Klinik Psikolog Didem Göksu

21/10/2025

Her bir eylem sözlerden daha sesli konuşur. Sözler geçicidir, gerçekleştirilmeyebilir, soyuttur. Eylem ise, somutlaştırılan davranıştır. Kişinin gerçek hislerini gösterir ve kalıcıdır.

Söz ve davranışın tutarlı olması kişide güven sağlarken, söylenenler ile davranışın uyuşmaması güvensizlik ve hayal kırıklığı yaratır.

Bir ilişkide seni büyütmeyeni bırakmak, sınır koymak, geri çekilmek farkındalıktır. Bazen susmak, konuşmaktan daha güçlüdür. Bazen gitmek kalmaktan daha cesurdur. Bazen de hiçbir şey yapmamak en temel ihtiyaçtır.

Hayat bir denge kurma sanatıdır. Kimi zaman kaybetmeyi göze alabilmek kazanmaktan daha değerlidir. Bu denge sanatı içinde bir davranış bin söze bedeldir. ✔️✨️

20/06/2025

Bırakın saçlarınız dağılsın,
Yeri gelince rüzgar sizi bir yandan diğer yana sürüklesin.
Olmuşla ölmüşe çare yok demişler.
Onun dışında bırakın tüm duygular yaşansın.
Yaşansın ki akıp gitsin.
Bırakın size kötülük edenleri yaptığınız iyilikler kazancınız olsun.
Bırakın tüm gidenleri gelenlere kapılar açılsın.
Yarım kalmışlara vaktiniz olmasın.
Gelmiş, geçmiş, gelecek derken gününüz solmasın.
O yüzden bırakın ki ruhunuz hayata olduğu gibi karışsın. 🌞

11/04/2025

Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında 2024 yılının kavramı "kalabalık yalnızlık" oldu. Sosyal medya ve dijital teknolojilerin kullanımının artması, sosyal medya ortamında takipçi ve beğeni sayılarının önem kazanması, dışarıda sözde kalabalık bir ortam oluşturulması yalnızlık hissini arttırmaktadır.

Dijital dünyanın gelip geçici ilişkiler önermesiyle yaşanan yüzeysel ilişkiler de yalnızlık hissini derinleştiriyor. Diğer yandan hayatın ve bilginin sürekli yenilenmesi, artan insan hareketliliği ile birlikte toplumsal bağlar zayıflamakta ve bağ kurmakta zorlanan bireyler, kendilerini kalabalıklar içinde yalnız hissetmektedir.

2025 yılında bu kavramın yenilenmesi için neler yapılabilir? Kalabalık yalnızlık, modern dünyanın bir gerçeği olsa da farkındalık ve bilinçli çabalarla nasıl aşılabilir?

Psikohome
Suadiye/İstanbul

16/11/2024

Önce kabul ile karanlığın içine girdiğinde ışık kendiliğinden gelir. Her insanda oluşan gölgeler, yansımalar ve daha sonra terapi ile parıldama misali.. Karanlığını kucakladığında korku içinde yaşamana ve yeterli olduğunu ispat etmene gerek kalmaz. Gölgenin hediyelerini bul ve sonunda gerçek halinin zaferini gör. O zaman arzuladığın hayatı yaratma özgürlüğüne sahip olursun. 🌟

Psikohome
Suadiye/İstanbul

11/10/2024

Her duygu gibi öfke de yaşanabilir. Önemli olan öfkelendiğimizde duygumuzu kontrol edebilmektir. Eğer öfke duygumuzu uzun süre bastırıp kontrol edemezsek saldırgan bir davranışa dönüşür. 5 doğal duygu bastırıldığında;

1. Kızgınlık - Şiddete
2. Özenmek - Kıskançlığa
3. Korku - Paniğe
4. Üzüntü ve korku - Kronik depresyona
5. Sevgi - Sahip olma duygusuna dönüşür.

Özetle bastırdığımız her duygunun aileden, model aldıklarımızdan ve genetik kodlardan bize geçenlerin esiri oluruz. Peki kodları yaşarsak bugünkü etki kalır mı? Şiddete dönüşür mü kızgınlık?

Psikohome
Suadiye/İstanbul

20/09/2024

Holiday #
serenity 🌞

26/07/2024

Summer 🌱

10/05/2024

Nice 15 yıl, etik değerlere bağlılık, sevgi dolu geri dönütler, verdiklerimiz ve aldıklarımız sizlerle güzel değerli meslektaşlar, danışanlar ve danışan yakınları.. Tutkuyla, sevgiyle ve maneviyatı gözeterek çalışacağımız nice yıllara. Günümüz kutlu olsun. 🤗🙏💟

.shakespeare.official

06/04/2024

Doğadaki birçok şey gibi su da direnmeden kendi yolunu bilir ve oraya akar. Elini suya daldırdığında bir okşama hissedersin, çünkü su sabırlıdır. Arada dalgalı olur ve damlayan sular birikerek bir taşı aşındırabilir. Engeli geçemeyen su kendine başka bir yol yaratır. O yüzden akışa kapılma sadece akışta ol. Aynı mavi deniz suyu gibi.. 💙
flown

Psikohome
Suadiye/İstanbul

13/03/2024

Bir çiçek yanındaki çiçekle rekabet etmeyi düşünmez. Sadece çiçek açar. Herkesin kendince severek, tutkuyla yaptığı şeyler ne kadar çoksa, hayat o kadar anlamlı ve güzel hale gelir. Bizler de o kadar zenginleşiriz.

25/02/2024

Kendinden emin olmaya alışkın değilsen özgüven kibir gibi gelir. Pasif olmaya alışkınsan hakkını savunmak saldırı gibi gelir ve eğer ihtiyaçlarının karşılanmasına alışkın değilsen kendini önceliklendirmek bencillik gibi gelir. Alışageldiğin konfor alanın her zaman gerçekçi bir ölçüt olmayabilir.