir süreç içerisinde sınava hazırlanması ve bu koşullar altında sınava girecek olması bile onları takdir etmemiz için yeterli.
Bu postta sınava girecek olan öğrenciler için bazı öneriler yer almakta. Şimdiden bütün gençlere başarılar!

Ergenlik süreci başlı başına değişim ve gelişimlerin çok hızlı gerçekleştiği ve hem ergenlerin kendisi hem de aileleri i...
10/06/2020

Ergenlik süreci başlı başına değişim ve gelişimlerin çok hızlı gerçekleştiği ve hem ergenlerin kendisi hem de aileleri için zorlu bir süreç olarak tanımlanır. Bu süreçte onları ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlamaya çalışmak, onlara yardımcı ve destekleyici olmak çok önemlidir.
Kaynak: https://www.wsj.com/articles/what-teens-need-most-from-their-parents-1470765906

06/06/2020

Arayan bir telefonla ulaşabiliyor // Aydın Haberleri, Aydın Yerel Haber //

Bu postu  sayfasında gördüğümde solitaire kartlarının çok güzel bir metafor olduğunu düşündüm. Hepimiz en az bir kere so...
27/05/2020

Bu postu sayfasında gördüğümde solitaire kartlarının çok güzel bir metafor olduğunu düşündüm. Hepimiz en az bir kere solitaire oynamışızdır sanırım. Çok iyi bir el geldiğini düşünüp, en sonunda kaybettiğimiz ya da çok kötü bir el geldiğini düşünüp en sonunda kazandığımız olur bazen. Ama ne olursa olsun, o an bize hangi kartlar geldiyse onlarla oynamak zorundayızdır.
♠️
Peki bu durumu metaforik olarak neye benzetebiliriz? Hayatın kendisi de bazen böyle değil midir? Önümüze bazı kartlar dağıtılır, değiştirme şansımız olmaz, o kartlarla yolculuğumuza devam ederiz. En yakın zamandan örnek verecek olursak, bir pandemi olur, durumu değiştiremeyiz veya kontrol edemeyiz, hayatımızı buna göre şekillendirmek zorunda kalırız. Yani yolculuğumuza bize dağıtılan (pandemi) kartlarla devam etmemiz gerekir. Yok sayamayız, kartları değiştiremeyiz, sadece gelen kartları kabul edebiliriz ve oyunu buna göre oynamamız gerekir.
♦️
Bu belki ilk düşündüğümüzde kendimizi aciz ya da yetersiz hissetmemize, hiçbir şeyin üzerinde kontrolümüz yok gibi düşünmemize neden olabilir. Fakat aslında çok önemli bir şeyin üzerinde kontrolümüz olabildiğini de fark etmemizi sağlayabilir. Kendi davranışlarımız ve bakış açımız üzerindeki kontrolümüz..
♣️
Hayatın bazen bize dağıttığı kartları değiştirme şansımız olmayabilir, fakat o dağıtılan kartlarla nasıl oynayacağımız, nasıl bir yaklaşım sergileyeceğimiz bizim elimizde. Ve tabiki gelen kartları kabul ettiğimiz gibi, süreç içerisinde hissettiğimiz duyguları da fark edip, kabul etmeyi de öğretebilir bu oyun bize..

Değişimi ne kadar kabulleniyoruz? Değişim bize doğal bir süreç olarak mı görünüyor yoksa bir tehdit olarak mı algılıyoru...
23/05/2020

Değişimi ne kadar kabulleniyoruz? Değişim bize doğal bir süreç olarak mı görünüyor yoksa bir tehdit olarak mı algılıyoruz değişimi?
🌠
Bu sorunun cevabı değişime olan yaklaşımımızı da oldukça etkiliyor aslında. Eğer doğal bir süreç olarak, hayatın vazgeçilmez bir döngüsü olarak görüyorsak, değişime kucak açıyoruz, hem kendi değişim ve gelişimimizin önünü açıyor hem de ilişkide olduğumuz insanların değişimlerini daha kolay kabulleniyoruz ve destekliyoruz.
🌠
Fakat değişimi bir tehdit olarak algılıyorsak, o zaman olabildiğince değişimden, gelişimden kaçmaya çalışıyor, başkalarının değişimleri karşısında da savunmaya geçiyoruz, kendimizi koruma altına almaya çalışıyoruz.
🌠
Aslında değişimin insanları tedirgin etmesi ya da tehdit algısı oluşturması oldukça anlaşılabilir bir durum. Çünkü değişim kendi içinde belirsizliği de barındırır ve belirsizlik çoğu zaman kaygı uyandırır. Bu yüzden alışkanlıkları sürdürmek, rutinlere devam etmek kişiyi rahatlatır ve kaygı duygusunu azaltır.
🌠
Fakat değişimin hayatın kaçınılmaz bir parçası olduğunu kabul etmek, değişime açık olmak, bazen alışkanlıklardan vazgeçebilmek ve yeni alışkanlıkları hayatımıza dahil edebilmek, doğadaki bütün canlılarda olduğu gibi biz insanlar için de varlığımızı sürdürebilmek, daha sağlıklı ilişkiler sürdürebilmek için oldukça önemlidir.
🌠
Zaman zaman değişime ne kadar açık olduğumuzu sorgulamak, eğer değilsek bunun arkasında yatan kaygının ne olduğunu keşfedebilmek, iç dünyamıza daha yakından bakabilmek gelişimimizin de önünü açacak bir kapıdır.
📷

Ebeveyn olarak çocukların çok fazla üzerine düşmek, onların hayatlarına fazlasıyla müdahale etmek ve onların hayatları i...
18/05/2020

Ebeveyn olarak çocukların çok fazla üzerine düşmek, onların hayatlarına fazlasıyla müdahale etmek ve onların hayatları için en doğruyu bildiğimizi düşünmek belki de kendimize ait bir hayatımızın olmadığını ya da kendi hayatımızdan uzaklaştığımızı gösterebilir.
🍁
Helikopter ebeveynlik olarak da tanımlanan, çocuklarının hep en doğru en iyi şeyleri yapmaları için sürekli onların üzerine düşen, attıkları her adımda, karşılaştıkları her sorunda aşırı koruyucu ya da kollayıcı bir tutum sergileyen ebeveynler çok iyi niyetlice aslında çocuklarına zarar vermektedirler.
🍁
Bu noktada bu yaklaşımın çocuklar için bir çok olumsuz sonucundan bahsedebiliriz ama peki ebeveynler neden bu tutumu sergiliyor olabilirler?
🍁
Bunun birçok sebebi olduğunu söylemek mümkün. Bunlardan biri, belki de en önemlisi; kendi hayatından, kendi ihtiyaçlarından uzaklaşan bir ebeveyn, artık çocuğunun hayatını kendi hayatıyla özdeşleştirir ve çocuğunun sorununu sanki kendi sorunu gibi görmeye, çocuğunun duygusunu sanki kendi duygusu gibi hissetmeye başlar. Çocuklarının hayatlarında her şeyin mükemmel gitmesi gerektiğine inanarak, aslında onların kendi hayatlarını yaşamalarına izin vermemiş olurlar.
🍁
Bazen kendi hayatımıza bakmak, içinde bulunduğumuz durumu, hissettiğimiz duyguları kabullenmek oldukça zor gelebilir, bu yüzden bir başkasının hayatıyla, özellikle çocuğumuzun hayatıyla ilgilenmek, her noktayı pürüzsüzleştirmeye çalışmak daha kolay gibi görünebilir.
🍁
Eğer çocuğunuza karşı aşırı korumacı, kollayıcı bir tavrınız olduğunu görüyorsanız, kendi hayatınız deyince aslında onların hayatları ile ilgili şeyler aklınıza geliyorsa, belki de kendinize şunu sormanız işe yarayabilir:
"Şu an kendi hayatım için neler yapıyorum, şu an benim ihtiyacım ne?"

  • • • • • •Türk Psikologlar Derneği olarak, dayanışmanın ve birlikte olmanın daha da çok önem kazandığı bugünlerde, ge...
16/05/2020


• • • • • •
Türk Psikologlar Derneği olarak, dayanışmanın ve birlikte olmanın daha da çok önem kazandığı bugünlerde, geçmişte ülkemizde yaşanan kitlesel travmalarda olduğu gibi, salgından doğrudan ve/ya dolaylı olarak etkilenen yurttaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına psikososyal destek sağlamak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Bu bağlamda, Korona Virüs Enfeksiyonu Online Ruhsal Destek Programını İzmir’deki Ruh Sağlığı Meslek Örgütleri olarak faaliyete geçirmiş bulunmaktayız. Bu kapsamda sağlık çalışanları, sağlık çalışanlarının yakınları, Korona virüsünden enfekte olan ya da risk taşıyan kişiler ve bu kişilerin yakınları, salgın nedeniyle kayıpları olan kişiler ve evde kalarak mücadeleye destek veren kişiler için çevrimiçi (online) ya da telefon üzerinden hizmet verilecektir.

