Psikiyatrist Uzm. Dr. Gönül Sünnetçioğlu

Psikiyatrist Uzm. Dr. Gönül Sünnetçioğlu Tüm Psikiyatrik bozukluklar, aile içi çatışmalar, bireysel sorunlara danışmanlık, çocuk ve aile içi çatışmalar konularında çalışmaktadır.

12/07/2025
Bu hesap bana ait değil arkadaşlar. Takipten çıkıp engelleyin.
25/03/2025

Bu hesap bana ait değil arkadaşlar. Takipten çıkıp engelleyin.

22/10/2024

'DAHA ÖTESİ OLAMAZ' DEDİK, AMA OLDU!...

Anestezi doktoru olarak ameliyata alınacak çocuğu anne babasının kucağından hep ben almak isterim. O anne, gözünden sakındığı yavrusunu uzatırken 'al doktor hanım, çocuğumu uyutun, kesin, düzeltin, sağlıcakla bana geri getirin' diyen gözleriyle öyle bir bakar ki gözümün içine; içim gider her seferinde. Bu ne büyük bir sorumluluktur düşünsenize; kucağınızda taşıdığınız o minik yavrunun ameliyat süresince kalbi, akciğeri olmak ve sağlıcakla uyandırıp anneye geri vermek.

Sezaryende karından çıkarılan bebeği alıp ağzını burnunu aspire edip canlandırırız, mosmor bebek aldığı ilk nefesle çilek gibi kızarır ve ağlamaya başlar; ah o bebek sesi!, yaşamın sesidir, duyduğumuz an bütün ameliyat ekibi derin bir oh çekeriz. Hatta, mecburi hizmette, yoğun bakımda günlerce başında beklediğimiz hasta sağlıkla gözünü açtı, yaşama döndü diye doktoru, hemşiresi, personeli hep birlikte sevinçten halay çektiğimizi bilirim.

Ben çalıştığım, tanıdığım binlerce hekimden, hocalarımızdan hep böyle gördüm; ilk kural hastaya zarar vermemek, sonra da hastaya şifa vermek... Zaten onlarca yıllık zorlu hekimlik maratonunda; bizi hayata bağlayıp bu şartlarda 'yapılamaz mesleği yapılır kılan' da inanın sadece işin bu manevi hazzıdır.

Dokunmadan önce elimizi defalarca yıkayıp, bir işlem yaparken erişkinden on kat hassas davrandığımız o süt kokan 'yenidoğan' ile 'çete' kelimesinin yanyana konması sizleri ne kadar üzüyor, isyan ettiriyorsa; işin içinde olan, işini lâyıkıyla yapan biz hekimleri emin olun kahretti; biz hele hiç inanamadık, bu canavarlığa, bu şeytanî organizasyona... 'Hiç olur mu öyle vicdansızlık?' dedik, ama olmuş işte! Çiğ süt emmiş her kötülük beklenebilen insanoğlundan her meslek olabilir ama doktor olunca, durum çok daha keder ve endişe veriyormuş, ne yazık ki bunu da gördük bu ülkede!

Bu, mesleğin yüz karası insan müsveddesine bakarsak, Tıp Fakültesi okurken terör örgütü üyeliğinden 12 yıl hapis cezası almış; birkaç yılını yatıp 'topluma kazandırma yasası' ile serbest kalmış. Olayın vahametine bakın ki: 'Böyle bir insan fakülteye geri alınmış, mezun edilmiş ve yetkisi ve branş ünvanı olmadığı halde 13 tane yenidoğan ünitesinin de sorumluluğu verilmiş. Yani, 'bebek katilinin savunucusuna, masum bebekler, yasa dışı yollarla emanet edilmiş!'. Kendisi gibi vicdansızlarla işbirliği yapan bu şahıs, onlarca bebeği para uğruna, işletmesini aldığı özel hastanelere sevk ettirmiş. Yönetmeliğe aykırı ne varsa yapmışlar; kimi kime şikayet edeceksin; o zamanların il sağlık müdürü pandeminin 'önüne ne konup oku dense okuyan bakanı; ve bugünün Sağlık Bakanı; bu kişiler özel hastane sahibi hem de bahsi geçen hastanelerin sahibi. Bakanlık zaten tarikatların elinde; kural koyan da onlar; uymayan da; yeter ki para getirecek şey(h)ler bir olsun!

Şehir hastanelerinin inşaat şirketlerine peşkeş çekilmek için kurulup, yurtdışı sahiplerine 30 yıllığına ipotek edilmesi, 'performans' sistemiyle hekimin insiyatifindeki tedavi şekline güvenin yok edilmesi, hekimlerin görevi başında darp edilmesi hatta öldürülmesi; içi bomboş yüzlerce tıp fakültesi açılması, muayenehanecilik yasasıyla üniversitede eğitim verecek akademisyen kalmaması, Suriye'den gelenlerin sadece sözel ibrazla, tıp fakültelerine kabul edilmeleri, tıpta uzmanlık sınavının cevaplarını müritlerine verip her branştan 'hak yiyen, devletini satarak uzmanlık belgesi alan' hekimleri, mecburi hizmete bile göndermeden istediği kıdemlere getiren bölücü tarikatların ülkenin sağlık sistemini ele geçirişi, sisteme isyan edip haklarını isteyip, yaşadığı şiddete dayanamayan, can güvenliği bile olmayan binlerce doktorun yurtdışına göç etmesi; onların yerine denkliği olmayan ne idüğü belirsiz, 'ülkesinde doktor olduğunu söyleyip' işe başlatılan mülteciler ve daha neleeer neler!..

Siz bu çeteye haklı olarak isyan ettiniz, ya biz göz göre göre, tüm bunları yaşayıp olacakları bilerek, hatta bazı benim gibi susmayan ülke sevdalıları olarak yazan, çizen yıllardır anlatmaya çalışan; tek hedefi insanlara şifa verebilmek olan; gördüğü karanlık içinde işini layığıyla yapmak için gece gündüz emek veren hekimler ne hissediyoruz biliyor musunuz?

Ömrümüzü vererek kazandığımız meslek onurumuzu üç beş insan müsveddesinin yok ettiğini görerek, haklı çığlıklar kulağımızda; her gün kahroluyoruz! Bu şerefsizler doktora inancı yok ettikleri için on; bebekleri katlettikleri için yüz kat ağırlaştırılmış müebbet cezası alıp, tüm pislikler gün yüzüne çıkana kadar da kendimize gelemiycez!

Dr. Figen Demir Kardeş (Hunili Doktor)

01/10/2024

UZUN ZAMANDIR BU KADAR GÜLMEMİŞTİM

İzmir’de bir sinema
kapısından içeriye giren seyirciler, harem ve selamlık uygulamasına uygun olarak salonu ortadan bölen perdenin iki yanına otururlar; bir tarafta erkekler, öteki tarafta kadınlar. Tam film başlayacaktır ki, görevliler gelir ve perdeyi kaldırarak, seyircilere aileleriyle bir arada oturabileceklerini söyler. İlk kez bir sinemada anne, baba ve çocukların bir arada oturup film izlemeleri için ortadaki perdenin kaldırılması emrini, salonda bulunan hatırı sayılır bir devlet adamı vermiştir.
Sinema sahibi Cemil Bey, birkaç film gösterdikten sonra onur konuğuna yaklaşarak havayı yumuşatmak için bir de ŞARLO filmi göstermek istediğini söyler. “Fena olmaz” yanıtını alınca da beyaz perdede Şarlo’nun filmi başlar… Bundan sonra salonda neler olup bittiğini Oğuz Akay’ın Beni İki Kadın Çok Sevdi adlı kitabından okuyoruz: “Bu film, Şarlo’nun bir ziyafete davetsiz gittiğini, balkonda yediği dondurmanın bahçede oturan tuvaletli bir hanımın koynuna düşmesini gösteren çok eğlenceli bir hikâyeydi. Herkes o kadar çok güldü ki.”
Film bitip salonun ışıkları yandığında tüm salon hala gülmektedir.
Şarlo’nun filmini, kadın ve erkekleri ayıran perdeyi kaldırtıp, bir araya getirttiği aileler gibi eşi Latife Hanım ile yan yana izleyen onur konuğu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Cemil Bey’e şunu söyler: “Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Şunu bir daha gösterir misiniz ?”

Sunay Akın...

Kitap şelalesi heykeli  Ispanya
29/09/2024

Kitap şelalesi heykeli Ispanya

18/09/2024
800 takipçiye ulaştım! Devam eden desteğiniz için teşekkür ederim. Sizler olmadan bunu asla başaramazdım. 🙏🤗🎉
28/07/2024

800 takipçiye ulaştım! Devam eden desteğiniz için teşekkür ederim. Sizler olmadan bunu asla başaramazdım. 🙏🤗🎉

Bütün ümidim gençliktedir!
19/05/2024

Bütün ümidim gençliktedir!

Address

Hoşnudiye Mahallesi 732. Sokak No:6/10
Eskisehir
26130

Opening Hours

Monday 09:00 - 18:00
Tuesday 09:00 - 18:00
Wednesday 09:00 - 18:00
Thursday 09:00 - 18:00
Friday 09:00 - 18:00
Saturday 09:00 - 18:00

Telephone

+902223350005

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikiyatrist Uzm. Dr. Gönül Sünnetçioğlu posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Psikiyatrist Uzm. Dr. Gönül Sünnetçioğlu:

Share