Uzman Klinik Psikolog Serhat Uludemir

Uzman Klinik Psikolog Serhat Uludemir SU Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bireysel Terapi
Aile/Çift Terapi
Çocuk-Ergen Terapi
05511599255

Tanıdık Olan Her Zaman Güvenli Değildir.Her zaman güven hissi vermez tanıdık gelen.Bazen daha önce canınızı yakan birini...
11/06/2025

Tanıdık Olan Her Zaman Güvenli Değildir.

Her zaman güven hissi vermez tanıdık gelen.
Bazen daha önce canınızı yakan birini hatırlatır.
Bazen sizi yok sayan, değer vermeyen birini.
Ve bazen sizi tekrar yaralayacak olan kişidir o tanıdık yüz.
Yine de bu tanıdıklık, korkutmaktan çok çeker sizi içine.
Çünkü acı bile olsa, tanıdık olan bize bilinmezden daha emniyetli gelir.
Ve biz, bunu “iyi bir şey” sanırız.
Oysa sadece bildiğimiz şeyin konforudur hissettiğimiz.
Bazen birine çekiliyor olmak, onun bize iyi geldiği anlamına gelmez. Sadece geçmişte tanıdığımız, alıştığımız bir duyguyu taşıyordur ve biz, çocukluğumuzdan kalan bir eksikliği, tanıdık bir yarayı yeniden yaşamak üzere o kapıdan gireriz. Ama şunu unutmamak gerekir: Tanıdık olan, her zaman doğru olan değildir. İçinizde bir şey “yine aynı şey olacak” diyorsa, onu dinleyin. Kendinize şu soruyu sormayı alışkanlık haline getirin: “Bu his, bana iyi geldiği için mi, yoksa alıştığım için mi tanıdık geliyor?”
İyileşmek bazen yeni olanı seçmekle, bazen de tanıdık olana veda etmekle başlar.

Günlük yaşamın getirdiği stres, baskı ve sorumluluklar, birçok erkeğin gün sonunda zihinsel bir duraklamaya ihtiyaç duym...
01/05/2025

Günlük yaşamın getirdiği stres, baskı ve sorumluluklar, birçok erkeğin gün sonunda zihinsel bir duraklamaya ihtiyaç duymasına neden olur. Bu durum, onların içsel dengeyi yeniden kurma ve yaşadıkları olayları anlamlandırma sürecidir. Eve geldiklerinde sessizce bir köşeye çekilmeleri, televizyon karşısına geçip kumandayla ilgilenmeleri çoğu zaman yalnızca bir boş zaman aktivitesi değil; zihinsel bir inziva biçimidir.

Bu anlarda, erkekler genellikle dış dünyayla bağlantılarını kısmen keserek içsel süreçlerine yönelirler. Aslında görünürde televizyon izliyor gibi görünseler de, o anlarda zihinsel olarak gün içinde yaşadıkları sorunları, iş yükünü ya da evle ilgili sorumlulukları değerlendirmeye çalışırlar. Bu davranış, eşlerine ilgisizlik ya da sevgisizlik göstergesi değildir; tam tersine, sağlıklı bir şekilde içsel denge kurma çabasıdır.

Eğer bu süreçte erkek, sürekli olarak uyarılır, sorgulanır ya da iletişim kurmaya zorlanırsa, içsel düzenini sağlayamadan dışarıdan gelen taleplerle baş etmek zorunda kalabilir. Bu da zamanla sabırsızlık, öfke ya da iletişimde geri çekilme gibi tepkilere neden olabilir. Özellikle çocukluk döneminde yoğun bir denetim ya da aşırı ilgiyle büyümüş erkeklerde, eşlerinin iyi niyetli yakınlık çabaları bile bir tehdit ya da baskı gibi algılanabilir.

Bu nedenle, partnerinizin zaman zaman yalnız kalma ihtiyacını saygıyla karşılamak, ilişkinizde sağlıklı bir denge kurmanıza katkı sağlayacaktır. Kendi içsel sürecini tamamlayan bir birey, eşine daha ilgili, daha anlayışlı ve daha açık bir şekilde yaklaşabilir. Elbette bu durum süreklilik kazanıyor ve aranızdaki iletişimi engelliyorsa, bu noktada yapıcı bir konuşmayla, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı ifade ederek bir denge kurmak önemlidir.

İyileşmenin kapısını araladığımızda, sıklıkla yaralayanın da şifa kaynağı olabileceğine dair inançlarımızın izlerine ras...
14/02/2025

İyileşmenin kapısını araladığımızda, sıklıkla yaralayanın da şifa kaynağı olabileceğine dair inançlarımızın izlerine rastlarız. Bu durum, psikodinamik süreçlerde sıkça gözlemlenen, karmaşık bir içsel çelişkinin yansımasıdır. Kişi, derinlerde bir yerde, acıyı yaratan kişinin – belki de kendisinde var olan kırılganlıkların yansımasını taşıyan – davranışlarını, hem acının hem de şifanın kaynağı olarak görmeye çalışır.

Bazen, karşı tarafın asla fark edemeyeceği o incinmiş noktaları üzerine beklenti yüklediğimizde, aslında kendi benliğimizin tanınmamış yönlerini de kabullenmeyi reddetmiş oluruz. Kendi içsel dünyamızda, “Onun değişmesini, beni anlamasını” beklerken, aslında kendi kırılganlığımızla yüzleşmekten kaçınırız. Bu durum, ilişkilerde tekrarlayan bir modelin, sürekli yenilenen yaraların habercisi olarak kendini gösterir.

Terapi sürecinde edindiğimiz deneyim, bizi dışarıdan gelecek onay ya da şifaya bağımlı kalmaktan kurtarır; bunun yerine, kendi içsel kaynaklarımızı keşfetmemize olanak tanır. Yani, iyileşme; başkalarından beklenen bir mucize değil, kendi iç dünyamızı yeniden yapılandırmanın, sınırlarımızı belirlemenin ve kendimizi korumanın aktif bir çabasıdır.

Bu farkındalığa ulaştığımızda, acının tekrarlanmasının önüne geçebilmek için, artık başkalarının davranışlarını değiştirmeye çalışmaktan vazgeçeriz. Yerine, kendi iyileşme sürecimize odaklanır, kendimizi tanımak ve kabul etmek için adımlar atarız. Böylece, ilişkilerde yeniden yaranın önüne geçerek, içsel bütünlüğümüze kavuşmanın yollarını ararız.

İlişkilerde, beklentilerimizin nasıl şekillendiğini fark etmek, sağlıklı bir bağ kurmanın ilk adımıdır.Bazen, partnerimi...
07/02/2025

İlişkilerde, beklentilerimizin nasıl şekillendiğini fark etmek, sağlıklı bir bağ kurmanın ilk adımıdır.
Bazen, partnerimize dair idealize edilmiş hayaller kurarız ve bu durum, onun gerçekliğinden uzaklaşmamıza neden olur.
Gerçekçi olmayan beklentiler, karşılıklı sevgi ve anlayışın önünde görünmez engeller oluşturabilir.
Her birimizin kendine has zorlukları, hataları ve güzellikleri olduğunu hatırlamak önemlidir.
Bu farkındalık, partnerimize karşı daha yumuşak ve şefkatli olabilmemize olanak tanır.
Terapi seanslarında, bu beklentilerin kökenine inerek duygusal yüklerimizi hafifletmeyi öğreniriz.
Geçmiş deneyimlerimizin etkisiyle ortaya çıkan yüksek beklentiler, zamanla esnetilebilir.
Kendi iç dünyamızı anlamak, ilişkilerimizde daha gerçekçi bir perspektif geliştirmemize yardımcı olur.
Bu süreç, partnerimizin de kusurlarıyla bir bütün olduğunu kabul etmemizi sağlar.
Böylece, ilişkilerde hayal kırıklıklarının yerini karşılıklı empati ve anlayış alır.
Duygusal esneklik, beklentilerimizi yeniden düzenleyerek daha dengeli ilişkiler kurmamızı destekler.
Kendimize ve sevdiklerimize karşı nazik olmak, her adımda ilerlememize yardımcı olur.
İlişkiler, karşılıklı büyüme ve öğrenme süreciyle daha da anlam kazanır.
Zamanla, gerçekçi beklentilerle inşa edilen bağlar, hem bireysel hem de ortak mutluluğu getirir.
Sonuç olarak, sevgi dolu ve anlayışlı ilişkiler, beklentilerimizi yeniden gözden geçirerek daha derin ve samimi bir hale dönüşür.

Duygusal ihmal, çoğu zaman fark edilmesi zor ancak derin etkileri olan bir deneyimdir. Bir çocuk fiziksel olarak güvende...
01/02/2025

Duygusal ihmal, çoğu zaman fark edilmesi zor ancak derin etkileri olan bir deneyimdir. Bir çocuk fiziksel olarak güvende olsa da, duygularının yeterince görülmemesi ve onaylanmaması, kendisini değersiz ve yalnız hissetmesine yol açabilir. Bu durum yetişkinlikte, kişinin kendi duygularını tanımakta ve ifade etmekte zorlanmasına neden olabilir. Duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığı bir ortamda büyüyen bireyler, zamanla duygularını bastırmayı öğrenir ve başkalarına yük olmamak adına kendi iç dünyalarını geri plana iterler. Sonuç olarak, ilişkilerde mesafe koyma, aşırı bağımsızlık ya da derin bir boşluk hissi gibi farklı tepkiler gelişebilir. Duygusal ihmale maruz kalan kişiler genellikle “Benim bir sorunum yok” ya da “Başkaları benden daha kötü durumda” diyerek kendi ihtiyaçlarını küçümser. Oysa duygusal ihmal, tıpkı fiziksel bir yara gibi fark edilmeyi ve iyileşmeyi gerektirir. Farkına varmak, bu sessiz yaralarla yüzleşmenin ilk adımıdır. Duyguların geçerli ve önemli olduğunu kabul etmek, sağlıklı ilişkiler kurmanın ve içsel iyileşmenin temel taşlarından biridir. Unutmayın, görülmek ve duyulmak herkesin hakkıdır.

Zannettim ki daha fazla verirsem, daha çok sevilirim.Zannettim ki sessizliğim fırtınaları dindirebilir.Zannettim ki onla...
23/01/2025

Zannettim ki daha fazla verirsem, daha çok sevilirim.
Zannettim ki sessizliğim fırtınaları dindirebilir.
Zannettim ki onların öfkesi, benim hatalarımdan kaynaklanıyor.
Zannettim ki ne kadar kusursuz olursam, o kadar kabul görürüm.
Zannettim ki sevilmek bir ödüldü ve bunu kazanmak için çabalamalıydım.

Ama şimdi anlıyorum, yanılmışım.
Meğer başkalarının sevgisizliği benim eksikliğim değilmiş.
Meğer değer, çabayla değil, varoluşla hak edilirmiş.
Meğer kendini görmeyen birine, seni görmesini beklemek sadece bir yanılsamaymış.
Ve meğer bazı yükler, aslında hiç bana ait değilmiş.

Şimdi biliyorum, sevgi satın alınacak ya da kazanılacak bir şey değil.
Artık fark ediyorum, başkalarının davranışları benim değersiz olduğumu söyleyemez.
Bıraktım, kendimi suçlamayı ve hep daha az olmaya çalışmayı.
Şimdi büyüyorum, öğreniyorum, değişiyorum.
Ve her şey değişiyor. Çünkü bu kez sadece kendim için yaşıyorum.

Zihninizdeki sanrılardan sıyrılın. Her davranışın altında sizin bir suçunuzun olması gerekmez.
Asıl yük, her şeyin sizinle ilgili olduğunu düşünmekte yatıyor.
Kendinizi bu yanılsamadan kurtardığınızda, özgürlüğün ne demek olduğunu anlayacaksınız.

Günaydın🤗Kontrolcü bireyler bilinmez, belirsiz durumlar karşında kendilerini güvensiz ve ayaklarını bastıkları zemin...
09/11/2024

Günaydın🤗
Kontrolcü bireyler bilinmez, belirsiz durumlar karşında kendilerini güvensiz ve ayaklarını bastıkları zeminin sallantıda olduğunu hissederler. Anneyle bağlanma probleminin sonucu olan güven duygusunun yoksunluğu ile birlikte deprem sırasında salanan zemin gibi ruha tehlikede olduğu sinyalleri gider. Kişi belirsizlik, farklılık ve değişim karşısında tahammülsüz ; sürekli tetikte ve zarar beklenti içinde olur. Çocuklukta güvenli bağlanamayan ruhun yetişkinlikte sükunet bulamamasıdır. Çocukken ihmal edilmiş, görülmemiş, korunmamış kişilerin güvenmesi öyle zordur ki. Kendi kontrolleri dışında gerçekleşen her şey tehlike algısını sürekli canlı tutar. “Kontrolcü” yapı ile içerde- ruhta güveni oluşturmaya çalışırlar.

̆u ̈zgüven ̧ki ̧ocukluk ̧ehiremdrterapisi
̧ehirpsikoterapi

01/09/2024

Bu bir soru, bir ifade veya başka herhangi bir metin olabilir.

çocuk ve ergenlerde özgüven nasıl gelişir

Çocuk ve ergenlerde özgüven gelişiminin birkaç faktörü vardır. İşte bazı önemli faktörler:

Pozitif geri bildirimler: Çocuk ve ergenler, yaptıkları şeylerde başarılı olduklarında ve olumlu davranışlar sergilediklerinde olumlu geri bildirim almalıdırlar. Bu onların kendilerini değerli ve yetenekli hissetmelerine yardımcı olur.

Başarı deneyimleri: Çocuk ve ergenlerin kendilerine hedefler koymaları ve bu hedeflere ulaştıklarında başarı deneyimleri yaşamaları özgüvenlerini artırır.

Destekleyici bir çevre: Çocuk ve ergenlerin hayatlarında destekleyici bir aile, okul ve arkadaş çevresi bulmaları da özgüvenlerini geliştirir.

Öz-inceleme ve kabul: Çocuk ve ergenlerin kendi duygularını tanımaları, kendi güçlü ve zayıf yönlerini kabul etmeleri de özgüvenlerini artırır.

Risk almak ve başarısızlıkla baş etmek: Çocuk ve ergenlerin zaman zaman risk almaları ve başarısızlıkla baş edebilmeleri de özgüvenlerini geliştirir. Bu sayede kendi sınırlarını zorlar ve güçlü olduklarını keşfederler.

01/09/2024

Evlilik, iki insanın birbirine duyduğu sevgi, saygı ve bağlılık temelinde inşa edilen özel bir ilişkidir. Ancak, bireylerin fazla ben merkezci bir tutum sergilemesi ve egolarının ön planda olması, sağlıklı bir evliliğin sürdürülebilirliğini tehdit eden önemli unsurlardır. Ben merkezcilik, bireyin kendi ihtiyaçlarını, isteklerini ve görüşlerini her şeyin önünde tutması anlamına gelirken, ego ise kişinin kendisini büyük görmesine ve başkalarına karşı üstünlük hissine kapılmasına yol açabilir.
Bu tür bir tutum, evlilikteki iletişimi olumsuz etkileyebilir. Eşler, birbirlerinin düşüncelerine ve duygularına saygı göstermezse, zıtlaşmalar ve çatışmalar kaçınılmaz hale gelir. Örneğin, bir eşin sürekli olarak kendi bakış açısını dayatması, diğer tarafın kendini değersiz hissetmesine yol açabilir. Bu durum, duygusal kopukluğa ve güven sorunlarına neden olarak evliliğin temel yapı taşlarına zarar vermektedir.
Ben merkezcilik, zamanla çiftin birbirine karşı duyduğu sevgi ve saygıyı zayıflatır. Bireyler, kendi isteklerine odaklandıklarında partnerlerinin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı edebilirler. Duygusal destek ve empati eksikliği, eşlerin arasında bir mesafe yaratır ve evlilikteki bağlılığı zayıflatır. Bu noktada, ego da devreye girerek bireylerin kendi haklılıklarını ispatlama çabasını artırır; bu da çözüm odaklı bir iletişimin önünü keser.
̧iftterapisi

01/09/2024

Merkezimizde yetişkin, çocuk-ergen, çift-aile yüz yüze ve online psikoterapi
yürütülmektedir.

Sevgi, onaylanma, kabul görme gibi ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı durumlarda benlik saygımız düşer. Bu ihtiyaçlarımızı ...
23/08/2024

Sevgi, onaylanma, kabul görme gibi ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı durumlarda benlik saygımız düşer. Bu ihtiyaçlarımızı karşılamak ve öz saygımızı kazanmak için birtakım davranışlar geliştirmeye başlarız. Mükemmeliyetçilik de karşılanmayan birtakım ihtiyaçlarımız karşısında geliştirdiğimiz baş etme yöntemlerimizden biri haline gelebilir. “Normal” olarak adlandırılan mükemmeliyetçilik ile takıntılı zorlantılı bozukluk haline gelen mükemmeliyetçilik arasındaki ince çizgi ise tatmin duygusudur. Bu durumda bir türlü ulaşılamayan tatmin ve yeterlilik duygusu kaygı bozukluğu, depresyon gibi bazı ruhsal bozukluklara da kapı aralamaktadır.

Anksiyete(kaygı) bizi sevdiklerimizden uzaklaştırır.                   ̧seldavranışçıterapi    ̧ematerapi    ̧ehir
18/08/2024

Anksiyete(kaygı) bizi sevdiklerimizden uzaklaştırır.

̧seldavranışçıterapi ̧ematerapi ̧ehir

Address

İstiklal Mahallesi Şaiir Fuzuli Caddesi Özkal İş Merkezi No:36/6
Eskisehir
26010

Opening Hours

Monday 10:00 - 20:00
Tuesday 10:00 - 20:00
Wednesday 10:00 - 20:00
Thursday 10:00 - 20:00
Friday 10:00 - 20:00
Saturday 10:00 - 20:00

Telephone

+905511599255

Website

https://www.doktortakvimi.com/serhat-uludemir/psikoloji-pedagoji-aile-danismani/eskisehir#a

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uzman Klinik Psikolog Serhat Uludemir posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Uzman Klinik Psikolog Serhat Uludemir:

Share