Ezgi Aslantaş

30/05/2025

“‘Normal mi böyle hissetmem?’
En çok duyduğum sorulardan biri bu.
Evet, normal. Hissettiğin hiçbir şey yanlış değil.
Burada her duygu konuşulabilir. Sakince. Yargısızca.”

29/05/2025

22/05/2025

Sonu sürprizli 🌸 Hayatta yapılan ufak yer değişiklikleri bile insanı bambaşka hissettiriyor. Bu da şunu hatırlatıyor aslında bir kez daha: Hareket daima hayat verir. Her zaman hareket halinde olamayız elbette ama bazen isteksiz bir yol alış bile nice değişimler getiriyor. Psikolojide bu, çevresel farkındalığın ve bedensel hareketin duygu durumuna etkisiyle açıklanır. Beynimiz, tekrar eden çevresel uyaranlara alışır ve zamanla duyarsızlaşır.
Ama yeni bir görüntü, yeni bir yön, yeni bir yol…
İşte bunlar beynin dikkatini yeniden uyarır, dopamin sistemini harekete geçirir ve bir tür “yeniden başlama” etkisi yaratır.

Hareket, sadece kasları değil, düşünceleri de değiştirir.
Her zaman büyük değişimlere gerek yok.

Ve belki de…
Aslında uzun zamandır ihtiyacın olan şey, sadece yerini biraz değiştirmekti.

18/03/2025

Terapilerimde de sık sık örnek verdiğim gibi;

Bir insanın değişmesi dediğimiz şey aslında başka bir versiyonuna dönüşmesidir ama özü aynı kalacaktır. Telefonlarımıza gelen güncellemeler gibi düşünün. Telefonumuz aynı kalıyor ama güncelleme ile daha iyi bir versiyonuna dönüşüyor.

09/03/2025

Zehirli Umut

Toksik ilişkilerde “Bu kez değişecek” düşüncesine sıkı sıkıya tutunmak, Zehirli Umut Sendromu olarak bilinir. Bu durum, beynin ödül sistemine dayalı bağımlılık, travma bağlanması ve bilişsel çarpıtmalarla ilgilidir.

Beynin Ödül Sistemi: Acı ve sevgi döngüsü dopamin salınımını etkileyerek ilişkiye bağımlılık yaratır.

Kısmi Pekiştirme: Zaman zaman gösterilen iyi davranışlar, olumsuz yanları görmezden gelmenize neden olur.

Bilişsel Çarpıtmalar: “Gerçek aşk emek ister” gibi inançlar, ilişkiyi sürdürme bahanesi yaratır.

Çözüm Ne?

✔ Gerçek Verilere Odaklanın – Partnerinizin değişip değişmediğini geçmiş davranışlarına bakarak değerlendirin.
✔ Duygusal Bağımlılığı Fark Edin – Acıdan beslenen bir ilişki sevgi değildir.
✔ Sınırlar Koyun ve Destek Alın – Toksik döngüden çıkmak için kendinizi öncelik haline getirin.

07/02/2025

Başkalarından adalet beklerken, sen kendine ne kadar adilsin?

Başkalarının adil olmasını beklerken, kendine nasıl davrandığını hiç düşündün mü? Hatalarına hoşgörü gösteriyor musun, yoksa kendini acımasızca mı eleştiriyorsun? Adalet, önce içimizde başlar. Kendine şefkat göster, sınırlarını koru ve kendi değerini bil.

Çünkü kendine adil olmayan, başkalarından da gerçek adalet bekleyemez.

05/02/2025

Hissettiğimiz her duygunun, bedenimizde bir yansıması var. Zihin susabilir ama beden asla susmaz.

• Miden mi sıkışıyor? Kaygı orada bir düğüm atmış olabilir.
• Boğazında bir düğüm mü var? Üzüntün kendine bir yer bulmuş.
• Göğsün mü daralıyor? Öfken içerde sıkışıp çıkmak istiyor.

Duygular bastırıldığında, beden onları saklamak için devreye girer. Ve zamanla bu sessiz çığlıklar, fiziksel belirtilere dönüşür. Kas ağrıları, mide krampları, baş ağrıları… Psikosomatik her problem, içimizde tuttuğumuz bir şeylerin izini taşır.

Bu noktaya gelmeden, bedenimizi ve ruh sağlığımızı korumak adına seanslarımda da sıkça önerdiklerimi paylaşacağım sizinle de ⬇️

🔹 Fark Et: Bedenindeki sıkışmaları, ağrıları gözlemle. Hangi duyguyla bağlantılı olabilir?
🔹 İfade Et: Hislerini bastırmak yerine, güvenli bir alanda paylaş. Günlük tutabilir, konuşabilir ya da yazıya dökebilirsin.
🔹 Hareket Et: Yürüyüş, yoga, nefes egzersizleri… Bedenini hareket ettirdikçe duyguların da sıkıştıkları yerden çıkmaya başlar.
🔹 Nefesini Kontrol Et: Derin ve bilinçli nefesler, sinir sistemini sakinleştirir ve bedenindeki gerilimi azaltır.
🔹 Sınır Koy: Seni zorlayan, tüketen durumlara ve insanlara karşı sınırlarını belirlemek, bedenini de rahatlatır.

Her zaman söylerim: Dünya hassas kalpler ve hassas mideler için bir cehennemdir. 🥲 Ve unutma: Duygular bedeninde değil, hayatında işlenirse iyileşir.

Senin bedenin en çok hangi duyguyu taşıyor?

22/01/2025

Her kabul, güçlü bir ilerleyişi getirir.
Kabul etmek kimi zaman zor bir eylemdir.
Bununla birlikte yıkıcı ve küstürücü de olabilir.
Fakat kabul etmek aynı zamanda yeniliktir, şifadır ve alan’dır.

Kabul ettiklerin senin simyandır.

10/05/2024

Hazır 10 Mayıs Psikologlar Günü gelmişken benim de söyleyeceğim bir kaç sözüm var. Mesleğimde 6. senemi bitirirken sayısız deneyim, vaka, meslektaş ve kurum gördüm, tanıdım. Daima severek, bazen biraz ara vermeye ihtiyaç duyarak ama her zaman özenle çalıştım ve çalışıyorum.

Üniversite de başka bir bölüm yazma gereği dahi duymadan seçtim bölümümü ve iyi bir okulda, keyifli bir öğrencilik hayatı geçirerek bitirdim. Öğrenciyken artık öğreticiyim. Stajyerken artık stajyerlerim var. Bu biraz yaş almayı hissettirse de, ben de olan imkanları cömertçe paylaşmayı seviyorum.

Bu öyle hassas bir meslek ki… Seans odalarına son kez giren danışanlarımın gözlerinde ki kederin, içlerinde ki huzursuzluğun sona erdiğini görmek, şükranla bakan gözlerin teşekkürlerinin verdiği iç huzuru ve tatminini nasıl anlatırım bilmiyorum. En özel, en kıymetli ve korunaklı yanların paylaşıldığı o odalarda olmak inanın kolay değil. Kendimde danışan koltuğunda oturmuş biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bir terapist olarak, hem insan olmayı hem de terapist olmayı harmanlamanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Sınırları koruyarak açmanın, yargısızlığın her halini sunmayı ve bunları yaparken bilimsel çerçeveden ayrılmamanın nasıl bir denklem olduğunu biliyorum.

Her meslekte olduğu gibi bizim alanda da ne yazık ki çok fazla çürük elma var. Sahte olmasa bile bu mesleği yapmaya uygun olmayan o kadar kişi var ki. Dilerim ki herkes bu çürük elmalara hiç denk gelmez.

Buraya kadar okuduysanız şunu da eklemek istiyorum:

Hikayesini benimle paylaşmış cesur yürekleri de bu vesileyle gülümseyerek ve gururla anımsıyorum 🤍

Sevgilerimle

04/05/2024

Ev bitkim büyüdükçe eğilmeye başlamıştı. Bitkilerden açıkçası pek anlamam ama fark ettim ki o büyüdükçe bulunduğu toprağı onu taşıyamaz olmuştu. Saksısının büyüklüğüne göre az gelmişti toprağı. Oysa hep sulamış, yapraklarını silmiş ve sevmiştim. Ama yetmemişti.

Şimdi buradan şuraya geleceğim: Sen her ne kadar büyüsen, gelişsen ve başarsan da iki şey eksikse bazı şeyler yarım kalıyor; Birincisi, sana layık bir ortamda ancak kendini gösterebilirsin, çünkü yanlış zemine ağır geliyorsun. İkincisi ise uyum. Bulunduğun yere kendinden azaltarak değil, kendinden gerektiği kadar katarak genişlemen, yer bulman gerekiyor.

Bitki bakmaya biraz geç başladım ama bana nedense çok şey öğretiyor.

Bakmak ile görmek arasındaki farkı da unutmamak gerek.

Herkesin kendine uygun, büyümesini kaldıracak, doğru insanlarla olabileceği, sıkışmış hissetmediği zeminler diliyorum.

Sevgilerimle

Psk. Ezgi Aslantaş