Psikolog Aile Danışmanı Buğrahan Kırbaş

Psikolog Aile Danışmanı Buğrahan Kırbaş Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Psikolog Aile Danışmanı Buğrahan Kırbaş, Psychologist, Ankara.

🛑 Her ilişki mutluluk getirmez; bazen bizi yoran, enerjimizi tüketen ve kendimizi değersiz hissettiren ilişkilerle karşı...
19/09/2025

🛑 Her ilişki mutluluk getirmez; bazen bizi yoran, enerjimizi tüketen ve kendimizi değersiz hissettiren ilişkilerle karşılaşabiliriz.

🧠 Psikoloji literatürüne göre, toksik ilişkiler; duygusal manipülasyon, sürekli eleştiri ve kontrol etme davranışlarıyla kendini gösterir. Bu ilişkilerde stres hormonları yükselir, özgüven düşer ve kaygı artar. 🧬

💬 “Kendini sevmek, bazen ilişkiye son vermekle başlar.”

💡 Toksik ilişkilerde farkındalık çok önemlidir. Özellikle narsistik veya manipülatif partnerlerle olan ilişkilerde, kişinin kendi sınırlarını koruması ve destek alması gerekir.

💪Kendinize zaman ayırın, duygusal sınırlarınızı belirleyin ve gerekirse profesyonel destek alın. Böylece hem ruhsal sağlığınızı korur hem de daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz. 🌈

🤝 Hepimiz hayatımız boyunca başkalarının seçimlerine müdahale etme isteğiyle karşılaşmışızdır, değil mi? Ama bazen en bü...
05/09/2025

🤝 Hepimiz hayatımız boyunca başkalarının seçimlerine müdahale etme isteğiyle karşılaşmışızdır, değil mi? Ama bazen en büyük erdem, bırakmak ve saygı göstermek. 🌱

🧠 “Let Them” teorisi, başkalarının yolculuklarını kendi deneyimleriyle keşfetmelerine izin vermeyi öğütler. Psikoloji literatüründe, bu yaklaşım sınır koyma ve empatiyi birleştirerek hem kendi hem de başkalarının ruh sağlığını destekler.

💡 Bu teoriye göre, başkalarının seçimlerini sürekli kontrol etme çabası, hem sizin hem de onların psikolojik sağlığını zorlar. Örneğin, ebeveynlerin aşırı müdahalesi veya partnerlerin sürekli yönlendirmesi, hem stres hem de bağımlılık ilişkisi yaratabilir.

📚 Araştırmalar, kişilerin kendi seçimlerini yapmalarına izin verilmesinin özgüveni artırdığını ve duygusal bağımsızlığı güçlendirdiğini gösteriyor. Carl Rogers’ın insan merkezli yaklaşımı da bunu destekler: “Her insan, kendi potansiyelini gerçekleştirme kapasitesine sahiptir.” 🖋️

💬 “Her birey kendi yolculuğunu yapmalı; biz sadece destek olmalıyız.” Bu söz, sınırlar ve empatiyi birleştirmenin altını çiziyor.

🌀 Fonksiyonel psikoloji perspektifinden bakarsak, başkalarını kontrol etmeye çalışmak, genellikle kendi kaygılarımızdan ve kontrol ihtiyacımızdan kaynaklanır. Bu nedenle önce kendimizi dengelemek, başkalarının seçimlerine saygı göstermeyi kolaylaştırır.

🌟 Kendi sınırlarını korumak, başkalarının seçimlerine müdahale etmemek ve destekleyici bir rol almak, ilişkilerde güven, saygı ve denge yaratır.

🕊️ Bazen en güçlüsü, bırakmak ve kabul etmektir; çünkü kontrol edemediğimiz şeyleri zorlamak hem ruhumuzu hem ilişkilerimizi yorar. ✨

📱 Sosyal medya artık hayatımızın neredeyse vazgeçilmez bir parçası hâline geldi, değil mi? Ama bazen bu “bağlılık”, fark...
29/08/2025

📱 Sosyal medya artık hayatımızın neredeyse vazgeçilmez bir parçası hâline geldi, değil mi? Ama bazen bu “bağlılık”, fark etmeden bağımlılığa dönüşebiliyor. 🔄

🧠 Psikoloji araştırmaları, sosyal medyanın beynimizde dopamin salgısını artırdığını ve tıpkı ödül mekanizması gibi çalıştığını gösteriyor. Yani her beğeni, yorum veya bildirim, beynimizde küçük bir mutluluk patlaması yaratıyor. 🧬

💡 Bağımlılık ile bağlılık arasındaki ince çizgi ise kişisel farkındalıkta yatıyor. Eğer sosyal medya kullanımı hayatımızın merkezine oturuyor ve gerçek sosyal ilişkilerimizi gölgeliyorsa, işte o noktada bağımlılıktan söz ediyoruz.

📚 Bilimsel çalışmalar, uzun süreli ve yoğun sosyal medya kullanımının yalnızlık, anksiyete ve depresyon riskini artırabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle gençler ve ergenler, sosyal onay mekanizmasına bağımlı hâle gelebiliyor. ⚖️

💬 Sosyal medyayı bilinçli kullanmak, hem bağlanmayı hem de psikolojik dengeyi sağlayabilir. “Gerçek bağlantılar ekranın ötesindedir.”

💪 Küçük adımlarla dijital detoks yapmak, bildirimleri sınırlamak veya sosyal medyada geçirilen süreyi ölçmek, hem bağımlılığı azaltır hem de zihin sağlığını güçlendirir. 🌱

🌈 Sonuçta sosyal medya, hayatımızı zenginleştirebilir; ama kontrol bizde olmalı, yoksa kontrol bizden alınır.

🕊️ Kendini ekranın değil, gerçek hayatın içinde hissetmek, ruhsal dengeyi korumanın anahtarıdır. ✨

🌱 Hayat iniş çıkışlarla doludur; bazen her şey yolunda giderken aniden sorunlar, kayıplar ya da stresli durumlar ortaya ...
27/08/2025

🌱 Hayat iniş çıkışlarla doludur; bazen her şey yolunda giderken aniden sorunlar, kayıplar ya da stresli durumlar ortaya çıkar. İşte tam bu anlarda, “duygusal dayanıklılık” denen yetenek devreye girer.

🧠 Duygusal dayanıklılık, zor durumlarda hızlıca toparlanabilme, stresle baş edebilme ve ruhsal sağlığı koruyabilme kapasitesidir. Bu, doğuştan gelen bir özellik olabileceği gibi, öğrenilip geliştirilebilen bir beceridir.

⚡ Zor zamanlarda hayata tutunabilmek, duygularını yönetebilmek ve olumsuzlukların üstesinden gelmek, sadece ruhsal değil, fiziksel sağlığını da korur. Çünkü stresin bedensel etkileri oldukça büyüktür.

💡 Duygusal dayanıklılığı artırmak için öncelikle duyguları kabul etmek çok önemlidir. “Duygularımı bastırmalıyım” demek yerine, onları fark etmek ve anlamaya çalışmak iyileştiricidir.

🧘‍♀️ Stres yönetimi, nefes egzersizleri ve farkındalık pratikleri, duyguları düzenlemeyi kolaylaştırır. Ayrıca güçlü sosyal destek ağı, yani sevdiklerinle sağlıklı ilişkiler kurmak, dayanıklılığı artırır.

📚 Zorlukları “öğrenme fırsatı” olarak görmek ve esnek düşünmek, zihinsel direnci besler. Olumsuz deneyimlerden güç alarak yoluna devam etmek, gerçek dayanıklılıktır.

🌈 Hayatta fırtınalar kopabilir; ama önemli olan, yıkılmadan, pes etmeden yoluna devam edebilmek. Sen bu güce sahipsin, her yeni gün yeni bir başlangıçtır!

Gün içinde kendine ne söylüyorsun? “Yetersizim”, “Başaramam”, “Hep hata yapıyorum” gibi cümleler zihninde sık sık yankıl...
22/08/2025

Gün içinde kendine ne söylüyorsun? “Yetersizim”, “Başaramam”, “Hep hata yapıyorum” gibi cümleler zihninde sık sık yankılanıyor mu? Bu olumsuz iç konuşmalar, ruh sağlığımızı derinden etkiler.

🧠 Psikolojide iç ses, kişinin kendisiyle kurduğu diyaloğu ifade eder. Olumsuz ve eleştirel bir iç ses, özgüveni zedeler, depresyon ve anksiyete riskini artırır.

💡 Kendimize karşı daha şefkatli olmak, yani “öz şefkat” geliştirmek bu olumsuz döngüyü kırmanın anahtarıdır. Öz şefkat, hata yapmanın insan olmanın doğal bir parçası olduğunu kabul etmek ve kendine nazik davranmaktır.

📝 Bu süreci desteklemek için günlük olumlama cümleleri söylemek, kendini eleştiren düşünceleri fark etmek ve onları olumlu ifadelerle değiştirmek çok faydalıdır.

🧘‍♀️ Stres yönetimi ve farkındalık pratikleri, düşünceleri yargılamadan izlemeyi ve iç sesini sakinleştirmeyi öğretir.

🤗 Kendine en yakın dost olmanın yolu, iç sesini dinlemek değil, ona şefkatle yaklaşmaktır. “Ben de insanım, hata yapabilirim ve bu tamam” diyebilmek özgürleştirir.

🌟 Hayatındaki en uzun ve en önemli ilişkisi kendinle olan ilişkidir. Ona iyi davranmak, hayat kaliteni yükseltir ve mutluluğunu artırır.

🌀 Sosyal ortamlarda, özellikle kalabalıklar içinde kendini gerilmiş, korkmuş ya da dışlanmış mı hissediyorsun? Sosyal an...
11/08/2025

🌀 Sosyal ortamlarda, özellikle kalabalıklar içinde kendini gerilmiş, korkmuş ya da dışlanmış mı hissediyorsun? Sosyal anksiyete tam da bu hissin psikolojik karşılığıdır ve hayat kalitesini ciddi biçimde etkiler.

🧠 Sosyal anksiyete, başkalarının gözünde kötü değerlendirilme korkusuyla ortaya çıkar. Bu korku o kadar büyür ki kişi, günlük işlerini yapmakta bile zorlanabilir; sosyal etkinliklerden kaçınabilir, iş görüşmeleri ya da sınıf içi sunumlar kabusa dönebilir.

📉 Araştırmalar, sosyal anksiyetenin erken yaşlarda başlayabileceğini, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, özgüven eksikliği ve geçmişte yaşanan sosyal travmalar da tetikleyici olabilir.

💡 Sosyal anksiyeteyle başa çıkmak için küçük adımlar çok önemli. Öncelikle, korktuğun sosyal durumları listeleyip, en az kaygı verenlerden başlayarak yavaş yavaş maruz kalma terapisi yapmak etkili olabilir.

🧘‍♂️ Nefes egzersizleri ve gevşeme teknikleri, anksiyete atağı geldiğinde sakinleşmene yardımcı olur.

🤝 Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), sosyal anksiyetenin kalıcı çözümünde yardımcıdır. Kendi düşünce kalıplarını fark edip, onları değiştirmek mümkün!

💬 Sosyal anksiyete yaşayanların en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri destek ve anlayıştır. Arkadaşlarınla veya bir destek grubuyla bu deneyimleri paylaşmak, yalnız olmadığını hatırlatır ve güç verir.

🌈 Sosyal anksiyete hayatını kısıtlamasın diye profesyonel destek almak, sabırlı olmak ve kendine zaman tanımak şart. Senin güçlü yanların, bu zorluğun çok ötesinde!

🛑 Hayatında sürekli “Evet” diyerek kendini yıpratıyor, sınırlarının aşıldığını mı hissediyorsun? Sağlıklı sınırlar koyma...
08/08/2025

🛑 Hayatında sürekli “Evet” diyerek kendini yıpratıyor, sınırlarının aşıldığını mı hissediyorsun? Sağlıklı sınırlar koymak, hem ruh sağlığın hem de ilişkilerinin kalitesi için şarttır.

🧠 Psikolojik açıdan sınır koymak, kendi ihtiyaç ve duygularını korumak anlamına gelir. Sınır koyamamak ise zamanla tükenmişlik, öfke patlamaları ve kendini değersiz hissetmeye yol açabilir.

💡 “Hayır” demek zor olabilir ama bu kelime aslında özgürlüğünün ve kendine saygının ifadesidir. Kendi sınırlarını belirlemek, karşı tarafın da sana nasıl davranacağını netleştirir.

🤔 Sınır koyarken, empati ve saygı çerçevesinde iletişim kurmak ilişkilerin kopmasını değil, daha sağlamlaşmasını sağlar. Örneğin, “Şu anda bu konuda destek veremiyorum, ama başka zaman konuşabiliriz” gibi cümleler hem net hem naziktir.

🛠️ Sınır koyma becerisi zamanla gelişir. Önce küçük adımlarla başlayabilir, zorlandığın durumları not alabilir ve deneyim kazandıkça kendini daha rahat hissedebilirsin.

🌟 Sağlıklı sınırlar, kendini sevmek ve değer vermektir. Bu yüzden “Hayır” demekten korkma; bu, kendine yaptığın en büyük iyiliktir.

Kaygı, hayatın doğal bir parçasıdır; sınav, iş görüşmesi, önemli bir konuşma öncesi yaşanan heyecan ve endişe gibi. Anca...
01/08/2025

Kaygı, hayatın doğal bir parçasıdır; sınav, iş görüşmesi, önemli bir konuşma öncesi yaşanan heyecan ve endişe gibi. Ancak bazen bu duygu kontrolden çıkar ve panik atak adı verilen ani, yoğun korku nöbetlerine dönüşür.

🧠 Panik atak sırasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, titreme, terleme ve ölüm korkusu gibi belirtiler yaşanabilir. Bu deneyim hem fiziksel hem psikolojik olarak çok yıkıcıdır ve kişinin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkiler.

💡 Panik atakların temelinde genellikle stres, travma, genetik yatkınlık ve beyin kimyasındaki dengesizlikler yatar. Bu yüzden asla “kendine gel” gibi basit cümlelerle geçiştirilemez.

🌿 Baş etmede nefes egzersizleri, kas gevşetme teknikleri ve bilinçli farkındalık çok önemlidir. Bu yöntemler panik nöbetini tetikleyen bedensel tepkileri azaltmaya yardımcı olur.

🤝 Ayrıca profesyonel destek almak, bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemlerle düşünce kalıplarını değiştirmek yardımcı olabilir.

🌈 Panik atak yaşayanlar, yalnız olmadıklarını bilmeli; doğru destek ve stratejilerle bu fırtınanın üstesinden gelmek mümkün! Kendine karşı sabırlı ol, her küçük ilerleme büyük başarıdır.

Kendini sürekli yorgun, boş, anlamsız ve motivasyonsuz mu hissediyorsun? Günlük hayatın temposu içinde adeta enerji depo...
25/07/2025

Kendini sürekli yorgun, boş, anlamsız ve motivasyonsuz mu hissediyorsun? Günlük hayatın temposu içinde adeta enerji deposun boşalmış gibi olabilir. İşte bu, “duygusal tükenmişlik” yani burnout sendromu olabilir.

🧠 Psikolojide duygusal tükenmişlik, kişinin iş veya özel yaşamında yaşadığı yoğun stresin sonucu olarak hem fiziksel hem ruhsal enerjisinin tükenmesi, ilgisizlik ve isteksizlik hali olarak tanımlanır. Bu durum, depresyondan farklıdır ancak uzun süre müdahale edilmezse depresyona dönüşme riski taşır.

⚠️ Modern toplumda özellikle yoğun iş temposu, aşırı sorumluluklar, sürekli erişilebilir olma zorunluluğu ve duygusal sınırların aşılması tükenmişliğin en önemli tetikleyicileridir.

🛑 Duygusal tükenmişlik yaşayan bireyler, işlerine karşı soğuk, mesafeli ve umursamaz bir tavır takınabilirler. Aynı zamanda fiziksel yorgunluk, baş ağrıları, uyku bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkar.

🌱 Çözümün anahtarı, sınır koymayı öğrenmek ve kendine öncelik vermektir. “Hayır” demeyi bilmek, enerjini koruman için şarttır. Kendi ihtiyaçlarını önemsemek bencillik değil, sağlıklı yaşamın temelidir.

🧘‍♀️ Düzenli fiziksel aktivite, meditasyon, hobilerle ilgilenmek ve sevdiklerinle kaliteli zaman geçirmek ruhsal yenilenme için çok kıymetlidir.

🤝 Ayrıca profesyonel destek almak, psikolojik danışmanlık süreci duygusal tükenmişliği aşmada çok yardımcı yöntemlerdir.

✨ Duygusal tükenmişlik sadece senin yaşadığın bir durum değil; farkına varmak ve çözüm aramak iyileşmenin ilk adımıdır. Kendine iyi bakmayı asla ihmal etme!

⏳ “Yarın yaparım”, “Birazdan başlarım” derken işlerin biriktiğini görmek çok tanıdık, değil mi? Prokrastinasyon yani ert...
18/07/2025

⏳ “Yarın yaparım”, “Birazdan başlarım” derken işlerin biriktiğini görmek çok tanıdık, değil mi? Prokrastinasyon yani erteleme, sadece tembellik değildir; aslında karmaşık bir psikolojik süreçtir.

🧠 Beynimiz, zorlu, stresli ya da sıkıcı gördüğü işleri erteleyerek kendini koruma altına alabilir. Bu, aslında anlık bir rahatlama sağlar ama uzun vadede suçluluk, kaygı ve özgüven kaybına yol açar.

💡 Ertelemenin arkasında genellikle mükemmeliyetçilik, başarısızlık korkusu veya aşırı stres yatar. “Mükemmel yapmazsam başarısız olurum” düşüncesi kişiyi hareketsiz bırakabilir.

📝 Küçük parçalara bölmek, net hedefler koymak ve “Yapabilirim!” diyerek kendine güvenmek ertelemeyle savaşmanın en etkili yollarındandır.

🌟 Ayrıca, duygularını fark etmek çok önemli. Erteleme anında kendine “Neden bunu yapmak istemiyorum?” diye sor, cevabı bazen çözüme açılan kapıdır.

🤝 Erteleme alışkanlığını değiştirmek zaman alır. Sabır, destek ve doğru stratejilerle üstesinden gelmek mümkün!

Günümüzün hızlı temposu içinde stres, hayatımızın neredeyse vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İş baskıları, aile sor...
04/07/2025

Günümüzün hızlı temposu içinde stres, hayatımızın neredeyse vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İş baskıları, aile sorumlulukları, sosyal beklentiler derken, farkında olmadan üzerimize bir stres yükü biner.

🧠 Psikolojide stres, vücudun ve beynin dış dünyadan gelen zorlayıcı taleplere verdiği doğal tepkidir. Bu tepki kısa süreli olduğunda bizi motive eder, performansımızı artırır. Ancak kronikleştiğinde, yani sürekli hale geldiğinde hem fiziksel hem ruhsal sağlığımızı olumsuz etkiler.

💥 Uzun süreli stres, anksiyete, uyku bozuklukları, odaklanma problemleri, hatta depresyon gibi ciddi psikolojik sorunların tetikleyicisi olabilir. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemimizi zayıflatarak bedensel hastalıklara da zemin hazırlar.

🧘‍♀️ Stresle başa çıkmanın en temel yollarından biri farkındalık geliştirmektir. Gün içinde birkaç dakikalık nefes egzersizleri yapmak, bulunduğun ortamın seslerine, kokularına odaklanmak bile stres seviyeni düşürür.

📅 Ayrıca düzenli fiziksel aktivite, özellikle açık havada yapılan yürüyüşler, stres hormonlarının azalmasına ve mutluluk hormonu olarak bilinen endorfinin salgılanmasına yardımcı olur.

📝 Günlük tutmak ya da hissettiklerini yazmak da stres yönetiminde etkili bir yöntemdir. Zihninde dönen düşünceleri dışa vurmak, onları daha objektif değerlendirmeni sağlar.

🤝 Unutmamak gerekir ki sosyal destek sistemleri, yani sevdiklerinle paylaşmak, zor anlarda yanlarında olmak psikolojik dayanıklılığını artırır. İnsanlar arası bağlar, strese karşı en etkili kalkanlardan biridir.

💡 En önemlisi ise kendine karşı şefkatli ve sabırlı olmaktır. “Her şeyi mükemmel yapmalıyım” baskısı altında olmak, stresi daha da artırır. Küçük molalar vermek, hatalarını kabul etmek ve kendini affetmek psikolojik sağlığın temel taşlarındandır.

🌈 Sonuç olarak, stres hayatımızın bir parçası ama yönetilebilir. Kendini gözlemle, ihtiyaçlarını dinle ve küçük ama etkili adımlarla daha sağlıklı bir zihinsel denge kurabilirsin.

🧠 Kendini kabullenmek, psikolojide kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını yargılamadan, koşulsuz kabul etmesi an...
27/06/2025

🧠 Kendini kabullenmek, psikolojide kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını yargılamadan, koşulsuz kabul etmesi anlamına gelir. Bu süreç, kişinin öz saygısını ve öz şefkatini güçlendirir.

⚖️ Psikolojik açıdan kendini kabullenme, özellikle mükemmeliyetçilik ve aşırı öz eleştiri ile mücadelede kritik bir faktördür. Mükemmeliyetçilik, kişinin kendisine karşı aşırı yüksek standartlar koyması ve başarısızlıklarında kendini suçlaması anlamına gelir ki bu, ruh sağlığını olumsuz etkiler.

🌱 Öz şefkat ise, kişinin acı ve kusurları karşısında anlayışlı ve nazik olabilme becerisidir. Kendini kabullenme bu öz şefkatle yakından bağlantılıdır. Yapılan araştırmalar, öz şefkat geliştiren bireylerin stresle daha etkili başa çıktığını ve daha yüksek yaşam doyumu bildirdiğini göstermektedir.

🧩 Kendini kabullenme süreci uzun ve emek gerektiren bir yolculuktur. Bu yolculukta bilişsel davranışçı terapi, şema terapi gibi yöntemler kişinin olumsuz otomatik düşüncelerini fark etmesine ve onları yeniden yapılandırmasına yardımcı olur.

🛠️ Günlük pratik olarak, mindfulness (farkındalık) egzersizleri, duyguları kabul etme teknikleri ve kendine olumlu dil kullanımı bu süreci destekler. Örneğin, “Kusurlarım benim bir parçam ve onları kabul ediyorum” gibi olumlamalar, zihinsel direnç oluşturur.

🦋 Sonuç olarak, kendini kabullenmek sadece bireysel bir iyileşme yöntemi değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerde de empati ve anlayışı artıran bir psikolojik kapasitedir. Kendinle barışık olmanın, yaşam kaliteni yükseltmekteki önemi büyüktür.

Address

Ankara

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikolog Aile Danışmanı Buğrahan Kırbaş posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Psikolog Aile Danışmanı Buğrahan Kırbaş:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category