Psikoterapist Mehmet Emin Zeybek

Psikoterapist Mehmet Emin Zeybek Psikolojik Danışma. Psikoterapi.Cinsel Terapi.Aile ve Evlilik danışmanlığı.Bireysel terapi.Ka

Her birimiz çocukluğumuzda yaşadıklarımızın izleriyle, açtığı yaralarla bu günlere geldik sanırım. Bunun adına da büyüme...
27/12/2021

Her birimiz çocukluğumuzda yaşadıklarımızın izleriyle, açtığı yaralarla bu günlere geldik sanırım. Bunun adına da büyümek dedik çoğu zaman. Korku, öfke, utanç vb. Duygularımızla, Degersizlik, yetersizlik, suçluluk, sıkışmışlık hislerinin içine çöktük. Bazen o duygudan kaçmak için bazense o duyguyla birlikte savrulup gitmek için olmadık şeyler yaptığımız da olmuştur. Hatta mâkul olan davranışta kalabilmek için yapmadığımız şeyler de vardır. Hayatımızda bir noktada bu duyguların ipi boynumuza dolanır ya da bazen biz kendimiz dolarız o ipi farkına bile varmadan.
Peki hâlâ zamani gelmedi mi İçimizdeki duygularla yakıp kavurduğumuz bu "Ben" den âzad olmanın? Bizler ne zaman olumsuz duygularımızın bizi yönettiği hayatı yaşamayı bırakacağız? Ne zaman o duygularımızı gerçekten yaşayıp "Ben" ile hemhâl olacağız?
Yaşadıklarımızın farkında olmak, neyi neden yaptığımızı o ân farketmek kolay olmayabilir. Ancak artık zihnimizin duygularımızı kontrol edebileceği, davranışlarımızı kendimiz seçeceğimiz birer yetişkin olmadık mı hala?
Hayatınızın kahramanı mı olacaksınız yoksa kurbanı mı? Seçim sizin.....

Herakleitos ne demişti? “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” Yüzyıllardır duyduğumuz bu sözü, söylemeyenimiz ya d...
15/11/2021

Herakleitos ne demişti? “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” Yüzyıllardır duyduğumuz bu sözü, söylemeyenimiz ya da inanmayanımız yoktur sanırım. Anlamını sorduklarında ya da öğrencilik yıllarımızda bir felsefe sorusu olarak karşımıza çıktığında açıklamaya çoğunlukla aynı noktadan başlarız: “aynı nehirde 2 defa yıkanamazsınız, çünkü su akmakta olduğu için artık o su sizin bir önce girdiğiniz su değildir….” Örneğiyle de anlatmaya hemen çevremizden başlarız. Peki ya kendi değişimimiz?
Terapide, çift ilişkimizde, kendimizle ilişkimizde vs. değişim ve gelişim söz konusu olduğunda iki şeyin hiçbir zaman değişmeyeceğine güvenebiliriz. Değişme isteğimiz ve değişme kork*muz hiçbir zaman değişmeyecektir. Terapi söz konusu olduğunda yardım istememizi güdüleyen şey değişme isteğidir. Kendi bulduğumuz yardıma direnmemizi güdüleyen ise değişme korkusudur.
Çoğumuzun değişmeyle ilgili bu ikili duyguları vardır. Bir sorunla karşılaştığımızda ya da ilişkilerimizle ilgili çıkmaza girdiğimizde eğer kendi içimizde bu sorunun üstesinden gelemiyorsak yardım almaya yöneliriz. Ancak kendi isteğimizle çıktığımız bu yolda, karşılığını ödüyor olmamıza rağmen, bulduğumuz çözüm yollarını uygulamamaya hatta bu yolları kendi elimizle kapatmaya yöneliriz. Bunu korkak olduğumuz için değil, haklı olarak hem değişme hem de aynı kalma isteklerimizin aynı anda var olması nedeniyle yaparız. Her ikisi de duygusal barışıklığımız için gereklidir ve her ikisi de ilgimizi ve saygımızı ister.
Peki, içimizdeki bu değişme korkusunun kaynağı nedir? Terapiye değişme isteği ile gelen danışanın, değişime karşı gösterdiği bu direnci anlatan en güzel söz: “ İnsan bilmediği cenneti değil, bildiği cehennemi yaşamaya meyillidir.” Sözüdür. İnsan olarak en önemli içgüdülerimizden birisi yaşama içgüdümüzdür. Ve doğduğumuz andan itibaren beynimiz, yaşamak, hayatta kalmak için her yolu dener. Gerektiğinde savaşır, gerektiğinde kaçar bazen ise kendini kapatır. Çoğunlukla kendisine belirlediği ve sürekli kullanmaya alışık olduğu yol güçlenir ve otomatik hale gelir. O yolu korumaya çalışır. O yolu değiştirmeye çalışmak ise hem hayatımızda hem beynimizde yapılacak olan bir devrim niteliğindedir.

