03/06/2019
Ramazan ayında oruç tutalım, ardından da Şeker Bayramımızı tatlı ve şekerli kutlayalım derken birden bire en güzel elbisemize, pantolonumuza giremedik, sığamadık....Eğer kilo aldıysanız sakın paniklemeyin, kendinize uygun bir beslenme tarzı için ilk önce kendinizi tanıyın ve mutlaka beslenme uzmanlarından yardım alın...
Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi ile hem sıcakların yüksek olması, hemde öğün düzeni bozularak iki öğünlü beslenme tarzına geçilmesi, metabolizmamızın dengesini bozdu ve hatta yavaşlattı. Uzun süren açlıktan sonra, iftarda birdenbire ve hızlı yemek yeme ile sadece metabolizmamızda değil, sindirim sistemimizde reflü, gastrit, ülser, uykusuzluk, vücutta yağlanma, kan yağlarında artma, ödem, hazımsızlık, kabızlık gibi rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir. Şeker Bayramında da ikramlar, tatlılar derken fazla enerji almadan bugünleri atlatamadık...
Bayramdan sonra sağlıklı ve günlük beslenmeye dönüldüğünde, hem aldığımız fazla enerjiyi harcamak, metabolizmamızı düzenlemek için gün boyunca bireye özgü uygun porsiyon ölçüleri ile 3 ana öğün ve 3 ara öğün düzenini öğün atlamadan sağlamak gerekir. Her ana öğünümüzde 4 ana besin grubundan, yani süt ve ürünleri, yumurta-et ve ürünleri, tahıl ve ürünleri ve sebze-meyve grubundan en az bir tanesi bulunmak zorundadır. İki-üç saat aralıklarla beslenme planı hazırlayarak, akşam yemeğini geç saatlere bırakmamakta fayda vardır. Ara öğünlerinin de meyve (taze ve kuru), süt veya süt ürünleri, tahıllı ekmek, peynir, diyet bisküvisi gibi besinlerden oluşması gerektiği de unutulmamalıdır. Gün boyunca sebze ve meyve tüketimine özen gösterilerek, en az 5 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir.
Günlük gereksinimlermizi karşılayacak şekilde de vitamin ve mineral alımı da önemlidir.Eğer yetersiz ve/veya dengesiz tüketim varsa uygun öneriler sunularak eksiklikler giderilmelidir. Özellikle A, E, C gibi antioksidant vitaminler ve B1, B2, B6, B12 vitaminleri ile niasin, folik asit gibi vitaminlerinin enerji oluşumda aktif rol almalarından dolayı çok önemlidir.