Homeopatik Terapi Merkezi

Homeopatik Terapi Merkezi Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Homeopatik Terapi Merkezi, Alternative & holistic health service, Istanbul.

Homeopati, bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan bir alternatif tıp yöntemidir.

Homeopatik tedavi'de akut durum:Genellikle dışsal bir uyarana karşı verdiği ani ve yoğun tepki durumlarını içerir. Çoğun...
10/04/2025

Homeopatik tedavi'de akut durum:

Genellikle dışsal bir uyarana karşı verdiği ani ve yoğun tepki durumlarını içerir. Çoğunlukla kısa süreli ve kendiliğinden iyileşme potansiyeli taşıyan hastalıkları da ifade eder. Örnek olarak , algınlığı, , ısırıkları, küçük travmalar, , , , gibi durumları sayabiliriz.

Akut durumun genel özellikleri:

Genellikle belirgin bir sebebi vardır. Örneğin: soğukta kalma, travma, stres…).

Ani başlangıçlıdır
Hızla ilerleyebilir, gelişir
Doğru müdahaleyle iyileşme de hızlı olur.

Homeopatide akut durumda tedavi nasıl yapılır?

Nasıl ve ne zaman, neden kaynaklandığı soruşturulur

Semptomlar tek tek sorgulanır

Modaliteler sorgulanır (ne iyi geliyor? ne daha çok kötüleştiriyor?)
Kişiye özgü semptomları araştırılır (terleme tipi, ateşin seyri, ruh hali, susuzluk durumu, sıcak soğuk ilişkisi…)
Aynı virüsle enfekte olmuş kişilerin her birine farklı remedi gerekebilir çünkü semptomlar kişiye özeldir ve her birey aynı etkene farklı semptomlar geliştirebilir.

Uygun remedinin seçilmesi:

Tüm veriler göz önünde bulundurularak uygun remedi (similimum-benzer) belirlenir.

Örneklendirme yapmak gerekirse (sadece örnekleme amacıyla verilmiştir her vaka özeldir, tek başına detaylı değerlendirilmelidir.)

Ateşle birlikte titreme ve yorgan altına saklanma: Nux vomica
Yüksek ateş, kuru sıcak cilt, huzursuzluk: Aconitum napellus
Bol terleme, halsizlik, yavaş yükselen ateş: Gelsemium

Potens ve Doz Seçimi:
Genellikle düşük ya da orta potensler (30C, 200C vb.) tercih edilir. Akut durumda ihtiyaç halinde sık doz tekrarı gerekebilir
Gelişim takip edilir.

Semptomların düzelmesine göre tekrara karar verilir. İyileşme tamamalana kadar takip devam eder.

Gerektiğinde potens/remedi değişimi yapılabilir :
Semptomlar yön değiştirirse, yeni bir ilaç seçimi yapılabilir. Akut durumlar dinamik seyredebildiğinden gözlem ve takip önemlidir.

 

Şifa olsun




James Tyler Kent (1849-1916), klasik homeopatinin en önemli isimlerinden biridir. Amerikalı bir hekim ve eğitimci olan K...
17/03/2025

James Tyler Kent (1849-1916), klasik homeopatinin en önemli isimlerinden biridir. Amerikalı bir hekim ve eğitimci olan Kent, homeopatik tıbbın gelişimine yaptığı katkılarla tanınır.

Hayatı ve Eğitimi

1849'da New York'ta doğdu.

1873 yılında Eclectic Medical Institute'tan mezun oldu ve başlangıçta eklektik tıp (bitkisel ve doğal tedavilere odaklanan bir tıp akımı) uygulamaya başladı.

Eşinin ciddi bir hastalık geçirmesi ve homeopatik tedaviyle iyileşmesi, Kent'in homeopatiye ilgisini başlattı.

Homeopati Kariyeri

Kent, Hahnemann'ın geliştirdiği Similia Similibus Curentur (Benzer, benzeri iyileştirir) ilkesini derinlemesine inceleyerek bu alanda uzmanlaştı.

"Kent'in Repertuarı" olarak bilinen "Repertory of the Homoeopathic Materia Medica" adlı eseri, günümüzde halen homeopatlar tarafından yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Ayrıca "Lectures on Homeopathic Materia Medica" ve "Lectures on Homoeopathic Philosophy" gibi eserleriyle homeopatik felsefe ve tedavi yöntemlerini derinlemesine ele aldı.

Miyazma ve Tedavi Yaklaşımı

Kent, Hahnemann’ın miyazma teorisini daha da geliştirerek hastalıkların psorik, sykotik ve sifilitik kökenlerine dair önemli katkılar sundu.

Kendi klinik pratiğinde zihinsel ve duygusal semptomların tanıda öncelikli rol oynadığını vurguladı.

Mirası

Kent'in yöntemleri, özellikle ruhsal-psikolojik semptomlara yaptığı vurgu nedeniyle klasik homeopatide önemli bir ekol oluşturdu.

Öğrencileri ve takipçileri, onun öğretisini daha geniş kitlelere yayarak homeopatinin Amerika ve Avrupa'da güçlenmesine katkı sağladı.

Kent'in çalışmaları, homeopatinin yalnızca fiziksel belirtileri değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal boyutlarını da içeren bütüncül yaklaşımını vurgulaması açısından büyük önem taşır.





“Kadınlar güçlüdür, bilgedir, şefkatlidir… ve bazen de ‘Sabır 200 CH’ dozunda yaşarlar! 😄Homeopati gibi, kadınların sevg...
07/03/2025

“Kadınlar güçlüdür, bilgedir, şefkatlidir… ve bazen de ‘Sabır 200 CH’ dozunda yaşarlar! 😄

Homeopati gibi, kadınların sevgisi ve dayanıklılığı da ince ama derin bir etkiye sahiptir. Hormon dengesizlikleri, stres, yorgunluk? Belki biraz Sepia ya da Ignatia dokunuşu ile hayata kaldığımız yerden devam!

Tüm kadınların içsel gücünü, güzelliğini ve sağlığını kutluyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun! 💜”

Hp Abidin ŞAROĞLU


Homeopatik tedavi'de benzerlik İlkesi Homeopatide Benzerlik İlkesi (Similia Similibus Curentur), hastalıkların, sağlıklı...
04/03/2025

Homeopatik tedavi'de benzerlik İlkesi

Homeopatide Benzerlik İlkesi (Similia Similibus Curentur), hastalıkların, sağlıklı bir insanda benzer semptomlara neden olan maddelerle tedavi edilebileceği prensibine dayanır.

Bu ilkeye göre, eğer bir madde sağlıklı bir bireyde belirli semptomlar ortaya çıkarıyorsa, aynı madde çok düşük dozlarda hastalığı olan bir kişiye verildiğinde, vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını harekete geçirerek benzer semptomları iyileştirebilir.

Örneğin:

Soğan (Allium cepa), gözlerde ve burunda akıntıya neden olur. Soğana karşı duyarlı kişilerde alerjik nezle belirtileri (göz yaşarması, burun akıntısı) görülebilir. Bu nedenle, homeopatide Allium cepa, benzer semptomları olan alerjik rinit veya soğuk algınlığı tedavisinde kullanılabilir.

Benzerlik İlkesi, homeopatinin temel taşıdır ve Samuel Hahnemann tarafından geliştirilmiştir.





HOMEOPATİK TEDAVİ'DE MİYAZMA KAVRAMIMiyazma, homeopatide kronik hastalıkların temel nedenlerini açıklamak için kullanıla...
27/02/2025

HOMEOPATİK TEDAVİ'DE MİYAZMA KAVRAMI

Miyazma, homeopatide kronik hastalıkların temel nedenlerini açıklamak için kullanılan bir kavramdır. Samuel Hahnemann tarafından geliştirilen bu teoriye göre, hastalıklar yüzeysel semptomlardan ziyade derin kökenlere sahiptir ve bu kökenler üç ana miyazmadan birine dayanır: Psora, Sifilitik, Sikotik.
Homeopatide "miyazma" kavramı, kronik hastalıkların temel nedenlerini açıklamak için Samuel Hahnemann tarafından 1828 yılında ortaya atılmıştır. Hahnemann, "Kronik Hastalıklar, Yapıları ve Homeopatik Tedavileri" adlı eserinde, hastalıkların yüzeysel semptomlardan ziyade derin kökenlere sahip olduğunu ve bu kökenlerin üç ana miyazmadan birine dayandığını belirtmiştir.
Homeopatide miyazma kavramına farklı bir yaklaşımla bakarsak, bunu epigenetik ve kronik hastalıkların nesiller arası aktarımı ile ilişkilendiren bazı modern görüşler vardır. Homeopatlar, miyazmaların yalnızca bulaşıcı hastalık kalıntıları değil, aynı zamanda genetik yatkınlıklar, çevresel faktörler ve bireyin yaşam tarzı gibi unsurları da içerdiğini öne sürmektedir.
Miyazmaların Epigenetik ile İlişkisi
Günümüz biliminde epigenetik, çevresel faktörlerin genetik ifadeyi nasıl değiştirdiğini inceleyen bir alandır. Homeopatinin bazı savunucuları, miyazmaların epigenetik değişikliklerle açıklanabileceğini iddia etmektedir. Örneğin:
Psora (Cilt Hastalıkları ve Bağışıklık Problemleri) → Kronik stres ve kötü beslenmenin bağışıklık sistemine etkisi. Kronik cilt sorunları, alerjiler, anksiyete

Sikotik Miyazma (Büyüme Bozuklukları, İltihaplanma Eğilimi) → Hormon dengesizlikleri ve iltihabi hastalıklarla ilişkili epigenetik değişimler. İltihap, tümör eğilimi, bağışıklık sorunları

Sifilitik Miyazma (Yıkıcı Hastalıklar, Nörodejeneratif Durumlar) → Çevresel toksinlere maruz kalma ve nörolojik hastalıklar arasındaki bağlantılar. Sinir sistemi hastalıkları, otoimmün bozukluklar

Bazı araştırmacılar, kronik hastalıkların ve psikolojik yatkınlıkların nesiller boyunca taşınabildiğini ve bunun homeopatide bahsedilen miyazma kavramı ile örtüşebileceğini belirtmektedirler

terapisti Abidin ŞAROĞLU





Homeopatik tedavi'de  Tek Doz veya En Düşük Doz İlkesi, tedavinin mümkün olan en az müdahale ile gerçekleştirilmesi gere...
24/02/2025

Homeopatik tedavi'de  Tek Doz veya En Düşük Doz İlkesi, tedavinin mümkün olan en az müdahale ile gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eder. Bu yaklaşım, vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını desteklemeyi amaçlar ve şu temel prensiplere dayanır:
• Tek Doz İlkesi: Hasta için seçilen en uygun homeopatik remedi, sadece bir doz verilir ve ardından vücudun tepkisi gözlemlenir.
• Eğer olumlu bir değişim başlarsa, ilacın tekrar edilmesine gerek duyulmaz. Bu, bedenin kendi iyileştirici mekanizmasını uyarıp çalıştırmasına fırsat tanımak içindir.
• En Düşük Doz İlkesi: Remedi, sadece gerekli olduğu kadar ve mümkün olan en düşük miktarda verilir. Bu, gereksiz dozların önüne geçerek vücudu fazladan uyarıp dengesini bozmamak için uygulanır.
Bu ilke, homeopatinin doğasına uygun olarak hassas bir dengeyi koruma anlayışına dayanır. Amaç, remediyi sürekli tekrarlamak değil, vücudun tek bir uyarıya bile yeterince güçlü bir yanıt verebileceğini kabul etmektir. Eğer semptomlar belirli bir süre sonra geri dönerse, dozun tekrarı ancak o zaman düşünülür.






Abidin

Homeopatik tedavi'de "Hastalık yoktur, hasta vardır" ifadesi, homeopatik tedavi de bireyselleştirilmiş yaklaşımı vurgula...
18/02/2025

Homeopatik tedavi'de "Hastalık yoktur, hasta vardır" ifadesi, homeopatik tedavi de bireyselleştirilmiş yaklaşımı vurgular. Her hastalığın her bireyde farklı şekilde seyredebileceğini, aynı teşhise sahip iki kişinin semptomlarının, tedaviye yanıtlarının ve hastalığı deneyimleme biçimlerinin farklı olabileceğini anlatır.
Bu ifade, özellikle Homeopatik tedavi de kişiye özel tedavi (personalized medicine) anlayışının temelini oluşturur.
Çünkü her bireyin genetik yapısı, yaşam tarzı, çevresel etkenleri ve bağışıklık sistemi farklıdır.
Dolayısıyla tedavi sürecinde sadece hastalığa değil, o hastalığa sahip bireyin özelliklerine de odaklanmak gerekir.
Örneğin, aynı gribal enfeksiyona yakalanan iki kişiden biri hafif semptomlarla atlatırken diğeri daha ağır geçirebilir, ve ya her birey farklıdır semptomlar gösterebilir.
İşte bu durum, hastalıktan ziyade bireyin kendine özgü yapısının esas alınması gerektiğini gösterir






ChatGPTŞunu dedin:Homeopatik tedavinin temel ilkeleriChatGPT:Homeopatik tedavi, 18. yüzyılda Alman hekim Samuel Hahneman...
16/02/2025

ChatGPT

Şunu dedin:

Homeopatik tedavinin temel ilkeleri

ChatGPT:

Homeopatik tedavi, 18. yüzyılda Alman hekim Samuel Hahnemann tarafından geliştirilen ve "benzerin benzeriyle tedavisi" (similia similibus curentur) ilkesine dayanan bir alternatif tıp yöntemidir. Homeopatinin temel ilkeleri şunlardır:

1. Benzerlik İlkesi (Similia Similibus Curentur)

Bir madde sağlıklı bir kişide belirli semptomlara yol açıyorsa, o madde çok düşük dozlarda hasta bir kişide benzer semptomları tedavi edebilir.

Örnek: Soğan (Allium cepa) göz yaşarmasına neden olur. Homeopatide, alerjik nezle gibi göz yaşarması olan durumların tedavisinde kullanılır.

2. Bütüncül Yaklaşım

Homeopati, yalnızca semptomları değil, kişinin fiziksel, zihinsel ve duygusal durumunu bir bütün olarak değerlendirir.

Tedavi, kişinin semptomlarının tümünü kapsayacak şekilde kişiye özel olarak planlanır.

3. Minimum Doz İlkesi

Maddeler, homeopatik yöntemlerle çok yüksek derecede seyreltilir (potensiyalize edilir). Amaç, etkinliği artırırken yan etkileri en aza indirmektir.

Seyreltme işlemi sırasında her aşamada çalkalama (süksüsyon) yapılır. Bu sürecin maddeye enerji kazandırdığına inanılır.

4. Tek Madde İlkesi (Bireysel İlaç Seçimi)

Her seferinde tek bir homeopatik madde (remedi) kullanılır. Kişinin semptomlarına en uygun madde seçilir.

Her birey için farklı bir madde gerekebilir çünkü semptomlar kişiye özgüdür.

5. Hayati Güç (Vital Force) İlkesi

Homeopatiye göre, bedenin kendini iyileştirme potansiyeli vardır. Hastalık, bu hayati gücün dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkar.

Homeopatik ilaçlar, hayati gücü dengede tutmaya yardımcı olur.





Vielen herzlichen Dank
06/02/2025

Vielen herzlichen Dank




Bütüncül tedavi yöntemi olan homeopatinin anlamı eski Yunanca’dan geliyor. ‘homeos- benzer’ ve ‘pathos– acı çekmek’, has...
25/01/2025

Bütüncül tedavi yöntemi olan homeopatinin anlamı eski Yunanca’dan geliyor. ‘homeos- benzer’ ve ‘pathos– acı çekmek’, hastalık anlamındaki iki kelimeden oluşuyor. Yaklaşık 250 yıldır dünyada uygulanan bu bütüncül tıp yöntemi insanı bir bütün olarak ele alır ve hastalık belirtilerini değil, hastayı tedavi etmeyi amaçlar. Homeopati insanın ruh ve vücudunu tek bir sistem olarak kabul eder. Ortaya çıkan hastalık belirtisini değil, bu hastalığa yol açan ana sebebi ele alıp tedavi uygular. Homeopatide hastalık yoktur, hasta vardır. Homeopatın görevi kişinin semptomlarının tamamını ele almak ve kişiye özel bütüncül tedavi uygulamaktır. Homeopati aynı zamanda insan vücudunun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını uyararak iyileşmeyi amaçlar
Acil cerrahi müdahale gerektiren durumlar hariç, hemen hemen tüm akut ve kronik hastalıkları tedavi edebilir. Ayrıca klasik tıp ile birlikte de uygulanabilir







 .arzubaydar  .dr.tahirakdeniz  .b.kaya
12/07/2024

.arzubaydar .dr.tahirakdeniz .b.kaya



Address

Istanbul
34180

Opening Hours

Monday 09:00 - 19:30
Tuesday 09:00 - 19:30
Wednesday 09:00 - 19:30
Thursday 09:00 - 19:30
Friday 09:00 - 19:30
Saturday 09:00 - 19:30
Sunday 09:00 - 19:30

Website

http://synergyterapimerkezi.com/

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Homeopatik Terapi Merkezi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share