Klinik Psikolog Şenay Esen

Klinik Psikolog Şenay Esen İstanbul Üniversitesi mezunuyum. Klinik Psikoloğum.

💬 Çocukların duygusal bağ kurma yetenekleri, onların gelişimleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Duygusal bağ, yalnı...
03/03/2025

💬 Çocukların duygusal bağ kurma yetenekleri, onların gelişimleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Duygusal bağ, yalnızca sevgi ve şefkat değil, aynı zamanda güven, anlayış ve sosyal becerilerle ilgili bir süreçtir. Çocuklar, ebeveynleriyle kurdukları duygusal bağlarla, duygusal düzenlemeyi, empatiyi ve sosyal etkileşimde sağlıklı dengeyi öğrenirler.

🔍 John Bowlby’nin bağlanma teorisi, çocukların erken yaşlardaki deneyimlerinin, onların ilerleyen yaşlardaki ilişkilerini ve duygusal sağlığını şekillendirdiğini gösterir. Erken yaşta güvenli bağlanma yaşayan çocuklar, kendilerine ve başkalarına güven duygusu geliştirirler. Bunun sonucunda, bu çocuklar duygusal olarak daha sağlam bir temele sahip olur ve daha sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilirler.

🌱 Duygusal bağ kurmak, çocuklar için şu şekilde önemlidir:

Güvenli Bağlanma: Güvenli bir bağ kuran çocuklar, başkalarıyla ilişkilerde daha sağlıklı olurlar. Kendilerini güvende hissederler, bu da özgüvenlerini artırır.
Duygusal Düzenleme: Ebeveynlerin duygu düzenleme becerilerini çocuklarına öğretmesi, onların kendilerini ve başkalarını anlamalarına yardımcı olur.
Sosyal Beceriler: Duygusal bağ, empati ve paylaşma gibi sosyal becerilerin gelişmesine olanak tanır. Çocuk, başkalarının hislerine duyarlı olur ve sosyal ilişkilerde daha başarılı olur.
🌟 Çocuklarımızla kurduğumuz duygusal bağ, onların sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve hayata daha sağlam adımlarla başlaması için kritik bir rol oynar. Bu bağları güçlendirmek, onları duygusal olarak donanımlı bireyler haline getirebilir. 💖

🌸Daha fazla içerik için takip etmeyi unutmayın!

💬 Kıskanmak, genellikle olumsuz bir duygu olarak kabul edilse de, bu duygu aslında ilişkilerde evrimsel olarak bir çeşit...
24/02/2025

💬 Kıskanmak, genellikle olumsuz bir duygu olarak kabul edilse de, bu duygu aslında ilişkilerde evrimsel olarak bir çeşit "koruma" işlevi görebilir. Bir partnerin veya arkadaşın ilgisini başka birine kaybetme korkusu, insanın güvenlik ve aidiyet ihtiyacını tetikleyen bir mekanizma olabilir. Ancak, kıskanmanın şiddetli olduğu durumlar, ilişkilerde sorunlara yol açabilir.

🔍 John Bowlby, bağlanma teorisinde, kıskanmanın temel olarak bağlanma güvenliği ile ilgili olduğunu savunur. İnsanlar, partnerlerine duydukları bağlılık nedeniyle, sevilen kişinin ilgisini kaybetmekten korkar ve bu da kıskanmayı tetikler. Fakat, kıskanma sağlıklı sınırlarla ifade edilmediğinde, güven sorunlarına, ilişki bozukluklarına ve duygusal bağımlılığa yol açabilir.

🌱 Kıskanmayı sağlıklı bir şekilde yönetmek için:

İletişim: Kıskanma duygularınızı, partnerinizle sağlıklı bir şekilde paylaşmak önemlidir. Suçlamak yerine hislerinizi anlatmak daha yapıcı olacaktır.
Özsaygı Geliştirmek: Kıskanma, genellikle özsaygı eksikliğinden kaynaklanır. Kendinizi değersiz hissettiğinizde, partnerinizin başka birine olan ilgisi sizi daha fazla etkiler.
Güven İnşa Etmek: Kıskanmayı tetikleyen güvensizlik, zamanla aşılabilir. Birbirinize güven inşa etmek, kıskanmayı doğal bir duygu seviyesinde tutmanıza yardımcı olur.
🌸 Kıskanmak, doğru şekilde yönetildiğinde sağlıklı bir duygudur. Kıskanmanın ölçüsünü kaçırmamak ve duyguları sağlıklı bir şekilde ifade etmek, ilişkilerdeki bağları güçlendirebilir. 💪

🌸Daha fazla içerik için takip etmeyi unutmayın!

