
10/09/2024
Yaşamın o doğal dokusunun arasından düşmeye başladık sanki insanoğlu olarak. Yaşıyoruz ama nefes aldığımız o havanın bizleri tüm varlıklarla birleştirdiğini, hareketlerimizin o girift sarmalın içindeki herşeyi etkiliyor olduğunu göremiyoruz. Bu da anlamına vakıf olamadığımız keskin bir acıyla geliyor. İçimizi burkan ve eksikliğini hissettiren belki de o eşsiz bütünlükten yoksun olmamız. Gökyüzü yeryüzüne, yeryüzü gökyüzüne sahipken, şu varoluşta mesken edinememiz, sürekli form değiştiren bir maddeden kalıcı bir şey inşa etme çabamızdan geliyor. Sarmalın ucu bucağı yokken onu sonlandırırcasına şekile sokma ihtiyacımız, sonsuzluğu anlamaktan bizi uzaklaştırıyor. Yaptığımız kabuller, karanlık bir odada emekleyen bir çocuğun zihninde yarattığı şekillerden ileri gidemiyor. Ve evren tüm zarafetiyle varlık hiçlik dansına devam ediyor. (Özber Çin, 10.9.2024)