https://profdrkazimbesirli.com/, https://share.google/0QNzUHOvSsiIs9f1O

Prof. Dr. Kazım Beşirli, Harbiye Mah. Teşvikiye Caddesi Sadun Apt, Kat:5 No:12, Istanbul (2025)

16/12/2025

👨‍⚕️ Kalp Krizi Geçirmeden Önce Hangi Belirtiler Sizi Uyarır?

Kalp krizi çoğu zaman ani bir olay gibi görünse de, aslında vücut krizden önce bazı uyarılar verebilir. Bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterse de, erken fark edildiğinde kalp sağlığının korunmasına katkı sağlar.

❤️ Göğüs Bölgesinde Baskı veya Sıkışma Hissi
Göğüs ağrısı, yanma, baskı veya sıkışma hissi kalp krizi öncesi en tipik belirti olarak bilinir. Bu his kimi zaman hafif, kimi zaman eforla artıp dinlenince azalan bir yapıda olabilir. Göğüste ağırlık veya dolgunluk hissi birçok hastada başlangıç sinyallerinden biridir.

💨 Nefes Darlığı ve Çabuk Yorulma
Efor sırasında normalden daha hızlı nefes kesilmesi, merdiven çıkarken yorulma veya istirahatte bile nefes darlığı hissetmek kalp krizi öncesi önemli bir uyarıdır. Göğüs ağrısı olmasa bile bu durum kalple ilişkili olabilir.

🦴 Boyun, Çene, Kol veya Sırt Ağrısı
Kalp krizi belirtileri her zaman göğüste başlamayabilir. Boyun, çene, sol kol veya sırt bölgesine yayılan ağrılar, özellikle eforla artıyorsa kalp kaynaklı olabilir. Bu ağrılar çoğu zaman kas ağrılarıyla karıştırıldığı için gözden kaçabilir.

😰 Soğuk Terleme, Bulantı ve Halsizlik
Ani başlayan soğuk terleme, mide bulantısı, baş dönmesi ve açıklanamayan halsizlik bazı kişilerde kalp krizi öncesi ortaya çıkan genel belirtilerdir. Beklenmedik şekilde gelişmeleri dikkat gerektirir.

⚡ Ritim Bozukluğu ve Çarpıntı
Kalp atışlarında hızlanma, düzensizlik veya çarpıntı hissi; beraberinde göğüs baskısı ve nefes darlığı varsa kalple bağlantılı olabilir. Bu durum, özellikle kalp krizi öncesi uyarıcı belirtiler arasında yer alabilir.

Kalp krizi öncesinde vücut çoğu zaman belirli sinyaller verir. Bu belirtiler hafif başlayabilir, aralıklı olabilir veya farklı bölgelerde hissedilebilir. Bu işaretleri tanımak, kalp krizi riskini azaltmak ve süreci daha bilinçli yönetmek açısından son derece önemlidir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

11/12/2025

👨‍⚕️ Efor Testi Hangi Durumlarda Yetersiz Kalır? Anjiyo Ne Zaman Şart Olur?

Efor testi, kalbin fiziksel aktivite altındaki performansını değerlendirmek için kullanılan önemli bir tarama yöntemidir. Ancak her hasta için yeterli sonuç vermeyebilir ve bazı durumlarda daha ayrıntılı incelemeler gerekebilir. Bu nedenle birçok kişi “Efor testi ne zaman yeterli olmaz?” ve “Anjiyo hangi durumda şarttır?” sorularını merak eder.

🫀 Efor testi hangi durumlarda yetersiz kalır?

Efor testi, özellikle orta düzeyde risk taşıyan kişilerde faydalı olsa da bazı klinik durumlarda istenen netliği sağlamayabilir. Bu durumlarda testin doğruluk oranı azalabilir. Ayrıca bazı hastalarda fiziksel efor oluşturmak mümkün olmadığından test teknik olarak da uygulanamayabilir.

📌 Örneğin:

➡️ EKG’sinde zaten bozukluklar varsa,
➡️ Kişinin egzersiz kapasitesi düşükse,
➡️ Göğüs ağrısı şikâyetleri istirahatte de devam ediyorsa,
➡️ Diyabet, tansiyon yüksekliği veya çoklu damar hastalığı şüphesi varsa.

🔍 Anjiyo ne zaman gerekli olabilir?

Anjiyografi, kalp damarlarını doğrudan görüntüleyen ve tıkanıklığın derecesini net şekilde gösteren altın standart yöntemlerden biridir.

📌 Aşağıdaki durumlarda anjiyo yapılması gerekebilir:

➡️ Efor testinde şüpheli veya belirsiz sonuç çıkması,
➡️ Şikâyetlerin şiddetli ya da tipik kalp ağrısı özellikleri taşıması,
➡️ Doktorun yüksek risk düşündüğü klinik tabloyla karşılaşılması,
➡️ Daha önce stent, bypass veya damar hastalığı geçmişi bulunması,
➡️ EKG, ekokardiyografi veya diğer testlerde damar tıkanıklığına işaret eden bulgular olması.

🧩 Sonuç olarak
Efor testi, kalp sağlığı değerlendirmesinde önemli bir adım olsa da her zaman tek başına yeterli değildir. Bazı durumlarda daha kesin tanı için anjiyografi gerekebilir. Belirtilerin şiddeti, kişinin risk faktörleri ve test sonuçlarının netliği bu süreçte belirleyici olur.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

09/12/2025

👨‍⚕️ Karnınızdan nabız sayıyor musunuz?

Bu basit gözlem, bazı durumlarda aort anevrizması gibi önemli damar problemleri için ipucu olabilir. Aort, kalpten tüm vücuda kan taşıyan en büyük damardır. Zaman içinde damar duvarının zayıflaması, bu bölgede genişleme yani anevrizma oluşumuna yol açabilir.

🩺 Aort Anevrizması Nedir?
Aort anevrizması, damar duvarının belirli bir bölgesinde balonlaşma şeklinde genişleme oluşmasıdır. En sık karın bölgesinde görülen abdominal aort anevrizması çoğu zaman belirti vermeden ilerlediği için “sessiz tehlike” olarak da bilinir. Bazı kişilerde göğüs bölgesinde yer alan torasik aort anevrizması da gelişebilir.

🔍 Belirtiler ve Risk Faktörleri
Anevrizma genellikle sinsi seyreder. Karın veya sırt bölgesinde hafif ağrı, karında dolgunluk ya da nabız benzeri bir atım hissi görülebilir; ancak bu belirtiler her hastada belirgin olmayabilir. Sigara kullanımı, yüksek tansiyon, ileri yaş, damar sertliği, genetik faktörler ve aile öyküsü riskin artmasına katkıda bulunabilir. Birçok kişi, herhangi bir şikâyeti olmamasına rağmen başka tetkikler sırasında tesadüfen anevrizma tanısı alabilir.

📉 Takip ve Değerlendirme Yöntemleri
Aort anevrizmasının boyutu ve ilerleme hızı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Küçük anevrizmalar genellikle düzenli takiplerle kontrol edilirken, büyüme hızını değerlendirmek için belirli aralıklarla görüntüleme yapılabilir. Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR), anevrizmanın yapısını ve genişliğini değerlendirmede sık kullanılan yöntemlerdir.

❤️ Özetle
Aort anevrizması, çoğu zaman belirti vermeden ilerleyen ancak ciddiyet taşıyan bir damar problemidir. Risk faktörlerini bilmek, belirtileri fark edebilmek ve düzenli kontrollerle damar sağlığını izlemek uzun vadede büyük önem taşır.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

04/12/2025

👨‍⚕️ Stent Sonrası Tıkanma Riski Nedir? Nasıl Azaltılır?

Kalp damarlarında daralma veya tıkanıklık görüldüğünde uygulanan stent, damarın yeniden açılmasını sağlayan önemli bir tedavi yöntemidir. Bu nedenle birçok kişi “Stent takıldıktan sonra tekrar tıkanma olur mu?” sorusunu merak eder. Tıkanma ihtimali tamamen ortadan kalkmasa da kullanılan stentin türü, damarın yapısı ve kişinin yaşam alışkanlıkları gibi faktörlere göre değişebilir.

🫀 Stent sonrası tıkanma nasıl gelişebilir?
Stent yerleştirilen bölgede damar duvarı iyileşirken yeni dokular oluşabilir. Bu durum bazı kişilerde stent içinde yeniden daralma (restenoz) riskini gündeme getirir. Damar yapısı, diyabet, kolesterol yüksekliği veya damarın plak oluşturmaya yatkın olması gibi etkenler de süreci etkileyebilir.

🔍 Belirtiler nelerdir?
Stent sonrası tıkanma durumunda göğüs ağrısı, eforla gelen nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi şikâyetler görülebilir. Ancak bu belirtiler herkeste aynı şekilde gelişmeyebilir. Bazı kişilerde daha hafif seyrederken, bazı kişilerde daha belirgin olabilir. Bu nedenle semptomların kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini bilmek önemlidir.

🌿 Risk nasıl azaltılabilir?
Düzenli hareket etmek, dengeli beslenmek, tütün ürünlerinden uzak durmak ve stres yönetimine dikkat etmek damar sağlığını destekleyebilir. Hekimin önerdiği kontrol aralıklarına uymak, stentin ve damar yapısının düzenli takibi açısından önemlidir. Mevcut kronik hastalıkların (diyabet, hipertansiyon gibi) dengede olması da tıkanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

🧩 Sonuç olarak
Stent, damar tıkanıklığının tedavisinde etkili bir yöntemdir; ancak stent sonrası risklerin tamamen ortadan kalkmadığını bilmek sürecin daha bilinçli yönetilmesini sağlar. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmek ve olası belirtileri takip etmek, uzun vadede daha güvenli bir iyileşme süreci sunabilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

02/12/2025

👨‍⚕️ Göğüs Ağrısı Her Zaman Kalp Krizi Belirtisi midir?

Göğüs ağrısı, birçok kişinin kalp kriziyle ilişkilendirdiği önemli bir şikâyettir; ancak her göğüs ağrısı kalp krizine bağlı olmayabilir. Göğüs bölgesinde hissedilen ağrı; kalp damarları, akciğerler, sindirim sistemi, kas-iskelet sistemi veya stres gibi farklı kaynaklardan ortaya çıkabilir. Bu nedenle “göğüs ağrısı neden olur?” sorusunun tek bir cevabı yoktur ve değerlendirme geniş bir perspektifle ele alınır.

Kalp krizine bağlı göğüs ağrısı genellikle koroner damar tıkanıklığı ile ilişkilidir ve baskı, sıkışma, yanma veya ağırlık hissi şeklinde tarif edilebilir. Ağrı bazı kişilerde sol kola, boyuna veya çeneye yansıyabilir. Ancak bunun dışında kalp dışı göğüs ağrıları da oldukça yaygındır. Kas gerilmeleri, reflü ve mide problemleri, kostokondrit, akciğer kaynaklı durumlar veya stres ile ilişkili göğüs sıkışması benzer şikâyetlere yol açabilir.

Göğüs ağrısının süresi, şiddeti ve eşlik eden belirtiler, olası kaynağın anlaşılmasında önem taşır. Bazı ağrılar hareketle artabilirken, bazıları istirahat hâlinde bile hissedilebilir. Bu nedenle tıbbi değerlendirmelerde “kalp kaynaklı göğüs ağrısı”, “kas tipi göğüs ağrısı” ve “reflüye bağlı göğüs ağrısı” gibi farklı tanımlamalar kullanılır.

Ağrının nedenini anlamada EKG, kan testleri ve görüntüleme yöntemleri gibi değerlendirmelerden yararlanılabilir. Bu yöntemler, göğüs ağrısının kalp damarlarıyla ilişkili olup olmadığının daha net anlaşılmasına destek sağlayabilir.

Göğüs ağrısı her zaman kalp krizinin belirtisi olmayabilir; ancak çok farklı sebeplerden kaynaklanabileceğini bilmek farkındalığı artırır. Göğüs ağrısının çeşitleri, olası nedenleri ve hangi mekanizmalarla gelişebileceği konusunda bilgi sahibi olmak sürecin daha anlaşılır olmasına katkı sunabilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

27/11/2025

👨‍⚕️ Koroner Damar Tıkanıklığı: Nasıl Gelişir ve Nelerle İlişkilidir?

Koroner damar tıkanıklığı, kalbi besleyen koroner arterlerin ileri derecede daralması veya tamamen kapanmasıyla kan akımının azalması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu süreç çoğunlukla ateroskleroz olarak bilinen plak birikiminin ilerlemesiyle ilişkilidir. Plakların zamanla büyümesi veya sertleşmesi damarın iç yüzeyini daraltabilir; çatlaması ise akımı daha da sınırlayabilir ve kalp kasının oksijen ihtiyacının karşılanmasını zorlaştırabilir.

Bu durum “koroner arter tıkanıklığı”, “kalp damar tıkanması” ve “akut koroner sendrom” gibi kavramlarla tıbbi literatürde sıkça yer alır. Tıkanıklığın derecesi ve bulunduğu bölge belirtileri etkileyebilir. Bazı kişilerde uzun süre belirti görülmeyebilirken, bazı durumlarda göğüste baskı, nefes darlığı, sol kola yayılan ağrı veya çabuk yorulma gibi şikâyetler ortaya çıkabilir. Ancak her kişide belirtiler aynı şekilde seyretmeyebilir.

Koroner damar tıkanıklığı genellikle birden fazla risk faktörünün birleşimiyle gelişir. Yüksek kolesterol, sigara kullanımı, diyabet, hipertansiyon, stres, düzensiz beslenme ve genetik yatkınlık bu süreçle yakından ilişkilidir. Bu nedenle “koroner risk faktörleri” ve “kalp damar sağlığı” kavramları birlikte ele alınır.

Tıkanıklığın değerlendirilmesinde koroner anjiyografi ve BT anjiyografi gibi görüntüleme yöntemleri sıkça kullanılır. Tıkanıklığın seviyesi ve damar yapısına göre literatürde yer alan tedavi seçenekleri arasında balon anjiyoplasti, stent ve bazı durumlarda bypass cerrahisi bulunmaktadır. Hangi seçeneğin uygun olabileceği kişiden kişiye değişebilir.

Koroner damar tıkanıklığı hakkında bilgi sahibi olmak, kalp damar sağlığının anlaşılması açısından önem taşır. Tıkanıklığın nasıl geliştiğini ve hangi faktörlerle ilişkili olabileceğini bilmek farkındalığı artırabilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

25/11/2025

👨‍⚕️ Koroner Damar Daralması: Belirtiler, Nedenler ve Damar Sağlığı

🧬 Koroner damar daralması, kalbi besleyen damarların iç kısmında plak birikmesi sonucu kan akımının azalmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu plaklar genellikle kolesterol, yağ partikülleri ve kalsiyumdan oluşur. Zaman içinde damarın elastik yapısı değişebilir ve daralma daha belirgin hâle gelebilir. Bu nedenle “koroner arter hastalığı”, “kalp damar darlığı” ve “ateroskleroz” kavramları bu süreçle yakından ilişkilidir.

💬 Damar daralması ilerledikçe kalp kasına yeterli miktarda kan ulaşmayabilir. Bu durum özellikle göğüs bölgesinde baskı hissi, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak bazı kişilerde uzun süre hiçbir belirti görülmeyebilir. Bu nedenle koroner damar darlığı çoğu zaman sinsi ilerleyen bir sağlık sorunu olarak tanımlanır.

🔍 Daralmanın ortaya çıkmasında pek çok faktör etkili olabilir. Yüksek kolesterol, sigara kullanımı, diyabet, yüksek tansiyon, genetik yatkınlık, düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı bu duruma zemin hazırlayabilir. Bu nedenle “koroner risk faktörleri” ve “kalp damar sağlığı” kavramları genellikle bir arada değerlendirilir.

🩺 Koroner damarlardaki daralmanın derecesi, damarın bulunduğu bölge ve plak yapısı, tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde önem taşır. Bazı daralmalarda yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi, tıbbi tedaviler veya girişimsel yöntemlerin değerlendirilmesi gündeme gelebilir. Bu çerçevede stent, balon anjiyoplasti veya bypass gibi yöntemler tıbbi literatürde sıkça yer alan terimler arasındadır; ancak uygulanabilirlik durumu kişiye ve damar yapısına göre değişebilir.

📚 Koroner damar daralması hakkında bilgi sahibi olmak, erken farkındalık oluşturmanın önemli bir adımıdır. Kalp damar sağlığını destekleyen yaşam tarzı seçimleri, risk faktörlerinin anlaşılması ve belirtilerin tanınması bu konuyu daha anlaşılır hâle getirebilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

24/11/2025

Bacaklarınızın sağlığı, genel sağlığınızın önemli bir parçasıdır. Varis, bacaklardaki damarların genişlemesi ve şişmesi sonucu ortaya çıkan yaygın bir sorundur. Ancak unutmayın, varislerle savaşmak mümkün!💪🏻

📌 Varislerin Tedavisi Mümkün mü?

Evet, varislerin tedavisi mümkün! Kliniklerimizde, varis tedavisinde etkili bir teknik sunuyoruz.🙏🏻

Size özel bir tedavi planı oluşturarak, varislerinizi tedavi edebilir ve sağlıklı bacaklara sahip olabilirsiniz.🥰

20/11/2025

👨‍⚕️ Bypass mı, Stent mi? Ne Zaman Hangisi Uygulanır?

Kalp damarlarında daralma veya tıkanma olduğunda, bu sorunun nasıl tedavi edileceği pek çok kişinin merak ettiği konulardan biridir. “Bypass mı, stent mi?” sorusu özellikle koroner arter hastalıkları hakkında bilgi edinmek isteyenler için önemli bir başlıktır. Her iki yöntem de koroner damar darlığı, kalp damar tıkanıklığı ve kan akımının azalması gibi durumlarda uygulanabilen tedavi seçenekleri arasında yer alır. Ancak hangi yaklaşımın tercih edileceği, damar yapısının özelliklerine, daralmanın derecesine ve hastalığın genel seyrine bağlı olarak değişebilir.

Stent, genellikle damardaki daralma sınırlı ve uygun yapıdaysa kullanılan bir yöntemdir. İnce bir kateter aracılığıyla damara ulaşılır ve balonla genişletilen bölgeye metal bir tüp yerleştirilerek damarın açık kalması hedeflenir. Bu yöntem çoğu zaman daha minimal girişimsel bir seçenek olarak bilinir ve koroner stent, anjiyoplasti, damar genişletme işlemi gibi terimlerle birlikte anılır.

Bypass ameliyatı ise damar tıkanıklığının daha ileri seviyede olduğu, birden fazla damarın etkilendiği veya stent için uygun olmayan anatomik yapının bulunduğu durumlarda tercih edilebilen cerrahi bir yöntemdir. Bu yöntemde, vücudun başka bir bölgesinden alınan damar, tıkanıklığın bulunduğu bölgeyi dolaşacak şekilde yerleştirilir. Böylece kalp kasının ihtiyaç duyduğu kan akışının sürdürülmesi hedeflenir. “Koroner bypass, kalp bypass ameliyatı, çoklu damar hastalığı” gibi kavramlar bu tedavinin bağlamında sık kullanılır.

Her iki yöntemin de kendine özgü avantajları ve uygulanma koşulları bulunur. Bu nedenle bypass mı yoksa stent mi uygulanacağı; daralmanın bulunduğu damar sayısına, darlığın uzunluğuna, damar yapısına ve hastalığın genel durumuna göre farklılık gösterebilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

18/11/2025

👨‍⚕️ Her kalp damar hastasına anjiyo gerekmeyebilir

💬 “Anjiyo nedir, ne zaman yapılır, hangi durumlarda gerekli olabilir?” gibi sorular toplumda oldukça sık merak ediliyor.

Gelin bu soruların cevaplarına beraber bakalım ⬇️

🩺 Anjiyo Nedir?
Anjiyo, kalp damarlarında daralma veya tıkanıklık olup olmadığını anlamaya yardımcı olan bir tanı yöntemidir. Fakat her göğüs ağrısı, çarpıntı ya da her kalp damar hastalığı şüphesinin ilk adımda anjiyoya yönlendirilmesi gerekmeyebilir. Çünkü bu işlem, kişinin şikâyetleri, genel durumu ve yapılan tetkiklerin sonuçlarına göre değerlendirilerek önerilebilen bir yöntemdir.

🔍 Her Zaman İlk Tercih Olmayabilir
Anjiyodan önce kişinin durumuna göre EKG, EKO, efor testi, ritim incelemeleri veya tomografi gibi farklı yöntemlerle kalp damar sağlığı hakkında önemli bilgiler elde edilebilir. Bu tetkiklerden çıkan bulgular doğrultusunda anjiyoya ihtiyaç olup olmadığı değerlendirilir.

📉 Kişiye Göre Değişen Bir Süreç
Anjiyonun gerekli görülmesinde; şikâyetin süresi, şiddeti, kalp damar hastalığı açısından risk faktörleri, yaş, mevcut bulgular ve diğer testlerin sonuçları önemlidir. Bu nedenle anjiyo, her hastaya uygulanan standart bir işlem değil; kişisel duruma göre planlanan bir inceleme yöntemidir.

❤️ Kalp damar sağlığı herkes için farklı işleyebilir. Bu yüzden belirtileri fark etmek, düzenli kontrolleri aksatmamak ve kalp damar hastalıkları konusunda doğru bilgiye sahip olmak sürecin daha iyi yönetilebilmesine katkı sağlayabilir.

"Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı görüş almanız önerilir."

17/11/2025

Varis çorapları neden kullanılır?
✔️ Bacaklarda kan dolaşımını düzenler
✔️ Şişlik ve ağrıyı azaltır
✔️ Varis oluşumunu yavaşlatır
✔️ Gün boyu daha hafif ve rahat hissettirir
✔️ Uzun süre ayakta kalanlar ve oturarak çalışanlar için ideal destek sağlar

Düzenli kullanım, bacak sağlığını korumanın en etkili yollarından biridir.💛🦵✨

06/11/2025

Her hasta için en uygun tedavi yöntemi, hemanjiomun büyüklüğü, konumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.📌

Hemanjiom tedavisi etkili ve güvenlidir ve doğru tedavi ile sorunların üstesinden gelmek mümkündür.🌟

Prof. Dr. Kazım Beşirli

16/12/2025

11/12/2025

09/12/2025

04/12/2025

02/12/2025

27/11/2025

25/11/2025

24/11/2025

20/11/2025

18/11/2025

17/11/2025

06/11/2025

Address

Website

Alerts

Shortcuts

Share

Category