💭 Yalnızlık, sadece fiziksel bir durum değil, duygusal bir deneyimdir. Bazen çevremizde binlerce insan olabilir ama yine...
17/02/2025

💭 Yalnızlık, sadece fiziksel bir durum değil, duygusal bir deneyimdir. Bazen çevremizde binlerce insan olabilir ama yine de yalnız hissedebiliriz. İşte burada önemli olan, yalnızlık hissine neyin sebep olduğudur. Yalnızlık, aslında bir sinyal gibidir; yaşamımızda eksik olan bir şeyin veya bir ilişkinin farkına varmamız için vücudun bize gönderdiği bir mesaj olabilir.

🔍 Erich Fromm'un “Sevme Sanatı” adlı eserinde, yalnızlık hissinin insanın derin bir şekilde kendine yabancılaşması ve başkalarıyla sağlıklı bağlar kuramamasıyla ilgili olduğunu vurgular. Yalnızlık, genellikle kendimizi anlamadığımızda, içsel bir boşluk hissettiğimizde ya da başkalarından duygusal destek alamadığımızda ortaya çıkar.

🌱 Yalnızlık hissini anlamak ve ona doğru bir yaklaşım geliştirmek için önce kendi iç yolculuğumuza çıkmamız gerekir. Kendinize şu soruları sorarak neyin sizi yalnız hissettirdiğini keşfetmeye başlayabilirsiniz:

Bağlantılarınızda Derinlik Var Mı?: Sadece çevremizde insan var diye yalnızlık hissini yaşamak zorunda değiliz. Gerçek ve derin bağlantılar kurmak, yalnızlık hissini ortadan kaldırır.
Kendinize Zaman Ayırıyor Musunuz?: Kendimizi sevmek, başkalarına sevgi vermek kadar önemlidir. Kendine vakit ayırmak, yalnızlık hissini hafifletir.
Duygusal İhtiyaçlarınız Karşılanıyor Mu?: İnsanlar bazen çevrelerinden beklentileri nedeniyle yalnız hissedebilir. Duygusal ihtiyaçlarımızın farkına varmak, bu hisse yönelik çözüm geliştirmemize yardımcı olabilir.
🌟 Yalnızlık, geçici bir hal olabilir ve bu duyguyu hissettiğimizde, onu anlayarak ve doğru şekilde ele alarak daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmek mümkün.

🌸Daha fazla içerik için takip etmeyi unutmayın!

💬 Öfke, insan doğasının bir parçasıdır. Bazen hayatın getirdiği zorluklar, stresli durumlar ya da yanlış anlamalar bizi ...
14/02/2025

💬 Öfke, insan doğasının bir parçasıdır. Bazen hayatın getirdiği zorluklar, stresli durumlar ya da yanlış anlamalar bizi öfkelenmeye sevk edebilir. Ancak öfke, ya bastırıldığı ya da yanlış bir şekilde ifade edildiği zaman, ruhsal ve fiziksel sağlığımıza zarar verebilir. O yüzden öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade etmek, hem kendimizi hem de çevremizdekileri korumanın en etkili yoludur.

🔍 Öfkeyi üç şekilde ifade edilir: bastırmak, patlamak ya da sağlıklı bir şekilde ifade etmek. Bastırmak, öfkenin içe dönmesine neden olur ve bu, zamanla depresyon, kaygı ya da diğer ruhsal sorunlara yol açabilir. Patlamak ise, kontrolsüz bir şekilde dışa vurulan öfkenin, hem bizlere hem de çevremizdekilere zarar vermesine yol açar. En sağlıklı yöntem ise, öfkemizi doğru şekilde ifade etmektir.

🌱 Öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade etmek için birkaç teknik bulunmaktadır:

Duygularınızı Tanıyın ve Kabul Edin: "Öfkeliyim" demek, öfkenizi tanımak ve kabul etmek önemlidir. Bunun farkına varmak, duygularınıza saygı duymayı sağlar.
Derin Nefes Alın: Bu, anlık öfkenizi sakinleştirebilir. Duygusal yoğunluk anında derin nefes almak, kontrolü elinizde tutmanıza yardımcı olur.
İfade Etme Zamanını İyi Seçin: Öfkenizi ifade etmek için doğru zamanı seçmek önemlidir. Yüksek sesle bağırmak yerine, duygularınızı sakin bir şekilde ifade etmek daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
İletişimde Dürüstlük ve Saygı: Öfkenizi, suçlayıcı olmadan, kendinizi ifade edebileceğiniz şekilde dile getirmek gerekir. "Sen" yerine "Ben" dilini kullanmak, suçlamaktan kaçınmak öfkenizin daha sağlıklı ifade edilmesini sağlar.
💡 Albert Ellis'in "Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi" (REBT) teorisinde, öfkenin, olayları yanlış bir şekilde değerlendirmemizden kaynaklandığını vurgular. Ellis'e göre, bizler bazı olayları gereksiz şekilde kişisel alırız ve bu da öfkeyi tetikler. Duygusal anlamda olgunlaşma, bu düşünce kalıplarını fark edip değiştirmekle başlar.

🌸Daha fazla içerik için takip etmeyi unutmayın!

💬 Kaygı, çoğu zaman “kötü” bir duygu olarak etiketlense de, aslında bizi hayatta tutan bir duygu. Ancak, normal bir sevi...
10/02/2025

💬 Kaygı, çoğu zaman “kötü” bir duygu olarak etiketlense de, aslında bizi hayatta tutan bir duygu. Ancak, normal bir seviyenin ötesine geçtiğinde, kaygı kişisel yaşam kalitemizi ciddi şekilde etkileyebilir. Kaygı, aslında beyin tarafından “tehlike” olarak algılanan bir durumu önceden fark etme çabasıdır. Fakat modern yaşamın stresi ve belirsizlikler kaygıyı, daha çok sıklaşan ve yaygın hale getirebilir.

🔍 Sigmund Freud, kaygıyı bir tür içsel çatışmanın sonucu olarak tanımlar. Freud’a göre kaygı, bilinç dışı çatışmaların yüzeye çıkması ve kişiyi tehdit eden unsurların farkına varmasıdır. Kaygı bir anlamda kişiyi tehlikelerden korumaya çalışırken, bazen aşırıya kaçabilir ve bu da ruh sağlığını bozabilir.

🌱 Kaygı, özellikle bu gibi anlarda hayatımızı gerçekten etkileyebilir:

Fiziksel Etkiler: Uzun süreli kaygı, uyku düzeninizi bozabilir, bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir ve mide problemlerine yol açabilir.
İlişkiler Üzerindeki Etkisi: Sürekli kaygı, başkalarıyla olan ilişkilerinizde mesafeler oluşturabilir. Bu da yalnızlık hissini artırır.
İş Yaşamı: Kaygı, verimliliği düşürebilir. Kendinizi sürekli endişeli hissediyorsanız, görevlerinize odaklanmak zorlaşabilir.
🌟 Kaygıyı yönetebilmek için şu adımları atabilirsiniz:

Farkındalık Teknikleri: Kaygınızı tanıyın ve ona nasıl tepki verdiğinizi fark edin. Jon Kabat-Zinn, mindfulness tekniklerinin kaygıyı yönetmedeki etkisini vurgulamıştır.
Derin Nefes Alın: Kaygı başladığında, derin nefes alarak vücudunuzu sakinleştirebilirsiniz.
Küçük Adımlar: Kaygıyı tetikleyen sorunlar üzerinde kontrolünüz olduğunu hatırlayın. Küçük, adım adım çözüm odaklı hareket etmek faydalıdır.
Kaygıyı kontrol altına almak, bir süreçtir. Her adımda, bedeninizi ve zihninizi rahatlatma yolu bulabilirsiniz. Kaygıyı sağlıklı bir şekilde yönetmek, yaşam kalitenizi artırabilir. 🌸

🌸Daha fazla içerik için takip etmeyi unutmayın!

Bağlanma tarzları, çocukluk döneminde şekillenen, yetişkinlikteki ilişkilerimizi etkileyen önemli bir psikolojik faktörd...
27/01/2025

Bağlanma tarzları, çocukluk döneminde şekillenen, yetişkinlikteki ilişkilerimizi etkileyen önemli bir psikolojik faktördür. Güvenli bağlanma, partnerle sağlıklı bir ilişki kurmamızı sağlarken, kaygılı veya kaçınan bağlanma tarzları ilişkilerde zorluklara yol açabilir. Bu yüzden, bağlanma tarzınızı anlamak, duygusal bağınızı güçlendirmek için atılacak ilk adımdır.

Bağlanma tarzınızı keşfettiğinizde, partnerinizle olan ilişkinizi daha iyi anlayabilir ve sağlıklı bir iletişim geliştirebilirsiniz. Örneğin, kaygılı bağlanma tarzına sahip bir kişi, sürekli olarak güven arayışı içinde olabilir, bu da partnerinize yük getirebilir. Diğer taraftan, kaçınan bağlanma tarzına sahip biri, duygusal mesafe koyma eğiliminde olabilir. Bu farklı bağlanma tarzları, ilişkilerde yanlış anlamalar ve duygusal uzaklık yaratabilir.

Bağlanma tarzınızı öğrenmek ve partnerinizin tarzını anlamak, ilişkilerdeki duygusal bağınızı çok daha derinleştirebilir. Böylece, partnerinizin ihtiyaçlarına daha iyi karşılık verebilir ve ilişkinizde daha fazla anlayış ve empati oluşturabilirsiniz. 🤝💖

Herkesin sevgi dili farklıdır. Bu, bir kişinin sevgisini nasıl ifade ettiği ve sevildiğini nasıl hissettiğiyle ilgilidir...
20/01/2025

Herkesin sevgi dili farklıdır. Bu, bir kişinin sevgisini nasıl ifade ettiği ve sevildiğini nasıl hissettiğiyle ilgilidir. Partnerinizin sevgi dilini anlamak, ilişkinizi derinleştirmek için son derece önemlidir. Bu, sadece doğru şekilde iletişim kurmakla kalmaz, aynı zamanda birbirinizi daha iyi anlamanıza ve desteklemenize de yardımcı olur.

Örneğin, partneriniz kelimelerle sevgi göstermekten hoşlanıyorsa, ona sık sık iltifatlar yaparak, sevginizi açıkça ifade edebilirsiniz. Ancak, diğer partnerler dokunarak, küçük jestlerle veya birlikte geçirilen kaliteli zamanla sevgilerini ifade edebilirler. Partnerinizin sevgi dilini öğrendikçe, onu daha iyi anlamaya başlarsınız ve bu da ilişkinizin derinleşmesine katkı sağlar. 🫶

Birbirinizi sevme şeklinizin farklı olması doğal olsa da, bu farklar üzerinden sağlıklı bir iletişim kurmak, ilişkinizin güçlenmesine yardımcı olur. Sevgi dili konusunda partnerinizle açıkça konuşmak, kendinizi daha iyi ifade etmenize ve onun sevgisini daha derinden hissetmenize olanak tanır. 💕

Her ilişkide zaman zaman tartışmalar olacaktır, bu tamamen normal. Ancak önemli olan, bu tartışmaların nasıl yönetildiği...
13/01/2025

Her ilişkide zaman zaman tartışmalar olacaktır, bu tamamen normal. Ancak önemli olan, bu tartışmaların nasıl yönetildiğidir. Saygı ve anlayış, tartışmaların sağlıklı bir şekilde çözülmesinde çok büyük bir rol oynar. İlişkilerdeki en büyük sorunlardan biri, partnerlerin birbirlerinin bakış açılarını anlamadan, sadece kendi görüşlerini savunmaya odaklanmalarıdır. Oysa ki, doğru bir iletişimde, saygı ve anlayış her şeyin önündedir.

Bir tartışma sırasında birbirinize karşı nazik olabilmek, bazen kelimelerin gücünden çok daha fazlasını ifade eder. Karşınızdaki kişiyi dinlerken gerçekten anlamaya çalışmak, sadece onu duymazsanız bile, ilişkinizin temellerini güçlendirir. Birbirinizi anlamak ve karşılıklı saygı duymak, ilişkilerin daha sağlıklı ve uzun süreli olmasına yardımcı olur. Her iki taraf da birbiriyle empati kurduğunda, çözüm arayışı daha kolay hale gelir. ❤️

Tartışmalarda saygıyı korumak, daha sağlıklı bir ilişki sürdürmek için oldukça önemlidir. Ne kadar farklı düşünseniz de, bu farklılıkları anlayarak ve saygı göstererek çözüm üretebilirsiniz. İlişkiniz daha güçlü, daha sağlam ve daha derin olur. 🫶

Bir ilişki, iki bireyin bir araya gelip, birlikte bir hayat kurmasıdır. Ancak, bu birliktelik, kişisel alanların kaybolm...
07/01/2025

Bir ilişki, iki bireyin bir araya gelip, birlikte bir hayat kurmasıdır. Ancak, bu birliktelik, kişisel alanların kaybolması anlamına gelmemelidir. Her birey, kendi kimliğini koruyarak, sağlıklı bir ilişki kurmak ister. İlişkideki dengeyi bulmak, bireysellik ile birlikte olma arasında doğru bir çizgi çizmeyi gerektirir.

İlişkiyi güçlü tutan şeylerden biri de, her bireyin kendi kimliğini ve kişisel sınırlarını koruyabilmesidir. Partnerinizle birlikte vakit geçirebilir, ortak ilgi alanlarınız üzerinde birleşebilirsiniz; fakat her birinizin de kendi hobileri, arkadaşları ve bireysel alanları olması önemlidir. Bu, sağlıklı bir ilişki dinamiği yaratmanın anahtarıdır. Bireysel alanınıza saygı gösterildiğinde, birlikte geçirilen zaman çok daha değerli hale gelir. 🕊️💕

Bireysellik, ilişkinin zenginliğine katkı sağlar. Hem bireysel olarak gelişmek hem de ilişkinin içinde büyümek mümkün. Her iki taraf da kendi kişisel alanlarına saygı gösterdiğinde, ilişkide daha sağlam bir bağ kurulur ve duygusal denge sağlanır. Birbirinize her zaman destek olurken, aynı zamanda kendinizi de ihmal etmemelisiniz. 🧑‍🤝‍🧑

Depresyon, sadece üzüntü veya mutsuzluk değildir; duygusal bir tükenmişlik hali, ilgi kaybı ve umutsuzlukla birlikte gel...
30/12/2024

Depresyon, sadece üzüntü veya mutsuzluk değildir; duygusal bir tükenmişlik hali, ilgi kaybı ve umutsuzlukla birlikte gelir. Bu, sadece zihinsel değil, bedensel bir yorgunluk da yaratır. Depresyon, insanın yaşamına dair zevk almasını zorlaştırır ve her şeyin karanlık bir filtre gibi görünmesine neden olur. 🖤

Birçok kişi, depresyonu sadece bir “geçici hüzün hali” olarak görebilir, ancak depresyonun derin etkileri vardır. Kişi, genellikle kendini tükenmiş hisseder, hiçbir şeyden keyif almaz ve günlük aktiviteleri bile ağırlaşır. Ayrıca, depresyon yalnızca duygusal değil, fiziksel olarak da bedeni etkiler. Uyku sorunları, iştah değişiklikleri ve genel bir enerji kaybı sık görülen belirtilerdir.

