
05/06/2025
DÖNÜŞÜM
YENİ YAZI DİZİSİ
YER YÜZÜNDEKİ EN BÜYÜK GEÇİŞ DÖNEMİ
GEÇİŞ DÖNEMİ NEDİR VE DÜNYADA NELER OLUYOR?
2018 senesinden beri çalışmalarıma katılan dostlara yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir değişim döneminden söz ediyordum. Bu insanların dünyasında büyük bir aydınlanma dönemi ve bizler tam olarak bu aydınlanma sürecinin ortasındayız. Bu aydınlanma süreci yeryüzü zamanına göre insan hayatıyla karşılaştırdığınızda uzun bir süre önce başladı ama 2019 pandemi dönemiyle birlikte çok yoğun olarak etkisini gösteriyor. Çalışmalara katılan dostlar bilirler, yaptığımız çalışmalarda ruhsal kayıtlarda ve DNA kayıtlarına işlenmiş olan tüm gölgeli kayıtları sildikten sonra daha yüksek boyutlarda arınma gerçekleştirdik ve yepyeniye adım adım attık.
Bu dönem insanlığın kendi kendini sıkıştırdığı korku kaynaklı kısır döngü haline gelmiş olan deneyimlerden sıyrılarak aydınlanma istediğidir. Yer yüzünü deneyimleyen birçok ruhun geçmiş kayıtlarından sıyrılarak aydınlanarak 5.boyuta yükselme sürecidir.
Bu büyük dönüşüm döneminde insanların kurduğu bütün sistemlerin teker çöktüğünü görüyoruz. Bu değişim eski ekonomik, toplumsal ve zihinsel sistemlerin birer birer çözülmesini tetikliyor. Bu çözülme, bireysel düzeyde; fiziksel rahatsızlıklar, finansal zorluklar, ilişkilerde kırılmalar ve yoğun içsel çatışmalar olarak deneyimlenebilir. Dışarıdan olumsuz gibi görünen bu olaylar aslında, uzun süredir bastırılmış ve gölgede kalmış bilinç kayıtlarının yüzeye çıkarak arınmasına hizmet ediyor. Işığın yükseleceği alan, önce karanlığın şefkatle fark edilmesini ister, bu, ilahi planın doğal bir parçasıdır. Işık karanlığı aydınlattığında, gizlenmiş tüm gölgeler, bastırılmış duygular ve unutulmuş travmalar görünür hale gelir. Bu görünürlük bir kaos değil; arınmanın ve dönüşümün kaçınılmaz bir aşamasıdır.
Korku ve kontrol temelli eski sistemler kaybolurken sevgi ve birlik odaklı yeni sistemlerin oluştuğunu görüyoruz. Bütün bu olumsuz gibi görünen yeryüzü deneyimleriyle insanlık, yeni bir bilinç seviyesine doğru yükseliyor, gölgeleri ardında bırakmayı öğreniyor. Bu dönemde ruhsal farkındalık artarken, insanlar bilinçli yaşama, doğayla yeniden bağ kurmaya ve bütünsel sağlığa yöneliyor.
Kolektif enerji dönüşüyor; insanlar birbirine ve gezegene karşı daha duyarlı hale geliyor. Sevgi ve birlik frekansı dünyaya yayıldıkça, bilgi ve bilgelik de hızla paylaşılıyor. Artık eski kalıplar, dogmalar ve sınırlamalar birer birer terk ediliyor. Öyle bir uyanış oluyor ki insanlar artık korkuyla yönetilmek istemiyorlar. Bu süreci fark eden her birey, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde önündeki ışığı görmeye başlıyor ve büyük bir cesaretle “Ben buradayım!” demeye başlıyor.
Bütün bu krizli deneyimlerle insanlar “Ben kimim?” ve “Benim gerçekte bu yeryüzünde bulunma nedenim nedir?” gibi soruları sormaya başlar. Bu sorular, içsel uyanışın ve ruhun kendini hatırlamaya başlamasının ilk titreşimleridir. Bu, 4. boyut bilincine geçişin kapısını aralar. Zihin artık eski kalıpların ötesine açılır; sezgiler güçlenir, kalbin bilgeliği devreye girer ve geçmiş yaşamların izleri, ataların aktardığı enerjiler ve unutulmuş ruhsal sözleşmeler yüzeye çıkar. Bu sözleşmeler, ruhun yeryüzü yolculuklarında tekrar tekrar deneyimlediği gölgeli kalıpların enerjik izlerini taşır. Çoğu zaman acı, kayıp, yalnızlık ya da değersizlik gibi duyguların içinde gizlenmiş olan bu sözleşmeler, artık çözülmeyi beklemektedir. Geçiş döneminin asıl amacı da budur: Ruhun kendi gölgesini tanıyarak onu aşması ve ışıklı özüyle yeniden hizalanmasıdır.
SomNur
BİR SONRAKİ BÖLÜM: GÖRÜNMEYEN BOYUTTA NELER OLUYOR?