Gönüllü uzmanlarla katkı sağlayan meslek örgütleri: Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İzmir Şubesi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şubesi, Psikiyatri Hemşireleri Derneği ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği

Çoğumuz için kendimizi sevmek veya kendimize değer vermek, başkalarını sevmekten daha zor olabiliyor. Bu belki de daha d...
12/05/2020

Çoğumuz için kendimizi sevmek veya kendimize değer vermek, başkalarını sevmekten daha zor olabiliyor. Bu belki de daha detaylı ve yakından bakılması gereken bir konu ama bu görselde çok sade ve basit bir dille kendini sevmenin bazı yollarını bulabilirsiniz.

Artık neredeyse hepimiz cezaların çocuklar için faydalı bir yöntem olmadığını kabul ediyoruz. Özellikle ceza alarak büyü...
08/05/2020

Artık neredeyse hepimiz cezaların çocuklar için faydalı bir yöntem olmadığını kabul ediyoruz. Özellikle ceza alarak büyüyen bir nesil olarak, belki de kendi çocuklarımıza benzer bir yöntemi pek de uygulamak istemiyoruz. Zaten ceza vermenin çocuklar üzerinde çok da etkili olmadığını, çatışmayı daha çok arttırdığını görüyoruz. Peki ya ödüller? Ödüller sorunları çözmede, davranış değişikliğinde etkililer mi?
🕯️
Aslında ödüllerin, cezalara kıyasla kısa süreli bir değişiklik yarattığını söyleyebiliriz, fakat ödüller aynı zamanda doğal motivasyonu da azaltan, bozan bir özelliğe sahip. Bununla ilgili olarak Karl Duncker'ın başlattığı "mum problemi" çalışmalarından ödül ve teşviğin bir problemi çözmede ne kadar etkili olduğunu göstermeye çalışan bir araştırmadan bahsedilebilir.
🕯️
Bu çalışmada insanlar tek tek bir odaya giriyor ve onlara bir mum, bir kutu raptiye ve bir kutu kibrit veriliyor. Kişilerden mumu masaya damlatmayacak şekilde duvara tutturmaları isteniyor. Bir gruba problemi çözme hızlarına göre para ödülü verileceği söylenirken, diğer gruba sadece ne kadar hızlı çözeceklerinin ölçüleceği söyleniyor ve herhangi bir ödülden bahsedilmiyor. Şaşırtıcı sonuç ise, para ödülü verileceği söylenen grubun diğer gruba kıyasla daha yavaş bir performans göstermeleriydi.
🕯️
Mum problemi, soruna farklı açılardan bakmayı ve yaratıcı düşünmeyi gerektiren bir çalışmaydı. Fakat ödül bu durumu teşvik etmek yerine, tam tersi yaratıcı düşünmeyi engellemiş olarak ortaya çıktı. Çünkü özgür ve derin düşünmeyi engelledi ve görüş alanını daralttı.
🕯️
Bu çalışma ve buna benzer birçok çalışmaya dayanarak ne ödülün ne de cezanın çocuklar hatta yetişkinler üzerinde herhangi olumlu bir etkisinden söz edemeyiz. Ödüllerin çocukların doğal motivasyonlarını kaybetmelerine, sürekli koşullarla yaşamalarına ve onlarla ilişkimizi zedelenmesine sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. Bu noktada, sanırım çocuk eğitiminde biz de daha empatik, daha yaratıcı yaklaşımlar bulmanın yollarını aramalıyız.

