Homeopati Türkiye

Homeopati Türkiye Homoepati;
Ruha Huzur, Zihne Mutluluk, Bedene Rahatlik...Hepsi için bütün bir Sağlık! Bedenin kendini iyileştirme gücüne homeopatik destek!

Benzeri benzerle tedavi etmek olarak isimlendirilen ilkelere dayanan tedavi metodudur. Bu ilkenin doğruluğu 1796 yılında alman tıp doktoru Samuel Hahnemann tarafından keşfedilmiş ve 200 senedir klinik ve deneysel olarak doğruluğu gösterilmeye devam etmektedir. Homeopati, tedavinin yumuşak ve etkili bir sistemidir. İlaçlar özel standartlarda doğal maddelerden oluşur ve vücudun kendi kendinin iyileş

tirme gücünü aktive ederek çalışırlar. Dogru homeopatik remedinin seçimi karmasik bir süreç olup, her hastada görülen farkli bulgulara göre kisiye özel bir ilaç verilir; teshis koyulan hastaligin ismi yani tani belirleyici degildir. Hastaligin geçmisi ve de hastanin zihinsel ve duygusal durumu, bir ile bir buçuk saat arasinda sürebilecek bir görüsme sonunda tespit edilir. Hastaligin kaynagi bir dis etkenden (mesela; kaza) gelmiyor ise, hastaligin baslangici genel olarak ruhsal ve/veya zihinsel bozukluktan dolayi olusmustur. Eger duygusal olarak bir insan mutlu ve dayanikli ise, iyilesme gücü o kadar kuvvetlidir ki hasta olamaz yada olsa bile akut hastaliklar kisa sürede kroniklesmeden iyilesir. Her bireyin kendine has fiziksel, zihinsel, duygusal özelliklerine göre verilecek bir ilaci belirlemek de ancak hastayi ve bulgularini detayli sorular yardimiyla taniyarak mümkün olur. Hastanin kendi ve sikayeti hakkinda söyleyecegi her sey kritik önem tasiyabilir. Bu nedenle de homeopat hekim, görüsmesi sirasinda hastanin cevaplarini detayli sekilde not alir; bazen belli bir konu üzerinde uzun süre durur, farkli sorularla irdeler.Homeopatin sordugu sorular tip doktorlarinin alisilagelen sorularindan çok farkli ve çok daha kapsamlidir; sikayetlerinin ne oldugunun yanisira tercih ettigi yiyecekler, rahat ettigi durumlar, korkulari, kisilik özellikleri gibi konularla tüm detayiyla ilgilenir.Akut rahatsizliklarda homeopatin remediyi belirlemesi genellikle görüsme sonunda gerçeklesse de kronik vakalarda homeopatin not aldigi bulgulari düzenlemesi, siniflamasi, hatta çesitli kaynak kitaplarina basvurarak üzerinde çalismasi için zamana ihtiyaci vardir. Ayni sekilde hastalar da görüsme sonrasinda kendilerini gözlemleyerek daha farkli veya ilave bilgiler vermek isteyebilirler, çünkü insanlar çogunlukla homeopatin sordugu detayda kendilerini gözlemlemeye veya ifade etmeye alisik degillerdir.Homeopatik tedavide hastalik ismi ilaci belirlemekte rol oynamaz, esas olan hastanin bulgularidir. Ayni hastalikla teshis konmus hastalara, onlarin sikayetlerinin detayi ve diger özellikleri dikkate alinarak farkli ilaçlar verilir. Ayni sekilde, farkli hastaliklarla teshis konulmus hastalara ayni ilaç verilebilir


Homeopatinin Kisa Tarihçesi ve GelisimiHomeopatinin tarihi, kurucusu Dr.F.S. Hahnemann tarafindan kesfi ile basladi. Fakat benzerlik ilkesi Hipokrat ve Paracelsus gibi bir çok hekim tarafindan dile getirilmisti. Mayalar, Kuzey Amerikali Kizilderililer, Çinliler, Hintliler tarafindan biliniyor ve uygulaniyordu. Hahnemann bu kanunu sistematize etti ve prensiplerini olusturdu.Hahnemann’in bu bulusu Ortodoks Tipta olumlu karsilanmadi, çalismasi kabul görmedi, aksine çok büyük bir dirençle karsilasti ve ona savas açildi.Hahnemann’in sadece bir çesit ilaç tavsiye etmesi ve bunu da en ufak dozda vermesi onun eczacilar arasinda çok sevilmemesine sebep olmus olabilir. Tüm bu kosusturmalara, yakin takiplere ve savaslara ragmen homeopati gelisti ve tüm dünyaya yayildi. Homeopati,sistematize edildiginden beri tüm dünyada severek kullanildi ve kullaniliyor. Kullananlar arasinda dönemin ünlüleri de mevcut Örn. Ingiliz Kraliyet Ailesi, Rockefeller’ler, Charles Dickens, Goethe, Maria Theresa, Tina Turner, David BAckham, Ghandi, Prens Charles, Bill Gates v.s.Homeopati dünyanin çesitli okullarinda ve üniversitelerde ögretilmektedir. Normal tip egitimden sonra Klasik Homeopat olabilmek için ülkelere göre degisiklik gösterebilen sürelerde homeopati egitimi aliniyor ve en az 2 yil sürüyor.Günümüze kadar süren siddetli saldirilara ragmen, homeopati yok edilemedi; tam aksine giderek daha çok taniniyor ve popüler hale geliyor. Her geçen gün daha fazla doktor, saglik personeli ve hastane, özellikle kronik hastaliklarda çok etkili olan homeopati tedavisini tercih ediyor.Modern tibbin ve bilimin bütün çabalarina ragmen hizla ve çogalarak artan kronik hastaliklarda homeopati ile çok basarili sonuçlar elde edilmektedir. Günümüzde hastalik yapan etken maddenin çok güçlü ilaçlarla yok edilmeye çalisilmasinin umulan basariyi getirmedigi, hatta organizmaya zarar verdigi bilinmektedir. Homeopatinin kurucusu Samuel Christian Hahnemann 1755'te Dresden'de dogmustur. Leipzig, Erlangen ve Viyana Üniversitelerinde kimya ve tip okudu. 1779'da hekim olarak çalismaya basladi; yanisira tip ve kimya alaninda makaleler ve kitaplar da yaziyordu.Hahnemann 1790 yilinda Dr.William Cullen'in Materia Medica Üzerine Bir Hikaye adli eserini tercüme ederken kinakina kabugu hakkindaki bölüme rastladi. Cullen kitabinda kinakina agacinin kabugundan elde edilen bir madde olan kininin buruk tadindan dolayi sitmaya iyi geldigini söylüyordu. Hahnemann çok daha buruk olup sitma üzerinde hiç etkisi olmayan maddeler oldugunu bildigi için buna bir anlam veremedi. Bu konuyu daha derinlemesine arastirmaya karar verdi. Ilerleyen günlerde kendisi de kinin almaya ve tepkilerini detayli olarak kaydetmeye basladi. Kendisinde sitma hastaligi olmamasina ragmen, birbiri ardina sitma belirtileri göstermeye basladigini fark etti. Bu belirtiler bir doz kinin aldiginda kendini gösterip birkaç saat sonra kayboluyorlardi. Kinin almadiginda hiçbir belirti kalmiyordu. Bu acaba kininin sitmayi iyilestirme nedeni miydi? Bu teoriyi denemek için, kinin dozlarini tanidigi insanlarda tekrarladi ve etkilerini detayli olarak kaydetti. Daha sonra bu deneyleri arsenik ve belladonna gibi ilaç olarak kullanilan baska maddelerle de yapti. Bu deneyler çok kati kosullar altinda yapiliyorlar, deneklerin sonuçlari etkileyebilecek alkol, çay, kahve gibi seyleri içmesine veya baharatli ve tuzlu yiyecekler yemesine izin verilmiyordu.Hahnemann deneklerin gösterdikleri tepkilerin çesitli oldugunu buldu. Ayni maddeye bazilari hafif tepkilerle cevap verirken, bazilari çesitli ve siddetli belirtiler gösterebiliyordu. Belirtilerin kombinasyonu test edilen her madde için bir "ilaç resmi" olusturuyordu. Hahnemann dogal maddelerin genis bir bölümünü test ederek deneylerini sürdürdü ve benzerin benzerle tedavisi ilkesini kesfetti.Hahnemann, pek çok degisik madde ile yaptigi deneylerle etkileri hakkinda önemli bilgiler topladi. Testleri yaptigi hastalari muayene ederek belirtilerini, hangi etkenlerin iyi veya kötü geldigini, genel saglik durumlarini, yasam sekillerini, hayata bakislarini sorguladi; herbir hastanin belirti resmini olusturdu. Daha sonra kisinin belirti resmi ile çesitli maddelerin ilaç resmini eslestiriyordu. Resim ne kadar benzerse tedavinin o kadar basarili oldugunu farketti. Hahnemann, tüm bunlardan, benzer belirtiler ortaya çikaran bir ilaç ve bir hastaligin bir sekilde birbirlerini hükümsüz biraktigi ve böylelikle hastanin sagligina kavustugu yeni bir tip sistemi buldugunu anlamisti. Bu fenomeni, homeopatinin ilk ve en önemli kurali olan "similis similibus curentur", yani "benzer benzeri iyilestirir" diye tarif etti.Hahnemann'in kullandigi ilaçlarin bazilari zehirli oldugu için hastalarina çok küçük ve sulandirilmis dozlar veriyordu. Sulandirmanin her asamasinda ilaci sert bir yüzeye çarparak siddetle çalkaliyordu; bu islemin maddenin enerjisini açiga çikardigina inaniyordu. Bu sekilde sulandirilan ilaçlarin konsantre ilaçlardan daha etkili olduklarini gözlemledi. Hahnemann ilaçlari incelterek denemeye devam etti; gitgide daha sulandirilmis çözeltiler kullandi. Ilaçlar içlerinde orijinal maddenin tek bir molekülü bile kalmayacak kadar seyreltiliyorlardi, ancak son derece etkiliydiler. Yasami süresince Hahnemann yaklasik 100 adet homeopatik ilacin etkisini kanitladi.Yüksek potensli ilaçlarin hastanin yapisal tipine ve fiziksel belirtilerine göre seçilmesi "klasik homeopati" olarak adlandirilmistir. Homeopatik Eczacılık - İlaçlarEczacılık, ilaçların toplanması, birleştirilmesi, korunması, hazırlanması ve standardize edilmesi ile ilgili bilimdir. Homeopatik eczacılık, homeopati prensibine göre ilaçların toplanması, birleştirilmesi, korunması, hazırlanması ve standardize edilmesidir. Aynı zamanda homeopatların istediği şekilde ilaç hazırlamaktır. Homeopatik ilaçlar, bitki, mineral veya hayvan kökenli maddelerden elde edilir. Çogu homeopatik ilaç maddenin alkolde bekletilmesi, siddetle çalkalanmasi ve seyreltilmesi yoluyla üretilir. Bu isleme potensiyalizasyon denir. Homeopatik çözeltiler C ölçeginde, her bir seyreltme isleminde bir ölçü maddeye 99 ölçü distile su, X ölçeginde ise, bir ölçü maddeye 9 ölçü su eklenerek hazirlanir. Çözeltiler daha sonra laktoz küreciklerine damlatilir. 6 X, 6 C, 12 C, 30 X ve 30 C Avrupa’daki eczanelerde en sik rastlanan dozlardir.Homeopatik ilaçlar hazirlanirken karisim halinde degil, tek bir ana madde olarak bir isleme tabi tutulurlar. Potensiyalizasyon dedigimiz ilaç hazirlama yöntemi sayesinde zehirli ve zararli maddeler dahi zararsiz hale getirilip, dogru dozajla basarili ve tehlikesiz bir biçimde tedavide kullanilabiliyor.Homeopatik ilaçlarin etkileme biçimi bilinen bitkisel veya kimyasal sentetik ilaçlarin etkisi ile karsilastirilamaz. Kana karismadigi için kan düzeyi tespit edilemez. Dolayisi ile bir organa zarar vermesi de söz konusu degildir. Agizdan alindiginda, sinir sistemini uyararak direkt etki etmeye baslar. Ilaç hazirlama sürecinde, maddesel olan, maddesel olmayana, enerjetik olana dönüsür, ana maddenin biyolojik, fiziksel bir madde olarak varligi sona erer. Özellikleri bir araç olarak hizmet veren tasiyicilara (su yad alaktoz taneleri) aktarilir. Iste bu Potensiyellestirme sayesinde ana madde kanitlanabilir maddesel özelligini kaybetmis, giderek tasiyici madde üzerinde kayitli bir enerjiye ve bilgiye dönüsmüstür. Aslinda var olan her seyin madde olmadigi, enerjiye dönüsebilecegi düsünülürse, bu durum çok da sasirilacak bir gelisme sayilmaz. Dogada hiçbir sey ve hiçbir bilgi kaybolmaz, dönüsür.Yaklasik olarak dogal maddelerden, yani bitki, mineral, hayvan veya metalden, yapilmis 3000’i asan homeopatik preparat bulunmaktadir ve her gün bir yenisi eklenmektedir.

Homeopati Türkiye de yeni kitaplar...
03/06/2025

Homeopati Türkiye de yeni kitaplar...

10/12/2024
Obezite kilo kaybı için hemeopatic...Önemli: Mutlaka kullanmadan önce Hemeopat, Hekiminize onay  alınız.
29/06/2024

Obezite kilo kaybı için hemeopatic...
Önemli: Mutlaka kullanmadan önce Hemeopat, Hekiminize onay alınız.

Homeopati Türkiye
17/03/2023

Homeopati Türkiye

14/08/2022

Diyabet & Homeopati
(Lutfen oncelikle hekiminize & homeopat hekimimize danismadan remedileri kullanmayiniz.)

Diyabet’in Homeopatik Tedavisinde Kullanılan Remediler

ABROMA AUGUSTA Q
Abroma Augusta, Diabetes Mellitus‘u tedavi etmek için en iyi Homeopatik remedidir. Diabetes Mellitus nedeniyle et kaybı yaşayan ve aşırı halsizlik yaşayan hastalarda kullanılması şiddetle tavsiye edilir. Bu Homeopatik ilaçtan büyük ölçüde yararlanabilecek hastalarda, ağız kuruluğu ile artan bir susuzluk vardır. Ayrıca iştahları artar ve idrara çıkma gündüz ve gece çok sıktır. İdrar yaptıktan sonra aşırı zayıflık hissedilir. Homeopatik ilaç Abroma Augusta, Diyabetli bir kişide
uykusuzluğun tedavisinde de büyük yardımcıdır. Bu Homeopatik ilacın iyi sonuçlar verdiği bir başka alan, diyabetik bir hastada çıban ve karbonkül gibi cilt şikayetleridir. Tüm vücutta yanma hissi, Abroma Augusta’ya ihtiyaç duyan kişilerde bulunabilen belirgin bir genel semptomdur.

CODEINUM
İdrarda şeker, idrar miktarında artış, büyük susuzluk.

CEPHALANDRA INDICA Q
Diyabet için özel bir remedi. Ağız kuruluğu. Büyük miktarlarda soğuk su için büyük susuzluk.

GYMNEMA SYLVESTRE Q
Gymnema Sylvestre, halsizlik ve yorgunlukla kilo veren Diabetes Mellitus hastaları için çok yardımcı olan bir Homeopatik remedidir. Bu tür hastalarda, bu Homeopatik ilaç, genel sağlığın iyileştirilmesiyle sonuçlanan bir tonik olarak çalışır. Homeopatik ilaç Gymnema Sylvestre ile hasta kilo alır ve enerjik hisseder.

HELONIAS
İdrar bol ve berrak, fosfatlı ve albüminli. Büyük susuzluk. Huzursuzluk, derin melankoli, sinirli. Bel bölgesinde sıkıcı ağrı.

INSULIN
Şeker hastalığından kaynaklanan karbonküller için de yararlı olan özel bir remedi.

LACTIC ACID
İdrarda çok miktarda şekerin sık geçişi. Büyük susuzluk. Eklemlerde romatizmal ağrı.

MEMORDICA CHARANTIA Q
Diyabet için mükemmel bir özel remedi.

NATRUM PHOSPHORICUM
Bol idrara çıkma. Safra yüklü idrar, idrarda litik birikim. Bir dizi kaynama olduğunda hareketsiz alışkanlıklar.

NATRUM SULPHURICUM
Hidrojenoid oluşumu. Nemli evlerde, bodrumlarda, kilerlerde vb. yaşamaktan şikayetler. Zihinsel endişe, zihinsel aşırı çalışma ve cinsel aşırılıklardan diyabet.

PHASEOLUS 3X
Kalp hastalığı olan diyabet, gut.

PHLORIZINUM
İdrarda şekeri artırın.

PHOSPHORIC ACID Q
Fosforik Asit, diyabetik bir hastada zihinsel veya fiziksel aşırı zayıflık için mükemmel bir Homeopatik remedidir. Bu tür hastalar her zaman bitkin hissederler. Zayıf bir hafızaları vardır ve unutkandırlar. Bu Homeopatik ilaca ihtiyaç duyan hastalarda bir tür keder öyküsü bulunabilir. Diabetes Mellitus hastalarında ayak uyuşması için Fosforik Asit en iyi Homeopatik ilaçtır.

PHOSPHORUS
Fosfor, kullanımı tamamen hastanın yapısal semptomlarına bağlı olmasına rağmen, Diabetes Mellitus tedavisinde çok yardımcı olan bir Homeopatik ilaçtır. Homeopatik ilaç Fosfor, diyabetik bir hastada görme zayıflığı için çok yardımcı bir çaredir.

RHUS AROMATICA Q
Rhus aromatica, diyabet için etkili bir remedidir. Düşük özgül ağırlıkta büyük miktarlarda idrar çıkarmak.

SQUILLA MARITIMA
Büyük dürtü, çok sulu idrar. Öksürürken istemsiz idrar fışkırması.

SYZYGIUM JAMBOLANUM Q
Syzygium Jambolanum, Diabetes Mellitus tedavisi için en iyi Homeopatik ilaçlar arasındadır. Şeker seviyelerini düşürmede hızlı ve etkili bir şekilde hareket eder. Hastada her zaman aşırı susama ve aşırı idrara çıkma vardır. Homeopatik ilaç Syzygium Jambolanum, diyabetik bir hastada uzun süredir devam eden ülserlerin tedavisinde de harika sonuçlar verir.

URANIUM NITRICUM 3X
Zayıflık ve et kaybı olan diyabet. Bol idrara çıkma. İdrarda asit. İnkontinans, idrar tutamama. Aşırı susuzluk. İshal.

TEREBINTHINUM
Bol, bulutlu, dumanlı ve albüminli idrar. Kahve telvesi gibi tortular. Hematüri.

Bu makale homeopatinin arkasındaki teoriyi ve tarihi, bilimsel çalışmaların homeopatik ilaçlar hakkında ne söylediğini, ...
07/08/2022

Bu makale homeopatinin arkasındaki teoriyi ve tarihi, bilimsel çalışmaların homeopatik ilaçlar hakkında ne söylediğini, bunların geleneksel tıpla nasıl karşılaştırıldığını ve olası yan etkileri ve riskleri araştırıyor.

Homeopati: Teoriler ve İlkeler
Homeopati iki teori ve üç prensibe dayanmaktadır.

İçindekiler
Teoriler/İlkeler
Tarih
araştırma
Çözüm Bulma
Yan Etkiler/Güvenlik
Homeopatik tıp olarak da adlandırılan homeopati, çok az miktarda doğal madde kullanan ve daha yüksek miktarlarda bir hastalığa veya semptoma neden olabilen bir tamamlayıcı ve alternatif tıp (CAM) şeklidir.

Bu makale homeopatinin arkasındaki teoriyi ve tarihi, bilimsel çalışmaların homeopatik ilaçlar hakkında ne söylediğini, bunların geleneksel tıpla nasıl karşılaştırıldığını ve olası yan etkileri ve riskleri araştırıyor.

Bir masada bir havan ve havaneli ile şişe ve kaselerde çeşitli otlar ve yağlar

Homeopati: Teoriler ve İlkeler
Homeopati iki teori ve üç prensibe dayanmaktadır.

Teori 1: Gibi Tedavi Ediyor
Homeopatik tıbbın arkasındaki ana teori basittir: "gibi tedaviler gibi."

İnanç, sağlıklı bir insanda semptomlara neden olan bir şey varsa, aynı semptomları hastalığı olan bir kişide tedavi edebileceğidir. Örneğin, uykusuzluğunuz varsa, homeopatik bir ilaç kahve içeren çok zayıf bir çözüm olabilir.

Homeopati uygulayıcıları, hastalığa neden olan maddenin az bir miktarının vücudunuzu kendi kendini iyileştirmesi için uyarması nedeniyle işe yaradığını söylüyorlar.

Homeopati büyük ölçüde kanıtlanmamış olsa da, temel fikir modern tıp bilimine yabancı değildir. Esasen aşılar böyle çalışır—sizi az miktarda ölü veya inaktive edilmiş bir mikropla karşı karşıya bırakırlar ve bu da bağışıklık sisteminize onu nasıl tanıyıp yok edeceğini öğreterek sizi hastalıktan korur.

Teori 2: Potansiyelleştirme
Homeopatinin altında yatan diğer teori, güçlenme teorisidir. Uygulayıcılar, bir bileşen ne kadar seyreltilirse, o kadar güçlü hale geldiğine inanırlar.

Düşünce, bir bileşenin seyreltilmesi ve çalkalanmasının (şiddetle çalkalanması) iyileştirici güçlerini harekete geçirdiği ve etkisini arttırdığıdır. Homeopatik çözeltilerdeki etki üç şekilde gösterilir:

X veya D (ondalık seyreltme ölçeği) : Bir bileşen alkol veya damıtılmış su ile 1:10 oranında karıştırılır. Örneğin, bir kısım kahveye (veya başka bir iyileştirici bileşen) on kısım suya.
C (yüzdelik seyreltme ölçeği) : 1:100 oranı veya 100 kısım su/alkol için bir kısım iyileştirici bileşen.

Q ( quinquagintimillesimalölçek ): 1:50.000 oran veya bir kısım iyileştirici bileşen ila 50.000 kısım su/alkol.

Bu seyreltmeler, bir homopatik ilaç verilmeden önce birkaç kez olabilir. Örneğin, bir 3C çözeltisi bir kez C ölçeğinde (1:100) seyreltilir, ardından çalkalanır. Daha sonra ikinci kez (1:100) seyreltilir ve çalkalanır, ardından üçüncü kez. Ortaya çıkan çözelti, yalnızca orijinal bileşenin kalan moleküllerine sahiptir.

Şüpheciler bunu, bir Advil'i (ibuprofen) okyanusta eritmeye ve ardından birkaç damla içmeye eşdeğer olarak tanımladılar.

Buna karşılık, bazı homeopatlar, önemli olanın içeriğin miktarının değil, içeriğin enerjisinin önemli olduğunu iddia ederler - bunun, vücut üzerinde terapötik bir etki başlatmak için seyreltme sürecinin harekete geçtiğini söylerler.

Üç İlke
Homeopati üç prensibe dayanmaktadır:

Benzerler yasası : "Benzer benzeri iyileştirir" teorisi.
Tek çare ilkesi : Bir çare, bir hastalığın tüm fiziksel, duygusal ve zihinsel semptomlarını kapsamalıdır.
Minimum doz prensibi : İlk önce sadece az miktarda madde kullanılır, bunu zamanla çok küçük artışlar izler.

29/06/2022

HOLİSTİK TIP VS HOMEOPATİ… BİR FARK VAR MI?

Bütünsel tıp ve homeopati arasındaki farkın ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? Başka yere bakma çünkü senin için cevaplarımız var! Aşağıdaki makale size Ulusal Homeopati Merkezi'nin izniyle sunulmuştur .

Holistik Tıp ve Homeopati, genellikle birbirinin yerine kullanılan belirsiz, kafa karıştırıcı tıbbi terimlerdir. Ama gerçekte, bunlar birbiriyle ilişkilidir, ancak belirgin biçimde farklı modalitelerdir.

Bütünsel tıp, hastayı bir bütün olarak tedavi etmeye çalışan çeşitli terapileri tanımlamak için kullanılan bir şemsiye terimdir. Yani, geleneksel Batı tıbbında olduğu gibi bir hastalığı tedavi etmek yerine, bütünsel tıp, tedaviyi önermeden önce bireyin genel fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal iyiliğine bakar.

Bütüncül bir yaklaşıma sahip bir uygulayıcı, hastalığın semptomlarını tedavi etmenin yanı sıra hastalığın altında yatan nedeni de arar. Bütünsel tıp ayrıca sağlığı optimize etmeye daha fazla vurgu yaparak hastalıkları önlemeye çalışır - vücudun doğal durumu sağlıktır. Bir hastalık veya hastalık, vücudun sistemlerinde bir dengesizlik olarak görülür. Bütünsel terapiler, doğru beslenmeyi ve vücudu kirleten kimyasallar gibi maddelerden kaçınmayı vurgulama eğilimindedir.

Bütünsel şifanın ilkesi, kişinin bütün varlığının sorunsuz bir şekilde işlemesi için beden, zihin, ruh ve duyguları dengelemek olduğundan, bütünsel bir şekilde tedavi edilebilecek hastalık ve rahatsızlıkların kapsamının sınırı yoktur. Birey belirli bir hastalık veya durum için bütünsel tedavi aradığında, bütünsel tıbbın hedeflerinden biri olan bağışıklık sisteminin performansındaki iyileşme nedeniyle, diğer sağlık sorunları doğrudan tedavi olmaksızın iyileşir.

Homeopati, bir tür bütünsel tıptır, ancak natüropatik tıp veya geleneksel Çin tıbbı (örn. Akupunktur) gibi diğer bütünsel tıp türlerine kıyasla belirgin şekilde benzersiz bir yaklaşıma sahiptir .

Spesifik olarak homeopati, semptomları hafifletmek, kendini yenilemek ve genel sağlığınızı iyileştirmek için vücudunuzla birlikte çalışan güvenli, nazik ve doğal bir şifa sistemidir. Çok küçük çocuklar ve evcil hayvanlarla bile kullanımı son derece güvenlidir, birçok geleneksel ilacın yan etkilerinin hiçbirine sahip değildir, çok uygun maliyetlidir, doğal maddelerden yapılmıştır ve FDA tarafından düzenlenir.

"Çareler" olarak bilinen homeopatik ilaçlar, doğal kaynaklardan (örneğin bitkiler, mineraller) yapılır ve çevre dostudur ve zulüm içermez. Çoğu marketlerde, eczanelerde, sağlıklı gıda mağazalarında, homeopatik eczanelerde ve çevrimiçi olarak tezgahta mevcuttur. Ayrıca son derece uygun fiyatlıdırlar. Homeopatik ilaçlar, belirtildiği şekilde kullanıldığında herkes için tamamen güvenlidir - hamile ve emziren kadınlar, bebekler, çocuklar ve yetişkinler dahil. O kadar küçük dozlarda verilirler ki yan etkilere neden olmazlar.

Homeopati, soğuk algınlığı, kulak enfeksiyonları, migren ve boğaz ağrısı gibi akut hastalıkların yanı sıra astım, depresyon, otizm ve artrit gibi kronik rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılır.

Herkes homeopati kullanarak evde basit durumları güvenli bir şekilde tedavi etmeyi öğrenebilir, ancak bir profesyonel ciddi veya yaşamı tehdit eden durumları tedavi etmelidir.

29/06/2022

Homeopati Uygulaması Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?

Romatizmal hastalıklar
Astım gibi solunum yolu enfeksiyonları
Alerjik Reaksiyonlar
Sinüzit ve migren gibi baş ağrısı hastalıkları
Mide ve bağırsak hastalıkları
Fibromiyalji hastalığı
Egzema gibi cilt hastalıkları
Menopozdan kaynaklanan rahatsızlıklar
Çocuklarda görülen davranış bozuklukları ve çocuksal problemler (Bronşit, Kabakulak, Ateş, Kusma, Astım, Su çiçeği, Tırnak yeme ve Altını ıslatma gibi rahatsızlıklar)
Obezite
Hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eks*kliği hastalığı
İshal ve kabızlık şikayetleri
Kadın hastalıkları
Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi rahatsızlıklar...

25/03/2022

HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜNLER:

Bitkisel ve Destek Ürünler Dairesi Başkanlığı

Bilindiği üzere 24.12.2021 tarih ve 31699 sayılı Resmî Gazete’de Homeopatik Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan Homeopatik Tıbbi Ürünler Ruhsat Başvurusu Hakkında Kılavuz ile Homeopatik Tıbbi Ürünlerin Ambalaj ve Homeopatik Tıbbi Ürün Bilgisi Bilgileri ile Okunabilirliklerine ve Takibine İlişkin Kılavuz yayımlanmıştır.

Homeopatik Tıbbi Ürünler Ruhsat Başvurusu Hakkında Kılavuz için ilgili siteye bakiniz.

Homeopatik Tıbbi Ürünlerin Ambalaj ve Homeopatik Tıbbi Ürün Bilgisi Bilgileri ile Okunabilirliklerine ve Takibine İlişkin Kılavuz için ilgili siteye bakiniz.

Homeopatik tıbbi ürünler için ruhsat başvuruları söz konusu yönetmelik ve kılavuzlar kapsamında 01.04.2022 tarihinde itibaren www.ebs.titck.gov.tr üzerinden kabul edilmeye başlanacaktır.

25/03/2022

Homepati:
Doğadaki ‘Benzerlik ilkesinden’ yola çıkan homeopati, soğanı gribe karşı, yakıcı özelliği bulunan ısırgan otunu alerjik cilt hastalıkları, çiçek polenlerini saman nezlesi, yararlı bakterileri ishal hastalığının tedavisinde kullanır.
Homeopatiyi klas*k tıp tedavi yöntemlerinden ayıran bir başka önemli özellik de, bu alternatif tıp yönteminin, insan vücudunu bir bütün olarak ele alması...

ALMANYA’da alternatif tıp yöntemleri arasında en yaygın ve en kabul görenlerden biri homeopati. Bu yöntemin geçmişi yaklaşık 200 yıl öncesine kadar uzanıyor. Homeopatinin atası 19’uncu yüzyılda yaşayan Alman tıpçı Samuel Hahnemann olarak kabul ediliyor.
Homeopati’nin temel felsefesi, ‘Benzerlik ilkesi’ üzerine kurulu. Bu kurala göre ‘Doğada birbirine benzerlerin, birbiri üzerinde etkisi var’. Basit bir örnek vermek gerekirse: Soğan doğrayan bir insan, gribe yakalandığı zamanki gibi bir hisse kapılır ve gözünden yaş gelir. Doğadaki ‘Benzerlik ilkesinden’ yola çıkan homeopati, soğanı gribe karşı, yakıcı özelliği bulunan ısırgan otunu alerjik cilt hastalıkları, çiçek polenlerini saman nezlesi, yararlı bakterileri ishal tedavisinde kullanır. Cinsel ya da prostat sorunları yaşayanlar için, sığır testisi özü gibi, benzer çağrışım yapan ürünler...

HOMEOPAT DOKTORLAR
Tıp fakültesini tamamlayan bir doktor, homeopati eğitimini de alarak iki yöntemle birlikte tedavi sunabiliyor. Yani kısaca, homeopati yöntemi de uygulayan doktorlar modern tıpla alternatif tıbbı birleştiriyor. Merkezi Berlin’de bulunan Almanya Homeopati Doktorları Birliği’nin (DZVhae) rakamlarına göre 10 yıl öncesinde 2 bin 500 doktor homeopati hizmeti verirken, bu rakam 2010’da 7 bine yükseldi. DZVhae Sözcüsü Christoph Trapp, homeopati yöntemi uygulayan doktorların sayısının artmasını, halkın alternatif tıbba olan ilgisindeki artışa bağlıyor. Arz-talep çerçevesinde bugün Almanya’daki 140 resmi sağlık sigortasından 90’ı homeopati tedavi yöntemini tanıyıp, hastanın masraflarını karşılıyor.
Homeopatiyi klas*k tıp tedavi yöntemlerinden ayıran en önemli özellik, homeopatinin insan vücudunu bir bütün olarak ele alması. Yani, klas*k tıp, sadece hastalanan organa yönelik tedavi uygularken, homeopati, vücudun bütününü hedef alan bir tedavi uyguluyor. Cristoph Trapp, şöyle konuşuyor: “Bugün Almanya’da homeopatinin hastalıkların tedavisi üzerindeki etkisi kesinlikle tartışma konusu değil. Homeopatik yöntemle hastalıkların tedavi edildiği veya yan etkilerinin azaltıldığı ispatlanmış durumda. Ancak ispat edilemeyen, homeopatinin hastalıkları nasıl iyileştirdiği. Bunun nedeni ise, bu alanda araştırma ve geliştirmeye yönelik yatırımların çok az olması.”

KANSERE KARŞI ETKİSİ

Alman Homeopat Doktorlar Birliği’nin kanser hastalığının tedavisinde önerisi çok açık: Modern tıpla birlikte homeopatinin de paralel bir şekilde kullanılması. Homeopati uzmanı Dr.Jens Wurster, kanserin tedavisinde uygulanan kemotarapinin, insan vücudunda açtığı hasarın homeopati ile iyileştirilebileceğini belirtiyor. Yani homeopatik ilaçlar bi çok hastalıkta olduğu gibi modern tıbbın kullandığı kimyevi ilaçların neden olduğu yan etkileri azaltıyor. Dr.Jens Wurster, kanserin başlangıç aşamasında homeopatik ilaçların tümörü gerilettiğini hatta tamamen ortadan kaldırabildiğini de iddia ediyor.
Klas*k tıbbın, kanseri çıktığı organa göre değerlendirdiğini ve bu düşünce sisteminin değişmesi gerektiğini söylüyor. Wurster, ‘Modern tıp, kanseri, bölgesel değerlendirip agresif şekilde mücadele yöntemine giriyor. Bu ise bağışıklık sisteminin gerilemesi anlamına geliyor. Kanser tedavisinde son yapılan araştırmalar bağışıklık sisteminin belirleyici olduğunu ortaya koydu. Homeopati burada devreye girebilir’ dedi

Almanya’da uygulanan alternatif tıp yöntemleri

ALMANYA’da ‘Heilpraktiker’ kavramı altında uygulanan alternatif tedavi-terapi yöntemleri şöyle:
Fitoterapi (Şifalı bitkiler)
***Homeopati***
Aroma terapisi
Geleneksel Çin tıbbı. (Akupunktur)
Kinesilogi
Biyoenerji
Nefes terapisi
Sülük tedavisi
Protokol infüzyon terapisi
Oksijen terapisi
Ağır metal arındırma terapisi
Kendi kan terapisi
Hipnoz tedavisi
Bilinçaltına yolculuk
Otojenik çalışmalar
Reiki gibi tedavi
yöntemler uygulanıyor.

MODERN tıp alanında özellikle son yıllarda büyük gelişmeler yaşandı. Ancak bu gelişmelerin yanında ‘alternatif’ tıbba olan ilgi de giderek büyüdü. Bu bağlamda, ‘insanın, teknoloji ve modern bilgiye şüpheci yaklaşımı mı’, yoksa ‘binlerce yıllık geleneğin insanı yanıltmadığı mı’ tartışmaları, Almanya’da da yürütüldü ve yürütülüyor. Modern tıp gelişirken, alternatif tıp yöntemlerine ilginin artması çelişki gibi gözükse de bir şeyi ortaya koyuyor: Söz konusu sağlıksa, gerisi kesinlikle teferruat değil. Her ne kadar modern tıp ve kimyevi ilaçların dışındaki geleneksel tedavi yöntemleri Türkçe’deki kullanımında ‘alternatif’ kavramıyla tanımlansa da Almanya’da bunlar modern tıbbın alternatifi olarak algılanmıyor. Almanya’da alternatif tıp, modern tıbbın tamamlayıcısı olarak görülüyor. ‘Alternatif’ kavramı yerine genel olarak ‘Heilpraktiker’ tanımlaması kullanılıyor. Alternatif tedavi yöntemlerinin yarar sağlayıp sağlamadığı konusunda ise bilim insanları arasındaki tartışmalar sürüp gidiyor. Almanya’da alternatif tıpla ilgili, kurallara bağlanmış ortak eğitim içeriği ve eğitim sonrası sistemli bir meslek imtihanı bulunmuyor. Federal Meclis Komisyonu, 3 yıllık meslek eğitimi sunulmasını ve en az lise mezuniyeti şartı aranmasını önerdi. Alternatif tıp denince akla ilk olarak binlerce yıllık geçmişi olan şifalı bitkilerle tedavi yöntemi geliyor. Tabi alternatif tıp sadece bundan ibaret değil. Özellikle Uzakdoğu’nun insan merkezli ve beden-ruh uyumu üzerine kurulu sağlık anlayışı da alternatif tıbbın bir parçası olarak kabul ediliyor. Yogadan nefes terapilerine, biyo-enerjiden aroma terapilerine ve son dönemlerde Türkiye’de de ismi sıkça duyulan reiki de alternatif tıp dahilinde sayılıyor. Bunların yanısıra, ‘öz-kan’ ya da ‘kendi kan terapisi’, ‘oksijen terapisi’, ‘ağır metal arındırma terapisi’ de son yıllarda alternatif tıpta öne çıkan terapi yöntemleri...

Hangi bitkiler hangi hastalıkta kullanılıyor

KARAHİNDİBA (Taraxacum officinale): Özellikle sindirim sistemi problemleri için kullanılıyor. Sindirimi kolaylaştırıcı hormonların salgılanmasına yardımcı olurken, safrakesesinin çalışmasını kolaylaştırır. Karahindibanın kanın temizlenmesinde de etkili olduğu biliniyor.
Meryemiye (Salvia officinalis): Özellikle boğaz ağırlarına karşı birebir. Eski Mısır’da kısırlığa karşı kullanılan Meryemiye bitkisinin özellikle dişeti iltihaplarında oldukça faydalı olduğu biliniyor. Dişeti erimesini durduran özelliğinin yanı sıra, düzenli kullanımında aşırı terlemeleri de engelliyor.

Aslanpençesi (Alchemilla vulgari): Regl dönemlerinde özellikle karın ağrısı çeken kadınlara tavsiye ediliyor. Aslanpençesi, bağırsak ve mide hastalıklarında etkili. Bağırsak florasının gelişmesine katkı sağlıyor. Alerjiye karşı da kullanılıyor.
Sığır Kuyruğu-Devedili (Verbascum densiflorum): Soğuk algınlığına öneriliyor. Salgı bezlerinin aktif çalışmasını sağlıyor. Özellikle boğaz ağrılarında çok etkili.
Kirpi otu çayı: Öksürük, boğaz ağrısı, iltihaplanmalar, solunum ve idrar iltihaplarında kullanılıyor.
Mayasıl Otu (Sarı Kantaron): Hafif ve orta şiddetli depresyonlar, menopoz oluşturduğu ruhsal bozuklukları gidermek için tercih ediliyor..
Ginko Biloba (Çin’de yetişen ağaç yaprağı): Türkçe’de Beyin Mabet Ağacı yaprağı olarak da bilinir. Özellikle konsantrasyon sorunlarını gidermede kullanıldığı gibi Alzheimer hastalığının ilerlemesini de yavaşlatıyor.
Ayrıca balıkyağı, sarımsak, naneyağı, panax, gelee Royal, buğday tohumu yağı, deve dikeni sütü ve enginar özlerinden de homeopatik ilaçlar üretilebiliyor.

MUCİZE KÜRECİKLER
Homeopati adı verilen doğal tedavi yönteminde, bitki, mineral ve hayvansal enzimlerinden ‘Globuli’ adı verilen beyaz kürecikler üretiliyor.

Homeopatik tedavinin temelinde ‘Globuli’ adı verilen küçük beyaz kürecikler yer alıyor. Ancak krem ve hap gibi sunulanları da var. En çok tercih edilen ‘globuli’, dil altında tutulup emilerek tüketiliyor. Homeopatik ilaçların ortalama yüzde 80’i bitkisel, yüzde 15’i mineraller ve yüzde 5’i de hayvansal maddeler içeriyor. Bu konuda özel eğitimle uzmanlaşmış eczaneler, homeopati hizmeti veren doktorların reçetelerine göre globuli denilen kürecikleri üretiyor.

Nasıl üretilir?

İSPİRTOYA yatırılan taze bitki kökleri ya da yaprakları, birkaç hafta boyunca, içindeki etki maddesi ve enzimler çözülünceye kadar çalkalanıyor. Daha sonra toz haline getirilmiş mineraller, aynı şekilde ispirtonun içine yatırılarak bitki özleriyle birlikte karıştırılıyor. İspirtodan ayrıştırılan mineral ve bitki karışımından ortaya çıkan öz, ethanol ve laktoz karıştırılarak yumuşatılıyor. Ancak tüm bu işlemlerin uzmanlar tarafından yapılıp dozunun belirlenmesi gerekiyor.

Homeopati Kitapları
21/03/2022

Homeopati Kitapları

HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜNLERİN AMBALAJ VE HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜN BİLGİSİ BİLGİLERİ İLE OKUNABİLİRLİKLERİNE ve TAKİBİNE İLİŞKİ...
20/03/2022

HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜNLERİN AMBALAJ VE HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜN BİLGİSİ BİLGİLERİ İLE OKUNABİLİRLİKLERİNE ve TAKİBİNE İLİŞKİN KILAVUZ ektedir.

Address

Istanbul
34100

Opening Hours

Monday 00:00 - 18:30
Tuesday 00:00 - 18:30
Thursday 00:00 - 18:30
Friday 00:00 - 18:30
Saturday 00:00 - 14:00

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Homeopati Türkiye posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Homeopati Türkiye:

Share