07/07/2025
DAHA KAÇ KEZ YANACAĞIZ?
29 Haziran’dan bu yana İzmir’in dört bir yanında yanan sadece ağaç değil, yaşam döngüleri.
Bizi koruması gereken sistemin açıklarıyla, ihmalin ve hazırlıksızlığın acı sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.
Bu yangınlar neden bu kadar büyüyor, neden engellenemiyor?
👉 Güvenlik kültürünün hâlâ yerleşmemiş olması,
👉 Kritik altyapılarda bakım ve kontrol eksiklikleri,
👉 İhmal ve bilgisizlik,
👉 Acil durumlara hazırlıksızlık,
👉 Enerji hatlarının doğrudan ormanların içinden geçmesi,
👉 Yangınların "doğal" değil, çoğu kez "önlenebilir" olduğunun göz ardı edilmesi...
SONUÇ:
Sadece ağaçlar değil, bir yaşam döngüsü yanıyor.
Yüz binlerce ağaç, binlerce canlının yaşam alanı, yılların birikimi birkaç saat içinde kül oluyor.
Ormanın yeniden kendine gelmesi en az 30-50 yıl alıyor.
Ekolojik restorasyon için milyonlarca liralık bütçeye ihtiyaç duyuluyor, ancak hiçbir bütçe kaybolan canlıları, bozulan dengeyi geri getiremiyor.
Atmosfere yayılan karbon monoksit, PM2.5, azot oksitler soluduğumuz havayı zehirliyor. Özellikle yaşlılar, çocuklar, solunum ve kalp hastaları için hayati risk oluşturuyor.
Yangın dumanı nedeniyle artan kalp krizi, solunum yetmezliği, astım atakları, göz ve deri tahrişi gibi şikâyetlerle acil başvurular katlanıyor.
Ruh sağlığı etkileniyor: Yangını yaşayan yurttaşlarda ve müdahale ekiplerinde travma, kaygı, yas süreçleri baş gösteriyor.
Ve bu sadece görünen yüzü…
Toprağın verimi azalıyor, yeraltı suları kirleniyor, sel ve heyelan riski artıyor.
İklim kriziyle mücadelede en önemli müttefikimiz olan ormanlarımız yok oldukça, gezegen ısınıyor, kriz derinleşiyor.
Yetkililere çağrımızdır:
✔ Ormanlara zarar verecek tüm yapılaşmalardan vazgeçin.
✔ Elektrik iletim hatlarında periyodik kontrolleri şeffaf şekilde yapın.
✔ Enerji ve altyapı yatırımlarında kamucu politikaları benimseyin.
✔ Acil durum planlarını gözden geçirin.
✔ Koruyucu sağlık hizmetlerini afet alanlarına önceden entegre edin.
🌱 Hepimizin bu topraklara, kurda kuşa, çocuklara karşı sorumluluğu var. Bu güzel vatanın sağlığı, güvenliği ve yaşam hakkı için bilimin izinde yürümeliyiz.