Prof.Dr.Alper Onbaşılı

Prof.Dr.Alper Onbaşılı Kalp hastalıkları (kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp kapak hasta

31/05/2022
12/04/2021
05/04/2021
05/11/2020

Watch 4 live cases in complex PCI from Germany, UK, Spain & Italy on 27 November. Register for free today - https://bit.ly/3kGh643 Boston Scientific

Avrupa kardiyoloji 2020 yeni spor ve kalp kılavuzdanHastaya uygun düzenli aerobik egzersiz yapıldığında hastanın fonksiy...
27/09/2020

Avrupa kardiyoloji 2020 yeni spor ve kalp kılavuzdan

Hastaya uygun düzenli aerobik egzersiz yapıldığında hastanın fonksiyonel kapasitesi artmakta ve daha kaliteli bir yaşam sürmekte

Egzersiz izotonik egzersiz önerilmekte.

Egzersiz ile,

1-HDL artmakta, LDL azalmakta, TG düşmekte

2-Obezite azalmakta, insülin direnci düşmekte

3-Periferik damar direnci düşmekte ve tansiyon düşmekte(afterload azalmakta)

4-Dikkatlice yapıldığında sistolik KY'de zaman içerisinde EF artışı olabilmekte(İzotonik egzersiz yapıalacak ve aerobik eşiğe dikkat)

5-Periferik damar hastalarında düzenli egzersiz yaptıkça hastanın daha rahat ve daha uzun yürüdüğü görülecektir, çünkü egzersiz kolleteral gelişimini arttırarak doğal bypass ya da doğal stentini koymakta

6-Kooroner kalp hastalarında da aynı şekilde kollateral gelişimi artabilir ve hastanın angina gelme sıklığında azalma ve yürüme mesafesinde (angina olmadan) uzama olduğu görülecektir

7-KV hastalığı olanlarda düzenli egzersiz moral ve motivasyonu arttırarak hastanın kendisine olan güvenindeki artış kaygıda azalmaya ve bu da sempatik aktivitede azalmaya yol açarak antiiskemik bir etki oluşturacaktır

8-Egzersizin antioksidan etkileri var.

9-Kas gücü artar. Solunum kas gücü artar ve daha kaliteli solunum olur. Olası pnömoni vb durumlarında infeksiyonla mücadale gücü artar.

10-Yağ oranı azalır.

11-Kemik dansitesi artar.

12-İmmünite daha iyi bir düzeye gelir (İmmünmodülatör).

13-Kalp hızı zamanla azalır ve myokardın oksijen tüketimi azalır (beta blokerin antiiskemik özelliği gibi).

23/02/2020

This is a patient that was referred for revascularization of a bifurcation lesion of a first obtuse marginal branch bifurcation lesion as an attempt to impro...

27/01/2020

Hipertansiyon ilaçları bağımlılık yapmaz! Sadece yaş ilerledikçe azalan damar elastikiyeti nedeniyle kan basıncı kontrolü için alınan ilaç sayısı ya da dozu az gelebilir. Bu durumda yeni ilaç eklenmesi veya kullanılan ilacın dozunun artırılması gerekebilir. Doktorunuza yan etkiler hakkında danışmayı ihmal etmeyin.

28/10/2019

Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.

06/05/2019

Oruç tutabilen bir kalp hastası beslenmede nelere dikkat etmelidir?
Ramazan ayının yaz dönemine rastlaması dolayısıyla hem sıcaklık hem de oruç tutulan sürenin uzun olması kalp hastalarında beslenme önerilerinin önemini artırmaktadır.

Sıcak hava nedeniyle dehidratasyonun(sıvı kaybı) fazla olacağı göz önünde bulundurularak iftar ile sahur arasında yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır. Hastalara sıcağın etkisi ile terle aşırı su ve tuz kaybı olacağı anlatılmalı, oruç tutarken sıcak ortamlardan uzak durmaları, sıcakta ağır iş yapmaktan kaçınmaları öğütlenmelidir.

Ramazan’da oruç tutan hastalarımızda sıkça gördüğümüz bir sorun da ağır ve çok yemek yemeleridir. Kimi hasta uzun süren açlığın etkisi ile iftarda ağır ve aşırı yerken kimisi ise oruç sırasında açlığa dayanabilmek için sahurda çok yemek yemektedir. Halbuki, ağır bir yemek sonrası taşikardi(çarpıntı), iskemi, hipertansif atak, gelişebilir. Hatta çalışmalarda ağır yağlı yemekler sonrası salınan sitokinler sonucunda tromboz(pıhtılaşma) eğiliminin arttığı akut koroner sendrom(kalp krizi) geliştiği gösterilmiştir. Bu nedenle hastalarımıza iftar ve sahurda yediklerinin ve miktarının kalp damar sağlığı için çok önemli olduğunu anlatmak gereklidir.

Ramazanda acil servise başvurular, iftar sonrası ilk birkaç saatte artmaktadır. Bunun iftarda tüketilen gıdalara bağlı olduğu düşünülmektedir. Kalp hastaları, Ramazan boyunca iki öğün yerine üç öğün yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır. Bu sayede öğün miktarı bölündüğünden dolayı hastanın kardiyak yükü artmamış olacaktır. Özellikle koroner arter hastalarında iftarda fazla miktarda yağlı ve rafine karbonhidrat içeren gıda tüketimi gastrointestinal sistemde kan göllenmesine neden olarak koroner iskemiyi tetikleyebilecektir.

İftar ve sahurda ne yemeli?
Bu öğünlerde sindirimi uzun süren gıdalarda seçilmesi gerekmektedir. Lifli, proteinden zengin ağırlıklı sebze ve meyveden oluşan öğünler uzun süreli (yaklaşık 8 saat) sindirime uğrarken tokluk hissinin de uzun süreli olmasını sağlayacak, aksine işlenmiş karbonhidrat içeren şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından (yaklaşık 3 saat) kısa sürede açlık hissedilmesine neden olacaktır. İşlenmiş karbonhidrat (şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel vb) yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları tercih etmeli. Asitli meşrubatlardan uzak durulmalı. Sahura kalkmadan oruç tutmamalıdır.

Sonuç olarak, oruç tutmanın kalp üzerine olumlu etkileri gösterilmiştir ve genel olarak stabil kalp hastalıkların seyrinde kötüleşmeye neden olmamaktadır. Birçok stabil kardiyak hasta, ilaç tedavisinin düzenlenmesi ve hekim kontrolü altında olmaları şartıyla sorunsuz olarak oruç tutabilmektedirler.

Kardiyak hastaların mutlaka Ramazan öncesi kardiyolog tarafından değerlendirilerek bireysel olarak oruç tutup tutamayacağına karar verilmeli, bu karar verilirken hastanın genel durumu, ilaç tedavisi, iklim koşulları göz önünde bulundurulmalıdır. Kardiyak hastalıkların diyabet ve/veya renal(böbrek) hastalıklarla beraber olabileceği de göz önünde bulundurulmalı ve böyle hastalarda karar endokrinoloji ve nefroji uzmanıyla beraber verilmelidir.

06/05/2019

Hangi Kalp damar hastaları kesinlikle oruç tutmamalıdır?
Özellikle göğüs ağrısı, dispne(nefes darlığı) gibi yakınmaları aktif olarak devam eden olguların oruç tutması sakıncalı olabilir. İleri kalp yetersizliği olan hastalar kesinlikle oruç tutmamalıdır. Yüksek doz diüretik(idrar söktürücü) alan hastaların özellikle yaz döneminde oruç tutmaları sakıncalıdır.

Bilimsel literatüre baktığımızda son 6 ay içerisinde miyokard enfarktüsü geçiren hastalar, anjinal yakınması olan hastalar, son 6 ay içerisinde perkütan koroner girişim yapılan veya koroner bypass ameliyatı olmuş hastalar için oruç tutulmaması önerilmektedir.

Aritmi(ritm bozukluğu) tanılı olgularda veya yatkınlığı olanlarda oruçla birlikte elektrolit dengesizliği ve iskemi tetiklenebilir, sempatik deşarj, hipoglisemi vb nedeniyle aritmiler gelişebilir. Bu nedenle başta ciddi aritmiler olmak üzere aritmik hastaların oruç tutması risklidir. Dirençli hipertansiyonu olan olgular da kan basıncı normal sınırlara inmeden oruç tutmamalıdır. Tedavi ile regüle izole hipertansiyonu olan olgular, ilaçlarını her gün düzenli almak koşulu ile oruç tutabilirler. Bu sayılan durumların dışındaki tüm kalp damar hastaları oruç tutup tutamayacaklarını mutlaka hekimlerine danışmalıdır.

Oruç Tutarken Kalp Hastalarının İlaç Tedavileri Nasıl Düzenlenmelidir?
Oruç döneminde KV hastalar açısından en önemli sorunlardan biri ilaç kullanım düzeninin doğru belirlenememesidir. Ramazan ayıda KV ilaçların düzenli alınmaması veya ilaç tedavisinin bırakılması hastalığın kötüleşmesine neden olacağı için Ramazan ayı öncesinde hastaların ilaç tedavilerinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Oruç tutarken Kalp ilaçların nasıl kullanılması gerektiğine dair klinik çalışmalar ve dolayısıyla kılavuz önerileri henüz yoktur. Ancak, ilaçların etki süreleri göz önüne alınarak düzenlemeler yapılabilir. Günde tek doz ilaç kullanan hastaların (hipertansiyon ve aritmi hastaları gibi) tedavisi, ilaç dozunun sahur veya iftara kaydırılması ile düzenlenebilir. Burada önemli olan ilacın her gün aynı saatte alınmasının hastaya kesinlikle benimsetilmesidir.

Aspirin dışındaki antikoagülan veya antitrombositer(kan sulandırıcı) ajanların kullanımı açısından dikkatli olunması gerekmektedir. Ramazan öncesinden oruç tutacak hastalarda ilaç dozlarında düzenleme hatta değişiklik yapmak gerekecektir. Yeni oral antikoagülan ilaçların kullanımı ile ilgili ise şu anda yeterli veri yoktur. Ancak tek doz kullanılan rivaroksaban iftarda veya sahurda alınabileceği teorik olarak düşünülebilir. Unutulmaması gereken nokta rivaroksaban’ın etkili olabilmesi için gıdayla beraber alınması gerektiğidir. Apiksaban ve dabigatran gibi iki doz alınan ilaçların ise iftar ve sahurda alınması düşünülebilir. Ancak iftar ve sahur arası sürenin ortalama 17 saat olması dolayısıyla iki doz arasında >12 saat süre olması ilaçların etkinliğini azaltabilir. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Ama yine de hastaları riske atmamak için Ramazan öncesi 24 saat etkili ajanlara geçmek faydalı olabilir. Bu durumda ilaç değişimi uygun değilse de tromboz riskine karşı oruç tutulmasına izin verilmemelidir. Özellikle yaşlı hastalarda ve çok sıcak ortamlarda dehidratasyonun(sıvı kaybı) da tromboz eğilimini artıracağı unutulmamalıdır.

Bazı çalışmalarda Ramazan süresince varfarin(coumadin) kullanan hastaların INR düzeyinde artış olduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla INR düzeyi değişken seyreden veya kanama riski yüksek ya da INR düzeyi üst sınırda seyreden hastalarda Ramazan süresince INR ölçümlerinin daha sık yapılması düşünülebilir. Ramazan ayı süresince varfarinin iftarda alınmasının KV istenmeyen olayları engellediğini gösterilmiştir. Dolayısıyla oruç tutarken varfarin iftarda daha yakın INR takibiyle belirlenecek dozlarda alınabilir.

İleri evre kalp yetersizliği olan hastaların tedavilerinin iftar ve sahur arasında sınırlanması ne yazık ki mümkün olamamaktadır. Bu hastaların stabil seyredebilmesi ilaçların düzenli kullanılması ve sıvı elektrolit dengesinin sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Bu hastaların kullanması gereken ilaç sayısının da fazla olması ve çoğunlukla eşlik eden renal yetersizlik(böbrek yetersizliği) veya diyabet mevcudiyeti sebebiyle ilaç düzenlemelerinin iftar veya sahurla sınırlandırılması mümkün değildir. Bu nedenle de ileri evre kalp yetersizliği olan hastaların oruç tutması sakıncalıdır.

06/05/2019

Orucun kalp damar sağlığına yararları nelerdir?
Sağlıklı bireylerde yapılan çalışmalar, orucun yararlı etkilerine işaret etmektedir. Örneğin, sağlıklı bireylerde Ramazan süresince ve sonraki birkaç haftalık dönemde HDL(İYİ) kolesterol düzeylerinin Ramazan öncesine göre arttığı, LDL(kötü) düzeylerinin ise azaldığı görülmüştür. Kontrollü çalışmalarda da bu sonuçlar yinelenmiştir. Oruç, inflamasyonu da azaltmaktadır. Doğru şekilde tutulan bir oruçta günlük kalori alınımının kısıtlanması ile insulin duyarlılığı artmakta, oksidatif strese dayanma kolaylaşmaktadır. Hatta ayda en az bir gün oruç tutanlarda bile aterosklerozun(damar sertliği) daha az olduğu bildirilmiştir.
Orucun Kalp hastalıkları için olumlu bir diğer yönü de psikolojik etkisidir. Bu yaklaşım yine çalışmalarda depresif duygu durumunun azalması ile hastanın rahatlaması açısından önemli bir bulgu olarak bildirilmektedir.

