17/05/2025
Bir sanatla terapi çalışmasında danışanım çamurla bir kuyu yaptı.
Çalışma bittikten sonra onu saklamamı istedi.
Biz onu korumaya çalıştık. Ama yaptığı form, kullandığı malzeme çok inceydi…
Ve danışanımız bir ay boyunca seansa gelemedi.
Zamanla, kendiliğinden…
Kuyu kurudu, çatladı ve dağıldı.
Seansa yeniden geldiğinde, bu durumu birlikte gördük.
Ve ben ona sadece şunu sordum:
“Bunu görünce ne hissediyorsun?”
Cevabı netti:
“Çok iyi hissediyorum. Çünkü artık onun içinde değilim… Dışındayım.
Ona bakabiliyorum. Bu bana çok iyi geldi.”
Bu seansın devamında…
Aynı eller bu kez bir tabak yaptı.
Üzerine çiçekler koydu.
Önce içine bakan bir kuyu…
Sonra dışa açılan bir yüzey.
İyileşme bazen dramatik değil, sade bir çiçek deseninde kendini gösterir.
Aynı çamurla, ama bambaşka bir hâl…
Bazen sadece izlemek değil, olanı kabullenmek ve kabul sürecine eşlik etmek şifanın kendisi oluyor.
Görmenin kolaylaştığı, içimizdeki düğümlerin şekil bulup dışsallaştığı bu alanda;
sanatla terapi, bastırılmış ya da belirsiz duygulara görünürlük kazandırıyor.
Göremediğini görmek, anlamlandıramadığını birlikte anlamaya çalışmak…
İşte sanatla terapinin dönüştürücü etkisi burada başlıyor.
Sanatla terapi, akışta olanı anlamaya çalışmakla, onu zorlamadan kabul etmekle ilgilidir.
İnkâr etmeden, reddetmeden, olanı olduğu gibi birlikte görebilmekle…
Hem bireysel danışmada hem grup çalışmalarımda bu yöntemi kullanıyorum.
Sen de duygularının içinde kaybolmak yerine, yanında durmak, onları birlikte anlamaya çalışmak istersen…
Yeni sanatla terapi grubumuz Temmuz ayında başlıyor.
Seni de bekleriz.
Not:
Bu paylaşımda yer alan sanatla terapi süreci, danışanın açık onayıyla ve kimliği gizli tutularak paylaşılmıştır.
Tüm görseller ve içerikler etik kurallar çerçevesinde, danışanın mahremiyeti korunarak hazırlanmıştır.