Depresyon, bazen “sadece bir şeyler yolunda gitmiyor” gibi hissedilebilir, ancak aslında bu duygular uzun süreli bir tükenmişlik halinin belirtisidir. Bu noktada, profesyonel destek almak, tedavi sürecini başlatmak çok önemlidir. Kendi sağlığınızı ön planda tutarak, depresyonla başa çıkmak ve iyileşmek mümkündür. 🌈

Narsisizm, yalnızca bir kişinin kendisini aşırı şekilde sevmesi değil, aynı zamanda çevresindeki insanları manipüle etme...
23/12/2024

Narsisizm, yalnızca bir kişinin kendisini aşırı şekilde sevmesi değil, aynı zamanda çevresindeki insanları manipüle etme ve kontrol etme isteğiyle de alakalıdır. Narsist bir ebeveynle büyümek, çocuğun ruhsal gelişimini derinden etkileyebilir. 🤯

Narsist ebeveynler, çocuklarını genellikle bir araç olarak görür. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve egolarını beslemek için çocuklarını kullanabilirler. Bu tür ebeveynler, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını göz ardı edebilir, onları sürekli olarak eleştirebilir veya başka bir şekilde manipüle edebilirler. Bu durum, çocuğun özgüvenini ve özsaygısını ciddi şekilde zedeler. 😞

Narsist ebeveynlerle büyüyen çocuklar, genellikle başkalarının duygusal ihtiyaçlarını anlamada zorluk çekerler. Ayrıca, duygusal olarak manipüle edilmeye alıştıkları için, sağlıklı ilişkiler kurmakta da güçlük çekebilirler. Narsist ebeveynin sürekli olarak kendini övmesi, çocuğun kendini yetersiz hissetmesine yol açabilir. Bu çocuklar, genellikle her zaman ‘yeterli’ olmaya, sürekli onay almaya çalışırlar. Bunun yanı sıra, duygusal ihmal veya manipülasyon, çocuğun kendisini değersiz hissetmesine neden olabilir.

Bunun farkında olmak ve gerektiğinde profesyonel destek almak, bu etkileri aşmak için önemlidir. Narsist ebeveynlerin çocuklar üzerindeki etkileri, doğru bir şekilde ele alınarak, sağlıklı bir şekilde iyileştirilebilir. 🌱

Sınır koymak, en basit tanımıyla, başkalarının sizin üzerinizdeki etkilerini sınırlamak demektir. Ama çoğu zaman, sınır ...
16/12/2024

Sınır koymak, en basit tanımıyla, başkalarının sizin üzerinizdeki etkilerini sınırlamak demektir. Ama çoğu zaman, sınır koymak kelimesi biraz yanlış anlaşılır. Sanki birisini uzaklaştırmak, onları reddetmek gibi algılanabilir. Oysa gerçekte sınır koymak, sağlıklı bir şekilde kendimizi korumak için çok önemli bir adımdır. 🛑

Kendi sınırlarınızı belirlemek, başkalarının sizden ne beklediğini veya nasıl davranması gerektiğini kontrol etmek değil, sizin duygusal ve psikolojik sağlığınızı korumakla ilgilidir. Herkesin hayatında zorlayıcı, yıpratıcı insanlarla karşılaştığı zamanlar olabilir. Bu durumlarda, bu kişilerin isteklerini sınırlamak ve kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermek çok sağlıklı bir davranıştır. Sınır koymak, aynı zamanda “hayır” demeyi öğrenmekle de ilgilidir. Hayır dediğinizde, kendinizi suçlu hissetmemelisiniz. Çünkü hayır demek, kendinize ve sağlığınıza değer verdiğinizi gösterir. 💪

Bazen, çevremizdeki insanları mutlu etmek için aşırı çaba sarf ederiz, ancak bu uzun vadede kendimizi tükenmiş hissetmemize yol açar. Sınır koymak, hem duygusal hem de fiziksel olarak kendinize iyi bakmanın bir yoludur. Kendi sınırlarını belirlemek, aynı zamanda sizi daha güçlü ve daha sağlıklı yapar. 🧘‍♀️

Address

Enki Psikoloji Toros Mahallesi Atatürk Bulvarı Tarlacı Apartmanı No:48/9 Kat:5 Daire :9
Antalya
07100

Telephone

+905056735387

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Klinik Psikolog Şenay Esen posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram