25/03/2025
Büyük dedem, Kahramanmaraşlı dişçi Hasan Turgut Kamer, 1916 senesinde Kafkas Cephesinde 10. Kolordu’da Osmanlı-Rus Sınırı Sarıkamış’ta ve daha sonra Kars Cephesi'nde savaştı. Yıllar sonra cepheden vatana, gazi olarak döndü.
Eşimin büyük dedesi Artvinli Sancak Yavuz, Kafkas Cephesi’nde İstiklal Madalyası aldı. Savaşta ciğerlerinden hastalanmıştı, vefat ettiğinde henüz 38 yaşındaydı.
Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi için Kuvâ-yi Milliye toplanmaları, diğer büyük dedem Bekir Sıtkı Özcan'ın evinde yapılırdı. (Üstelik kardeşi Ahmet Tahir Özcan son şeyhülislamın yardımcısıydı ve kabri halen Fatih Camii'ndedir.)
Onlarla tanışamadım ama eminim hiç biri, gençlerinin hakkının yendiği bir vatan için savaşmamıştı. Çoğumuzun dedeleri ve nineleri bu savaşlardaydı, hepsinin tek amacı, bu vatanı korumaktı. Ne Turgut hatırlandı, ne Sancak, ne de Bekir ama birlik olup direnmeleri sayesinde özgürlük ve cumhuriyet baki kaldı.
İsimlerin üzerindedir olaylar. Ve olayların da üzerindedir kavramlar. Hak, hukuk, adalet, özgürlük; bir olayın, bir ismin içine sığmaz, sığdırılamaz. Çünkü isimler ve olaylar zihinde algılanır, fikir kutucuklarında saklanır. Oysa kavramlar kalple algılanır, ruha yansır. Hepimiz sevgi, huzur, özgürlük isteriz örneğin; mutluluğu, barışı, adaleti, güveni ararız.
Zihin gruplandırmaya, kalp ise birleştirmeye odaklıdır. Olaylara ve kişilere odaklı baktığımızda bölünür, kavramları hatırladığımızda birleşiriz.
İşte şu anda, bir kez daha; kavramlar olaylara, olaylar isimlere ve insanlar gruplara sığdırılmaya çalışılıyor. Bunu kim neden yapıyor önemsiz! Kavramlardan uzaklaşıyoruz, uzaklaştıkça ayrışıyoruz.
Kalpte kalalım. Kurtuluş Savaşımız'ı; kim olursak olalım hepimizin dedelerinin, isim cisim bilmeden yan yana yattıkları şehitliklerimizi hatırlayalım. Tepkilerimizi insanlara değil, kavramlara yükseltelim.
Mücadelemiz bu güzel vatan içinse, ömür boyu sürecektir; gençlerimiz ve vatanımız yegane kıymetlilerimizdir!