Şifalı bitkiler ile dogal ve Alternatif tedavi yöntemleri

Şifalı bitkiler ile dogal ve Alternatif tedavi yöntemleri Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Şifalı bitkiler ile dogal ve Alternatif tedavi yöntemleri, Alternative & holistic health service, İstanbul Ümraniye yukarı Dudullu, Istanbul.

Ayak Banyosuyla Vücuttaki Pislikler Nasıl Atılıp Rahatlanır?ayak banyosu nasilİçindekilerŞişmiş ayaklar için kontrast ba...
06/09/2025

Ayak Banyosuyla Vücuttaki Pislikler Nasıl Atılıp Rahatlanır?

ayak banyosu nasil
İçindekiler
Şişmiş ayaklar için kontrast banyolarıAromatik narenci sayesinde ayak kokusundan kurtulunStresi azaltmak için okaliptüsİş yerinde uzun bir günün ardından iyileşmek için bitkisel yöntemAğrılı kasları yatıştırmak için lavanta banyosuSarı ayak tırnakları için limon suyu banyosuEpsom tuzunı iltihabı azaltmak için kullanınKuru ciltler için kabartma tozu banyosuÇok amaçlı sirke ıslatınSertliği azaltmak için salatalık banyosu30 Dakika İçinde Vücuttaki Tüm Toksinleri, Pisliği Atma KürüNe Lazım?Nasıl Yapılır ve Uygulanır?
Sağlığınıza iyileştirici etkisinden yararlanmak için illaki bir spa uzmanına gitmeniz gerekmez. Ayak diplerinize çok az bir maliyetle ve her evde bulunabilecek malzemelerle tedavi edebilir ve problemleri çözebilirsiniz. Hazırlayacağınız bu kürler, kan dolaşımını uyarabilir, bazı hastalıkların iyileşmesine yardımcı olabilir ve mental sağlığınız üzerinde de güçlü bir etkiye sahip olabilir.

NOT! Kendi ayağınız için kürleri hazırlarken malzemelerin konsantrasyonunu değiştirmekte özgürsünüz. Bu yolla daha fazla fayda elde etmek mümkün!

Şişmiş ayaklar için kontrast banyoları

sismis ayaklar

Farklı sıcaklıklarda su, ayaklarda daha iyi kan dolaşımını teşvik etmek için oldukça iyi çalışır. Yine de, kullandığınız suyun çok sıcak olmadığından emin olun. 2 kova alın ve birincinin yarısını sıcak, ikincinin yarısını soğuk suyla doldurun. Ayaklarınızı 10 dakika sıcak suya batırın, daha sonra soğuk suda 10-12 dakika koyun. Sıcak suya geri dönün ve ayaklarınızı 5 dakika daha orada tutun.

Aromatik narenci sayesinde ayak kokusundan kurtulun
ayak kokusu

Bu yöntem sadece kötü kokularla ve terlerle savaşmakla kalmaz, aynı zamanda ağrıyan ayakları yatıştırmanın da mükemmel bir yoludur. Ilık su ile hazırladığınız ayak banyosuna bir limon ve bir portakal (tümü tamamen dilimlenmiş) ekleyin. 4 damla nane yağı, 4 damla çay ağacı yağı ve 3 çorba kaşığı kabartma tozu ekleyin. Yaklaşık yarım saat boyunca ayaklarınızı karışımın içine batırın.

Stresi azaltmak için okaliptüs
okaliptus

Kendinizi daha rahat ve sakin hissedeceğiniz bu spa esintisi, ayak banyosundan uzun sürmeyecek. Ilık suyla dolu bir kaba istediğiniz bazı rahatlatıcı epsom tuzlarını ekleyin ve 10-12 damla okaliptüs yağı ile devam edin. 20-30 dakika ayaklarınızı ıslatın.

İş yerinde uzun bir günün ardından iyileşmek için bitkisel yöntem
iyilesmek

Bu ev ilacı vücudun düzgün çalışmasına yardımcı olur, özellikle de birkaç saat yürüdükten veya oturduktan sonra. Alacağınız faydalı etkiler arasında; detoksifikasyon ve daha sağlıklı bir cilt rahatlamanın bonusu olacak. Güzel kokulu bitkiler ayrıca ruh haliniz için harikalar yaratır ve tamamen rahatlamanıza yardımcı olur.

Ilık suyla ayak banyosu yapın; 2 çorba kaşığı epsom veya deniz tuzu, 1 çorba kaşığı kabartma tozu, 1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı ve ne isterseniz – maydanoz, biberiye veya nane ekleyin. Bir tülbent içerisinde otları bağlayabilir, böylece banyonuzu temiz tutabilirsiniz.

Ağrılı kasları yatıştırmak için lavanta banyosu
kas agrilari

Lavanta, doğal bir ağrı kesici olarak bilinir. Bu banyo, ağrılı eklemleri yatıştırmaya yardımcı olacak ve kaslara rahatlama getirecek, güzel aroma ise aklınızı sakinleştirecek. Ilık su banyosuna 1/2 bardak Epsom tuzu, 2 çorba kaşığı kabartma tozu ve 6 damla lavanta yağı ekleyin. Ayaklarınızı orada 15 ila 30 dakika bekletin.

Sarı ayak tırnakları için limon suyu banyosu
sari ayak tirnaklari2

Bu serinletici banyo, sarı lekelerin tırnaklardan alınmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda limon dilimlerinin sorunlu bölgelere direkt teması olduğundan bu durum ekstra işe yarıyor. Bir ayak banyosu için; suya bir çorba kaşığı taze limon suyu ekleyin ve ayak parmaklarınızı karışımın içine batırın.

Epsom tuzunı iltihabı azaltmak için kullanın
epsom tuzu

Epsom tuzu ağrı ve iltihaplanma durumlarında oldukça iyi bir etkiye sahiptir. Dahası, bu banyo daha rahat hissetmenize ve konsantrasyonunuzu iyileştirmenize yardımcı olmak için harika bir çözümdür. Tuzdan 2-3 yemek kaşığı alın ve ılık su banyosuna koyun. 10 ila 15 dakika boyunca ayaklarınızı karışıma batırın. Tuz cildi kurutabilir, bu nedenle bu işlemden sonra ayakları nemlendirmek önemlidir.

Kuru ciltler için kabartma tozu banyosu
kuru ayaklar

Ölü cildi ayaklarınızdan çıkarmak istiyorsanız, kabartma tozu içeren ılık bir banyo en iyi çözüm olabilir. Bu ilaç herkese yardımcı olmaz: kabartma tozu tahriş edici olabilir ve cildi bile kurutabilir. Hassas bir cilde sahip olan ya da alerjisi olan insanlar ayak spasından uzak durmalıdır. Ayak banyosu için, ılık suyla dolu bir kovaya 2-3 çorba kaşığı kabartma tozu ekleyin ve 10-20 dakika boyunca ayaklarınızı orada bekletin. Bu işlemden sonra bol miktarda nemlendirici uygulayın.

Çok amaçlı sirke ıslatın
sirke 2

Elma sirkesi hızlı bir şekilde şişmiş ayak ve ayak bileklerine rahatlama sağlayacaktır. Kuru ve çatlamış ayakları yatıştırmaya yardımcı olabilir. Bu banyo ayrıca ayak kokusunu azaltmaya yardımcı olabilir. Sirke, iyi antifungal özelliklere sahiptir. Bu nedenle ayak tırnağı mantarı olanlar da denemek isteyebilir. Bu banyo için soğuk su kullanın, böylece cildi kurutmazsınız. 1 ölçü sirkeyi 2 ölçü suyla karıştırın ve ayaklarınızı 10-15 dakika kadar karıştırın. Sirkenizin güçlü kokusunu daha keyifli hale getirmek için uçucu yağları kullanabilirsiniz.

Sertliği azaltmak için salatalık banyosu
salatalik

Bu ev yapımı tedavi, şişmiş ayaklarda harika sonuç verir. Salatalık aynı zamanda süper bir nemlendiricidir. Bir adet salatalığı ince dilimler halinde kesin. Dilimleri ayaklarınızın üzerine koyun ve gevşek bir bandajla kapatın. 20-30 dakika sonra çıkarın ya da sadece salatalığın suyunu alın ve ayak banyosunun suyuna ekleyin. Daha sonra bu karışımı ayaklarınıza uygulayın.

30 Dakika İçinde Vücuttaki Tüm Toksinleri, Pisliği Atma Kürü
ayak toksinler

Ne Lazım?
Eczane bezi(yapışkanlı olmalı)
1 Tane Soğan
Sarımsak 5 Diş
1 Çift çorap (temiz olmalı)
Nasıl Yapılır ve Uygulanır?
Bir tencereye 2 su bardağı suyu boşaltın ve ocakta kaynatın, kaynayan suyu ocaktan alın ve küçük küçük doğradığınız sarımsak ve soğanı içine atın. 15 dakika kadar beklettiğiniz suya eczane bezini yapışkanı suya deymeyecek şekilde batırın. Gece yatmadan önce ayağınıza yapıştırın çorabı üzerine giyin. Sabah uyandığınızda bezin renginin kahverengi olduğunu göreceksiniz. Bezdeki renk ne kadar koyuysa o kadar çok toksin vücudunuzdan atılmış demektir.

Ayak banyoları çeşitli durumlarda iyi çalışsa da, bunların ilaçların yerini tutamayacağını hatırlamak önemlidir. Ayrıca, akciğer rahatsızlıkları, alerji, diyabet, kalp rahatsızlıkları, düşük tansiyon ve diğer bazı rahatsızlıkları olanlar ayak banyolarını denemeden önce doktorlarına danışmalıdır.

30/08/2025

Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Magnezyum (Mg), insan vücudunda hayati önem taşıyan 11 mineralden biridir. İnsanda bulunan mineraller arasında, miktar açısından dördüncü sırada gelir. Kimyasal olarak, alkali toprak metalleri sınıfından bir elementtir.

İlk defa 1808 yılında, Sir Humphrey Davy tarafından bulunduğunda vücudumuzdaki önemi bilinmemekteydi. Son yirmi yıl içerisinde yapılan çalışmalar, magnezyumun hem hücreler arasında, hem de hücre içi iletişimde çok önemli rolleri olduğunu göstermiştir.

Magnezyumun bu kadar önemli olmasının temel nedeni; vücudumuzda bulunan 300’den fazla enzimin çalışması için kilit bir role sahip olmasındandır. Vücut, bu önemli elementi, kendi başına üretemediği için dışarıdan besinler yoluyla alması gerekir.

Ortalama bir yetişkinde yaklaşık 24 gram magnezyum bulunur. Vücudumuzda bulunan magnezyum rezervinin sürekli doldurulması gerekmektedir. Bir başka deyişle, bu mineralin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için, vücuda sürekli olarak verilmesi gerekir.

İçindekiler
Magnezyum Nelerde Bulunur?
Magnezyumun Faydaları
Magnezyum Eksikliğinin Belirtileri
Magnezyum Eksikliği Nedenleri
Magnezyum Eksikliği Nasıl Anlaşılır?
Magnezyum Eksikliği: Diabetes Mellitus
Magnezyum Eksikliği: Alkolizm
Magnezyum Eksikliği: Endokrin nedenler
Magnezyum Eksikliği: Gastrointestinal Nedenler
Magnezyum Eksikliği: Renal Nedenler
Magnezyum Eksikliği: İlaçlar
Magnezyum Eksikliğine Ne İyi Gelir?
Magnezyum Eksikliği: Magnezyum Tedavisi
Magnezyum Eksikliği için Ne Yemeli?
Gebelikte (Hamilelikte) Magnezyum Eksikliği Nasıl Giderilir?
Magnezyum İçeren Besinler
Magnezyum Nelerde Bulunur?
Doğada magnezyum toprakta ve deniz suyunda bulunur. Bitkiler toprakta bulunan magnezyumu kullanırlar. Magnezyum, aslında bitki dünyasının demiridir denebilir. Nasıl ki insan vücudunda demir hemoglobin yapısına giriyorsa, magnezyum da bitkilerde klorofil yapısına girer.

İnsan vücudunda magnezyumun % 60’ı kemik ve dişlerdedir. Kalan % 40’ı yumuşak dokularda (kas) ve ancak % 1’i kanda bulunmaktadır. Magnezyum, beyin ve kalpte diğer organlardan daha yoğun olarak bulunur.

Kan tahlilleri, kanda magnezyumun az miktarda bulunmasından dolayı magnezyum eksikliği için bir gösterge değildir.


Magnezyumun Faydaları
Magnezyumun metabolizmaya pek çok faydası vardır.

Magnezyum temel işlevini, %40’ının bulunduğu kan ve kas sistemlerinde gösterir. Kasların güçlenmesi, protein sentezi ve enzim sistemi aktivitesinde, hücrelerin büyümesinde ve yenilenmesinde önemli rol oynar.

Magnezyumun temel faydaları şunlardır:

hormonların (insülin, tiroid hormonları, östrojen, testosteron, DHEA),
sinir hücreleri arasında iletimin sağlanmasını sağlayan nörotransmitter denen maddelerin (dopamin, katekolamin, serotonin, GABA),
mineral ve elektrolitlerin iletilmesinde,
Hücre zarının elektriksel potansiyelinin değişmesini sağlayarak birçok hormonun, gıdanın ve nörotransmitterlerin alınımının ve salınımının kontrolünde rol oynar.
Magnezyumun diğer mineraller üzerindeki etkileriyle, hücrenin içerisinde sağladığı faydalar şunlardır:

Vücuttaki kalsiyum ve potasyumunun işlevini artırır. Örnek vermek gerekirse magnezyum eksikliğinde, magnezyuma bağımlı bir enzim olan Na+-K+-ATPaz aktivitesi azalır ve hücrenin potasyum tutma kapasitesi düşer.
Magnezyum hücrelerimizi alüminyum, nikel, kadmiyum, civa ve kurşundan gibi zararlı elementlerden de korur.
Hücre içerisinde rol oynadığı reaksiyonlar arasında, özellikle enerji metabolizmasını ilgilendiren fosfat gruplarının ve reaksiyonlarının aktive edilmesinin yanında, glikoliz, oksidatif fosforilasyon, nükleotid metabolizması, protein sentezi ve plazma membranlarına bağlanacak moleküllerin seçimi gibi görevler alır.
Magnezyum vücudumuza bağırsaklardan emilerek girer, böbreklerden ise atılır.Magnezyumun emilmesi için D vitamini ve paratiroid hormonunun yeterli düzeyde olması gerekir.

Magnezyum Eksikliğinin Belirtileri

Magnezyum eksikliği tıpta hipomagnezemi olarak adlandırılır. Toplumda hipomagnezemi sıklığı hakkında kesin veriler olmamakla beraber hastaneye yatan hastalar üzerinde yapılan taramalarda % 6.9-11 hastada magnezyum seviyesi düşük bulunmuştur.

Hipomagnezemi semptomları kardiyak etkiler, metabolik etkiler ve nörolojik etkiler olarak 3 grupta toplanabilir.

Erken bulgular arasında;

iştahsızlık,
bulantı,
kusma,
yorgunluk ve
halsizlik sayılabilir.
Şiddetli magnezyum eksikliğinde;

kas krampları,
kardiyak aritmiler,
fibromiyalji,
uyuşma,
dikkatte azalma ve
zihinsel bulanıklık görülebilir.
Açıklanamayan hipokalsemi (kandaki kalsiyum eksikliği) ve hipokalemi (kandaki potasyum eksikliği) vücutta magnezyum eksikliğinin de olabileceğini akla getirmelidir. Magnezyum, vücutta birçok önemli fonksiyonu olan bir mineraldir. Magnezyum eksikliği, çeşitli belirtileri ortaya çıkarır. Magnezyum eksikliği belirtileri arasında şunlar yer alır;

Kas Zayıflığı ve Kramplar

Magnezyum, kas fonksiyonları için önemlidir. Eksiklik durumunda kişide; kas zayıflığı, kas krampları ve kas ağrıları görülür.

Yorgunluk ve Halsizlik

Magnezyum, enerji üretimi süreçlerine katılır. Magnezyum eksikliği durumunda; yorgunluk, halsizlik ve enerji düşüklüğü ortaya çıkabilir.

Sinir Sistemi Sorunları

Magnezyum, sinir sistemi sağlığı için önemlidir. Magnezyum eksikliği; sinir sistemi sorunları, özellikle sinirsel uyarılabilirlikte artış, duygusal değişiklikler ve sinirsel hassasiyete neden olabilir.

Uyku Problemleri

Magnezyum, uyku düzeni üzerinde etkilidir. Magnezyum eksikliği; uyku problemleri, uykusuzluk ve huzursuz bacak sendromu gibi sorunlar ortaya çıkarabilir.

Migren ve Baş Ağrıları

Magnezyum eksikliği, migren ataklarını artırabilir ve baş ağrılarına neden olabilir.

Konsantrasyon Problemleri

Magnezyum, beyin fonksiyonları üzerinde de etkilidir. Magnezyum eksikliği sonucunda; konsantrasyon problemleri, hafıza sorunları ve bilişsel işlev bozuklukları yaşanabilir.

Kalp Problemleri

Magnezyum, kalp sağlığı için son derece önemlidir. Magnezyum eksikliği; kalp ritmi bozuklukları, yüksek tansiyon ve diğer kalp sorunları riskini artırabilir.

Magnezyum Eksikliği Nedenleri

Bulunduğumuz yüzyıl boyunca, magnezyum alımında %50’den fazla bir azalma olduğu tahmin edilmektedir. Besinlerin işlenmesi, yiyeceklerde bulunan magnezyumun azalmasına neden olmaktadır. Özellikle uzun süre pişirilen sebzelerdeki magnezyum oranı düşer.

Bununla birlikte tüm ekosistemde magnezyum miktarının azalmasına neden olan çeşitli faktörler (asit yağmurları, yapay gübre ve tarım ilacı kullanımı vb.) bulunmaktadır. Aynı şekilde içilen sert kuyu sularında bol miktarda magnezyum bulunsa da, insanlar tarafından son yıllarda tercih edilen yumuşak içimli sular, magnezyum açısından daha fakirdir.

Hem besin zincirinde magnezyum seviyesinin azalması, hem de beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle günümüzde magnezyum eksikliği nadir karşılaşılan bir durum değildir.

Fazla terleyen, laksatif veya diüretik ilaç kullanan kişilerde magnezyum atılımı daha fazladır. Stres, gebelik emzirme gibi durumlarda ise vücudun magnezyum gereksinimi artar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte magnezyum alımı, özelllikle gastrointestinal hastalıkları olan kişilerde bağırsaklardan emilimin azalması sebebiyle azalır.

Vücut bu minerali dışarıdan yeterli miktarda alamazsa kemiklerde depolanmış olan magnezyumu tüketmeye başlar. Magnezyum ihtiyacı yaşa ve yaşam tarzına bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Bunun haricinde insan vücudundaki birtakım hastalıklar da magnezyum eksikliğine neden olabilmektedir:

Magnezyum Eksikliği Nasıl Anlaşılır?

Magnezyum eksikliği genellikle laboratuvar testleriyle doğrulanır. Ancak vücutta ortaya çıkan bazı belirtiler de magnezyum eksikliğine işarettir. Magnezyum eksikliği belirtileri şunlardır:

Kas Zayıflığı
Kramplar
Yorgunluk
Sinir Sistemi Sorunları
Uyku Problemleri
Migren
Baş Ağrıları
Kalp Problemleri
Konsantrasyon Problemleri
Magnezyum açısından zengin gıdaları yeterince tüketmiyorsanız veya emilim sorunları yaşıyorsanız, magnezyum eksikliğiniz olabilir. Magnezyum açısından zengin gıdalar arasında yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, tohumlar, tam tahıllar ve balık bulunur.

Magnezyum seviyelerini doğrulamak için kan testleri yapılır. Ancak, kanda dolaşan magnezyum seviyeleri vücuttaki toplam magnezyumun sadece küçük bir kısmını temsil eder. Bu nedenle tam bir resim için diğer belirtiler ve faktörler de göz önüne alınmalıdır.

Magnezyum Eksikliği: Diabetes Mellitus
Tip 1 ve Tip 2 diyabet, magnezyum eksikliğinin en sık rastlanan nedenidir. Diyabetli hastaların %25 ila %39’unda hipomagnezemi gözlenmiştir. Serum magnezyum konsantrasyonundaki azalma; açlık kan şekeri, diyabetin süresi gibi birtakım faktörlerle ilişkili bulunmuştur.

Magnezyum Eksikliği: Alkolizm
Hipomagnezemi, akut ve kronik alkolizmde sık gözlenen bir durumdur. Alkolik bireylerin %30’una kadar hipomagnezemi gözlenebilir. Alkolik bireylerdeki magnezyum azlığının sebebi olarak; yetersiz beslenme, diyare ve kusma , karaciğer yetersizliği nedeniyle düşük magnezyum emilimi, D vitamini eksikliği nedeniyle bağırsaklardan magnezyum emilememesi sayılabilir.

Magnezyum Eksikliği: Endokrin nedenler
PTH (Paratiroid hormonu) magnezyumun emilimini artırsa da, bu hormonun fazla salındığı durumlarda da magnezyum konsantrasyonu azalma eğilimindedir. Hiperaldosteronizm (böbrek üstü bezlerinden aşırı aldosteron salgılanması) magnezyum eksikliğine neden olan bir başka endokrinolojik tablodur.

Magnezyum Eksikliği: Gastrointestinal Nedenler
Crohn hastalığı , ‌ülseratif kolit, çölyak hastalığı, Whipple hastalığı ve kısa bağırsak sendromu gibi bağırsak rahatsızlıklarında da magnezyum emilimi azalacağından dolayı hipomagnezemi görülebilir.

Magnezyum Eksikliği: Renal Nedenler
Magnezyum böbreklerden atıldığı için böbrek geri emilimindeki bazı bozukluklar hipomagnezemi ile sonuçlanabilir.

Magnezyum Eksikliği: İlaçlar
Özellikle kemoterapi ilaçları ve bazı antibiyotiklerin, vücuttaki magnezyum miktarı üzerinde negatif etki oluşturduğundan bu ilaçları uzun süre kullanan kişilerde magnezyum eksikliği görülebilir.

Magnezyum Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Magnezyum eksikliğini gidermek ve magnezyum seviyelerini artırmak için birkaç yöntem bulunmaktadır.

Ancak herhangi bir sağlık durumu veya takviye kullanımıyla ilgili kararlar almadan önce uzman bir hekimle görüşmek önemlidir. Magnezyum eksikliğine karşı alınabilecek önlemler şunlardır;

Magnezyum Zengini Besinler

Magnezyum açısından zengin gıdaları diyetinize dahil etmek, magnezyum eksikliğini gidermeyi sağlar.

Bu besinler arasında yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, lahana), kuruyemişler (badem, ceviz), tohumlar (kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği), tam tahıllar, balık ve koyu çikolata bulunur.

Magnezyum Takviyeleri

Doktorunuz magnezyum takviyesi öneriyorsa, bu takviyeleri düzenli olarak kullanmak gerekir. Böylece magnezyum eksikliği kullanacağınız takviyelerle giderilebilir.

Diyet Değişiklikleri

Magnezyum eksikliği durumunda atacağınız en doğru adımlardan biri de diyet değişikliğidir.

Un ve şeker içeren rafine gıdalardan kaçınıp, beslenmenizi daha çok tam tahıllar, sebzeler, meyveler, balık ve diğer sağlıklı kaynaklarla zenginleştirmek magnezyum alımını artırır.

Magnezyum Eksikliği: Magnezyum Tedavisi
Kendinde magnezyum eksikliği olduğunu düşünen kişiler, öncelikle bir sağlık uzmanına danışmalıdır. Magnezyum eksikliği tedavisinde, magnezyum ilaçları ya da magnezyum içeren multivitaminler kullanılır.

Bununla beraber sağlıklı bir diyetle, doğal yoldan alınan magnezyum da önemlidir. Magnezyum preperatları genelde magnezyum tuzu halinde bulunur. Farklı magnezyum tuzlarının vücut tarafından emiliminde ve kullanımında (biyoyaralanımlarında) farklılıklar vardır. Bu nedenle bir uzmana danışmadan tedaviye başlanmamalıdır.

Magnezyum Eksikliği için Ne Yemeli?

Magnezyum eksikliği için diyetinizi magnezyum açısından zengin gıdalarla desteklemek önemlidir. Magnezyum eksikliği için şu gıdalar tüketilebilir;

Kuruyemiş
Balık
Muz
Yeşil yapraklı sebzeler
Tam tahıllı besinler
Avakado
Baklagiller
Süt ve süt ürünleri
Gebelikte (Hamilelikte) Magnezyum Eksikliği Nasıl Giderilir?
Gebelikte magnezyum eksikliği, anne ve bebek sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Bu nedenle, gebelikte magnezyum eksikliği durumunda bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

Doktorunuz size spesifik önerilerde bulunacaktır.Ayrıca gebelikte magnezyum eksikliğini gidermek için magnezyum açısından zengin olan besinleri tüketmek önemlidir.

Eğer doktorunuz magnezyum takviyeleri önerirse, düzenli olarak bu takviyeleri alabilirsiniz. Ancak hamilelikte herhangi bir takviye kullanımı öncesinde mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Magnezyum İçeren Besinler
Magnezyum vücut tarafından kolaylıkla absorbe edilen bir madde olup, sağlıklı ve doğal bir beslenme ile günlük magnezyum ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir. Besinlerdeki magnezyum miktarının yaklaşık %40- 60’ı vücut tarafından kolay emilir.

Dünya Sağlık Teşkilatı'nın (WHO) ve Almanya Beslenme Enstitüsü'ne (DGE) göre, insan vücudunun günde ortalama 280-350 mg magnezyuma ihtiyacı vardır.

Klorofilin temel maddesi olduğu için rengi koyu yeşil sebzeler, tahıl ürünleri, balık, badem, fındık, fıstık, ceviz, soya fasulyesi, kuşkonmaz, soğan, domates, havuç, kereviz, pırasa, gravyer peyniri, hurma, kara turp, ayçiçeği, kakao, muz, dil balığı ve sert sular magnezyumdan zengindir. Bazı sebzelerde ve tahıllarda bulunan oksalat ve fitat, demir için olduğu gibi, magnezyumu da bağlayarak emilmesini güçleştirir.

25/08/2025

Cinsellikle ilgili en çok merak edilenler

Her kadın ve erkeğin cinsellikle ilgili merak ettiği ancak doktoruyla birebir temasta bile sormaya çekindiği bazı sorular vardır. İşte en çok sorulanların bir kısmının cevapları...

1-Masturbasyon yapmak zararlı mı?
Masturbasyon, cinsellik içgüdüsünden kaynaklanan bir davranış olarak, ikili ilişkinin mümkün olmadığı durumlarda kadın ve erkek hemen her bireyin, ender ya da sık uyguladığı bir eylemdir. Bir okurun sorduğu gibi,
"günlük yapılabilecek maksimum sayı" hakkında fikir vermek doğru değildir ve bilimsel olarak böyle bir bilgi de yoktur. Çok aşırı uygulandığında erkeklerde ve bazen de kadınlarda ge***al bölgenin cildinde tahriş oluşmasına neden olduğunu biliyoruz.
Erkeklerde masturbasyonda oluşan her boşalmayla birlikte bir sonraki menideki s***m sayısı azalır. Ancak bu kalıcı bir etki değildir, zira erkeklerde s***m hücreleri 60 ve hatta 70 yaşlarına kadar sürekli olarak üretilmeye
devam eder. Yani masturbasyon "kısırlığa" neden olmaz. Bu, kadınlar için de geçerlidir.
Sanıldığının aksine, masturbasyon "güçsüz bırakan" bir olay da değildir, masturbasyon sonrası "yorgunluk" ve uykuya eğilim" orgazm esnasında beyinde artan morfin benzeri etki gösteren hormonların (bunlara endorfin adı
verilir) "gevşetici", sakinleştirici ve "keyif verici" özellikleri nedeniyledir.
Masturbasyonda aşırıya kaçıldığının en önemli göstergelerinden biri, masturbasyonu gerçek cinsel ilişkiye tercih etmek ve toplumdan, sosyal aktivitelerden uzaklaşmaktır. Masturbasyon için harcanan efor ve süre yeni
arkadaşlıklar edinmek için harcanmıyorsa, bu durumda masturbasyon beraberinde sosyal ve psikolojik sorunlar getirebilir. Bazı durumlarda "aşırı masturbasyon" aslında gizli kalmış bir sosyal fobinin de belirtisi olabilir.
Böyle bir birey hayallerinde kurduğu ilişkileri gerçek hayatta kurmayı başaramaz ve bunun için efor sarfetmenin yersiz olduğunu düşünerek, toplumdan uzaklaşmasını açıklamak için kendince haklı nedenler bulur.
Özet olarak eğer masturbasyon sosyal yaşantınızı etkilemiyorsa, arkadaşlıklar kurmayı ve sürdürmeyi başarıyorsanız, video, dergi, internette s*x siteleri gibi aktivitelere çok aşırı vakit harcadığınızıdüşünmüyorsanız masturbasyonun size hiç bir zararı yoktur.

2-İdeal p***s uzunluğu nedir?
İdeal p***s uzunluğu diye bir kavram yoktur. Yapısal özelliklere bağlı olarak erkeklerin ereksiyon halindeki p***s uzunlukları oldukça farklı olabilir. P***s uzunluğu boyla direkt olarak ilişkili olmakla beraber, her zaman
uzunluğun boy uzunluğu ile doğru orantılı olması gerekmez. Irksal özelliklerin de p***s uzunluğu ile direkt ilişkili olduğunu söylemek hatalı olabilir.
Dahası p***s uzunluğu ile p***sin işlevleri arasında da bir bağlantı yoktur. P***sin en önemli işlevi kadının gebe
kalmasını sağlamak, diğer işlevi ise cinsellik içgüdüsünü tatmin etmektir. Bu iki işlevin yerine getirilmesi s***m sayı ve işlevlerinin yeterli olmasına, ereksiyon (sertleşme) olayının gerekli zamanlarda devreye girmesine,
ereksiyonun yeterli süre sürdürülebilmesine ve nihayet orgazmın da doğru zamanda devreye girmesine bağlıdır.
Bunların yerine getirilmesinde p***s uzunluğunun önemli bir yeri olduğunu söylemek yanlış olur.
Ortalama bir erkeğin p***s uzunluğunun ereksiyon halinde 16-17 cm. olduğu kabul edilmekle beraber bu,
12 cmden 22 cmye kadar değişebilir.
Kadınların orgazma ulaşmasının en önemli yolu klitoris adı verilen yapının uyarılmasıdır.Klitoris hemen va**na
girişinde bulunan bir organ olarak cinsel ilişkide uyarılabilmesi için p***sin çok uzun olmasına gerek yoktur...
Kadının içgüdüsel olarak yaşadığı klitoral orgazm yanında, sonradan öğrendiği va**nal orgazm ise direkt temasla
uyarılmaktan çok kadın beyninde başlayan ve biten bir olaydır. Yani her iki durumda da p***sin uzun olmasının kadının orgazm olmasına direkt bir katkısı yoktur.

3-Erken boşalma sorunu
Erkeklerin "erken boşalma" olarak tabir ettikleri, çoğu kişinin düşündüğünün aksine oldukça ender görülen ve ciddi bir durumdur. Erkeklerin önemli bir kısmı orgazmı özellikle, bilinçli olarak geciktirmedikleri sürece bir
dakika içinde bile orgazm olabilirler. Zira erkeklerde orgazm birincil olarak dokunma ve basınç gibi mekanik
uyaranlarla gerçekleşir. Çoğu erkek cinselliği masturbasyon ya da gerçek cinsel ilişki yoluyla yaşadıkça orgazmını geciktirmesini öğrenir ve bu süreyi 20 dakika ve daha da uzun sürelere taşıyabilir. Erken boşalma ise,
cinsel uyaran objesinin algılanmasıyla hemen hemen aynı anda gerçekleşen bir durumdur ve çoğu durumda ürolojik ve psikiyatrik incelemeler gerektirir (Örnek vermek gerekirse erken boşalma sorunu yaşayan erkekler
va**naya henüz girmeden önce, ya da girdikten hemen sonra orgazm olduklarından s***m sayısı kadının gebe kalabilmesi için yetersiz olur ve bu nedenle evliliklerinde çocuk sahibi olamama sorunu yaşayabilirler).
4-Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşabilir mi?
Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşması mümkündür. Özellikle va**nanın girişine yakın olan bir bölgeye gerçekleşen "boşalmada", kadının günü de "uygunsa" s***mler hızla kızlık zarının doğal açıklığından (kızlık zarı
tümüyle kapalı bir organ değildir, adet kanamasının dışarı boşalması için ortasında bir delik vardır) içeriye girebilirler ve güçlü ve hızlı hareketleriyle va**nadan yukarıya çıkarak gebeliği başlatabilirler.

5-Erkeklerin a**l bölgelerinin "aşırı duyarlı" olması homoseksüel bir eğilime işaret eder mi?
A**l bölgede bulunan zengin sinir uçları sayesinde bu bölge dokunulmaya oldukça duyarlıdır. İnsandan insana
değişen bir şekilde, bazıları cinsel ilişki esnasında bu bölgeye dokunulmasından hoşlanırken, bazıları bunu itici
bulabilirler. Bu bölgeye dokunulmasından ve basınç uygulanmasından hoşlanılması o kişide bu bölgenin sinir uçlarının nispeten fazla olmasıyla ilgilidir.
Erkeklerin, karşı cinsten biriyle olan ilişkide bunu yaşamaları homoseksüel bir eğilimi göstermez, homoseksüel eğilimlerin en önemli özelliği cinselliği yaşamak için karşı cins
yerine, kendi cinsini tercih etmesidir. Bu tercih eyleme geçirilebilir, ya da düşsel olabilir. Böyle bir tercih algılanmadığı sürece karşı cinsten biriyle olan ilişkide a**l bölgede yaşanan bu duyarlılık kaygı verici bir durum olmamalıdır.

24/08/2025

Behçet Hastalığı Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

● Dermatoloji (Cildiye - Deri ve Zührevi Hastalıkları)

İsim babası ünlü Türk dermatolog Hulusi Behçet olan Behçet hastalığı, vücuttaki kan damarlarının iltihaplanması sonucu, ağız ve ge***al bölgelerde oluşan ülserler, cilt lezyonları ve üveit başta olmak üzere çeşitli organ sistemlerini de etkileyen kronik bir hastalıktır. Belirtileri arasında kaybolan ve tekrar ortaya çıkma eğilimi bulunan ağızda çıkan aftlar ve cinsel organda meydana gelen ülserler yer almaktadır. Etiyolojisi bilinmeyen bir hastalık olan Behçet sendromunda tedavi belirtileri ve semptomları ortadan kaldırmak üzerinedir.

İçindekiler
Behçet Hastalığı Nedir?
Behçet Hastalığı Neden Olur?
Behçet Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Behçet Hastalığı Kimlerde Görülür?
Behçet Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Behçet Hastalığı Tedavisi Nedir?
Behçet Hastalığı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Behçet Hastalığı Nedir?
Behçet hastalığı, kan damarı duvarları ve dokularının iltihaplanması sonucu tekrarlayan ağız ülseri, ge***al ülser ve gözlerde iltihabın görüldüğü, vücudun diğer bir çok bölümünü de etkileyebilen otoinflamatuar bir hastalıktır. İpek yolu hastalığı olarak da bilinen behçet hastalığı deri, mukozalar, gözler, eklemler, sinir sistemi, kalp ve damar sistemi ve mide bağırsak dediğimiz gastrointestinal sistemi etkiler. Behçet hastalığında vaskülitin her tür damarı tutabilmesi, birçok organ ve dokuda zararla sonuçlanmasına neden olabilir.

Cilt yaralarına da sebep olan behçet hastalığı göz, eklemler, bağırsaklar, toplardamarlar, beyin, omurilik ve sindirim sistemini de etkileyebilmektedir.

Behçet Hastalığı Neden Olur?
Behçet hastalığı vücudun her yerinde kan damarlarının iltihaplanmasına neden olan nadir bir hastalıktır. Behçet hastalığının nedeni bilinmemektedir, ancak otoinflamatuar olarak geliştiğine inanılmaktadır. Otoinflamatuar, vücutta tekrarlanan inflamasyon ataklarının olduğu durumdur.

Vücudun bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı dokuya inflamatuar bir yanıt geliştirerek saldırır. Diğer yandan hem HLA-B5 hem de HLA-B51, behçet hastalığı testinde ortaya çıkan ve bu hastalığın mevcut olduğunu gösteren gen belirteçleridir. Fakat bu gen belirteçlerine sahip olup da behçet hastalığı olmayan kişiler de bulunur. Bunun yanında behçet hastalığının gelişiminde genetik ve çevresel faktörler de yer alır.

Behçet Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Behçet hastalığının en sık görülen belirtileri ağız yaraları, göz iltihabı, deri döküntüleri ve lezyonlar ile ge***al yaralardır. Behçet hastalığı yaşayan kişilerde görülebilecek belirtiler genel olarak şunlardır:

Behçet hastalığı olanların hemen hemen hepsinde ağız ülserleri
Ge***al ülserler
Ağrılı ve tekrarlayan lezyonlar
Bacaklarda kırmızı, hassas şişlikler ve sivilce benzeri lekeler
Gözlerde ağrı, kızarıklık ve bulanık görme
Eklemlerde ağrı, şişlik ve hassasiyet
Şiddetli baş ağrısı
Cildin hassaslaşması
Karın ağrısı, hazımsızlık ve kanlı ishal gibi gastrointestinal sorunlar
Kan pıhtılaşması
Behçet hastalığı herkesi farklı etkileyebildiğinden en sık etkilenen yerlerden bazıları şöyle açıklanabilir:

Ağrılı olarak ortaya çıkan ağız yaraları, sürekli tekrarlama eğilimindedir. Yaralar sıradan aftlara benzer fakat daha ağrılı olanıdır. Behçet hastalığı yüzünden ortaya çıkan ağız ülserleri dudaklarda, dilde ve yanak içinde görülür.
Ağız yaralarına benzer olarak görülen ge***al yaralar, ağrılı olabilir. Ağız yaraları kadar yaygın olmayan ge***al yaralar erkeklerde skrotumda, kadınlarda vulvada görülür.
Behçet hastalığının belirtilerinden biri de göz iltihabıdır. Bu da zamanla görme kaybına yol açabilir.
Cilt sorunları da behçet hastalığının yaygın bir semptomları arasında yer alır. Cildin çizilmesi veya delinmesi durumunda kırmızı bir şişlik veya yara gelişebilir.
Eklem ağrısı bir diğer belirtidir ve yaygın olarak görülür. Behçet hastalığı nedeniyle eklem iltihabı şişlik, kızarıklık ve hassasiyet görülür.
Damar iltihabı da belirtiler arasında yer alır ve pıhtı, tıkanma gibi durumlara yol açar.
Beyindeki iltihaplanma belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, boyun tutulması ve hareketlerin koordinasyonunda zorluk yer alır.
Gastrointestinal açıdan ise karın ağrısı veya dışkıda kan şeklinde belirtiler görülür.
Behçet Hastalığı Kimlerde Görülür?
Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen behçet hastalığı, 20 ila 45 yaş arasındaki kişilerde ortaya çıkabilir. Bunun yanında HLA-B5 veya HLA-B51 gibi spesifik genlere sahip olanlarda da görülür.

Behçet Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Behçet hastalığını ortaya çıkararak teşhis edebilecek bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Teşhis genellikle ağız ülserlerinin hangi sıklıkta ortaya çıktığına bakılarak ve diğer belirtiler de göz önünde bulundurularak yapılır. Bunun yanında ge***al yaralar, göz iltihabı ve cilt problemleri de bağırsak hastalığı teşhisinde önemlidir.

Behçet Hastalığı Tedavisi Nedir?
Behçet hastalığında tedavinin temel amacı belirtileri ortadan kaldırmak, iyilik halini sürdürmek ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirmektir. Behçet hastalığı için kremler, pastiller, gargaralar ve spreyler gibi topikal kortikosteroidler genellikle ağız ve ge***al ülserler için önerilen ilk tedavi yöntemidir. Ayrıca etkilenen bölgeyi korumak için ağrı kesici kremler veya jeller ve bazen antimikrobiyal veya antibiyotikler de uygulanabilir. Günümüzde Behçet Hastalığı için kesin ortadan kaldırıcı tedavi yoktur, ancak belirtileri ve bulguları düzeltilebilmektedir.

Behçet Hastalığı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Behçet hastalığı başka hastalıklara neden olabilir mi?
Behçet hastalığı tedavi edilmediğinde ilerleyen dönemlerde kalp hastalıklarına, sindirim sistemi problemlerine, akciğer, böbrek, eklem ve sinir sisteminde oluşabilecek hastalıklara neden olabilir.

Behçet hastaları nelere dikkat etmelidir?
Behçet hastalığına sahip olan kişilerin günlük beslenme rutinlerini değiştirerek doğru uygulama yapmaları gerekir. Bunun yanında iyotlu tuz kullanımına dikkat ederek, sigara, alkol ve stresten uzak durmak dikkat edilmesi gereken konuların başında gelir.

Behçet hastalığı kanser midir?
Behçet Hastalığı vaskülitik hastalık olduğundan kanser olarak tanımlanmamaktadır.

Behçet hastalığı kan tahlilinde anlaşılır mı?
Behçet hastalığı tanısı konulurken özel bir kan testi uygulanmamaktadır. Bunun yerine paterji testi uygulanabilir.

Behçet hastalığı kaç günde geçer?
Behçet hastalığı sırasında oluşan belirtiler 1-3 hafta içerisinde geçebilmektedir.

Behçet hastalığı bulaşır mı?
Behçet hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Ailesel geçiş 10-15 civarlarındadır. Genetik altyapı ile birlikte enfeksiyon, stres, immün sistem değişiklikleri hastalığı ortaya çıkarmaktadır.

Behçet hastalığı tehlikeli bir hastalık mıdır?
Behçet hastalığı, vücudun birden fazla bölümünü etkileyebilen, kan damarlarında iltihaplanmaya ve sonucunda atardamar ve toplardamar hasarına yol açan bir tür inflamatuar hastalıktır. Genellikle atak ve iyileşme dönemleri şeklinde yıllarca devam eder. Behçet hastalığında organ tutulumları az görülür. Behçet hastalığında en önemli sakatlık göz tutulumu ile oluşan körlüktür. Behçet hastalığında beyin, büyük damar (arter ve ven), akciğer, mide barsak tutulumları ve kalp tutulumlarında ise ihmal edilirse ölüm görülebilir.

Behçet hastalığı için hangi doktora ve bölüme gidilmelidir?
Behçet Hastalığı, çeşitli yüzleriyle birçok hastalığı taklit edebilir ve deri hastalıkları içerisinde en büyük taklitçilerinden biri olarak kabul edilebilir. Bu nedenle hastalığın bu konuda uzmanlaşmış dermatoloji doktorları veya klinikler tarafından takip ve tedavisini gerektirir.

Behçet hastalığının bitkisel tedavisi var mı?
Behçet hastalığında en sık kullanılan hastalığın tedavisinde ve kontrolünde etkili olan kolşisin ilacı güz çiğdeminden elde edilen bir ilaçtır. Fakat etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamış alternatif ve bitkisel tedaviler Behçet hastalığının tedavisini olumsuz etkilemektedir. Tedavinin gecikmesine ve komplikasyonlara neden olmaktadır. Bu bitkisel tedaviler ayrıca ilaçlar ile etkileşerek karaciğer, böbrek veya diğer organ hasarlarına ve yan etkilere neden olabilmektedir.

Behçet hastalığı unutkanlık yapar mı?
Behçet hastalığının beyin sinir, damar, parankim ve zarlarını etkileyerek devamlı baş ağrısı, çift görme, kol veya bacaklarda uyuşma, halsizlik, kuvvetsizlik, denge bozukluğu, yürüme güçlüğü, konuşma bozuklukları, unutkanlık, kişilik bozukluğu, sinirlilik, hırçınlık gibi belirtiler olabilir. Özellikle tedavisiz veya yetersiz tedavi edilen uzun süreli nörobehçet hastalarında unutkanlık görülebilir.

Behçet hastalığı cinsel yaşamı etkiler mi?
Behçet hastalarında depresyonun normal insanlara göre daha sık olması, belirtileri nedeniyle yaşam kalitesini kötü etkilemesi ve ayıca ge***al bölgede meydana gelen yaralar nedeniyle cinsel fonksiyonlar üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır.

Behçet hastalığı testi nasıl yapılır?
Behçet hastalığı testi olarak da bilinen Paterji testi 20 -21 gaugeluk enjektör ucu ile önkol derisine delme ve travma uygulanır. Hastanın delinen deri bölgelerinde 48-72 saat sonra ortaya çıkan Papül ve püstül (sicilce benzeri) pozitif kabul edilmektedir.

Behçet hastaları hamile kalabilir mi?
Hastalığın bulguları ve belirtileri, kullandığı ilaçlar göz önüne alınarak kontrol dönemindeki hastalar takip edilen doktorun izniyle hamile kalabilirler.

Address

İstanbul Ümraniye Yukarı Dudullu
Istanbul

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Şifalı bitkiler ile dogal ve Alternatif tedavi yöntemleri posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram