28/02/2025
🌿 İklim değişikliği yalnızca çevresel bir mesele değildir, ruh sağlığımız üzerindeki etkileri de göz ardı edilemez bir gerçektir. Dünyanın dört bir yanındaki ruh sağlığı uzmanları, bu konunun giderek artan önemine dikkat çekmektedir. Doğanın tahribatına tanık olmak, derin bir kaygı, belirsizlik ve endişe hissi doğurarak ‘eko-anksiyete’yi tetikleyebilir. Ancak bu kaygı, edilgenliğe sürükleyen bir yük değil, harekete geçmek için bir çağrı da olabilir.
🌿 Kaygı, varoluşumuzun kaçınılmaz bir parçasıdır. Fakat bu kaygıyı eyleme dönüştürme gücü de bizim elimizdedir. Her seçimimiz, dünyaya ve geleceğe karşı sorumluluğumuzun bir yansımasıdır. Peki, bu sorumluluğu ne kadar üstleniyoruz? İklim krizi karşısında sessiz kalmak da bir seçimdir. Ancak bu seçim, gelecek nesillere ve kendimize karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyor mu? Belki de asıl soru şudur:
Kaygılarımız bizi edilgenliğe mi mahkûm ediyor, yoksa onları aşarak daha anlamlı bir varoluşa mı yönlendiriyoruz?
🌿🌿 Bireysel düzeyde enerji tasarrufu yapmak, atık yönetimine katkıda bulunmak, geri dönüşüm alışkanlığı kazanmak ve fosil yakıt tüketimini azaltmak, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli adımlardır.
🌿 İklim aktivizmi yalnızca gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için değil, aynı zamanda şu anda ruhsal iyi oluşumuzu desteklemek için de kritik bir sorumluluktur.
🌿 Eğer bu konu sizi düşündürdüyse, uzun soluklu bir araştırma sürecinin ürünü olan doktora çalışmamı okumanızı tavsiye ederim. 🌱📖