Baba-Oğul  Ankara gezisi ve trenle yolculuk hatırası😊
07/11/2021

Baba-Oğul Ankara gezisi ve trenle yolculuk hatırası😊

         #
04/11/2021

#

TOPRAK VE PATİ😊Evcil hayvanların insan psikolojisi üzerinde doğrudan olumlu etkiler ortaya çıkarttığıni biliyor musunuz?...
31/10/2021

TOPRAK VE PATİ😊
Evcil hayvanların insan psikolojisi üzerinde doğrudan olumlu etkiler ortaya çıkarttığıni biliyor musunuz?
Evcil hayvan sahiplenen kişilerin zaman içinde sahiplendikleri hayvanla kurduğu derin bağa ve ilişkiye siz de büyük olasılıkla şahit olmuş ya da bu durumu bizzat yaşamışsınızdır. 
Evcil hayvan sahibi olmak, beraberinde oldukça önemli bir sorumluluk getirir. Çünkü bir evcil hayvan sahiplendiğinizde onun yaşam kalitesini ve koşullarını siz belirler, size ihtiyaç duyan ve sizi seven bir canlıyla yol arkadaşlığı yapmaya başlarsınız. Kurduğunuz bağ ve iletişim sonucunda, sevimli dostunuz da sizin yaşamınıza çok sayıda katkı sağlar.
Evcil hayvanların çocuk psikolojisinde de önemli bir role sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü evcil hayvanlarla kurulan bağ, çocukların sorumluluk ve koşulsuz sevgi kavramlarıyla oldukça erken yaşta tanışmasına aracılık eder. Kendisine ihtiyaç duyan bir canlının sorumluluğunu üstlenmek, çocukların bağlılık duygusunun da gelişmesine yardımcı olur. Elbette bu süreçte ebeveynlerin çocuklarına evcil hayvan bakımıyla ilgili kontrollü ve ölçülü sorumluluk yüklemeleri de büyük önem taşır. Evcil hayvanlar, sahipleriyle hiçbir çıkar ilişkisi gözetmeden sevgi bağı kurar. Çocukların koşulsuz ve karşılıksız sevgiyle evcil hayvanlar aracılığıyla tanışması, onların sosyal yaşamlarında da daha dışa dönük ve öz güvenli bireyler olarak yetişmelerini destekler.

İlişkinizde duygusal yakınlık tam olarak gelismemisse, zamanla araya duvarlar örülmüşse, gerçekten yalnız olduğunuzda hi...
27/10/2021

İlişkinizde duygusal yakınlık tam olarak gelismemisse, zamanla araya duvarlar örülmüşse, gerçekten yalnız olduğunuzda hissedeceğiniz acıdan çok daha fazla acı hissedeceğiniz bir boşluk ve yalnızlık duygusu içinizi kaplayacaktır. Bu duyguların ilişki içinde nasıl ortaya çıktığına, temelde bizleri nerelere götürdüğüne bir göz atmak istedim..
İlişkilerin başlangıc dönemlerinde çiftler zamanlarının, enerjilerinin büyük kısmını birbirlerine ayırırlar.
İlişkilerin başlangıcında çiftler enerjilerinin ve zamanlarının büyük çoğunluğunu birbirlerine harcarlar. Birbirlerine olan duygularını kendi sevgi dillerinde sık sık ifade ettiklerini görürüz. Birlikte olmadıkları zamanlarda da telefonla konuşarak veya mesajlaşarak neredeyse günün her anını iletişim halinde geçirirler.
Iliski ilerledikçe çiftlerin ilişkilerinde ilgi kayıpları görülür. Ara sıra ne olduğu anlaşılmayan tartışmalar çiftin duygusal olarak yorulmasına neden olur. Kalpler kırılır, sevgi zarar görmeye başlar. İşte bu noktada ortaya çıkan ve adeta birbiriyle dans eden iki duruma dikkati çekmek gerekiyor. Duygusal ve ..
Taraflardan biri yeterince görülmediğini, anlaşılmadığını, sevilmediğini hissediyorsa ilişkide ihmalden söz edebiliriz. İhmal edildiğini hisseden kişi, ilişkiden psikolojik ihtiyaçlarını karşılaşamıyordur. İhmal durumunu derinlerinde hisseden kişi çoğunlukla alamadığı duyguları alabilmek, gideremediği ihtiyaçlarını giderebilmek adına çoğunlukla bir yola başvurur.
İhmal ile işgalin bu birlikteliği başladığında iki taraf da ne olduğunu anlamaz. Cok çabuk ortaya çıkan tartışmalar, araya örülen iletişim duvarları, gün geçtikçe artan duygusal uzaklık ve ilişkide artık edinilmesi başlayan roller: ve
Bu roller iliski icerisinde surekli yer degistirirken, ciftler ne yapacagini bilemez hale gelir ve gun gectikce birbirinden uzaklasirlar. Ancak ortaya cikan bu kisir döngü devam ettikce kisilerin hissettigi bosluk hisleri ve yalnizlik hisleri artarak kisileri gecmislerinden getirdikdikleri cocukluk travmalarinin icerisinde sıkışıp kalmalarini saglar.En kısa zamanda bir ne gidip durumu çözmek, ilişkinin ve partnerlerin aldığı yaraları iyileştirmek mümkün.

Bazen masaniz, odaniz, yatağınız vs. zihninizin  var olan durumunu yansitabilir..Bazen de dağınıklık yalnızca dağınıklık...
21/10/2021

Bazen masaniz, odaniz, yatağınız vs. zihninizin var olan durumunu yansitabilir..
Bazen de dağınıklık yalnızca dağınıklıktır😊

Toprak'la biriktirilen anılar
09/10/2021

Toprak'la biriktirilen anılar

Bir kitap önerisi ile geldim😊 nden basılan ve  in kaleme aldığı benim adım sıkıntı isimli çocuk kitabı canı sıkılan, boş...
07/10/2021

Bir kitap önerisi ile geldim😊
nden basılan ve in kaleme aldığı benim adım sıkıntı isimli çocuk kitabı canı sıkılan, boş kalamayan sıkıntısı ile başa çıkmakta zorlanan çocuklara duyguyu çok güzel tarif etmiş.. 💯 iyi ok*malar herkese

İletişim, düşündüğümüzden daha zordur."Ne zorluğu, konuşup iletişim kuruyoruz işte." Düşüncesini biraz bekletip iletişim...
05/10/2021

İletişim, düşündüğümüzden daha zordur.
"Ne zorluğu, konuşup iletişim kuruyoruz işte." Düşüncesini biraz bekletip iletişim anında neler olduğuna bir bakalım. Iletisimin zor olan kısmı aslında beynimizde kaynaklanır. Beynimiz çoğu zaman, an içinde gerçekleşen veriyi işlemek ve yanıt vermek yerine otomatik yanıtlar verir. Bu durum, örneğin öğleyin ne yiyeceğimiz konusunda konuştuğumuzda çok sorun olmasa da partnerinizle ciddi bir konuda konuşurken karşımıza büyük bir sorun olarak çıkar..
Gecmis ilişkilerimizden getirdiğimiz bazı ihtiyaç ve korkularımız tekrarlandıkça, beynimiz tarafından kodlanırlar ve birer tehdit olarak algılanırlar..örneğin terk edilmekten korkma , aşağılanma, eleştirilme beklentisi, suçlanma ve kızdırmak beklentisi gibi.. beynimiz karşı taraftan gelen mesajlarda böyle bir tehdit algıladığında otomatik olarak kendini savunmaya geçer. Örneğin sigara yakarak uzaklaşır, ya da karşılık verir sende şunu yapmıştın ama senin yaptığın daha kötüydü...gibi..böyle bir âna dışarıdan baktığımızda aradaki konuşmaların bir iletişimden daha çok bir haklılık, üstünlük savaşına benzediğini görmek çok da zor değildir.
Karşısındakinin ihtiyacını görmeden, anlatmak istediğini gerçekten dinlemeden kendimizi içinde bulduğumuz bu savaş, gün geçtikçe şiddetini arttırır..ya da bu savaştan kaçmak adına duygu, düşünce, sevinç, kırgınlıklarını saklamaya ve araya bir duvar örmeye başlar. Peki bunun sonu nerede? 
Genellikle o üstünlük ipi kişilerin olmasa da ilişkinin boğazına dolanır...

Sırlarımız..kendi içinde duygular ve korkular barındırırlar. İcindeki bu duygular genellikle utanç ve suçluluktur. Bilin...
03/10/2021

Sırlarımız..kendi içinde duygular ve korkular barındırırlar. İcindeki bu duygular genellikle utanç ve suçluluktur. Bilinç düzeyinde yasadigimiz Korku ise sırrı açık etmemizi engeller. Sırlar tutuldukça, yıllarca saklandıkça sırrın ortaya çıkmasıyla ilgili korku o kadar büyür ki bilinçaltı olayı tamamen unutturabilir. Unutulan, üstü kapatılan her olay, her sır nesilden nesile aktarılır. Özellikle toplum algısında suç ve suçlu damgası yemeye müsait olan konular, durumlar, etkisi en güçlü sırlardır.
Sırlar saklandıkça duygu ve korkulardan ötürü sırrın sahibini hasta edebilir. Ya da sır açığa çıkmak için gelen yeni nesilde, hastalık olarak kendini gösterebilir. Daha doğrusu sırrın sahibi kişinin hissettiği öfkeler, nefretler, utançlar, suçluluklar vb. duygular enerji olarak tutulur. Zamanla bu enerji hastalık olarak çıkabilir.
Şimdi başka bir bakış açısıyla; hastalıkların ardında sırların da olabileceği bilinciyle bakabiliriz. Üzerinden çok zaman geçen olayların kişide yarattığı duygular epey zaman geçse de canlıdır. Evrendeki her şey enerji olduğu için, duygular da enerji olduğu için canlıdır, zamanla kaybolmaz. Sadece dönüşür. Üstü farklı duygularla kapatılır.
Sırlar açığa çıkınca hastalıklar, ilişkiler iyileşir.

01/10/2021

Değersiz olduğuna inanan kişi, değer talep etmeyi daha da büyük bir değersizlik olarak yaşar. Kendini sevememiş olanın, ...
30/09/2021

Değersiz olduğuna inanan kişi, değer talep etmeyi daha da büyük bir değersizlik olarak yaşar. Kendini sevememiş olanın, "isteme" ipi bile boynuna dolanır. Bir zamanlar ona verilmeyen simdi adeta almamaya çalışır.
Cem MUMCU

Değersizlik duygusu..Sıkça sorularını aldığım, danışmalar sırasında kendini farklı farklı cümlelerle açığa çıkarttığıni gördüğüm duygu..Çoğu zaman da arkasından gelen ışıltılı bir bakışın eşlik ettiği meşhur soru..Degersizlik duygusundan nasıl kurtulurum?
Öncelikle son soruyu cevaplamak gerekiyor sanırım..Duygulardan kurtulmak gerçekten sağlıklı ve gerçekçi bir amaç mıdır? Acaba kurtulmamız gereken degersizlik duygusu mu? Yoksa doğduğumuz andan itibaren bu duygu ile karşılaştığımızda zihnimizin o an değerli hissetmek için ürettiği geçici stratejiler mi? Bu stratejiler bize ne kazandırıyor da bir türlü yapmaktan kendimizi alamıyoruz?
Degersizlik duygusundan mi kurtulmak istiyorsunuz yoksa degersizlik inancından mi? Yine ne çok soru oldu..

 İstanbul anadolu şubesi uzmanla buluşma sohbetleri..Yine beden yeniden ben😊
27/09/2021

İstanbul anadolu şubesi uzmanla buluşma sohbetleri..Yine beden yeniden ben😊

20/09/2021

.....gibi tepkiler belki de çoğu insan için çok tanıdık. Psikoterapi alma kararı verme sürecinden baslayarak terapi sureninin sonuna kadar bu tarz tepkileri oldukça fazla görürüz..Bu tepkileri çoğaltmak ta mümkün..Psikoterapiye bilinçli olarak değişme, gelişme,iyilesme isteği ile başlıyor olsak ta bu dirençler karşımıza mutlaka çıkar.
Farklı terapi yaklaşımlarına göre tanımı değişen bir terim olan direnç, kısaca psikoterapide değişime yönelik bir karşı çıkma olan davranış, düşünce, duygu ve iletişim şekilleri olarak tanımlanabilir. Direnç bazen terapiye başlamadan önce, bazen terapi sürecinde, bazen de terapi sonunda karşımıza çıkabilir. Değişime karşı olan ve çoğunlukla farkına varilmayan bu davranış, düşünce, duygu ve iletişim biçimlerinin anlaşılması ve süreç içerisinde çalışılması terapinin başarısı açısından büyük önem taşır.

Yine bir egitim hikayesi 😁
11/09/2021

Yine bir egitim hikayesi 😁

Okulların açıldığı gün bu da burda dursun😊
06/09/2021

Okulların açıldığı gün bu da burda dursun😊

Bir baba çocuk kampından geriye kalanlar:-) Aslında çok şey kaldı..bir sürü anı biriktirdik..yuzme ile ilgili başarısı v...
09/08/2021

Bir baba çocuk kampından geriye kalanlar:-)
Aslında çok şey kaldı..bir sürü anı biriktirdik..yuzme ile ilgili başarısı ve denizle olan aşkı ve çocuk için en önemli şey olan OYUNLAR..
ister bir parça k*m üzerinde ister bir yetişkin oyununda ister bir zeka oyunu ister bir dal parçası..hic farketmez..çocuk oyun ile içindekini yaşar, onu ifade eder..
OYUN, çocukların en gerçek uğraşıdır. OYUN hayata hazırlıktır. Çocuklar OYUNLA buyumeli..belki biz yetiskinler de...

Address

Bağdat Caddesi Ergün Apt No:244 Kat:2 Daire: 8
Göztepe

Opening Hours

Monday 09:00 - 21:00
Tuesday 09:00 - 21:00
Thursday 09:00 - 21:00
Friday 09:00 - 21:00
Saturday 09:00 - 20:00
Sunday 09:00 - 20:00

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Psikoterapist Mehmet Emin Zeybek posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Psikoterapist Mehmet Emin Zeybek:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram