MysiaLuna

MysiaLuna MysiaLuna Işık Bilgeleri
Enerji Terapisi, Meditasyon, Motivasyon, Sanat

DÖNÜŞÜMYENİ YAZI DİZİSİ YER YÜZÜNDEKİ EN BÜYÜK GEÇİŞ DÖNEMİ GEÇİŞ DÖNEMİ NEDİR VE DÜNYADA NELER OLUYOR?2018 senesinden b...
05/06/2025

DÖNÜŞÜM
YENİ YAZI DİZİSİ
YER YÜZÜNDEKİ EN BÜYÜK GEÇİŞ DÖNEMİ

GEÇİŞ DÖNEMİ NEDİR VE DÜNYADA NELER OLUYOR?
2018 senesinden beri çalışmalarıma katılan dostlara yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir değişim döneminden söz ediyordum. Bu insanların dünyasında büyük bir aydınlanma dönemi ve bizler tam olarak bu aydınlanma sürecinin ortasındayız. Bu aydınlanma süreci yeryüzü zamanına göre insan hayatıyla karşılaştırdığınızda uzun bir süre önce başladı ama 2019 pandemi dönemiyle birlikte çok yoğun olarak etkisini gösteriyor. Çalışmalara katılan dostlar bilirler, yaptığımız çalışmalarda ruhsal kayıtlarda ve DNA kayıtlarına işlenmiş olan tüm gölgeli kayıtları sildikten sonra daha yüksek boyutlarda arınma gerçekleştirdik ve yepyeniye adım adım attık.
Bu dönem insanlığın kendi kendini sıkıştırdığı korku kaynaklı kısır döngü haline gelmiş olan deneyimlerden sıyrılarak aydınlanma istediğidir. Yer yüzünü deneyimleyen birçok ruhun geçmiş kayıtlarından sıyrılarak aydınlanarak 5.boyuta yükselme sürecidir.
Bu büyük dönüşüm döneminde insanların kurduğu bütün sistemlerin teker çöktüğünü görüyoruz. Bu değişim eski ekonomik, toplumsal ve zihinsel sistemlerin birer birer çözülmesini tetikliyor. Bu çözülme, bireysel düzeyde; fiziksel rahatsızlıklar, finansal zorluklar, ilişkilerde kırılmalar ve yoğun içsel çatışmalar olarak deneyimlenebilir. Dışarıdan olumsuz gibi görünen bu olaylar aslında, uzun süredir bastırılmış ve gölgede kalmış bilinç kayıtlarının yüzeye çıkarak arınmasına hizmet ediyor. Işığın yükseleceği alan, önce karanlığın şefkatle fark edilmesini ister, bu, ilahi planın doğal bir parçasıdır. Işık karanlığı aydınlattığında, gizlenmiş tüm gölgeler, bastırılmış duygular ve unutulmuş travmalar görünür hale gelir. Bu görünürlük bir kaos değil; arınmanın ve dönüşümün kaçınılmaz bir aşamasıdır.

Korku ve kontrol temelli eski sistemler kaybolurken sevgi ve birlik odaklı yeni sistemlerin oluştuğunu görüyoruz. Bütün bu olumsuz gibi görünen yeryüzü deneyimleriyle insanlık, yeni bir bilinç seviyesine doğru yükseliyor, gölgeleri ardında bırakmayı öğreniyor. Bu dönemde ruhsal farkındalık artarken, insanlar bilinçli yaşama, doğayla yeniden bağ kurmaya ve bütünsel sağlığa yöneliyor.

Kolektif enerji dönüşüyor; insanlar birbirine ve gezegene karşı daha duyarlı hale geliyor. Sevgi ve birlik frekansı dünyaya yayıldıkça, bilgi ve bilgelik de hızla paylaşılıyor. Artık eski kalıplar, dogmalar ve sınırlamalar birer birer terk ediliyor. Öyle bir uyanış oluyor ki insanlar artık korkuyla yönetilmek istemiyorlar. Bu süreci fark eden her birey, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde önündeki ışığı görmeye başlıyor ve büyük bir cesaretle “Ben buradayım!” demeye başlıyor.
Bütün bu krizli deneyimlerle insanlar “Ben kimim?” ve “Benim gerçekte bu yeryüzünde bulunma nedenim nedir?” gibi soruları sormaya başlar. Bu sorular, içsel uyanışın ve ruhun kendini hatırlamaya başlamasının ilk titreşimleridir. Bu, 4. boyut bilincine geçişin kapısını aralar. Zihin artık eski kalıpların ötesine açılır; sezgiler güçlenir, kalbin bilgeliği devreye girer ve geçmiş yaşamların izleri, ataların aktardığı enerjiler ve unutulmuş ruhsal sözleşmeler yüzeye çıkar. Bu sözleşmeler, ruhun yeryüzü yolculuklarında tekrar tekrar deneyimlediği gölgeli kalıpların enerjik izlerini taşır. Çoğu zaman acı, kayıp, yalnızlık ya da değersizlik gibi duyguların içinde gizlenmiş olan bu sözleşmeler, artık çözülmeyi beklemektedir. Geçiş döneminin asıl amacı da budur: Ruhun kendi gölgesini tanıyarak onu aşması ve ışıklı özüyle yeniden hizalanmasıdır.
SomNur
BİR SONRAKİ BÖLÜM: GÖRÜNMEYEN BOYUTTA NELER OLUYOR?

Sevgili dostlar,Türkiye çok büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Büyük bir frekans çatlaması oluyor. Eski sistemlerin ç...
24/03/2025

Sevgili dostlar,
Türkiye çok büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor.
Büyük bir frekans çatlaması oluyor.
Eski sistemlerin çözülmesi, yeninin doğması zaman alıyor…
Ama biz bu geçişte sadece seyirci değil,
ışığı taşıyanlar olabiliriz.

Bugün, kalpten bir ritüel paylaşmak istiyorum.
Ne savaş, ne öfke…
Sadece ışığın gücüyle dönüşüm niyeti taşıyor.

Frekansı duyan, hisseden, çağrıyı alan herkes yapabilir.
Çünkü ışık hepimizi dönüştürür.

IŞIĞIN MERCEĞİ RİTÜELİ
Malzeme:
– Beyaz mum
– Kalem & kâğıt
– Sessiz bir alan

Kendi alanında bir kaç dakika sessiz bir zaman ayır. Niyetleri bir kağıda yaz ve yüksek sesle oku.

💗Açılış Niyeti:
“Ben şimdi bu topraklar için,
içinde yaşadığımız bu kadim coğrafya için
sevgiyle, barışla, ışıkla niyet ediyorum.
Her şeyin özü sevgiye döner,
ben de ışığa aracılık ediyorum.”

💗Dönüşüm Çağrısı:
“Şu anda bu topraklarda,
korkuyla, baskıyla, öfkeyle var olmuş
tüm eski yapılar,
sevgiyle görünür olsun.
Ve ışıkla çözülsün.”

“Ben savaşmıyorum, direnmiyorum,
ama artık bu frekansa izin de vermiyorum.
Yalnızca sevginin yükselmesine izin veriyorum.”

💗Işık Gönderimi:
Gözlerini kapat,
ve bu güzel ülkenin haritasını,
ya da kalbinde canlandırdığın toprakları düşün.
Üzerine altın beyaz bir ışığın yayıldığını hayal et.

“Bu ışık;
karanlığı görünür kılar,
bilinçleri uyandırır,
olanı dönüştürür.
Ve olanın altından sevgi doğurur.”

💗Kapanış:
“Ben şimdi bu niyeti
evrenin bilgeliğine teslim ediyorum.
Ve biliyorum ki hiçbir ışık kaybolmaz.
Her şey yerini bulur.
Dönüşüm başladı, ben de onunla birlikteyim.”

💗 Günlük Enerji Cümlesi:
“Ben bir tohumum.
Sevgiyle ekerim,
ışıkla büyütürüm,
ve zamanı geldiğinde halklar uyanır.”

Kalpten kalbe,
Işıkla…

KENDİNİZİ KABUL ETTİĞİNİZ ANDA HER ŞEY DEĞİŞİR
16/02/2025

KENDİNİZİ KABUL ETTİĞİNİZ ANDA HER ŞEY DEĞİŞİR

Tekrarladıkça iç huzurunuz gelecek ve kendinizi güvende hissetmeye başlayacaksınız. Kendimi kabul ettim ve kendimi gerçekten çok seviyorum" Bu sihirli sözler...

PARÇALARIMIZI BİR ARAYA GETİRMEK, KENDİMİZİ TOPLAYIP, ENERJİ VARLIĞIMIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 💗
19/01/2025

PARÇALARIMIZI BİR ARAYA GETİRMEK, KENDİMİZİ TOPLAYIP, ENERJİ VARLIĞIMIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 💗

Sevgili dost, Ekili ve güçlü çalışmalardan biri daha diyebilirim. Bu çalışmada tüm boyutlarda, tüm evrenlerde, tüm zamanlarda tüm bedenlerin enerjisinin yeni...

"İÇİNDE BULUNDUĞUM YAŞAMIN SONSUZLUĞUNDA HER ŞEY MÜKEMMEL, TAM VE BÜTÜNDÜR. SAĞLIĞI VARLIĞIMIN DOĞAL DURUMU OLARAK KABUL...
19/01/2025

"İÇİNDE BULUNDUĞUM YAŞAMIN SONSUZLUĞUNDA HER ŞEY MÜKEMMEL, TAM VE BÜTÜNDÜR.
SAĞLIĞI VARLIĞIMIN DOĞAL DURUMU OLARAK KABUL EDİYORUM."

ZİHİN HER ŞEYDİR, O NEDENLE DİP BUCAK TEMİZLEYİP, İÇİNİ İYİ NİYETLERLE DOLDURMALI 💗
17/01/2025

ZİHİN HER ŞEYDİR, O NEDENLE DİP BUCAK TEMİZLEYİP, İÇİNİ İYİ NİYETLERLE DOLDURMALI 💗

KENDİNİ İYİLEṢTİRDİĞİNDE BÜTÜN GEÇMİṢİN VE ATALARIN DA İYİLEṢİR
14/01/2025

KENDİNİ İYİLEṢTİRDİĞİNDE BÜTÜN GEÇMİṢİN VE ATALARIN DA İYİLEṢİR

GÜNEŞ KRALIN DOĞUŞU-IŞIĞIN GERİ DÖNÜŞÜEski ve bilge dünyaya baktığımızda senenin iki asıl dönemi vardır, bunlar kış ve y...
21/12/2024

GÜNEŞ KRALIN DOĞUŞU-IŞIĞIN GERİ DÖNÜŞÜ

Eski ve bilge dünyaya baktığımızda senenin iki asıl dönemi vardır, bunlar kış ve yaz dönemleridir. Bu dönemlerde gökyüzü açılır, berraklaşır ve görünür hale dönüşür, bir diğer anlamda da ilahi boyutun kapıları açılır. Bu iki mevsimsel dönem kuzey ve güney merkezlerden maddi dünyaya giriş ve çıkış dönemleridir. Bu iki dönem hayatın çarkını, yani bir anlamda Zodyak, kaderin çarkını temsil eder, bu dönemlere baktığımızda ölümün ve yeniden doğuşun simgeleri olduğunu görürüz. En uzun gece ölümün son gecesidir ertesi günü yeniden diriliş zamanıdır, ışığın yani güneşin yer yüzüne dönme zamanıdır. Toprağın altında yatan tohum canlanacak ve hayat yeniden başlayacaktır. Bu dönem bilinen tarihte hemen hemen her kültürde törenle kutlanır. Ritüele dönüşmüş bu törenler günümüze bazı inanış ve bölgelere şekil değiştirerek gelmiştir. Bu dönem kuzey yarım kürede Aralık ve Ocak ayı arasındaki zaman dilimine dağılmıştır.

Keltler’ de Yule bu törenin ismidir, sonradan Anglo Saksonlara da geçmiştir. Bu dönemde “Ana Tanrıça” “Yüce Anneye” dönüşür ve en uzun gece ve en kısa gün olan 21-22 aralık Kış döneminde Güneş Kral ‘ı doğurur. Artık günler uzayacak ve aydınlanacaktır. İsveç’ te benzeri bir tören 13 Aralık’ da yapılır. Perslerde 25 Aralık’ da benzeri bir kutlama yapılır, ana Tanrıça Güneş Kral’ ı doğurur. Roma mitolojisinde benzeri bir kutlama yapılır, ateşler yakılır ve Güneş Kral’ ın doğumu kutlanır. Bunun benzeri bir kutlamada Tundura Türklerinde Nardugan festivali olarak görünür; ışığın geri dönüşü, gelen yeni gündönümü yani yeni yıl kutlanır ve çam ağacı süslenir. Antik Yunan’da Ocak ayında Lanaia festivali ölüm ve yeniden doğuş, bolluk ve bereketin geri gelmesi kutlanır, Bulgaristan’da Surva kutlanır, maskeler takılan ve farklı kostümler giyilen bu festival yeni gelen yılı kutlamak, sağlık ve bereket getirmesi için yapılır.

Bu dönemlerde insanlar dünyayı ve evrenin dişi olduğunu bilir ve tanrıçalarla çalışırlardı. Daha sonra tek tanrılı dinler geldi ve işler değişti. Geriye bir tek Tanrıça kaldı o da üç hâkim ve bir türlü didişmekten, sıkıntılardan ve sıkıntı yaratmaktan kurtulamayan dinlerin arasına sıkışıp kalmış olan “Meryem ana” dır.

Meryem Ana halen yılın bu zamanlarında “Güneş Kral’ ı “doğuran “Ana Tanrıça’ dır. Hikâye biraz değişmiştir, o aynı zamanda oğlunu kaybetmiş yas tutan bir annedir ve o nedenle koşulsuz sevgiyi de temsil eder. Ama aslında kaybolup yeniden doğacak olan güneş ve ışığın anasıdır ve gene ölümün ve yeniden doğuşun sembolü, hayatın çarkını döndüren kudrettir.

Bu aslında Ana Tanrıça’ nın hiçbir zaman yok olmayacağının göstergesidir, bu olamaz çünkü evren ve yer yüzü rahimdir, dişidir ve anadır. Günümüze kadar gelmiş olan ve hiçbir zaman kaybolmayacak olan “Ana Tanrıça” bu günlerde Güneş Kral’ı doğurur ve bu kutlu doğumla birlikte cennetin kapıları açılır yani enerjisi seviyesi daha güçlü ve yüksek olan evren yer yüzüne iner.
Bu dönem tüm yeryüzüne kutlu olsun, sağlık, bolluk ve bereket getirsin. Ve aynı zamanda umuyorum ki; bu dönemde kadınlar içlerindeki Tanrıçayı keşfeder ve açığa çıkartır. Sürekli gözlendiğini düşünen, dış görünüşüyle ilgilenen, erkeklere sunulmuş bir hizmet varlığı, doğurma makinesi değil, güzel bir ışık, yaratıcı bir varlık ve insan olduğunu hatırlar. Erkek de kadının ürkütücü ve zapta alınması, kendinden çok uzaklarda hissettiği bir varlık değil de onu doğuran bir ana, döşeğini paylaştığı bir eş, kardeş, en yakın arkadaş olarak görmeyi becerebilir. Umarım, kadın ve erkek, her iki cinste kendine zihninde yarattığı cinsel ve cinsiyet kökenli hapishanelerden çıkar ve kucaklaşmayı başarır. Birbirlerine kalpten- kalbî yaklaşmayı, sevgiyle sarılmayı başarır.
Somnur vdK

Son zamanlarda insanların dünyasının çıldırmış olduğunu düşünmeye başlamış olabilirsiniz. Değişimin etkisiyle bir anda h...
14/12/2024

Son zamanlarda insanların dünyasının çıldırmış olduğunu düşünmeye başlamış olabilirsiniz.
Değişimin etkisiyle bir anda hayatlar değişebiliyor ve bu değişimler bazen de hayal kırıklığı yaratıyor ve bizler de hayal kırıklığının etkisiyle kaynaktan kopuveriyor ve bir öfkeye, bir korkuya tutunabiliyoruz. Bazen bizden daha büyük olduğunu zannettiğimiz bir deneyimle burun buruna gelebiliyoruz.
Biliyorsunuz hepimiz hayatlarımızı düşüncelerimizle yaratıyoruz ve pozitif düşünmek çok önemli ama bazen bunu başaramıyoruz. Hayatımızda aniden hiç beklemediğimiz ve hoşlanmadığımız olaylar gelişiveriyor, böyle bir durumda eski bir bilgiye tutunup hayatı oradan yönetmeye/kontrol etmeye çalışıyoruz. Sanki öğrendiklerimiz burada, bu noktada geçerli değilmiş gibi davranabiliyoruz oysa pozitif düşünmek hayatımızın tüm alanında geçerli, diğeri ise tamamen eski kalıplara tutunarak yaşamaya çalışan egomuz. Egomuz tatlı ve şımarık bir çocuk, bazen onunla beraberken konforda olduğumuzu sanıyoruz, bu durumda doğal olarak kendimize eski olumsuz kalıplardan kurtulmak için bilinç altıdan çıkan düşünce kalıplarıyla bazı deneyimler çekiyoruz. Bu konuyla ilgili bir uyarı alsak bile “Hayır bu yaşananlar mantıksız ve akılsızca” deyip kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. Oysa daha önce bir çalışma yaptınız ve son derece başarılı oldu, bir konudaki olumsuz düşünce kalıplarınızın etkisini kaldırdınız ve onun yerine pozitif yeni bir kalıp oluşturdunuz ve son derece işe yaradığını gördünüz. Şimdi ne oldu?
Eski kalıpları değiştirmek zaman alır, bazıları derin bir yara izi gibidirler ve hiç geçmeyeceğini sanırız ve maalesef bizler kendimize zarar verse de bağımlıklarımızla kendimizi güvende hissedebiliriz dolayısıyla bağımlılıklar baskın çıkabilirler. Eğer maddi dünyada da bağımlılıklarınız varsa bu sizin eskiye dönüp orada bir yere tutunmanızı kolaylaştırır. Sigara, lezzet, insan , eleştirme , negatif düşünce, endişe, başarı bağımlılığı vs. yani aslında bütün bu bağımlılıklar bizlerin bir yerlere tutunma ihtiyacını işaret eder ve evren sizin özgürleşmeniz için bunları çekip alır, tabi memeden kesilmek kolay olmayabilir, bu nedenler çok zorlanabiliriz.
Korkuları aşmak her zaman kolay olmayabilir, eğer korku kaynağından çıkan düşünceler üretmeye alıştıysanız o zaman burayı aşmak için hep uyanık olmakta yarar vardır. Bir öfke krizi geçiriyorsanız veya durmadan eleştiriyorsanız veya kendinizi eleştirip, kendinize acıyorsanız belli ki geçmişten gelen bir korkuya tutunuyorsunuz. Bu durumda kendinize sorun ben neden korkuyorum? Yanıt gelene kadar sorun, sonunda yanıtı duyacaksınız bundan emin olun. Yanıt geldiğinde ben burayı aşmaya istekliyim ve hazırım deyin. Burayı aşmak için birçok çalışmamız var, çalışmaları yapmış olabilirsiniz ama hemen sonuç gelmeyebilir, bunun için bir süreç gerekecektir. Bu süreç bazen yıllarınızı alabilir o yüzden sürekli olarak kendiniz üzerinde çalışmanız gerekir, her gün düzenli olarak niyetlerinizi gözden geçirmeniz, meditasyon yapmanız ve bazen de çalışma yapmanızda yarar var. Aydınlanma yolunda ilerlemeye başladığınızda deneyimler daha etkili ve süratli akmaya başlar çünkü siz ruhsal alanda değişmek için talepte bulunmuşsunuzdur.

Ruh kayıt yapar veya şöyle de tanımlayabiliriz: Ruh yaşanmışlıkların kayıtlarından oluşmuş bir bilinçtir, geçmiş hayatlarınızdan şimdiki hayatınıza taşıdıklarınız bu yer yüzünde size yol gösterir ama bazı kayıtlar travmalı deneyimlerden kaynaklı olarak korku kaynaklı düşünceler üretmemize neden olur dolayısıyla da kendimize geçmiş yaşamlardan getirdiğimiz bu travmaları aşmamız için gene benzer deneyimler kendimize çekmeye devam ederiz.
Elbette sizin bu yer yüzünde nasıl yaşadığınız çok önemli çünkü bizler yer yüzünde bedenlenme amacımız zaten öğrenmek, büyümek, olgunlaşmak dolayısıyla nasıl yaşıyor olduğunuz çok değerli. Siz bu yer yüzünde kendi cennetinizi oluşturabilir ve kendi cennetinizde yaşayabilirsiniz. Bunun için bu değişim döneminde çok yol gösteren, rehberlik eden bedenli ya da bedensiz çok varlık var, bunları görüp, değerlendirip kendi dünyanızı şahane bir köşeye dönüştürebilirsiniz. Evrene gönderdiğimiz en güçlü frekans neyse onu değerlendirir ve bize bir deneyimle geri döner.
Evren aslında kelimeleri değil, düşüncenin ardında yatan frekansı algılar, aynı düşünceyi bir diğeri sizin gibi algılamaz, siz bir düşünceden hiç korkmuyor olabilir, sizin dünyanızda yer alacağına inanmıyor olabilirsiniz ama bir başkası aynı düşünceden çok korkuyor olabilir ve onu hayatına deneyim olarak çeker çünkü orayı aşması gerekir.
Her şeyden önce siz de negatif dğşünceler oluşturabilecek şeylerden uzak durun. Haberler, çatışmalı, depresif filmler ve sosyal medyadaki manüpüşasyonlardan, negatif insanlradan uzak durun.
Belki bir anda yaşadığınız hayatı bırakıp başka bir yere göç etmeniz zor olabilir ama oksijeni bol bir yerlerde sık sık bulunmak, bol ve temiz sular içmek, bedenimizi berrak sularda yıkamak, temiz ve saf gıdalar yemek ve kendimizi her halimizle çok ama çok sevmek.
Somnur

Sevgili dost, Hayatımızı düşüncelerimizle yaratırken bir yandan olumsuz düşüncelerle mücadele ediyoruz. Olumsuz düşüncelerin asıl kaynağı korkudur. Bu çalışm...

Sevgili dost, Bugüne kadar yaşadığınız, şahit olduğunuz birçok acılı deneyimi hafızamıza kaydettik, üzüntüler, sıkıntıla...
14/12/2024

Sevgili dost,
Bugüne kadar yaşadığınız, şahit olduğunuz birçok acılı deneyimi hafızamıza kaydettik, üzüntüler, sıkıntılar, kayıplar, öfke, çaresizlik, suçluluk, hatta kin ve nefret bütün bu duygular belleğinizde kayıtlı, bazen içinden birini çekip yeniden zihninizde canlandırıyorsunuz. Elbette böyle bir durumda hayatınıza benzer bir deneyimi çekiyorsunuz, oysa hayatınıza iyileşmeyi, iyilikleri, bolluk ve bereketi çekmenin tek yolu niyetlerinize yönelmenizdir ama geçmişte yaşadıklarınız, oluşturduğunuz kalıplar buna engel oluyor diyorsanız işe güzel bir temizlikle başlarız. Bu içinde bulunduğunuz enerji akışını değiştirmek demektir. Frekansı yükseltip, ışıklı, sevgi dolu olan alana çekmek anlamına gelir ve sonra niyetlerinizi var olmuş gibi düşleyebilir ve hayatınıza kolaylıklarla çekebilirsiniz. Bizim çalışmalarımızda direk olarak enerji alanda çalıştığımız için etkisi oldukça güçlüdür, işimizi kolaylaştırır.
Bu çalışma bütün sıkıntılı geçmişinizi, bütün zorlayıcı deneyimleri temizlemenize yardım eden çalışmalarımızdan biridir. bu çalışmanın en heyecanlı olan yanı yeniden doğuyor, bebek oluyor ve yeniden büyürken, içi bolluk bereket, sağlık, mutluluk dolu yeni dünyanızı yaratıyorsunuz ve size bunun için 21 tane melek yardım ediyor. Bu çalışmada her zaman olduğu gibi daha yüksek boyutlardan birinde olan şifa bahçemize gidiyoruz ve orada meleklerle arınıyor, güçleniyor ve kendi dünyamızı yeniden yaratıyoruz.
Meleklerle muhteşem bir yeniden doğuş deneyimi yaşadığınız bir çalışmadır. Dilediğiniz kadar yapabilirsiniz, enerjinizi yükselttiği ve her şeyin yeniden sağlıklı olduğu bir seviyeye getirmeniz için bol bol tekrar edebilirsiniz.
Yorumlarınızı ve sorularınızı videonun altına yazabilir, özel sorularınız varsa
somnur@somnur.com e posta adresine yollayabilirsiniz.
Hayata ve onun tüm ifadadelerine sevgiyle kalın,
Somnur van der Kraan

Sevgili dost, Bugüne kadar yaşadığınız, şahit olduğunuz birçok acılı deneyimi hafızamıza kaydettik, üzüntüler, sıkıntılar, kayıplar, öfke, çaresizlik, suçlul...

CADI NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?  Bir zamanlar bilge ve şifacı olan kadınlar insanlara yardım edet, yol gösterir, tedavi eder...
01/11/2024

CADI NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?
Bir zamanlar bilge ve şifacı olan kadınlar insanlara yardım edet, yol gösterir,
tedavi eder, şifa dağıtırlardı. Salt sevgiden gelen gücün ışığını insanlara tutarlardı.
Evrenle ve yüce varlıklarla daima iletişim içinde derin bilgeliği insanlara şifayı, huzuru ve
bereketi taşırlardı. Bitkilerin, suların, ay hareketlerinin, kokuların, renklerin, sesin, müziğin gücünü-şifasını iyi bilirlerdi. Sonra bir gün erkek baskıcı düzen bilgeliğin yerine
ucu bucağı gözükmeyen tutunduğu yer ezbere dayalı, anlamını kaybetmiş yeryüzü ve
gökyüzü enerjileri ayrık ruhsallığı, kurgulanmış baskıcı inançları kullanarak bu kadınların
gücünü yok etmek, baskılamak, güç ve iktidar elde edebilmek için kullandı. Maskülen iktidar güçleri bilegliklerinden gelen şifacı kadınlara işkenceler yaptı, bu kadınları yakarak canlarını aldı, zinsanlara attı ta ki kadınlar korkuncaya, bu korku bütün genlerine, ruhsal kayıtlarına işleyinceye kadar bu kötülüğe hizmet ettiler ve ettirdiler.Bilge kadınlar bilgeliklerini gömdüler ve dünya değişti, bilge değil cadı olarak anılmaya başladılar. Kadın ve erkek birbirinden ayrık iki uzak birbirine öfke dolu ama birbirlerine muhtaç iki varlık haline dönüştü ve malesef bunun üzerine oturan çarpık bir insan düzeni oluştu. Ve dünya dengesi bozuk bir dişi-erkek ilişkisi içinde yangın yerine döndü.

Baskılanmış kadın ruhsal kayıtlarına ve genlerine işlemiş öfkeyi de baskıladı elbette ve
bu gizli öfke erkeğin her hareketine şüphe beslerken, bir de rakip kadın modeli
oluşturdu çünkü kadın bastırılmış ve cinselliği ve cinsiyeti suçlanmış yanına da öfkeli. Bu
öfke çocukları büyütüyor, suçluluk duygusuyla öfkeli kızlar, hayranlık kisvesi altında
anaları tarafından zincire vurulmuş oğlanlar büyüyor. Kadından-rahimden korkan
erkekler, erkeğine muhtaç-erkeğini sevmeyen kızlar yetişiyor. Çünkü erkeğine muhtaç ama aslında erkeği tarafından sevilmek isteyen öfke dolu kadın çarpılmış sevgi biçimini çocuklarında ararken onları kendine mahkum ederek sevgiyi kafesleyebileceğini sanıyor. Baskılanmış kadınlık ve erkeklik bu girdapda çırpınıyor. Ama gerçek olan sevmeden sevilemeyiz. Kendimizi gerçekten sevmeden kimseyi gercekten sevemeyiz.

Bizlerin içinde bir kadın bir de erkek var. Her ne yanımızı yansıtıyorsak da diğer
yanımızdan korkmak yerine o yanımızla barışmak ve diğer yarımıza sevgi ve şefkatle
kabullenmemiz gerekiyor. Erkekseniz dişi yanınızı, kadınsanız erkek yanınızı sevmeniz
gerek. Öteki türlü bu dişi ve erkek kutuplar sürekli kısa devre yapmaya devam edecekler.
Çözüm önce cinsiyetimizi kabul etmek ve diğer yarımızla barışmak, onu sevmek, çok
sevmek. Kendimizi bütün ve tam olarak sevebilmek.

Güzel bir çalışma önerisi: Bir yere tek başınıza oturun, meditasyon gibi gözlerinizi kapatın ve eğer erkekseniz kendinizi bir
kadın olarak hayal edin, bakalım neler hissedeceksiniz? Eğer korkunç geliyorsa annenizi veya sizi yetiştiren büyüten bir kadını, kız kardeşinizi, en iyi kız arkadaşınızı, en çok
sevdiğiniz kızı hayal edin. Hala korkunç ve ürkütücü mü hayır değil değil mi?
O sevdiğiniz ya da sevmediğiniz kadınlar var ya o kadınlar sizin içinizdeki diğer yarınız
olan kadın, onları bağrınıza basın, kendi dişi yanınızı bağrınıza basın. Şefkatle kucaklayın
ki sevin ve sevilin..
Eğer kadınsanız kendinizi erkek olarak hayal edin. Korkutucu mu geldi? Ya da bu yanımı
seçersem hayat daha kolay gelecek diyerek hüzünlendiniz mi? Sizi büyüten, yetiştiren
bir erkeği çağırın hayalinize, erkek kardeşinizi, ya da sevdiğiniz bir arkadaşınızı onları
affedin, kendinizi de affedin, onları sarın sarmalayın, elele tutuşun ve çocuklar gibi hep
birlikte neşeyle oynadığınızı hayal edin. Erkek yanınızı şefkatle kucaklayın. Sevin ve sevilin.
Somnur vdKraan
MysiaLuna MysiaLuna Işık Bilgeleri🕉 MysiaLuna IŞIK KADINLARI Öne Çıkan

Her sabah ve gün ve her akṣam baṣka. Bu dünya muhteṣem bir yer, bir fikre esir olup guzellikleri kaçırmadan yaṣayın. Her...
01/11/2024

Her sabah ve gün ve her akṣam baṣka. Bu dünya muhteṣem bir yer, bir fikre esir olup guzellikleri kaçırmadan yaṣayın. Her ṣey düṣüncede ve o düṣünceleri tetikleyen ana programınızda , o programı değiṣtirdiğiniz anda hayatınız değiṣir 🩷

Address

Istanbul
<<NOT-APPLICABLE>>

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when MysiaLuna posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to MysiaLuna:

Share