21/04/2025
Otizm: Farklılığın Gücü ve Sessiz Anlatımı
Bazı çocuklar göz teması kurmaz ama bir yapbozun parçalarını bir sanatçı gibi birleştirir.
Bazıları kelimeleri az kullanır ama duygularını bir melodiyle ya da bir desenle dile getirir.
Otizm, farklı çalışan bir beynin kendine özgü, sessiz ama derin anlatımıdır.
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), doğuştan gelen ve yaşam boyu süren bir nörogelişimsel farklılıktır.
Otizmli bireylerin dünyayı algılama, düşünme ve ilişki kurma biçimleri toplumun alışık olduğu kalıplardan farklı olabilir — ancak bu fark, insan olmanın birçok yolundan sadece biridir.
Otizm bir hastalık değil, insan çeşitliliğinin doğal ve değerli bir ifadesidir.
Otizmli bireyler kimi zaman daha fazla desteğe ihtiyaç duyar ama belki de onlardan daha çok, onları anlamaya, dinlemeye ve yargılamadan kabul etmeye bizim ihtiyacımız vardır.
Bilim Ne Diyor?
DSM-5 (APA, 2013): Otizmi nörogelişimsel bir durum olarak tanımlar, bir ruhsal hastalık olarak değil.
Judy Singer (1998): Nöroçeşitlilik kavramını literatüre kazandırarak, otizmi bir "bozukluk" değil, biyolojik çeşitlilik olarak ele almıştır.
Prof. Simon Baron-Cohen: Otizmin empati, odaklanma ve detay algısı gibi yönlerden farklı güçlü yanlar taşıyabileceğini savunur.
Steve Silberman – NeuroTribes (2015): Toplumun otizmi bastırmak yerine, anlamayı ve desteklemeyi öğrenmesi gerektiğini savunur.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO): Otizmin erken dönemde tanılanmasının ve bireye özgü destek sunulmasının önemini vurgular.
CDC 2025 verileri: 8 yaşındaki her 31 çocuktan biri otizm tanısı almaktadır. Bu oran, tanı araçlarının gelişmesi ve farkındalığın artmasıyla birlikte yükselmiştir.
Otizmi anlamak, farklılıkla yan yana yürümeyi öğrenmektir.
Onları değiştirmek değil, onları anlamak dönüştürücüdür.