Prof. Dr. Ahmet Yıldız

Prof. Dr. Ahmet Yıldız Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Cardiologist, Bahçelievler, Adnan Kahveci Boulevard No: 227, Istanbul.

Hipertansiyon, toplumda en sık görülen kalp-damar sorunlarından biridir ve çoğu zaman belirti vermeden ilerlediği için d...
11/12/2025

Hipertansiyon, toplumda en sık görülen kalp-damar sorunlarından biridir ve çoğu zaman belirti vermeden ilerlediği için düzenli ölçüm büyük önem taşır. Normal kabul edilen tansiyon değerleri, yetişkinlerin büyük çoğunluğu için 140/90 mmHg’nin altıdır. Bu eşik, kalp krizi, felç ve aort damarında genişleme gibi ciddi risklerin daha düşük olduğu sınırı temsil eder. Bazı özel hasta gruplarında ise hedef değerler kardiyolog tarafından farklı belirlenebilir.

Yüksek tansiyona; kilo artışı, böbrek hastalıkları, kullanılan bazı ilaçlar ve yaşam alışkanlıkları gibi farklı nedenler yol açabilir. Bu nedenle hipertansiyon tanısı alan her hastada, altta yatan olası nedenlerin değerlendirilmesi önemlidir.

Tedavinin ilk basamağını yaşam tarzı değişiklikleri oluşturur. Tuz tüketiminin azaltılması, düzenli egzersiz, fazla kilonun verilmesi ve sigaranın bırakılması tansiyonun düşmesine önemli katkı sağlar. Bazı hastalarda bu adımlar yeterli olurken, bazı kişilerde hedef değerlere ulaşmak için ilaç tedavisi gerekebilir.

Yaşam tarzı değişikliklerine rağmen tansiyon 140/90 mmHg’nin üzerinde seyrediyorsa, kalp ve damar sağlığını korumak için tedavinin genişletilmesi gerekir. İlaç tedavisi her birey için kişiye özel düzenlenir; çünkü farklı tansiyon ilaçları bazı hastalarda ayaklarda şişme veya kuru öksürük gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle ilaç kullanım sürecinde tansiyon ölçümlerinin ve kan değerlerinin düzenli takibi önemlidir.

Tansiyon değerlerinin hedef aralıklarda tutulması, uzun vadede kalp ve damar sağlığını korumanın en etkili yollarından biridir. Düzenli ölçüm yapmak, yaşam tarzı değişikliklerini sürdürmek ve doktor kontrollerini aksatmamak; hipertansiyonun oluşturabileceği riskleri büyük ölçüde azaltır. Gerektiğinde kişiye özel planlanan ilaç tedavisiyle birlikte bu süreç daha güvenli ve kontrollü bir şekilde yönetilebilir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Halk arasında “damar kireçlenmesi” olarak bilinen durum, aslında koroner damarlarda zamanla oluşan ateroskleroz sürecini...
09/12/2025

Halk arasında “damar kireçlenmesi” olarak bilinen durum, aslında koroner damarlarda zamanla oluşan ateroskleroz sürecinin bir sonucudur. Damar duvarında yağ, kolesterol ve iltihabi hücrelerin birikmesiyle başlayan bu süreç, yıllar içinde sertleşmeye ve daralmaya yol açabilir. Bu nedenle kireçlenme, yalnızca yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir; kalp-damar sağlığını doğrudan etkileyen bir hastalık sürecidir.

Damarların iç yüzeyindeki hasar genellikle kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, diyabet, tansiyon yüksekliği ve genetik yatkınlık gibi risk faktörlerinin bir araya gelmesiyle başlar. Zamanla bu bölgelerde plaklar oluşur ve bu plaklar sertleşerek kalsiyum birikebilir. Kalsiyum birikimi arttıkça damar duvarı giderek daha katı hale gelir ve esnekliğini kaybeder. Bu durum kalp kasına yeterli kan akışının ulaşmasını zorlaştırabilir.

Kireçlenmenin derecesi her hastada aynı değildir. Bazı kişilerde yıllar boyunca sessiz ilerlerken, bazı hastalarda göğüs ağrısı, eforla nefes darlığı veya ani gelişen kalp krizi gibi ciddi sonuçlara sebep olabilir. Günümüzde gelişmiş görüntüleme yöntemleri sayesinde damarlardaki kireç yükü daha net değerlendirilebilmekte ve tedavi stratejileri buna göre belirlenebilmektedir.

Kireçli damarlar bazen ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir; ancak ileri derecede daralma olduğunda balon, stent ya da özel cihazlarla kireç kırma yöntemleri gündeme gelir. Hangi tedavinin uygulanacağı, hastanın genel durumuna, damar yapısına ve kireçlenmenin yaygınlığına göre belirlenir.

Damar kireçlenmesi önlenebilir bir süreçtir. Sağlıklı beslenme, sigarasız bir yaşam, düzenli egzersiz, tansiyon ve kolesterol kontrolü gibi adımlar hem kireçlenmenin gelişimini yavaşlatır hem de kalp krizi riskini belirgin şekilde azaltır. Düzenli kardiyoloji kontrolleri ise, hastalığın erken dönemde fark edilmesinin en etkili yoludur.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, çoğu zaman etkili sonuçlar sağlasa da bazı hastalarda yan etkilere yol a...
03/12/2025

Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, çoğu zaman etkili sonuçlar sağlasa da bazı hastalarda yan etkilere yol açabilir. Bu durum her bireyde farklı şekilde gelişebilir ve kullanılan ilaç grubuna göre değişiklik gösterebilir.

Tansiyon tedavisinde sık tercih edilen kalsiyum kanal blokerleri, damarları gevşeterek kan basıncını düşürür. Ancak bu gevşeme, özellikle ayak bileklerinde şişme gibi bir yan etkiye neden olabilir. Bu durum, özellikle ileri yaş gruplarında daha sık görülebilir.

Diğer yandan, ACE inhibitörleri grubundaki bazı ilaçlar, boğazda gıcık hissi şeklinde kuru öksürüğe neden olabilir. Genellikle rahatsız edici bir öksürük olarak tanımlanan bu durum, ilacın bırakılmasına kadar devam edebilir.

Eğer tansiyon ilacına başladıktan sonra ayaklarda belirgin şişlik veya geçmeyen kuru öksürük gibi şikayetleriniz varsa, bu durumu mutlaka doktorunuza bildirmelisiniz. İlacı kendi kendinize bırakmak yerine, doktorunuzun yönlendirmesiyle uygun bir alternatif tedavi planı yapılabilir.

Unutulmamalıdır ki tansiyon hastalığında asıl hedef, hem kan basıncını dengelemek hem de yaşam kalitesini korumaktır. Tedavi sürecinde ortaya çıkabilecek yan etkiler, doğru bir planlama ile kontrol altına alınabilir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Aspirin, uzun yıllardır kalp krizi ve inme riskini azaltmak amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Ancak bu ilacın her birey i...
01/12/2025

Aspirin, uzun yıllardır kalp krizi ve inme riskini azaltmak amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Ancak bu ilacın her birey için uygun olup olmadığı, özellikle de 40 yaş üstü kişilerde koruyucu amaçla kullanımı konusu dikkatle değerlendirilmelidir. Toplumda yaygın bir kanı olarak “aspirin kalbi korur” düşüncesi hakim olsa da, her hastada aynı etkiyi göstermez ve bazı durumlarda ciddi yan etkilere yol açabilir.

🔍 Koruyucu Aspirin Kullanımı Kimler İçin Uygundur?

Aspirin, kalp krizi geçirmiş, stent takılmış, koroner arter hastalığı tanısı almış veya inme öyküsü olan hastalarda ikincil korunma amacıyla kullanılabilir. Ancak daha önce hiçbir kalp-damar hastalığı geçirmemiş bireylerde, yani “primer koruma” amacıyla kullanımı her zaman gerekli değildir. Bu noktada yaş, tansiyon, kolesterol, diyabet, sigara kullanımı gibi risk faktörlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir.

👨‍⚕️ Her 40 Yaş Üstü Birey Aspirin Kullanmalı mı?

Hayır. 40 yaşını geçmiş olmak tek başına aspirin kullanımı için yeterli bir neden değildir. Aksine, gereksiz aspirin kullanımı mide kanamaları ve diğer kanama risklerini artırabilir. Bu nedenle rutin olarak “yaşım 40’ı geçti, aspirin almalıyım” anlayışı yerine, bireyin genel sağlık durumu ve kalp-damar risk profili dikkate alınmalıdır. Aspirin kararı, doktorun önerisi doğrultusunda kişiye özel verilmelidir.

📊 Risk Analizi Olmadan Aspirin Kullanmayın

Kalp krizi ve inmeden korunmak elbette önemlidir; ancak bu amaçla ilaç kullanımına karar verirken bilimsel veriler ve kişisel sağlık geçmişi dikkate alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, “herkese uygun tek bir tedavi” yoktur. Aspirin gibi yaygın kullanılan ilaçlar bile, kontrolsüz ve gelişigüzel kullanıldığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Kalpte oluşan tümörler oldukça nadir görülür, ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tümörlerin en yaygın tipi ...
28/11/2025

Kalpte oluşan tümörler oldukça nadir görülür, ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tümörlerin en yaygın tipi miksomadır ve genellikle kalbin sol kulakçığında (atrium) gelişir. Miksomalar iyi huylu (benign) olmalarına rağmen, bulundukları konuma bağlı olarak kalp içinde kan akışını engelleyebilir veya koparak emboliye (pıhtı atması) neden olabilir.

🩺 Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Kalp tümörleri başlangıçta belirti vermeyebilir. Ancak tümör büyüdükçe nefes darlığı, bayılma, çarpıntı, halsizlik, göğüs ağrısı gibi şikayetlere yol açabilir. Özellikle miksomalar hareketli yapıda oldukları için pozisyona bağlı şikayetler gösterebilir.

Tanıda en etkili yöntem kalp ultrasonu (Ekokardiyografi) olup, tümörün yeri ve boyutu hakkında bilgi verir. Gerekli durumlarda MR veya BT anjiyografi gibi ileri görüntüleme tekniklerine başvurulabilir.

👨‍⚕️ Tedavi ve Düzenli Kontrol Süreci

Kalp tümörlerinin tedavisinde cerrahi müdahale esastır. Miksomalar genellikle açık kalp ameliyatıyla çıkarılır ve iyi huylu oldukları için ameliyat sonrası uzun dönem sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür.

Ancak hastaların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi, tümörün nüks etme (tekrar etme) riskine karşı önemlidir. Özellikle ailesel miksoma öyküsü olan bireylerde bu takip daha sık yapılmalıdır.

Kalpte oluşan tümörler nadir görülse de, erken tanı ve zamanında müdahale ile başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Kalp sağlığınızı korumak ve şikayetlerinizin nedenini netleştirmek için düzenli kardiyoloji kontrollerini ihmal etmemeniz önerilir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Girişimsel kardiyoloji alanındaki son gelişmelerin paylaşıldığı, bölgenin önde gelen bilimsel etkinliklerinden biri olan...
27/11/2025

Girişimsel kardiyoloji alanındaki son gelişmelerin paylaşıldığı, bölgenin önde gelen bilimsel etkinliklerinden biri olan The PCI Course Istanbul 2025, 20–22 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi. Etkinlikte, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’dan alanında uzman çok sayıda hekim bir araya geldi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen bilimsel oturumlarda, koroner girişimlerin planlanması, canlı vaka sunumları ve yeni tekniklerin karşılaştırıldığı tartışma bölümleri yer aldı. Bu yıl beşincisi yapılan Retrograde CTO Course dahilinde, zorlu vakaların yönetiminde kullanılan teknikler vaka üzerinden uygulamalı şekilde tartışıldı.

Bu önemli bilimsel platformda, farklı iki oturumda aktif görev üstlendik. Etkinliğin ilk günü gerçekleştirilen “Kateter Laboratuvarı Temelleri” başlıklı oturumda, meslektaşım Dr. Mustafa Mehmet Can ile birlikte moderatörlük görevini yürüttük. Ayrıca 21 Kasım’daki canlı vaka sunumları kapsamında, Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde meslektaşım Dr. Fatih Güngören ile birlikte gerçekleştirdiğimiz kompleks girişimi, canlı yayında katılımcılarla paylaştık.

Bilimsel gelişmeleri takip etmek, meslektaşlarımızla deneyimlerimizi paylaşmak ve yeni nesil teknikleri tartışmak, hem kendi pratiğimiz hem de hastalarımıza sunduğumuz hizmetin kalitesi açısından son derece değerli. Bu organizasyonda emeği geçen tüm hekimlere ve katılımcılara teşekkür ederiz.

, , , , , ,

Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, meslek aşkıyla nice bireyler yetiştiren tüm öğretmenlerimizin 24 Ka...
24/11/2025

Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, meslek aşkıyla nice bireyler yetiştiren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.

, , , , , , ,

Diş çekimi, kalp hastaları için özel riskler barındırabilir. Enfeksiyon ve kontrolsüz kanama gibi sorunlar, özellikle ka...
19/11/2025

Diş çekimi, kalp hastaları için özel riskler barındırabilir. Enfeksiyon ve kontrolsüz kanama gibi sorunlar, özellikle kalp kapak hastalığı olanlarda ya da kan sulandırıcı kullanan bireylerde daha ciddi olabilir. Bu nedenle işlem öncesinde kardiyolog ve diş hekiminin birlikte değerlendirme yapması önemlidir.

🫀 Antibiyotik Kullanımı Gerekli midir?

Yapay kalp kapağı taşıyanlar, daha önce endokardit geçirenler ya da bazı doğumsal kalp hastalığı olan bireylerde, diş çekimi öncesi enfeksiyon riskine karşı koruyucu antibiyotik gerekebilir. Bu karar, kardiyoloji uzmanı tarafından hastanın durumuna göre verilmelidir.

💊 Kan Sulandırıcı Kullananlar Ne Yapmalıdır?

Varfarin, aspirin, klopidogrel gibi ilaçları kullanan hastalarda, ilaç kesilip kesilmeyeceği kardiyolog tarafından değerlendirilmelidir. Basit işlemler ilaç kesilmeden yapılabilirken, daha büyük müdahalelerde doz düzenlemesi gerekebilir. INR gibi pıhtılaşma testleri dikkate alınmalıdır.

🦷 Ekip Yaklaşımı Neden Önemlidir?

Kalp hastalarının diş tedavileri, kardiyoloji ve diş hekimliği iş birliğiyle yürütülmelidir. Böylece hem kalp sağlığı korunur hem de işlem güvenle tamamlanır.

👨‍⚕️ Ne Zaman Kardiyoloji Uzmanına Danışmalıdır?

Yapay kapak taşıyanlar, ritim bozukluğu nedeniyle kan sulandırıcı kullananlar ya da yakın zamanda kalp krizi geçirenler mutlaka işlem öncesi kardiyoloji kontrolüne başvurmalıdır.

Planlı bir yaklaşım sayesinde, kalp hastalarında diş çekimi işlemleri güvenli şekilde yapılabilir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Endokardit, kalbin iç yüzeyini ve özellikle kalp kapaklarını tutan ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyona genell...
17/11/2025

Endokardit, kalbin iç yüzeyini ve özellikle kalp kapaklarını tutan ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyona genellikle kana karışan bakteriler neden olur. Bu bakteriler, hasarlı ya da yapay kalp kapaklarına tutunarak iltihap oluşturabilir. Erken tanı ve doğru tedavi uygulanmazsa kalıcı kapak hasarına hatta hayati risklere yol açabilir.

🫀 Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Endokardit genellikle sinsi ilerler. Yüksek ateş, halsizlik, terleme, kilo kaybı, kas ve eklem ağrıları gibi genel belirtilerle ortaya çıkabilir. İlerlemiş vakalarda kalp kapaklarında işlev bozukluğu gelişebilir ve buna bağlı olarak nefes darlığı, bacaklarda şişlik, ritim bozuklukları görülebilir.

Tanı koymak için kan testleri, ekokardiyografi (özellikle TEE – yemek borusundan yapılan EKO) ve bazı durumlarda MR ya da BT gibi ileri görüntüleme yöntemleri kullanılır.

👨‍⚕️ Tedavi ve Düzenli Kontrol Süreci

Endokardit tedavisinde temel yaklaşım, damardan verilen uzun süreli antibiyotik tedavisidir. Bu süreç genellikle hastanede yatarak takip edilir. Ancak enfeksiyonun kalp kapaklarında ciddi hasara yol açtığı durumlarda cerrahi müdahale yani kapak tamiri ya da değişimi gerekebilir.

Yapay kalp kapağı olanlar, daha önce endokardit geçirmiş bireyler veya doğumsal kalp hastalığına sahip olanlar risk grubundadır. Bu nedenle diş tedavileri gibi bakteriyemi riski taşıyan işlemler öncesinde koruyucu antibiyotik kullanımı önerilebilir.

Endokardit geçiren hastaların düzenli kardiyoloji kontrolleri çok önemlidir. Hastalık tekrarlayabileceği için, hem antibiyotik sonrası iyileşme süreci hem de kalp kapaklarının durumu uzun vadede yakından izlenmelidir.

Her cerrahi veya girişimsel işlemde sonuçlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İşlem öncesinde hekiminizden detaylı değerlendirme almanız önerilir.

, , , , , ,

Miyokardit, kalp kasının iltihaplanması anlamına gelir. Covid-19 döneminde sıkça gördüğümüz bu durum genellikle viral en...
13/11/2025

Miyokardit, kalp kasının iltihaplanması anlamına gelir. Covid-19 döneminde sıkça gördüğümüz bu durum genellikle viral enfeksiyonlar sonrasında ortaya çıkar. Bazen bakteriyel enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları ve bazı ilaçlara bağlı olarak da gelişebilir. Kalbin kas tabakasını etkileyen bu durum, kalp kası hücrelerinin zayıflamasına, ritim bozukluklarına veya kalp yetmezliğine yol açabilir.

Hafif seyreden miyokarditler fark edilmeden iyileşebilirken, bazı hastalarda daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle özellikle enfeksiyon sonrası göğüs ağrısı, çarpıntı, halsizlik gibi şikayetlerin dikkate alınması önemlidir.

🩺 Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Miyokardit, her hastada aynı belirtileri göstermeyebilir. En sık görülen bulgular arasında nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı ve yorgunluk yer alır. Bazı hastalarda kalp yetmezliğine benzeyen tablo da gelişebilir.

Tanı için öncelikle hastanın öyküsü ve fizik muayenesi değerlendirilir. Ardından EKG, kalp ultrasonu (ekokardiyografi), kan testleri ve gerektiğinde kalp MR gibi ileri görüntüleme yöntemleri kullanılır. Tanının erken konulması, tedavi başarısı açısından oldukça önemlidir.

👨‍⚕️ Tedavi ve Düzenli Kontrol Süreci

Miyokardit tedavisi altta yatan nedene göre şekillenir. Hafif olgularda sadece istirahat ve semptomları hafifletici ilaçlar yeterli olabilirken, daha ağır vakalarda hastaneye yatış, kalp yetersizliği tedavisi ve ritim bozukluklarına yönelik müdahaleler gerekebilir.

Tedavi sonrasında hastaların yakın takip edilmesi büyük önem taşır. Düzenli kardiyoloji kontrolleriyle kalp kasının toparlanıp toparlanmadığı değerlendirilir ve gerektiğinde tedavi yeniden düzenlenir. Özellikle ağır seyirli miyokardit geçiren hastalarda, uzun vadeli kalp fonksiyonlarının izlenmesi gerekir.

, , , , ,

Aort diseksiyonu, hayati tehlike taşıyan ve acil müdahale gerektiren ciddi bir damar hastalığıdır. Kalpten çıkan en büyü...
11/11/2025

Aort diseksiyonu, hayati tehlike taşıyan ve acil müdahale gerektiren ciddi bir damar hastalığıdır. Kalpten çıkan en büyük atardamar olan aort duvarının iç tabakasının yırtılmasıyla başlar. Bu yırtık nedeniyle kan, damar duvarının katmanları arasına sızar ve damar boyunca ilerleyen bir yırtılma (diseksiyon) meydana gelir. Erken teşhis ve hızlı tedavi hayati önem taşır.

🫀 Nedenleri ve Risk Faktörleri

Aort diseksiyonu genellikle uzun süredir kontrolsüz seyreden yüksek tansiyon (hipertansiyon) zemininde gelişir. Ayrıca bağ dokusu hastalıkları (Marfan sendromu gibi), ileri yaş, erkek cinsiyet, aile öyküsü ve damar yapısını zayıflatan bazı genetik hastalıklar da risk faktörleri arasındadır. Göğüs travmaları ve bazı kalp cerrahisi sonrası durumlarda da görülebilir.

🩺 Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

Aort diseksiyonu ani başlayan, çok şiddetli ve yırtıcı tarzda göğüs ağrısıyla kendini gösterir. Ağrı sırt, boyun veya karın bölgesine yayılabilir. Bazı hastalarda bayılma, nefes darlığı, tansiyon farkı, inme belirtileri ya da felç gibi bulgular da olabilir. Bu nedenle acil servise başvuran hastalarda tanı, genellikle BT anjiyografi gibi görüntüleme yöntemleriyle konur.

👨‍⚕️ Tedavi ve Düzenli Kontrol Süreci

Diseksiyonun yerine ve yayılımına göre tedavi değişir. Tip A diseksiyon (aortun kalbe yakın kısmında olan) genellikle acil cerrahi gerektirirken, Tip B diseksiyon (aortun inen kısmında olan) bazı durumlarda ilaçla takip edilebilir. Tedavide hedef, kan basıncını düşürmek, yırtığın ilerlemesini durdurmak ve organ hasarını önlemektir.

Kalp hastalıkları ve tedavileri hakkında daha fazla bilgi almak, ikinci uzman görüşü ya da randevu oluşturmak için 0541 102 43 22 numaralı telefondan iletişim danışmanımıza ulaşabilir veya drahmetyildiz.com web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

, , , , , , , ,

31 Ekim – 1 Kasım 2025 tarihlerinde, İstanbul Hilton Bosphorus Hotel’de düzenlenen GEM CENTRAL Modern PCI Summit kapsamı...
03/11/2025

31 Ekim – 1 Kasım 2025 tarihlerinde, İstanbul Hilton Bosphorus Hotel’de düzenlenen GEM CENTRAL Modern PCI Summit kapsamında, girişimsel kardiyoloji alanında uluslararası düzeyde önemli konular ele alındı.

Etkinlik kapsamında, eğitim odaklı interaktif bir platform olan Training Hub (Uygulamalı Eğitim Alanı) başlığı altında gerçekleştirilen “The Right Tools for the Right Lesion – Rota / Wolverine” (Doğru Lezyona Doğru Araçlar – Rota / Wolverine Teknikleri) oturumunda konuşmacı olarak yer alarak bir sunum gerçekleştirdim. Kompleks koroner lezyonların tedavisinde kullanılan güncel teknikler ve cihaz seçiminin klinik başarıya etkisi üzerine vaka temelli deneyimlerimi aktardım.

Farklı ülkelerden gelen meslektaşlarımızla gerçekleştirilen bu bilimsel paylaşım, hem teorik bilgi hem de günlük pratiğe yansıyan yönleriyle son derece verimliydi.

Boston Scientific tarafından düzenlenen bu etkinlikte emeği geçen tüm organizasyon ekibine ve katılım sağlayan değerli meslektaşlarıma teşekkür ederim.

, , , , , , , ,

Address

Bahçelievler, Adnan Kahveci Boulevard No: 227
Istanbul
34180

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 14:00

Telephone

+905411024322

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Prof. Dr. Ahmet Yıldız posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Prof. Dr. Ahmet Yıldız:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category