14/02/2023
“Üniversitelerin online eğitime geçmesi gençlerin ruh sağlığını bozacak, hayat devam ediyor, günlük rutinine bir an önce dönmeli insanlar…”
Bu önerileri hemen her gün görüyorum, okuyorum, dinliyorum. Hiç gülecek halim olmamasına rağmen, gülecek gibi bile oluyorum.
Bakınız, şu yaşanan politik, dini, felsefi boyutların dışında, güvenlikle, kayıpla, can acısıyla, açlık ve soğukla, yine acıyla, karanlıkla gözümüzün önünde, 10 ilin yere gömülmesi, hemen her aileden birinin, arkadaşlardan tanışlardan, hısımdan birkaç ismin aniden yok olması, çığlık çığlığa yok olması halidir. Okulu açıp hangi acısız, yakını yara bile almamış öğrenciyi hangi sağ, salim ailenin çocuğu/ babası/ annesi/ablası ile sınıfta bulunduracaksınız? Hiçbir şey olmamış gibi devam etmek, pandemide bile mümkün ve hatta gerekli idi. Ancak görmek lazım bu başka‼️‼️‼️Geleneksel söylemlerle travmanın etkisini üzerimizden atmaya çalışmakla günü kurtarsanız gecenize, rüyanıza yapışıp kalır bu tortu, toprak, toz, çığlık…
Çok doğru, hayata devam etmek gereklidir ancak bu ne telaş nasıl bir panik, ölüyü daha toprak almadı, arafta ruhlar, bir yas zamanı da mı çok geldi size??!!
Kapitalizmin ruhları için yasa zaman yoktur, aşka da, duaya, düşe de. Bunu şimdi böyle mi yaşayacağız?!
Hayır, böyle yaşanmayacak. Çünkü acısını duymamaya, çocuklara gençlere “psikolojik sorun yaşarlar” diye hissettirmemeye çalıştığınız kültür bizatihi kendisi buna manidir.
‼️‼️‼️‼️
10 il. Düğünü/ cenazesi/ yası/destanı/acısı en asil, en korunmuş, en otantik en büyüleyici illerden. Babil’in asma bahçeleri gibi anımsanır, unutulmaz sırf duygu, pür insan bu yerler. Siz işinize baksanız da onlar size anımsatır.
İyisi mi sakince yerinizde kalın, bekleyin bakalım, ölümün çocuğa anlatılmadığı, gencin oyalandığı ruhsal destek(!) sistemleri burada işlemeyecek, onu görün.
Yolumuzun uzun ve ağır olduğunu görüp birlikte ağlamaya başladığımızda belki…