Equinox Psikiyatri ve Terapi

Equinox Psikiyatri ve Terapi Kendi alanlarında nitelikli, sertifikalı uzman psikolog kadrosu.

16/12/2024

GENÇLERDE OT (MA*****NA) KULLANIMI İLE BAŞLAYAN UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI TEHLİKESİ

35 yıldır bağımlılık tedavisi yapan bir uzman olarak, gençler arasında uyuşturucu kullanımının, özellikle ma*****na (ot) tüketiminin hızla arttığını üzülerek gözlemliyorum. Ma*****na, “doğal” ve “zararsız” gibi yanlış algılarla masumlaştırılarak gençlere çekici gösteriliyor. Oysa düzenli ma*****na kullanımı, gençlerin gelişmekte olan beyinlerinde ciddi hasarlara yol açabilir. Hafıza ve dikkat sorunları, motivasyon kaybı, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlar yaygın olarak görülmektedir.

Daha da endişe verici olan, bazı gençlerde ma*****na kullanımının şizofreni benzeri psikoza neden olabilmesidir. Yüksek dozlarda veya genetik yatkınlığı olan bireylerde halüsinasyonlar, paranoya ve gerçeklikten kopma gibi ağır psikotik semptomlar ortaya çıkabilir. Bu durum, yaşam boyu sürebilecek kalıcı ruhsal hastalıklara yol açabilir.

Ayrıca ma*****na, bağımlılık literatüründe “gate drug” yani “geçiş uyuşturucusu” olarak tanımlanır. Bu, ma*****na kullanan birçok gencin zamanla daha güçlü ve tehlikeli maddelere yönelme riskini ifade eder. Psikolojik olarak “zararsız” bir deneyim arayışıyla başlayan kullanım, tolerans geliştikçe daha sert uyuşturuculara geçişe yol açabilir. Bu geçiş süreci genellikle sosyal çevrenin etkisi ve arkadaş baskısıyla hızlanır; gençler sosyal kabul görmek adına uyuşturucu kullanımını sürdürebilir ve artırabilir.

Ebeveynler olarak çocuklarınızdaki ruh hali değişiklikleri, okul başarısında düşüş, arkadaş çevresindeki değişiklikler ve gizlilik gibi uyarı işaretlerine dikkat edin. Şüphe duyduğunuzda profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. İdrarda uyuşturucu testleri, erken teşhis ve müdahale için önemli bir adımdır. Ancak testler tek başına yeterli değildir.

Çocuklarınızla güvene dayalı, açık bir iletişim kurun. Yargılamadan dinleyin, destekleyici olun ve onlara her zaman başvurabilecekleri güvenli bir liman sunduğunuzu hissettirin. Unutmayın, erken farkındalık ve doğru müdahale hayat kurtarabilir. Uyuşturucunun zararlarını küçümsemek, en büyük risk olacaktır.

Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu

15/01/2024

DİGİTAL ÇAĞDA RUH SAĞLIĞI

Günümüzde digital teknoloji hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken ruh sağlığımıza olan etkisini de göz ardı edemeyiz. Teknoloji hayatlarımızı daha rahat ve bağlantılı hale getirirken aynı zamanda zihinsel sağlığımız için yeni zorluklar ve endişeler ortaya çıkardı.

Bu yazımda dijital çağda artan zihinsel sağlık sorunlarından bahsedecek ve sağlıklı bir dengeyi korumak için pratik ipuçlarını anlatacağım.

TEHLİKE GELİYOR

Çevrimiçi Sosyal Medya: Sosyal medya platformları iletişimde ve bilgi paylaşımında devrim yarattı. Bununla birlikte, başkalarının hayatlarının dikkatle seçilmiş özetlerine sürekli maruz kalmak, yetersizlik duygularına, düşük özgüvene ve hatta depresyona yol açabilir.

Siber zorbalık: Dijital dünyanın sağladığı anonimlik, siber zorbalığa yol açmıştır. Çevrimiçi taciz mağdurları sıklıkla artan düzeyde stres, kaygı ve sosyal izolasyon yaşarlar.

Aşırı Bilgi Yükü: Parmaklarımızın ucunda çok sayıda bilgi mevcut olduğundan bunalmak ve kaygılanmak kolaydır. Üzücü haberlere ve zararlı içeriğe sürekli maruz kalmak zihinsel sağlığımızı etkileyebilir.

Dijital Bağımlılık: Dijital cihazların ve uygulamaların bağımlılık yapıcı doğası, zorlayıcı davranışlara yol açarak üretkenliği, uyku düzenini ve genel zihinsel sağlığı etkileyebilir.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Dijital Detoks: Günlük rutininizde “ekransız” zamanı uygulayarak cihazlarınız kullanımına düzenli aralar verin. Kitap okumak, yoga veya meditasyon yapmak veya doğada vakit geçirmek gibi farkındalık ve rahatlamayı teşvik eden etkinliklere katılın.

Sosyal Medya Sınırları: Sosyal medya kullanımınıza sınırlar koyun ve çevrimiçi olarak kimi takip ettiğinize dikkat edin. Olumsuz duyguları tetiklemek yerine, sizi neşelendiren ve ilham veren olumlu etkilerle kendinizi kuşatın.

Siber Zorbalık Farkındalığı: Siber zorbalık ve etkileri konusunda kendinizi eğitin. Siz veya tanıdığınız biri mağdursa güvendiğiniz arkadaşlarınızdan, ailenizden veya profesyonellerden destek isteyin. Kendinizi ve başkalarını korumak için siber zorbalık olaylarını bildirin ve engelleyin.

Dijital Sağlık Araçları: Ekran süresini izlemek ve sınırlamak için akıllı telefonlarda ve uygulamalarda bulunan dijital sağlık özelliklerini kullanın. Bu araçlar teknolojiyle daha sağlıklı bir ilişki kurulmasına yardımcı olabilir.

Destek Alın: Ruh sağlığınızla mücadele ediyorsanız profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Ruh sağlığı uzmanları ihtiyaçlarınıza uygun rehberlik, terapi ve destek sağlayabilir.

Hepinize sağlıklı, mutlu güzel günler dilerim.

Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu

11/06/2023

EĞITIMDE ANNE BABALARIN ROLÜ

Sevgili Arkadaşlar

Özellikle son günlerde LGS sınav sonuçları nedeniyle bir çoğunuzun çocuğunuzun öğrenim göreceği okul seçimi ile ilgili kaygılarınıza bu sayfalarda şahit oldum. Ben 40 yıllık bir hekimim. İhtisas alanım psikiyatri ve özellikle bağımlılık tedavisi. 30 yıldır özel çalışıyorum. İstanbul’da muayenehanem ve özel hastanelerde çoğunlukla üst gelir düzeyi olan hasta grubuyla çalışıyorum.
Çalıştığım hasta grubumun ciddi bir kısmını gençler ve doğal olarakta İstanbul’daki özel okul öğrencileri oluşturuyor. Amerikan, Alman ve Fransız liselerinde okuyan yüzlerce danışanım oldu.
Özellikle bu özel okulları kazananların çoğu gerçekten çok zeki çocuklar. Şimdiye kadar izlediğim danışanlarımdan edindiğim bazı tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Fransız ve Alman okullarında pek sıkıntı olmuyor ama Amerikan okullarına gelen çocuklar eğer orta sınıf bir özel okul veya devlet okulundan geliyorsa hem lisan olarak hem de sosyo ekonomik olarak diğer öğrencilerin yanında eziliyorlar. Çünkü bu okulları kazanan çocukların çoğu zaten İngilizce bilerek geliyorlar ve sosyoekonomik olarak çok güçlü ailelerin çocukları oluyorlar. Dışarıdan gelen çocuklar onların yaşam standardına uyamadıkları için özellikle hazırlık sınıflarında eziliyorlar. Aslında bu çocuklar geldikleri okulların yıldızları iken birden statü kaybetmek onları çok zor duruma sokuyor ve bazıları bunalıma giriyorlar. Son sınıflarda ise bu zengin ailelerin çocukları Amerika’ya üniversiteye gidiyorlar. Okul seçimine yardım almak için bile 100 bin dolardan fazla danışman ücreti ödüyorlar ( Ör Larry Turns - Eski Koç Lisesi yurt dışı öğrenim danışmanı- Her öğrenciyi kabul etmiyordu- Sadece ingilizcesi çok iyi olan başarılı öğrencileri kabul ediyordu ). Dolayısıyla bu çocuklar TR de üniversite sınavına bile girmiyorlar. Harvard dahil bir çok Amerika üniversitesi yeterli bağışı yapan ve SAT’den biraz iyi puan alan çocukları kabul ediyorlar zaten. Amerika’dan burs almak için çok ama çok başarılı olmak gerekiyor. Benim bir danışanım % 100 bursla Harvard’a gitmişti ama orada sadece drug kullanıp bağımlı olduğu için okulu 3. senesinde bırakmak zorunda kaldı. Onun için eğitimi sadece okula bırakmayın. Bence ekonomik düzeyiniz çok iyi değilse aynı puanla GS, İstanbul Erkek, Kadıköy Anadolu gibi okulları tercih etmek daha doğru seçimler olabilir. Avrupa’da üniversite maliyeti Amerika’ya nazaran çok ama çok daha düşük. Ayrıca ülkemizde hiç bir Amerikan Koleji çok ama çok iyi İngilizce öğretemiyor. RC mezunlarından bazıları Koç Üniversitesi hazırlığı bile geçemiyor.
Bir başka önemli hususta uyuşturucu kullanımının liselerde çok yaygınlaştığı. Özellikle yabancı okullarda okuyan öğrencilerin neredeyse yarısı 2. veya 3. seneden itibaren ot (w**d ) yani esrar kullanmaya başlıyorlar ve ne yazık ki bu gençler arasında “cool” ( popüler ) kabul ediliyor. Kullanmayanlara “ezik” olarak bakıyorlar.

Çocuğunuzu iyi bir koleje göndermek tek başına çözüm değil. Tavsiyem hele ceketinizi satarak kesinlikle göndermeyin. Çocuk başarılıyla AFS sınavını kazanır ve 1 yıllığına Amerika’ya lise öğrenimi sırasında gidebilir ve İngilizcesini geliştirir.
Zaten anne ve babaların sorumluğu çocuğunu iyi bir koleje sokmakla ne yazık ki bitmiyor. Ben size okul seçiminden ziyade başlıkta yazdığım gibi eğitimde anne babaların rolleri ile ilgili bir yazı derledim.
Onu sizlerle paylaşıyorum: Lütfen okuyun. Belki faydası olabilir.

EĞİTİMDE ANNE BABALARIN ROLÜ

Ebeveynlerin çocuklarına karşı yasal hakları ve sorumlulukları vardır.
Ebeveynlerin çocuklarına kendi kendilerine bakacak yaşa gelene kadar barınak, yiyecek, giyecek, eğitim ve tıbbi bakım sağlamaları gerekir. Ayrıca çocuklarının toplumda sorumlu ve empatik bireyler olarak büyüyebilmeleri için duygusal ve sosyal beslenmeyi de vermeleri gerekir.

Elbette ki çocuğunuza sağlayacağınız eğitim çocuklarınıza karşı sorumluluklarınızın en önemlilerinden biridir. Çocuğunun her gün, zamanında okula gitmesini ve öğrenmeye hazır olmasını sağlayın. Başarıyı sağlamak için çocuklarının akademik ilerlemesini izleyin ve yönlendirin.

