17/01/2022
GİNKGO BİTKİSİ KULAK ÇINLAMASI TİNNİTUS, İŞİTME KAYBI, ALZHEİMER, BAŞ DÖNMESİ, BEYİN DAMAR TIKANIKLIĞI gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır
Ginkgo, Ginkgogiller ailesinden olup bu ailede sadece bu tür mev-cuttur. Bunun haricinde başka bitki mevcut değildir. Ginkgo Çince “gümüş meyve” anlamına gelen “Yin-kuo”den türemiştir ve biloba kelimesi ise Latince “bilabus” kelimesinden türemiş olup iki loplu anlamına gelir. Zira yaprakları genellikle iki lopludur. Türkçe Mabed ağacı diye de anılır çünkü Çin ve Japonya’da genellikle tapınakların bahçesinde yetiştirilmiştir. Vatanının Orta ve Doğu Çin olduğu tahmin edilen bitki XI. yy.da Japonya’da 1730’da Avrupa’ya getirilmiş ve yetiştirilmeye başlanmıştır. Eskiden Çinliler tarafından meyveleri çiğ olarak veya çekirdekleri kavrularak yenmiş ve birçok hastalığa karşı iyi geldiği iddia edilmiştir. Zamanla yapraklarından çay yapılarak içilmiş ve damarları genişletici özelliğinin fark edilmesi ile birlikte yüzlerce deney ve testler yapılmıştır. 1929’da başlayan detaylı araştırmaların sonunda Scwabe firması 1965’de Ginkgo ekstresi elde etmiş ve böylece haplar, damlalar ve kapsüller üretilmeye başlanmıştır ve de Ginkgo ilaçları dünyada en çok satılan natürel ilaçlardan biri olmuştur.
Botanik: Ginkgo 30-40m boyunda ve gelişmiş olanı 3-4m çapında bir gövdeye sahiptir ve bitki iki cinsiyetlidir. Yani erkek çiçekleri ve dişi çiçekleri ayrı ayrı bitkidedir. Yaprakları yelpaze şeklinde olup, genellikle iki loplu, uzun saplı, ilkbaharda koyu yeşil ve sonbaharda altın sarısı bir renk alır. Erkek çiçekleri salkım gibi topluca bir arada, dişi çiçekleri ise yaprak saplarının dibinden çıkar. Meyveleri uzun bir sapa asılı şekilde olup, önce yeşilimsi, olgunlaşınca altın sarısı bir renk alır ve 2-3cm çapındadır. Ginkgonun aslında meyvesi yoktur, çekirdeği saran etli bir tabaka mevcuttur ve aynı Cevizde olduğu gibidir.
Yetiştirilmesi: Oldukça kolaydır, güneşli bir yerde, humuslu toprakta ve mümkünse su kenarlarına dikilmelidir. Ginkgo ılıman iklimli bölgelerden yarı tropik bölgelere kadar hemen her yörede yetişir. Bu nedenle Ginkgo Türkiye’nin hemen her yöresinde yetiştirilebilir. ABD’nin II. Dünya savaşı sırasında Hiroşima’ya attığı atom bombası nedeniyle çevresinde hiçbir bitki bırakmayıp yok etmiştir. Ginkgonun ise yaprakları dökülmüş ve bir sene sonra yaprakları yeniden yeşermiş ve çiçek açmıştır. Hiçbir bitki yıllarca bu yörede bitmezken Ginkgo bitmiştir.
Hasat zamanı: Haziran’dan Eylül’e kadar Ginkgo yaprakları toplanır ve taze olarak tentür yapımında veya ekstresinin elde etmek için kullanılır.
Birleşimi: Ginkgo yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Diterpenlacton türevleri; %0,05-0,25 arasında olup en önemlileri; Ginkgolid A, B, C, J ve M olmak üzere 5 önemli alt türe sahiptir.
b) Sesquiterpenler %0,04-0,2 arasında bulunur ve tek alt türevi vardır ve Bilobalid ismi ile anılır.
c) Flavonolglikozitler %0,5-1,8 arasında olup bunlarda 3 grupta toplanırlar.
1) Flavonolmonoglikozitler; Kâmpferol-3-O-glikozit, İzoramnetin-3-O-glikozit, Qercetin-3-0-glikozit, Qercetin-3-O-ramnosit ve Kâmpferol-7-O-glikozit içerir.
2) Flavonoldiglikozitler; Kâmpferol-3-O-rutinosit, Qercetin-3-O-rutinosit ve İzovamnetin-3-O-rutinosit
3) Flavonoltriglikozitler; Qercetin-3-O-diglukoramnosit, İzoramnetin-3-O-diglukoramnosit
d) Biflavonlar %0,4-1,9 arasında olup en önemlileri; Amentoflavon, Bilobetin, 5-Metoksibilobetin, Ginkgetin ve İzoginkgetin ve de Sciadopitysin
e) Proanthocyanidinler %8-12 arasında olup bunlarda Polimer şekildeki (birçok) Prodelphinidin ve Procyanidinler’den oluşur.
f) Steroidler; Sitosterin, Campesterin ve Sitosteringlikozit’i sayabiliriz.
g) Organik asitlerden; Shikimaasit, Ginkgolasit, 6-Hidroksikynurenasit ve 4-Hidroksibenzoeasit içerir.
Araştırmalar: 1929’dan 1965’e kadar süren araştırmalar sonunda Sch-wabe firması bitkinin yapraklarından bir hesap özeti elde etmiştir ve bugüne kadar yüzlerce araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalardan Ginkgo ekstresinin beyindeki kan dolaşımını artırdığı ve düzenlediği, böylece birçok hastalığı önlediği tespit edilmiştir.
1) Çeşitli kliniklerde 36 araştırma yapılmış ve toplam 10815 hasta üze-rinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu tedavi denemelerinde Ginkgo ekstresinin beyin fonksiyonlarının çalışmasını artırdığı ve böylece başta ALZHEİMER Hastalığı, BUNAMA (Dement) gibi birçok hastalığı iyileştirdiği tespit edilmiştir. (RP.53)
2) Toplam 292 kontrol doktorunun gözetiminde kulak çınlaması (tinnitus) ve baş dönmesi rahatsızlığı olan 1357 hasta üzerinde Ginkgo ekstresi ile tedavi denemesi yapılmıştır. Bu tedaviyi gözetleyen doktor ve hastaların bu natürel ilaç hakkındaki beyanları %80 oranında çok iyi ve iyi olmuştur. (Nhp.1.00.1795)
3) Arrigo (1986) 80, Dieli ve ekibi (1981) 40, Gessner ve ekibi (1984) 57, Halama ve ekibi (1988) 40, Hofferberth (1989) 36, İsrael ve ekibi (1987) 80, Piloux ve ekibi (1983) 12, Taillandier ve ekibi (1986) 166 ve Weitbrecht ve Jansen 40 beyin fonksiyon rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde 14 hafta süren tedavi denemeleri yapmışlar ve hastaların durumunda büyük oranda iyileşme görülmüştür. (PP.65)
4) 99 ve 103 kulak çınlaması, 35 ve 70 baş dönmesi, 80 ani sağırlık, 29 şeker hastalığı nedeniyle görme bozukluğu, 60 atardamar tıkanması (Fontaine), 166 beyin fonksiyonu zafiyeti, 40 bunama, 209 çok yönlü enfeksiyon nedeniyle bunama gibi rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde Ginkgo ilacı ile 3-6ay süren tedavi denmeleri yapılmış ve hastaların rahatsızlıklarının büyük oranda iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.V.280-4)
Tesir şekli: Damarları genişletici, kan dolaşımı artırıcı, beyin metabolizması düzenleyicisi, ağrı kesici (analjezik),doku ve hücrelerde oksijeni artırıcı ve su toplamasını önleyicidir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre beyin damarlarının daralması, sertleşmesi ve yağlanması nedeni ile kişide beyin fonksiyon zafiyetini ortaya çıkarır. Bu da çok çeşitli hastalıklara neden olur ve bunların başında; hafif beyin kanaması, unutkanlık, konsantrasyon zafiyeti, anlama zafiyeti, hafıza zafiyeti, güç zafiyeti, baş dönmesi, hemen yorulma, işin sonunu getirememe, uyku rahatsızlıkları, beyinde oksijen azlığı (hipoksi), beynin beslenme zafiyeti, dermansızlık, depresyon, baş ağrısı, iç huzur-suzluk, kulak çınlaması, ani sağırlık, korku hissi, ALZHEİMER HASTALIĞI, bunama (dement), beynin su toplaması (ödem), beyan damarlarının tıkanması, beyinde kan dolaşımı yetersizliği, fortaine (bacak atardamarlarının tıkanması) ve görme bozuklukları gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
b) Komisyon E’nin 19/07/1994 tarih ve 133 nolu Monografi bildirisine göre aseton ve su ile elde edilen ekstresi; hafıza rahatsızlıkları, konsantrasyon rahatsızlıkları, depresyon durumları, baş dönmesi, kulak çınlaması, baş ağrısı, alzheimer hastalığı, bunama (dement) ve fortaine (bacak atar-damarlarının tıkanması) karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir.
Açıklama:
1) Ginkgonun birleşimindeki özellikle de Ginkgolid B kanın pıhtılaşmasına neden olan PAF’ı frenler ve böylece pıhtılaşmayı önler. PAF (trombositleri aktifleştiren faktör{platelet activating factor}) vücudun kendi ürettiği fosfolipittir (Phospholipid) ve dengesinin sağlanması halinde beyin kanaması veya kalp enfarktüsüne sebep olur. Beyin damarlarının sertleşmesi, daralması ve yağlanması nedeni ile bura-larda hareket edemeyen trombositler birbirlerine yapışarak damarların tıkanmasına ve de neticede beyin kanamasına sebep olurlar.
2) Serbest radikaller hücrelere, hücre zarına zarar verirler çünkü vücut-taki çeşitli enzimlerin ve hormonların yapısını bozarlar ve hatta DNA’ya dahi zarar verirler. Ginkgonu birleşimindeki Flavonoller ser-best radikalleri yakalayarak onları zararsız hale getirir. Böylece hem kan dolaşımını normalleştirir hem de yıpranan hücreleri korur ve yeni-lenmesini sağlar.
3) Bilindiği gibi Ginkgo ekstresinin %24’ü Flavonol ve Flavonglikozitler, %6’sı Ginkgolidler ve %3’ü Bilobalid içerir. Ginkgo ekstresi beyne oksijen akışını artırır, kan akışını artırır, damarları genişletir, lipitleri (yağları) azaltır ve böylece beyin tansiyonu tekrar düzelir. Buna bağlı olarak da birçok hastalık ortadan kalkar. Şayet zamanında tedbir alınmaz ise beyin yeterince beslenemeyeceğinden birçok fonksiyonunu yeterince yapamaz ve bunların başında da yaşlılarda bunama (dement) hastalığı (Alzheimer), kulak çınlaması (tinnitus), baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu vb rahatsızlıklar ortaya çıkar.
4) Bacaklarda genellikle baldırlardaki atardamarlardaki yağlanma, sert-leşme ve kısmen tıkanma nedeniyle hasta aksayarak yürür. Çünkü baldır damarları ağrı verir ve çeker ve buna Latince Claudicatio intermittens denir. Almanca Schaufenster-krankheiten denir ve Türkçe vitrin hastalığı anlamına gelir. Yolda yürüyen hasta arada bir durunca baldırındaki ağrı azalır ve tekrar yürüyünce yeniden başlar bu nedenle geriden bakanlar hastanın vitrine baktığını bu nedenle arada bir durduğunu zannederler. Vitrin hastalığına karşı Ginkgo, K.yonca, Arnika, K.buğday ve Alıç tentür ve ekstreleri kullanılırsa daha etkili olur.