Ölüm kavramı ve yas süreci hayatımızın herhangi bir aşamasında karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla çocuklar da bu kavramlar...
04/05/2020

Ölüm kavramı ve yas süreci hayatımızın herhangi bir aşamasında karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla çocuklar da bu kavramlarla tanışmak, anlamlandırmaya çalışmak zorunda kalabilirler. Bu aşamada kitaplardan faydalanmak, ebeveynler için de çocuklar için de yardımcı olacaktır. Bu kavramları işleyen 4 başarılı kitap şunlar👇
🌿
"Dedemin Adası" kitabı 3 yaş ve üzeri çocuklar için ölüm kavramını en yumuşak şekilde anlatan, bir aile büyüğünün kaybını konu alan ödüllü bir kitap. Ölüm kelimesini kullanmadan, bu kavramı metaforlarla anlatan, görselleri de çok başarılı olan bir kitap.
🌿
"Hatırlıyorum" adlı kitap, 4 yaş ve üzeri çocuklar için hayvan sahibi olmak ve onun kaybını işleyen bir çocuk kitabı. Sahiplenen hayvanın kaybının aile ve çocuklar üzerindeki etkisini vurgulayan, yine oldukça başarılı bir kitap.
🌿
"Elveda Bay Muffin" kitabı 4 yaş ve üzeri çocuklar için yine bir evcil hayvanın kaybını konu edinen, bu sefer "ölüm" kelimesini de içeriğinde bulunduran bir kitap. Yaşlanmak, hayata veda etmek gibi kavramları çok güzel ve dokunaklı bir şekilde işleyen bir kitap.
🌿
"Annem Her Yerde" adlı kitap ise 5 yaş ve üzeri çocuklar için küçük bir kızın anne kaybını ve bu kaybı anlamasına yönelik sürecini işleyen, şiirsel anlatımlara yer veren bir kitap.

Teknolojinin gittikçe hayatımıza daha çok girdiği bu zamanlarda, çocuklar da telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik...
30/04/2020

Teknolojinin gittikçe hayatımıza daha çok girdiği bu zamanlarda, çocuklar da telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletlerle daha çok iç içeler. Bu durum tabi kitaplara olan ilginin yerini, bu tür araçların almasına neden oluyor. Fakat yine de çok küçük yaşlardan itibaren çocukları kitaplara aşina şekilde yetiştirirsek, her ikisinin de hayatlarında olmasını sağlayabiliriz.
📚
Öncelikle yetişkinler olarak kitap bizim hayatımızda ne kadar yer alıyor, bunu kendimize sormalıyız. Çünkü çocuklar çok iyi gözlemcilerdir ve bir davranışı kazandırmamızın en iyi yolu model olmaktır. Yani ebeveynler olarak çocuğun sizi kitap alırken, okurken görmesi bu alışkanlığı kendisinin de kazanması için en önemli adımdır.
📚
Çok küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza sesli olarak kitap okuyun. Bunu bir rutin şekline de dönüştürebilirsiniz. Çocuğunuz okumayı öğrendikten sonra da bunu devam ettirmenizde bir sakınca yoktur. Hatta biraz siz, biraz o yüksek sesle okuma etkinliği yapabilirsiniz.
📚
Çocuğunuzu kitap okuma konusunda zorlamayın veya inatlaşmayın. Muhtemelen bu daha çok kitaplardan uzaklaşmalarına neden olacaktır. Bunun yerine ailecek katıldığınız bir kitap okuma saati belirleyebilirsiniz. Çocuğunuz en azından bu saatin sadece kitap okumak için ayrıldığını anlayacaktır. Bu noktada ne okuduğunu önemsemeyin, herhangi bir şey okuması bile alışkanlığı kazandırmak açısından önemlidir.
📚
Çocuğunuzun ilgi alanlarının farkında olun. Kitap okumayı sevdirmek için ilgi alanlarına yönelik kitaplar okumalarını teşvik edebilirsiniz. Yine yaşına ve düzeyine uygun kitaplar tercih etmek de önemlidir. Okuyacağı kitabı birlikte seçmek, beraber kitapçıya gitmek de onları pekiştirecektir.
📚
Evde veya çocuğunuzun odasında küçük bir kitap okuma alanı yaratabilirsiniz. Çocuğunuzun orayı istediği gibi düzenlemesine, hangi kitapları nereye koyacağına kendisinin karar vermesine izin verin. Önemli olan çocuğun kitaplarla daha fazla temasta olması.

Address

Alsancak Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı No:212/6 Konak
Alsancak
35220

Opening Hours

Tuesday 10:00 - 19:00
Wednesday 10:00 - 19:00
Thursday 10:00 - 19:00
Friday 10:00 - 19:00
Saturday 10:00 - 19:00

Telephone

+905550209922

Website

http://doktortakvimi.com/betul-gunduz/psikoloji/izmir

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzman Klinik Psikolog Betül Gündüz posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzman Klinik Psikolog Betül Gündüz:

Share