Yapılandırılmış öğrenmenin çoğu okul sınırları içinde gerçekleşse de bu, ebeveynlerin çocuklarının eğitiminde aktif bir rol oynayamayacağı anlamına gelmez. Aksine, ebeveynler çocuklarını okulda başarılı olmaları için teşvik edebilir, motive edebilir ve hatta etkileyebilirler. Bu yazıda ebeveynlerin çocuklarının eğitiminde oynadığı roller tartışılacaktır.

Çocuğunun okuldaki ilerlemesini izleyin:
Ebeveynler, çocuklarının okuluna aktif katılım göstermelidir. Çocuğunun okulda nasıl ilerlediğinin farkında olmalıdırlar. Çevrimiçi not verme portalları, karneler ve okul ilerleme raporları, velilere öğrencinin performansı - notlar, devam, davranış ve öğretmenin değerlendirilmesi - hakkında oldukça iyi bilgi sağlarlar.

Öğretmenlerle koordinasyon:
Öğretmen, bir çocuğun okulda ne kadar başarılı olduğu konusunda konuşulacak en iyi kişidir. Çoğu zaman, öğretmen sadece akademik açıdan değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal yönlerde de geri bildirimde bulunabilecektir. Öğrenmeyi ve öğrenci başarısını engelleyebilecek sorunlar varsa veliler bilgilendirilecektir.

Veli-Öğretmen Toplantılarına Katılın:
Öğretmenlerle iletişim halinde olmak ve hatta Okul Aile Birliğinde görev almak çocuklarınızın eğitim ihtiyaçlarını destekleyen programların geliştirilmesinde aktif ve önemli rol almanızı sağlar. Böylece çocuğunuzun eğitimini sadece öğretmenlerin insiyatifine bırakmamış olursunuz.

Çocuğunuzla bire bir görüşmeler:
Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iletişim çok önemlidir. Rehberlik ve tavsiyeler almak ebeveynin sorumluluğundadır. Çocuğunuzla yapacağınız bire bir görüşmeler onların sorunlarını anlamanızı ve ilgili çözümler araştırmanızı sağlayabilir. Tüm çocukların ebeveynleriyle samimi bir konuşma için biraz zamana ihtiyacı vardır. Hemen çocuğunuzu karşınıza oturtup “anlat bana derdini” demeyin. Öncelikle onları yorum yapmadan dinleyin. Sizinle bir arkadaşıyla konuştuğu kadar rahat hissetmesini sağlayın. Bunun içinde hemen konuşmasına müdahale etmeyin. Çocuklar özellikle kendilerinden önce arkadaşlarından bahsetmek isterler. Sabırla dinleyin ve mümkünse kendisi sormadan yorum yapmayın. Yorum yaparken de “Bence böyle olabilir. Sen ne düşünüyorsun?” diye sorun. Zorlamayın.

Okul Etkinliklerine Katılın:
Okul etkinlikleri, öğrencileri ve velileri bir araya getirmek için harika fırsatlardır. Öğrencilerin okul etkinliklerine, yarışmalara ve spor etkinliklerine katılmaları şiddetle teşvik edilir. Çocuklar doğal olarak yeteneklerini ve becerilerini başta ebeveynleri olmak üzere herkesin görebileceği şekilde sergilemek isterler. Okul etkinlikleri çocuğunuzun okul ortamı ve diğer öğrencilerle nasıl etkileşime girdiği hakkında bir "kanaat" elde etmek için mükemmel bir fırsattır.

Öğrenme için rol model olun:
Ebeveynler, çocuklarının ilk yıllarında ilk öğretmenleri olarak hizmet ederler. Öğretmenlik sorumluluğu çocuk okula başladığında bitmez. Çoğu zaman, çocukların matematik, fen bilimleri ve sosyal bilimler alanlarındaki ödevlerinde yardıma ihtiyaçları olacaktır. Öğrenmenin ne kadar heyecan verici ve yararlı olabileceğini göstermek ebeveynlerin görevidir. Ebeveynler, uygun rehberlikle çocuklarının zamanlarını yönetmelerine ve eğlence (TV izlemek, oyun oynamak, internette gezinmek) ile okul arasında bir denge kurmasına yardımcı olabilir.

Çocuğunuzun öğrendiklerini günlük yaşamla ilişkilendirin:
Çoğu zaman, çocuklarınızın okulda öğrendikleri pek çok şey günlük yaşamla ilişkilendirilebilir. Örneğin, yemek pişirirken çocuğunuzla ölçü birimleri hakkında konuşabilirsiniz. Bilim alanında gök cisimlerini (güneş, ay, yıldızlar) ve dışarıdaki hava durumunu tartışabilirsiniz. Çocuğunuz aletlere ve diğer şeylere ilgi gösteriyorsa, bilgisayarın, buzdolabının ve diğer aletlerin nasıl çalıştığını açıklayabilirsiniz. Ayrıca evin içinde ve dışında güvenliği tartışabilirsiniz (fırtına, yangın veya deprem sırasında ne yapılmalı). Çocuğunuzun merakını ve öğrenme arzusunu beslemek için bunu çocuğunuzun günlük deneyiminin bir parçası haline getirin.

Çözüm
Ebeveynler çocuklarının eğitimine yoğun bir şekilde dahil olduklarında, çocukların okulda daha iyi performans göstermeleri daha olasıdır. Yukarıda belirtilen şeyler, çocuklarınızın eğitim başarısına dahil olmanın yollarından sadece birkaçıdır.

Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu

01/01/2023

Address

Sıraselviler Caddesi Meşelik Sok. Hrisovergi Apt. No. 26/6
Istanbul
34433

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Equinox Psikiyatri ve Terapi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Equinox Psikiyatri ve Terapi:

Share

Category

Prof. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu

Direktör ve kurucumuz Prof. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldu. Mezuniyet sonrası iki yıl süre ile zorunlu devlet hizmetini Karaman Merkez Sağlık Ocağı Tabibi olarak yaptı. 1986-90 yılları arasında psikiyatri uzmanlık eğitimini Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde aldı. Aynı hastanede 1990-94 yılları arasında başasistan olarak görev yaptı. 1993-2003 yılları arasında V.K.V. Amerikan Hastanesinde konsültan psikiyatrist olarak çalıştı. 1994 yılında Balıklı Rum Hastanesi bünyesi içinde Anatolia Kliniklerini iki meslektaşı ile birlikte kurdu. Aynı klinikte 1994- 2008 yılları arasında Klinik Şef Yardımcısı ve 2008-2013 yılları arasında ise Anatolia Bağımlılık Tedavisi Klinik Şefi olarak ve 2013-2015 tarihleri arasında ise Universal Grup Vatan Hastanesi Psikiyatri servisinde kurucu Klinik Şef olarak görev yaptı.2001-2005 yılları arasında Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2005 yılında Psikiyatri Doçenti ve 2012 yılında ise Profesör ünvanını aldı. 2011-2013 yılları arasında Haliç Üniversitesi Psikoloji A.D. da öğretim üyeliği ve bölüm başkanlığı görevlerini yaptı. Ağustos 2013 -2015 tarihleri arasında Avrupa Sağlık Meslek Y. O. da öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2016-2017 akademik dönemi güz sömestrinde Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde misafir öğretim görevlisi olarak Bağımlılık Psikiyatrisi derslerini verdi. Mart 2016 tarihinden beri Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesinde Danışman olarak görev yapmaktadır. Ayrıca Temmuz 2018 tarihinde Equinox Psikiyatri ve Terapi Merkezi kurmuş ve halen direktörlüğünü yapmaktadır.

Prof. Dr. Ö. Ayhan Kalyoncu hakkında detaylı bilgi almak ve diğer yazılarına ulaşmak için kişisel web sitesini ziyaret edebilirsiniz,

http://www.drayhankalyoncu.com/