Oruç tutmak, kalp damar hastalıklarını tetikleyebilir mi?
Bu konuda da yeteri çalışma olmamakla birlikte, Katar’da 10 yıllık izlemde Ramazan ayı ve izleyen ay süresince KV hastalıklara bağlı hastaneye yatış oranında diğer aylara göre artış olmadığı saptanmıştır. Ankara’da yapılan bir çalışmada ise benzer şekilde sağlıklı insanlarda orucun KV hastalıklarını artırıcı bir etkisi olmadığını gösterilmiştir.
Ancak, sıcak ve uzun yaz günlerinde oruç tutmak pek çok hastada sorun yaratabilir. Aşırı sıvı ve elektrolit kaybı, kan basıncında aşırı düşmelere, senkop(bayılma) gelişmesine yol açabilir hatta koroner iskemi sonucunda akut koroner sendrom(kalp krizi) ve kalp yetersizliğine neden olabilir. Bu durum yaşlı hastalarda daha da belirgin olabilir.

Kalp damar hastalarının oruç tutması sakıncalı mıdır?
Genel olarak, kurallarına uygun oruç tutan kalp hastalarında, oruç tutmayan kalp hastalarına kıyasla Ramazan ayı süresince hastalığın farklı seyretmediği, anlamlı kötüleşme olmadığı bilinmektedir. Hatta kurallarına uygun tutulan oruç, hastalarda yararlı sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin hipertansiyon hastalarında, ilaçlarına devam etmek koşulu ile oruç tutmak kan basıncında düşmeye ve kilo kaybına yol açmaktadır. Burada önemli olan kalp damar sağlığını göz önünde bulundurarak oruç tutmaktır, yani kullanılan ilaçların aksatılmadan devam edilmesi ve iftar- sahur döneminde doğru beslenilmesidir. Ancak kalp hastaları, oruç tutma kararını mutlaka kendilerini izleyen hekime danışarak almalı ve onun önerisi doğrultusunda davranmalıdır. Çünkü pek çok hastada oruç tutarken ilaç tedavisinin tekrardan düzenlenmesi, doz ayarlaması gerekecektir.

08/04/2019

Günde 1 kadeh alkollü içki bile 'inme riskini artırıyor'

Lancet dergisinde yayımlanan geniş kapsamlı bir genetik araştırmada, az ya da orta kararda alkol kullanmanın bile tansiyonu yükselttiği ve inme riskini artırdığı sonucuna varıldı. Daha önceki çalışmalarda günde bir ya da iki alkollü içki içmenin zarar vermek bir yana, koruyucu olabileceği savunuluyordu. Araştırmacılar, insanların alkol tüketimini kısıtlaması gerektiğini vurguluyor.

Yoğun alkol tüketiminin sağlığa zararlı olduğu ve inme riskini artırdığı biliniyordu, ancak bazı araştırmalar az miktarda alkol almanın sağlığa yararlı olabileceğini söylerken, diğerlerinde alkolün az bile içilse zararlı olduğu sonucuna varılmıştı.
Günde bir ya da iki içki inme riskini yüzde 10-15 artırıyor.
Günde dört içki inme riskini yüzde 35 yüseltiyor.
Bu araştırmada temel alınan "bir içki" ise şöyle tanımlanıyor;
bir küçük bardak şarap
bir şişe bira
tek ölçülük yüksek alkollü içki
Çalışmada ayrıca, az ya da orta kararda içki içmenin koruyucu etkisi olduğuna, bir başka deyişle inme riskini azalttığına dair herhangi bir kanıt bulunamadı.

27/02/2019

Türk bilim insanı Dr. Mert Eşme ve arkadaşları tarafından yapılan Yaşlı Grubunda Maskeli Hipertansiyon ve Bunun Unutkanlık Üzerine Etkisi başlıklı bilimsel araştırma ile tanı almamış ve tansiyonu gün içinde belirli saatlerde yüksek seyreden maskeli hipertansiyon hastalarının ...

Address

Güzelhisar Mh, Albay Şefik Cd No:1 K:4
Aydın
09010

Opening Hours

Monday 15:00 - 19:00
Tuesday 15:00 - 19:00
Wednesday 15:00 - 19:00
Thursday 15:00 - 19:00
Friday 15:00 - 19:00
Saturday 13:00 - 17:00

Telephone

+905056970129

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Prof.Dr.Alper Onbaşılı posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Prof.Dr.Alper Onbaşılı:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category