31/01/2021
*2. Ve 3. Görseldeki resimler Özgür Demirci’ye aittir.
Sadık Hidayet geç tanıştığım bir yazar. Özgür Demirci ise tesadüfen sergisine denk geldiğim ve o günden sonra eserlerini merakla beklediğim bir sanatçı. İkisini bir araya getirense Hidayet’in Kör Baykuş kitabı.
Önce kitaptan başlayalım; Kör Baykuş insanın personasının ve gölgesinin önce çatışmasını, sonra buluşmasını işliyor temelde.
Jung’a göre persona insanın toplumun onayını almak için kendisi olmayan bir karakterin maskesini dış dünyada takması. Gölge ise yüzleşmek istemediği, diğer insanlara ait olduğunu düşündüğü karanlık tarafı. Kitap da bu ikisi arasında gidip gelen anlatıcının hikayesi. Karanlık ve okuması zor. Ama sanatla hayatın, gerçekle düşün bir sentezi okuyucuya sunulan. Anlatıcı döngüsel bir anlatı tarzı benimser. Bir yazıda ‘sözcük sözcük parçalanıp dağıtılarak sürekli inşa edilen bu roman...’ diye bahsedilmişti kitaptan Özgür Demirci de sözcük sözcük parçaladığı bu romanı çizimlerine aktarmış. Kör Baykuş’taki anlatıcı nasıl kalemdanların üzerine çizdiği tekrarlayan resimleri gerçeğiyle, kelimelerle buluşturduysa Demirci de resimleriyle can buldurmuş o kelimelere.
Kitabı ve resimleri bir arada ele almak sanatın birleştiriciliğinin, besleyiciliğinin ışıklarını görmeyi sağlıyor.
Ve bir not; kendi ülkesinde (İran) hala yasaklı olan ‘bir kenar insanı, bir uçurum insanı’ olan Hidayet, üzüntülü olduğu zamanlarda Tchaikovsky’nin String Quartet No. 1 in D major, Op. 11: II. Andante cantabile adlı eserini ıslıkla çalarmış. Belki kitabı okur, resimlere bakarken dinler ve bu hüzünlü yazarı gözünüzde canlandırırsınız.
*Alıntılar, cercisanat.com da yayınlananan ‘Kör Baykuşun Gözü Sadık Hidayet, Kör Baykuş Romanında Görsellik’ adlı yazıdan yapılmıştır.