Çınar Psikolojik Danışmanlık

Çınar Psikolojik Danışmanlık Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Çınar Psikolojik Danışmanlık, Mental Health Service, Tunalı Hilmi Caddesi 64/10, Ankara.

🔸“Bu sefer her şey çok farklı olacak.”, “Doğru insanı bulduğumu sanmıştım.” Ya da “Onlar mı beni buluyor, ben mi onları ...
23/09/2025

🔸“Bu sefer her şey çok farklı olacak.”, “Doğru insanı bulduğumu sanmıştım.” Ya da “Onlar mı beni buluyor, ben mi onları çekiyorum bilmiyorum.” gibi cümleler ilişkiler sonrasında sık kurulan cümleler haline gelebilir. Farklı bir örüntüde ilerleyeceğini tahmin ettiğimiz ilişkilerde aslında aynı döngüyü yeniden başlatıyor olabiliriz. Peki bu nasıl gerçekleşir ve neden kaynaklanır?
1.Tanıdık ama sağlıklı mı?
• Çocukken yeterince ilgi görmediyseniz, bunu hak etmediğinizi düşünerek ya da normalinin bu olduğunu varsayarak yine sizi arka plana atan insanlara ilgi duyabilirsiniz.
• Hep eleştirildiyseniz, sizi yargılayan insanlara karşı kendinizi ispat etmeye çalışabilirsiniz.
• Birini kaybettiyseniz, size sürekli “gidebilirim” hissi veren biri çok çekici gelebilir.
2.İlişkilerde “rolümüz” değişmiyor olabilir
Bir ilişki biter, bir diğeri başlar. Ama biz aynı “rol”de kalırız. Mesela:
• Hep “veren” taraf olmak
• Sınırları koruyamayan ve hayır diyemeyen taraf olmak
• Üzse ve zarar verse de, “ona iyi gelebilirim.” Diyen taraf olmak
Bu roller, geçmişte işe yaramış olabilir. Ama artık işlevselliğini kaybeder ve ihtiyaçlarınızı karşılayamamaya devam edebilirsiniz.
🔸Döngüyü nasıl değiştirebiliriz?
1. Kendinize dürüst olun. Sürekli yaşadığınız ilişki kalıplarını yazın. Hangi duygular tekrar ediyor?
2. Tetiklendiğiniz anları fark edin. Kendinizi küçük, değersiz, terk edilmiş ya da öfkeli hissettiğiniz anlarda ne oluyor?
3. Otomatik tepkilerinizi değiştirin. Hep sustuğunuz yerde bu kez kendinizi ifade edin. Kaçtığınız yerde kalın. Kalıp ısrar ettiğiniz yerde, bırakmayı deneyin.
4. Destek alın. Bu döngüler karmaşık olabilir. Bir terapistle çalışmak, kök nedenleri bulmak ve yeni yollar öğrenmek açısından çok faydalı olabilir. Şema terapi ve EMDR bu inançlar ve örüntülerle ilgili oldukça yardımcı olan terapi ekolleridir.
Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

🔸Mental Load: Özellikle Kadınların Taşıdığı Görünmeyen Yük"Mental load" yani zihinsel yük, kişinin günlük yaşamı sürdüre...
01/09/2025

🔸Mental Load: Özellikle Kadınların Taşıdığı Görünmeyen Yük
"Mental load" yani zihinsel yük, kişinin günlük yaşamı sürdürebilmek adına sorumlulukları planlama, hatırlama ve yönetme süreci anlamına gelir. Fiziksel olarak bir işi yapmıyor olsak bile, yapılacak işleri sürekli akılda tutmak, organize etmek ve hatırlamak da zihinsel bir yüktür. Kadınlar (özellikle anneler ve evli kadınlar) bu yükü görünmeden, takdir edilmeden ve sürekli taşımaya eğilimlidir.
🔸Evde Görünmeyen Emek
Çoğu zaman zihinsel yük, ev işlerinden bile daha yorucu olabilir. Örneğin:
- “Çocuğun beslenme çantasına ne koyacağım?”
- “Elektrik faturası ödenmiş miydi?”
- “Haftasonu anneme gitmem gerek…”

Bu soruların cevapları eyleme dönüşmese bile zihinde sürekli bir döngü halinde döner ve en önemlisi bu yük genellikle tek taraflıdır.
🔸Zihinsel Yükün Psikolojik Etkileri
Zihinsel yük psikolojik sağlamlık adına oldukça önemlidir. Araştırmalar, uzun vadeli zihinsel yükün şu etkilerle ilişkili olduğunu gösteriyor:
- Sürekli yorgunluk ve tükenmişlik hissi
- Konsantrasyon güçlüğü
- Uyku problemleri
- Gerginlik, huzursuzluk
- Zamanla ilişki problemleri ve iletişim kopuklukları

Kadınlar çoğu zaman bilinçli olmadan bu yükü normalleştirir. Çünkü “fedakârlık”, “anne olmak”, “eş olmak” gibi toplumsal rollerle bu yük romantize edilir. Oysa bu; görünmeyen bir emek sömürüsüne dönüşebilir.
🔸Bu Yük Neden Çoğunlukla Kadınların Üzerindedir?
Bu durumun arkasında hem kültürel hem de bireysel nedenler yatmaktadır:
- Toplumsal cinsiyet rolleri: Kadınların ev içi işlerde ve bakım süreçlerinde “doğal sorumlu” görülmesi
- İçselleştirilmiş görev bilinci: “Ben ilgilenmezsem kimse ilgilenmez” inancı
- Partnerle iletişim eksikliği: Görevlerin adil paylaşılmaması veya kadının düşünce yükünün fark edilmemesi

Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

🔸Z kuşağı; 1997 ile 2012 yılları arasında doğmuş bireyleri kapsar. Dijital dünyaya doğmuş bu nesil, bilgiye hızlı erişim...
17/07/2025

🔸Z kuşağı; 1997 ile 2012 yılları arasında doğmuş bireyleri kapsar. Dijital dünyaya doğmuş bu nesil, bilgiye hızlı erişim sağlasa da duygusal dünyasında yalnız ve karmaşık bir tabloya sahip olabilir. Sosyal medya, iklim krizi, pandemi, ekonomik belirsizlikler ve kültürel değişimler arasında büyüyen Z kuşağı için psikolojik dayanıklılık hayati önem taşır.
🔸Z Kuşağının Sıklıkla Yaşadığı Psikolojik Zorluklar
1. Kimlik Arayışı ve Aidiyet Duygusu:
“Ben kimim, neye aitim?” soruları sıkça dile gelir. Cinsiyet kimliği, yönelim, dünya görüşü gibi alanlarda kabul görme arzusu yüksektir.
2. Sosyal Kaygı ve Yetersizlik Hissi:
Filtrelenmiş hayatlarla dolu sosyal medya, sürekli karşılaştırma duygusunu besler. Bu da özgüveni zedeler.
3. Aileyle İletişim Sorunları:
Z kuşağı duygularını açıkça ifade etmek ister; ancak önceki kuşaklar bu dili anlamakta zorlanabilir. “Aşırı duyarlılık” olarak algılanmak sık karşılaşılan bir durumdur.
4. Gelecek Kaygısı ve Belirsizlik Toleransı:
Eğitim, meslek, yaşam tarzı seçimleri belirsizlikle doludur. Bu durum yoğun anksiyete yaratır.
🔸Z Kuşağına Nasıl Ulaşabiliriz?
• Yargılamadan dinlemek
• İlgi alanlarına hakim olmak ve onlarla bu konularda sohbet edebilmek
• Yeniliklere açık olmak
• Uygun sınırlar çizmek (ne çok katı ne de çok esnek)
• Kişisel alanlarına saygı duymak ve ortak aile dinamiğine dahil olabilmeleri için yer açmak
• Hayattan beklentileri ve meslek seçimlerinde teknolojik gelişmeler ve çağın getirileriyle birlikte değişen tabloya açık olabilmek
🔸Ne Zaman Uzmana Başvurulmalı?
Eğer çocuğunuz yoğun öfke yaşıyorsa, çok içe kapanmışsa, belirgin kişilik değişimleri gösteriyorsa ve en önemlisi sizinle artık bir şey paylaşmamaya başlamışsa bu süreçte bir uzmanla beraber psikolojik danışmanlık sürecini teklif etmek faydalı olabilir.



Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

Bireysel psikolojik danışmanlık hizmetiyle ilgili detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçebilirsiniz.Çınar Psikoloji...
30/06/2025

Bireysel psikolojik danışmanlık hizmetiyle ilgili detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçebilirsiniz.

Çınar Psikolojik Danışmanlık

Uzm. Psikolog Büşra Çınar

0533 671 22 81

Tunalıhilmi caddesi 64/10 Çankaya Ankara

🔸 Neredeyse her yerde ekranlar varken, bir çocuğun ekran süresini takip etmek zor olabilir. İşleri daha da karmaşık hale...
08/05/2025

🔸 Neredeyse her yerde ekranlar varken, bir çocuğun ekran süresini takip etmek zor olabilir. İşleri daha da karmaşık hale getiren ise bazı ekran süreleri eğitici olabilir ve çocukların sosyal gelişimini destekleyebilir. Peki çocuğunuzun ekran süresini nasıl yönetmelisiniz?

🔸 Yapılandırılmamış oyun süresinin, küçük bir çocuğun gelişmekte olan beyni için elektronik medyadan daha değerli olduğunu unutmayın. 2 yaşından küçük çocuklar, ebeveynleri, kardeşleri ve diğer çocuklar ve yetişkinlerle etkileşime girdiklerinde ve oynadıklarında öğrenme olasılıkları daha yüksektir. 2 yaşına gelindiğinde, çocuklar müzik, hareket ve hikayelerle programlama gibi bazı ekran süresi türlerinden faydalanabilir. Birlikte izleyerek çocuğunuzun gördüklerini anlamasına ve bunları gerçek hayatta uygulamasına yardımcı olabilirsiniz. Ancak pasif ekran süresi okuma, oynama veya problem çözmenin yerini almamalıdır.

🔸 Çocuğunuz büyüdükçe, tek tip bir yaklaşım işe yaramayabilir. Çocuğunuzun her gün ne kadar medya kullanmasına izin vereceğinize ve neyin uygun olduğuna sizin karar vermeniz gerekir. Çocuğunuzun gerçek ve sanal ortamlarına aynı kuralları uygulamayı göz önünde bulundurmak gerekir. Her ikisinde de çocuğunuzla oynayın, nezaket öğretin, dahil olun ve çocuğunuzun arkadaşlarını ve çocuğunuzun onlarla ne yaptığını bilin. Ayrıca, çocuğunuzun maruz kaldığı medyanın kalitesinin, kullanılan teknoloji türünden veya harcanan zaman miktarından daha önemli olduğunu unutmayın.



Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

🔸Ölüm çocuk zihni için soyut bir kavramdır. Çocuklar somut olarak görebildikleri veya kanıtlayabildikleri yapıları anlam...
28/04/2025

🔸Ölüm çocuk zihni için soyut bir kavramdır. Çocuklar somut olarak görebildikleri veya kanıtlayabildikleri yapıları anlama eğilimindedir. Yaşa göre değişen anlama evreleri vardır. Bu nedenle çocuklara bir kayıp haberi verirken yaşını göz önünde bulundurmak gerekir.

🔸Çocukların ölüme verdikleri tepkiler yaş gruplarına göre değişsede ortak olan alanlardan bir tanesi yalnızlık korkudur. Yas döneminde çocuk tek kalmak istemeyebilir, yanında destek arayabilir. Bu noktada etrafındaki yetişkinlerin bilinçli olması oldukça önemlidir. Kayıp haberini verecek kişi çocuğun sevdiği ve güvendiği biri olmalıdır eğer ebeveynler hayattaysa bu görevi onlar üstlenmelidir. Çocuklara kayıp haberi verilirken onların göz hizasında olmak faydalı olacaktır. Çocukların verdiği sözel tepkileri dinlemek davranışlarına karşı toleranslı olmak duygu çıkışlarına ve kendinlerini ifade etmelerine yardımcı olacaktır. Çocuğu yargılamamak ve tepkilerinin eleştirmemek en önemli noktadır.

Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

Rutin oluşturmanın depresif düşüncelerle başa çıkmadaki rolü, bireylerin kendilerini daha güvende ve kontrol altında his...
08/04/2025

Rutin oluşturmanın depresif düşüncelerle başa çıkmadaki rolü, bireylerin kendilerini daha güvende ve kontrol altında hissetmelerini sağlamaktır.

1. Güne Başlama Rutinleri
Her sabah belirli bir saatte uyanmak ve belirli bir sıraya göre hareket etmek, depresyonun getirdiği belirsizlik hissini azaltabilir. Örneğin, her sabah kalktıktan sonra yüz yıkama, diş fırçalama, kahvaltı yapma gibi basit rutinler, kişinin günün geri kalanında daha organize ve motive olmasını sağlayabilir. Yapılan araştırmalar, düzenli uyku ve uyanma saatlerinin ruh halini iyileştirdiğini ve depresif semptomları azalttığını göstermektedir .

2. Egzersiz Rutinleri
Fiziksel aktivite, depresyonla mücadelede etkili bir yöntemdir. Düzenli olarak yapılan egzersiz, beyinde serotonin ve endorfin gibi mutluluk verici kimyasalların salgılanmasını artırır. Örneğin, haftada üç gün 30 dakika yürüyüş yapmak, hem fiziksel sağlığı destekler hem de zihinsel sağlığı iyileştirir. Düzenli fiziksel aktivite depresyon tedavisinde önemli bir bileşendir.

3. Beslenme Rutinleri
Düzenli ve dengeli beslenme, ruh halini olumlu yönde etkileyebilir. Beslenme düzeninde belirli saatlerde yemek yemek, kan şekerini dengede tutar ve enerji seviyelerini artırır. Depresyonun getirdiği yorgunluk ve motivasyon eksikliği, beslenme rutinleriyle azaltılabilir.

4. Hobi ve İlgi Alanları
Hobi edinmek ve bu hobilere düzenli olarak zaman ayırmak, depresif düşüncelerden uzaklaşmaya yardımcı olabilir.

5. Sosyal İlişkiler
Sosyal destek, depresyonla baş etmede kritik bir rol oynar. Düzenli olarak arkadaşlarla veya aile üyeleriyle zaman geçirmek, yalnızlık hissini azaltır ve moral destek sağlar.

Rutin oluşturmak depresif düşüncelerle başa çıkmada önemli bir araçtır. Günlük hayatın belirli bir düzene oturtulması, bireylerin kendilerini daha güvende ve kontrol altında hissetmelerini sağlar. Her ne kadar bu yöntem tek başına bir tedavi yöntemi olmasa da, diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanıldığında depresyonun etkilerini hafifletebilir.
Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com

Maruz kalma etkisi, psikolojide önemli bir kavram olup, insanların bir uyaranla(nesne, kişi, ses gibi) ne kadar çok karş...
25/03/2025

Maruz kalma etkisi, psikolojide önemli bir kavram olup, insanların bir uyaranla
(nesne, kişi, ses gibi) ne kadar çok karşılaşırlarsa, ona karşı olumlu duygular
geliştirmeye başladıklarını açıklar. Sosyal psikolog Robert Zajonc’un
1960’larda ortaya koyduğu bu kavram, aslında alışkanlık ve aşinalık hissinin
bizi ne kadar etkilediğini gösterir. Bir şeye ne kadar çok maruz kalırsak, onu o
kadar fazla benimser veya sevmeye başlarız. Peki, bu etki nasıl işler? İşte bu soruları örneklerle ele alalım.
Maruz kalma etkisinin temelinde beynimizin “aşinalık” özelliği bulunur. Bir
nesne veya kişiye tekrar tekrar maruz kalmamız, zamanla o uyarana olan
yaklaşımımızı pozitif yönde etkiler.
Bu etkiyi günlük hayatta sıkça yaşarız. Marka tercihleri en belirgin örneklerden
biridir. Sıkça reklamını gördüğümüz bir markaya, ürünü kullanmasak bile, daha
yakınlık hissedebiliriz. Örneğin, sürekli reklamını gördüğümüz bir çikolatayı
markette tercih etme olasılığımız artar. Benzer şekilde, yeni bir ortamda
tanıştığımız insanlarla sıkça karşılaşmak, onlara karşı olumlu duygular
geliştirmemize neden olur. Mahallemizde veya iş yerimizde sık sık gördüğümüz
insanlarla daha kolay iletişim kurmamız bu etkinin bir yansımasıdır.
Müzik ve film tercihleri de maruz kalma etkisiyle şekillenebilir. Aynı durum sosyal medyada da
görülür. Instagram veya TikTok’ta sürekli gördüğümüz bir seyahat yeri veya
diyet trendi, bize olumlu görünmeye başlar. Ancak maruz kalma etkisi her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz. Örneğin, yanlış bilgilere veya önyargılı düşüncelere sürekli maruz kalmak, onları doğru
olarak kabul etmemize yol açabilir. Sosyal medyada yayılan yanlış bilgilere
defalarca rastlamak, bu bilgileri gerçekmiş gibi algılamamıza neden olabilir.
Maruz kalma etkisini bilmek, günlük hayatımızda daha bilinçli seçimler
yapmamıza yardımcı olur. Reklamlar, sosyal medya içerikleri veya kişiler
hakkında hissettiğimiz duyguların üzerinde bu etkinin nasıl etkili olduğunu
anlamak, daha objektif kararlar vermemizi sağlar.
Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

🔸Psikolojide “otomatik düşünceler”, zihnimizden hızla geçen, genellikle farkında olmadığımız düşüncelerdir. Bu düşüncele...
17/03/2025

🔸Psikolojide “otomatik düşünceler”, zihnimizden hızla geçen, genellikle farkında olmadığımız düşüncelerdir. Bu düşünceler, olaylar karşısında anında ortaya çıkar ve duygularımızı, davranışlarımızı ve fiziksel tepkilerimizi etkiler. Çoğu zaman bu düşünceler, geçmiş deneyimlerimiz, inançlarımız ve tutumlarımız tarafından şekillendirilir. Otomatik düşünceler, duygusal sağlığımızı ve yaşam kalitemizi büyük ölçüde etkileyebilir. Olumsuz otomatik düşünceler, depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunlara katkıda bulunabilir. Bu düşünceler üzerinde çalışarak, daha sağlıklı ve pozitif bir düşünce yapısına sahip olabiliriz.

🔸Otomatik Düşünceleri Nasıl Fark Edebiliriz?

Otomatik düşünceleri fark etmek, kendimizle ilgili daha fazla farkındalık kazanmakla başlar. Bunun için bazı stratejiler şunlardır:

1-Günlük tutun
Gün boyunca zihninizden geçen düşünceleri fark etmeye çalışın. Bu düşünceleri bir deftere yazmak, farkındalığı artırmanın etkili bir yolu olabilir. Düşüncelerinizi yazmak, onları daha somut hale getirir ve onları analiz etmenizi kolaylaştırır.
2-Duygusal Tepkilerinizi Gözlemlemleyin
“Bu düşünce ne kadar gerçekçi?” gibi soruları kendimize yönelttiğinizde düşünceyi sorgulayarak daha rasyonel yaklaşabilirsiniz.
3- Bedensel Tepkilerinizi Dinleyin
4. Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)

🔸Otomatik Düşüncelerle Baş Etmenin Yolları Nelerdir?

1-Düşünceleri Sorgulamak
2-Pozitif ve Gerçekçi Alternatifler Üretmek
3- Meditasyon ve Farkındalık Uygulamaları
4-Destek Almak

Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

Hiper bağımsızlık, bireyin aşırı düzeyde bağımsız olma arzusuyla karakterize edilen bir durumdur. Bu kişiler, başkaların...
12/03/2025

Hiper bağımsızlık, bireyin aşırı düzeyde bağımsız olma arzusuyla karakterize edilen bir durumdur. Bu kişiler, başkalarına güvenmekten kaçınır, her şeyi kendi başlarına yapma eğilimindedirler ve genellikle yardım tekliflerini reddederler. Bu durum, özgüvenin ve öz yeterliliğin aşırıya kaçmış bir hali olarak görülebilir. Ancak, hiper bağımsızlık çoğu zaman bireyin sağlığı ve sosyal ilişkileri üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.

🔸Hiper Bağımsızlığın Belirtileri
Hiper bağımsız bireylerde sıklıkla görülen belirtiler şunlardır:
1.Yardım Kabul Etmeme: Yardım tekliflerini sürekli olarak reddetme eğilimindedirler.
2.Yalnız Çalışma: Grup çalışmalarından veya takım işlerinden kaçınırlar.
3.Kontrol İhtiyacı: Her şeyi kendi kontrollerinde tutma arzusu taşırlar.
4.Duygusal Uzaklık: Başkalarına duygusal olarak bağlanmaktan kaçınırlar.
5.Kendi Başına Karar Verme: Önemli kararları yalnız başına almayı tercih ederler.

🔸Hiper Bağımsızlığın Sonuçları

1.Yalnızlık ve İzolasyon: Sosyal ilişkilerde derin bağlar kuramayan hiper bağımsız bireyler, zamanla yalnızlık ve izolasyon hissi yaşayabilirler.
2.Stres ve Tükenmişlik: Her şeyi kendi başına yapma çabası, aşırı stres ve tükenmişliğe yol açabilir.
3.İlişki Problemleri: Yakın ilişkilerde duygusal bağ kuramama, ilişki problemlerine neden olabilir.
4.Profesyonel Sıkıntılar: Takım çalışmasına uyum sağlayamama, iş yerinde sorunlara yol açabilir.

Hiper bağımsızlık, bireyin aşırı düzeyde bağımsız olma isteğidir ve genellikle geçmiş deneyimlerden kaynaklanan bir durumdur. Bu durumun, kişinin sosyal ilişkileri, duygusal sağlığı ve genel yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Ancak, farkındalık ve uygun başa çıkma stratejileri ile bu durumun üstesinden gelmek mümkündür.

🔸Barnum Etkisi: Kişisel Yorumlar Neden Bizi Bu Kadar Etkiler?Günlük hayatımızda sık sık burç yorumları, kişilik testleri...
25/02/2025

🔸Barnum Etkisi: Kişisel Yorumlar Neden Bizi Bu Kadar Etkiler?
Günlük hayatımızda sık sık burç yorumları, kişilik testleri veya genel karakter analizleri ile
karşılaşırız. Bu yorumlar bazen o kadar isabetli görünür ki, “Nasıl bu kadar doğru olabilir?” diye
şaşırırız. Ancak bu durumun arkasında bir psikolojik fenomen yatıyor: Barnum Etkisi.

🔸Barnum Etkisi’nin Günlük Hayatımızdaki Örnekleri

1. Burç Yorumları
Belki de en yaygın Barnum Etkisi örneklerinden biri burç yorumlarıdır. Örneğin, günlük burç
yorumlarında şu tür ifadelerle karşılaşırız:
“Bugün, geçmişte aldığın bir kararın sonuçlarını görebilirsin. İç huzurunu bulmak için daha fazla
zamana ihtiyacın olabilir. Yakın çevrenden bir kişi seni destekleyecek.”
Bu tür bir yorum, hemen hemen herkesin hayatına uyarlanabilir. Çoğumuz geçmiş kararlarımızı
düşünür, iç huzurumuzu arar ve çevremizde destekleyici birini buluruz. Ancak, bu yorumun belirsiz
doğası, onu okuyan herkese uygun gibi hissettirir.

2. Kişilik Testleri
İnternette sıkça karşımıza çıkan “Kişilik Testi” veya “Kişiliğinizin Gizli Yönlerini Keşfedin!” başlıklı
testler de Barnum Etkisi’ni kullanır. Bu testlerin sonuçları genellikle oldukça geniş kapsamlıdır ve
insanlar bu belirsiz sonuçları kendi özel durumlarına uydurur. Örneğin:
“Sen hem duygusal hem de mantıklı bir insansın. Zor zamanlarda derin bir içsel güç buluyorsun ve
başkalarına da bu gücü göstermekten çekinmiyorsun.”
Bu tür ifadeler çoğu insanın kendini tanımlayabileceği kadar genel ve aynı zamanda olumlu
özelliklerle doludur.

3. Medyum ve Falcı Yorumları
Medyumlar ya da falcılar, Barnum Etkisi’ni oldukça ustaca kullanırlar. Örneğin, bir falcı size şöyle
diyebilir:
“Son zamanlarda biraz endişeli ve gergin hissediyorsun, ama çok yakında bu sıkıntıların geçecek.”
Bu tür bir yorum, birçok insanın yaşadığı genel bir duruma işaret eder. Hayatımızın bir noktasında
hepimiz endişeli ve gergin olabiliriz ve geleceğe yönelik olumlu bir yorum duymak, kendimizi özel
hissetmemize neden olur.

Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

🔸Günümüzde çoğu anne hem çalışmak hem de çocuklarına bakım vermek, onlarla ilgilenmek için büyük enerji sarf ediyorlar. ...
20/02/2025

🔸Günümüzde çoğu anne hem çalışmak hem de çocuklarına bakım vermek, onlarla ilgilenmek için büyük enerji sarf ediyorlar. Bu durum ebeveyni bazen çok kaygılandırabilir ve “Acaba hepsini beraber yürütebiliyor muyum?” endişelerine sürükleyebilir.
🔸Çocuğunuzla geçirdiğiniz vaktin süresi kadar bu sürenin verimli geçiyor olmasıda çok önemli.
🔸Çocuğuma yeteri kadar vakit ayıramıyorum, isteklerine yetişemiyorum çalışan annelerden sıkça duyulan sözler olabilir. Bütün gün çocuğunuzla olduğunuzu ancak yine de onun dışında pek çok şeyle ilgilendiğinizi, yine onun isteklerine yetişemediğinizi düşünün böylece çocuklarınızla vakit geçirirsek süresinden ziyade bu vaktin ne kadar sağlıklı geçtiği çok daha önemlidir.
🔸Çocuğunuzla oyun kurun, onunla sohbet edin, gün içinde neler yaptığını, neler hissettiğini sorun ve ona kendi gününüzden bahsedin.
🔸Çocuğunuzun okul, yemek, içmek gibi temel ihtiyaçlarının yanında en büyük ihtiyacı sizden sevgi ve ilgi görmesidir. Günün belirli vakitlerinde çocuğunuza bu duyguları doğru şekilde hissettirebilirsiniz.

Çınar Psikolojik Danışmanlık

☎️ 0533 671 22 81

📍Tunalı Hilmi Caddesi 64/10 Çankaya/ANKARA

🌐 www.cinarpsikolojikdanismanlik.com
🌐 www.busracinar.com.tr

Address

Tunalı Hilmi Caddesi 64/10
Ankara
06120

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Çınar Psikolojik Danışmanlık posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Çınar Psikolojik Danışmanlık:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram