01/12/2025
Sürekli olumsuz haber maruziyeti, beynin tehdit algısını yapay olarak yükselten bir döngü yaratır. İnsan zihni, tehlike içeren bilgilere doğal olarak daha fazla dikkat verir; bu, evrimsel olarak hayatta kalma mekanizmamızın bir parçasıdır.
Ancak günümüzde bu mekanizma, dijital ortamda kontrolsüzce tüketilen kötü haberlerle aşırı uyarılır. Beyin her olumsuz haberi “şu anda bir risk var” şeklinde yorumlayarak sinir sistemine alarm sinyali gönderir.
Bunun sonucu olarak stres hormonları—özellikle kortizol—uzun süre yüksek seviyede kalır ve kişi farkında olmadan sürekli tetikte bir ruh hâline bürünür.
Bu durum kaygıyı artırdığı gibi, duyguları düzenleme kapasitesini de zorlar. Zihin bir süre sonra gerçek tehlikelerle, medyadan gelen sembolik tehditleri ayırt etmekte güçlük çekebilir.
Bu nedenle haber tüketiminin tamamen bırakılması değil, bilinçli şekilde sınırlandırılması önemlidir. Gün içinde belirli bir zaman dilimi ayırarak, güvenilir ve dengeli içerik üreten kaynaklardan bilgi almak psikolojik dengeyi korur. Geri kalan zamanlarda zihne “dinlenme alanı” tanımak, sinir sisteminin yeniden sakinleşmesine yardımcı olur.
Zorlayıcı içeriklerden bilinçli molalar vermek; duygusal dayanıklılığı, düşünme berraklığını ve stresle başa çıkma kapasitesini güçlendirir.
Araştırmalar, medya maruziyetini düzenleyen kişilerin kaygı seviyelerinde belirgin bir düşüş, günlük hayatta ise daha yüksek bir kontrol duygusu yaşadığını göstermektedir. Kısacası, bilgi sahibi olmak önemli; ancak ruh sağlığını korumak için bilgiyi ne zaman ve nasıl aldığımız çok daha belirleyicidir.🌱