Dr. Tijen Acarkan

Dr. Tijen Acarkan Bu sayfada kendi muayenehanemde uygulamakta olduğum nöralterapi, ozon tedavisi, C vitamini ve seru

12/12/2025

Saçlarınız son dönemde daha mı çok dökülüyor?
İşte yaygın nedenler:
• Stres — Saç köklerini “dinlenme” moduna alır ve dökülmeyi hızlandırır.�
• Hormon Dengesizliği — Özellikle tiroit, insülin, doğum sonrası dönem ve PCOS.�
• Vitamin – Mineral Eksiklikleri — B12, D vitamini, demir, çinko eksikliği dökülmenin başlıca sebepleridir.�
• İnflamasyon ve bağırsak sorunları — Emilim bozulduğunda saç kökü beslenemez.�
• Genetik yatkınlık — Özellikle erkek tipi dökülme.�
• Mevsimsel geçişler — Sonbahar ve ilkbaharda dökülme artabilir.�
• Yanlış saç bakımı — Sık boya, ısı, kimyasallar kökü zayıflatır.�
• Hızlı kilo değişimleri ve yetersiz beslenme�• Kronik hastalıklar ve bazı ilaçlar

Saç dökülmesinin gerçek nedenini anlamak için mutlaka bir hekim değerlendirmesi ve gerekli kan tahlilleri yapılmalıdır.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.


̧dökülmesi

Fasya, vücudumuzda kasları, organları ve sinirleri birbirine bağlayan yaşayan bir ağdır. Çoğu zaman “bağ dokusu” olarak ...
10/12/2025

Fasya, vücudumuzda kasları, organları ve sinirleri birbirine bağlayan yaşayan bir ağdır. Çoğu zaman “bağ dokusu” olarak görülse de, aslında biyoelektrik sinyal taşıyan, suya doygun bir iletişim sistemi gibi çalışır. İşte bu nedenle fasya susuz kaldığında, sorun sadece hareket kısıtlılığı değildir — vücudun iletişim ağı da bozulmaya başlar.

- Fasya Biyoelektriktir, kolajen lifleri, jel kıvamındaki temel madde ve yüksek miktarda su ile dolu, elektriksel iletimi destekleyen bir yapıdır.�Bu yapı su ile beslendiği sürece:
* Kaslar arasında kayganlık sağlar,
* Sinir sinyallerinin daha hızlı yayılmasına yardımcı olur,
* Hücre içi ve dışı iletişimi düzenler.
Susuz kaldığında ise bu ağ viskozlaşır, sertleşir ve elektriksel akışı kesintiye uğrar.

- Miyofasiyal Dehidrasyon Nasıl Oluşur?
* Yetersiz su tüketimi
* Kronik stres
* Hareketsizlik
* Uzun süre masa başında kalmak
* Uyku düzensizliği
* Tekrarlayan yüklenmeler
Bu durum, fasyanın jelimsi yapısının sıvı kaybedip “kurumasına” neden olur. Kuruyan fasya, kasların üzerinde bir zırh gibi gerilir.

- Etki Alanları Nelerdir?
* Boyun, sırt ve bel ağrıları
* Hareket kısıtlılığı ve esneklik kaybı
* Kas içi gerginlik ve tetik nokta oluşumu
* Baş ağrısı ve çene sıkma
* Postür bozuklukları
* Dolaşımın yavaşlaması
* Enerji düşüklüğü ve kronik yorgunluk hissi
Çünkü fasya, “bir yerdeki problem başka bir yerin hareketini etkileyebilir” prensibiyle çalışan bütüncül bir ağdır.

- Mitokondri ile Doğrudan Bağı Vardır
Fasya yalnızca mekanik bir yapı değildir; hücresel enerji üretimiyle de bağlantılıdır.
* Mitokondriler, hücrelerin enerji santralleridir.
* Fasya dokusu susuz kaldığında, hücre dışı sıvı dengesi bozulur ve mitokondrilerin oksijen ve besin alışverişini doğrudan etkiler. Daha az enerji üretimi, daha fazla yorgunluk ve inflamasyona neden olur.
Bu nedenle miyofasiyal dehidrasyon, sadece kas ağrısı değil, enerji metabolizması sorunlarına da zemin hazırlar.
Fasya susuz kaldığında:
* Sinir iletimi yavaşlar,
* Kaslar arasında mesaj taşıma gecikir,
* Hareket paternleri bozulur,
* Doku esnekliği azalır,
Bu nedenle miyofasiyal dehidrasyon, tüm beden iletişimini etkileyen sistemik bir problem olarak kabul edilir.

08/12/2025
Yaşlanmak doğal bir süreçtir; ancak hücrelerimizin ne kadar hızlı yaşlandığı tamamen yaşam tarzımızla ilgilidir. Doğru b...
08/12/2025

Yaşlanmak doğal bir süreçtir; ancak hücrelerimizin ne kadar hızlı yaşlandığı tamamen yaşam tarzımızla ilgilidir. Doğru beslenme, cildin parlaklığından enerjinin sürekliliğine, hormon dengesinden inflamasyon kontrolüne kadar birçok alanda gençleşme etkisi yaratabilir. Bu nedenle yaşlanma karşıtı beslenme, estetik kaygıdan çok daha fazlasıdır; bedenin uzun yıllar sağlıklı ve güçlü kalmasını hedefler.

1. Antioksidan Zengini Besinler
Serbest radikallerin oluşturduğu hücresel hasarı azaltır.
* Yaban mersini, böğürtlen, nar
* Pancar, brokoli, ıspanak
* Zerdeçal, zencefil
* Kakao (şekersiz)
2. Sağlıklı Yağlar
Cilt bariyerini güçlendirir, hücre zarını korur.
* Zeytinyağı
* Avokado
* Ceviz, badem
* Somon, sardalya (omega-3)
3. Protein Kalitesini Artırarak
Kolajen üretimi için gereklidir.
* Yumurta
* Balık
* Baklagiller
* Kemik suyu
* Hindi, tavuk
4. Rafine Karbonhidratları Azalt
Şeker ve beyaz un ürünleri glikasyon yaparak ciltte elastin-kolajen kaybına yol açar.
5. Liften Zengin Beslen
Bağırsak sağlığı → daha az inflamasyon → daha geç yaşlanma.
* Sebze ağırlıklı tabaklar
* Armut, elma, kuru erik
* Chia, keten tohumu
* Nohut, mercimek
6. Hücresel Yaşlanmayı Yavaşlatan Özel Besinler
* Resveratrol: Üzüm kabuğu, yaban mersini
* Koenzim Q10: Avokado, ıspanak
* D3 ve K2: Kemik ve bağ sağlığı
* Omega-3: Hücre zar bütünlüğü
7. Anti-inflamatuar Beslenme Modeli
* Limonlu su
* Yeşil çay
* Sarımsak, soğan
* Koyu yeşil yapraklılar
8. Su ve Elektrolit Dengesi
Yeterli su tüketimi cildi dolgun ve canlı tutar; hücre fonksiyonlarını destekler.
9. Yaşlanmayı Hızlandıranlardan Uzak Durun
* Sürekli atıştırma
* Geç saatte yemek
* Aşırı kafein
* Yetersiz uyku
* Yüksek stres ve kortizol
10. Aralıklı Oruç (IF) Destekleyici Olabilir
Hücresel yenilenmeyi (otofaji) artırabilir; fakat kişisel sağlık durumuna göre uygulanmalıdır.

Yaşlanma karşıtı beslenme, dış görünüşü genç tutmanın ötesinde, bedenin her hücresine uzun vadeli bir yatırım yapmaktır. Her bireyin ihtiyaçları farklıdır; bu nedenle beslenme değişikliklerini, takviye kullanımını veya aralıklı oruç gibi protokolleri uygulamadan önce bir doktor veya uzman eşliğinde değerlendirmek en güvenli yaklaşımdır.

05/12/2025

“Ekmek zararlı” düşüncesi çoğu zaman yanlış anlaşılmadan doğar.
Asıl önemli olan, hangi ekmeği tercih ettiğimizdir.
Bazı ekmekler kan şekerini hızla yükseltir ve inflamasyonu tetiklerken,�Doğru ekmek ise kan şekerini dengeler, inflamasyonu azaltır ve sindirimi destekler.
Peki sağlıklı ekmek nasıl olur?
👉 1. Glütensiz veya düşük glütenli�Glüten hassasiyetin varsa bağırsak geçirgenliğini artırabilir ve inflamatuar süreçleri tetikleyebilir.�Karabuğday, teff, kinoa, saf glutensiz yulaf gibi tahıllarla yapılan ekmekler daha antiinflamatuardır.
👉 2. Tam tahıllı içerik�Kepeği ve özü alınmamış tahıllar = Daha fazla lif, daha uzun tokluk, dengeli kan şekeri.
👉 3. Gerçek ekşi maya�Ekşi maya glüteni parçalar, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak dostu bakterileri destekler.�(Glütensiz ekmeklerde de fermente süreç mümkündür!)
👉 4. Temiz içerik�Ekstra şeker yok, katkı yok, raf ömrü uzatıcı yok.�Ne kadar sade, o kadar iyi.
👉 5. Taş değirmende öğütülmüş un�Daha yüksek vitamin-mineral içeriği demektir.
�Doğru ekmek → Düşük inflamasyon, stabil kan şekeri, daha uzun tokluk ve daha iyi bir sindirim.�Glütensiz, gerçek mayalı ve temiz içerikli ekmekler bu dengeyi en iyi destekleyen seçeneklerdir.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.

03/12/2025

19 Kasım 2025’te Piri Reis Üniversitesi ev sahipliğinde, Deniz Kültürü Derneği tarafından düzenlenen İklim Değişikliği ve Çevre Sempozyumunda; iklim krizinin denizler, çevre ve toplum üzerindeki etkileri çok yönlü olarak ele alındı. Bu değerli organizasyonda “İklim Değişikliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri” başlıklı bir sunum yaparak; solunum, bağışıklık, nörolojik sistem ve kronik hastalık yükünün iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini aktarma fırsatı buldum.
Sempozyumu titizlikle düzenleyen Deniz Kültürü Derneği’ne, dernek başkanı Ayşe Olcay’a, Piri Reis Üniversitesi yöneticilerine ve emeği geçen tüm akademisyenlere, sektör temsilcilerine ve katılımcılara içtenlikle teşekkür ederim. Birlikte daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir geleceğe katkı sunabiliriz.

On November 19, 2025, the Climate Change and Environment Symposium was hosted by Piri Reis University and organized by the Deniz Culture Association. The event brought together researchers, sector experts, and institutions to discuss the multidimensional impacts of climate change on the oceans, the environment, and society. I had the opportunity to deliver a presentation titled “The Impact of Climate Change on Human Health”, highlighting how the climate crisis affects respiratory, immune, neurological, and chronic disease patterns.
My sincere thanks go to the Deniz Culture Association, its president Ayşe Olcay, the Piri Reis University administration, and all contributors and participants who made this meaningful symposium possible. Together, we can contribute to a healthier and more sustainable future.

Stres, yalnızca zihnimizi yoran bir duygu değildir; bedenimiz üzerinde de çoğu zaman fark etmediğimiz derin izler bırakı...
03/12/2025

Stres, yalnızca zihnimizi yoran bir duygu değildir; bedenimiz üzerinde de çoğu zaman fark etmediğimiz derin izler bırakır. Günlük hayatın koşuşturması içinde bu sinyalleri gözden kaçırmak mümkündür, ancak vücudunuz size sessizce “dur” demeye çalışıyor olabilir.

1. Boyun ve Çene Gerginliği: Sürekli çene sıkma, boyun kaslarında sertlik ve baş ağrıları stresin en yaygın bedensel tepkilerindendir.
2. Artan Şeker İsteği: Kortizol artışı hızlı enerji arayışına yol açar; tatlı isteği, kan şekeri dalgalanmaları ve yorgunluk görülebilir.
3. Fasya Gerilimi: Stres, fasyanın daha sert ve daha az kaygan hâle gelmesine neden olur; yaygın gerginlik, hareket kısıtlılığı ve açıklanamayan ağrılar ortaya çıkabilir.
4. Sindirim Sorunları: Sempatik sinir sistemi aktive olduğunda mide-barsak hareketleri değişir.
* Şişkinlik
* Mide yanması
* İrritabl barsak belirtileri gibi şikâyetler yoğun stres dönemlerinde artabilir.
5. Nefesin Yüzeyselleşmesi: Stres, diyaframın hareketini kısıtlar; kişi farkında olmadan daha kısa ve hızlı nefes almaya başlar. Bu durum göğüs sıkışması ve çabuk yorulma hissi yaratabilir.
6. Uyku Bozuklukları: Zihinsel yük ve kortizol artışı;
* Uykuya dalma güçlüğü
* Sık uyanma
* Sabah yorgun uyanma gibi sorunlara yol açabilir.
7. Kas-Kemik Sistemi Gerginliği: Omuzlarda yük hissi, sırt gerginliği ve bel ağrısı stresle doğrudan ilişkilidir. Kas tonusunun artması hareket konforunu azaltır.
8. Bağışıklıkta Zayıflama: Kronik stres, bağışıklık hücrelerinin düzenini etkileyerek enfeksiyonlara yatkınlığı artırabilir veya iyileşmeyi yavaşlatabilir.

Stres yalnızca zihni değil, tüm beden sistemlerini etkiler. Bu sinyalleri erken fark etmek; nefes, gevşeme teknikleri, hareket ve yaşam ritmini düzenlemekle bedensel yükü belirgin şekilde azaltabilir.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.

02/12/2025

14. Uluslararası Katılımlı Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT), 28–30 Kasım 2025 tarihlerinde İzmir Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Derneği organizasyonuyla gerçekleşti.

Kongre, akupunktur, tamamlayıcı tıp ve nöralterapi gibi alanları; çağdaş bilimsel yaklaşımlarla birleştirmeyi amaçlayan “İyileşmenin Yeni Formülleri” vizyonuyla düzenlendi bu sayede hem klinik deneyimler hem bilimsel veriler bir araya geldi. Bu bilimsel ortamda, Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul ve Dr. Gülçin Nazlıkul ile birlikte hazırladığımız “Dirençli Migren: Nöralterapi ile Vaka Sunumu” başlıklı vaka çalışmasını ben sundum.

Kongre organizasyonuna emek veren İzmir Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Derneğine, destek veren tüm derneklere, tüm konuşmacılara ve sunumlarımızı dinleyip katkı veren tüm meslektaşlara teşekkür ederim.

02/12/2025

Kongrelerin arasında kısacık bir İsveç (Stockholm) gezisi sıkıştırdım. Belki yazdığım kitaba katkısı olur diye de düşünmedim değil – Stockholm sendromu? -4 derece, en temiz hava, muhteşem lezzetler
ve gezmeye doyamadığımız müzeler…
Allt var jättebra.

Fasya, yalnızca “bağ dokusu” olarak tanımlanamayacak kadar karmaşık ve dinamik bir yapıdır. Kollajen ve elastin liflerin...
01/12/2025

Fasya, yalnızca “bağ dokusu” olarak tanımlanamayacak kadar karmaşık ve dinamik bir yapıdır. Kollajen ve elastin liflerinden zengin, suyu yoğun biçimde tutabilen ve vücuttaki tüm kasları, organları, sinirleri ve damarları birbirine bağlayan bütüncül bir üç boyutlu ağ oluşturur. Mekanik kuvvetleri iletme, dokular arası kaymayı sağlama ve proprioseptif-duyu iletimine katkı sunma gibi kritik işlevleri nedeniyle “biyomekanik ve biyoduyusal bir iletişim sistemi” olarak kabul edilir.

Günlük stres ve duygusal yük, fasya dokusunun gerilim dengesini etkileyebilir; çünkü bu yapı içinde çok sayıda duysal reseptör (özellikle Ruffini, Pacini ve nosiseptörler) bulunur. Stres sırasında artan sempatik aktivite, kas tonusunun yükselmesine ve fasyanın daha viskoz, daha az kaygan bir hâle gelmesine yol açarak sertlik, hareket kısıtlılığı, gerginlik ve ağrı hissini tetikleyebilir. Bu süreç mikroskobik yapışıklıklar (adhesions) ve doku hidrasyonunun azalmasıyla daha belirgin hâle gelebilir.

Kadınlarda hormonal döngü nedeniyle fasya yapısı dönem dönem değişkenlik gösterebilir. Östrojen, bağ dokusunun elastikiyetini, su tutma kapasitesini ve doku yenilenmesini etkileyen önemli bir hormondur. Döngü boyunca yaşanan östrojen-progesteron dalgalanmaları, fasya duyarlılığında ve ağrı eşiğinde farklılıklar yaratabilir. Ayrıca kadınlar, biyolojik olarak daha yüksek elastisiteye sahip bağ dokusuna sahip olduklarından stresin yarattığı gerginliği daha hızlı hissedebilirler. Bu nedenle bazı günlerde artan hassasiyet veya daha fazla gevşeme ihtiyacı oldukça doğaldır.

Fasya, bedenin sessiz iletişim dili gibidir; gerginliği, yükü, duygusal tonusu ve hareket alışkanlıklarını sürekli olarak kaydeder. Düzenli hareket, yumuşak doku çalışmaları, nefes egzersizleri ve myofasyal gevşetme yöntemleri, bu ağın hidrasyonunu ve esnekliğini destekleyerek daha dengeli bir beden algısı ve daha rahat bir hareket sistemi sağlar.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.

28/11/2025

Glütensiz bir ürün gördüğünüzde içiniz rahatlıyor olabilir…
Ama bir noktayı gözden kaçırıyor olabilirsiniz.

Glütensiz demek, bağırsak mantarı (candida) için de uygun demek değildir.

Çünkü glütensiz ürünlerde genellikle şunlar bulunur:�
• Mısır nişastası�
• Pirinç unu�
• Patates nişastası�
• Tapyoka�
• Pirinç şurubu�
• Yüksek oranda ilave şeker�
• Glisemik indeksi yüksek un karışımları

Evet, çölyak veya gluten hassasiyeti olan biri bu ürünleri rahatlıkla tüketebilir.
Ama bağırsak mantarı olan biri için bu içerikler, candida’nın en sevdiği “yakıt”tır.

Yani glütensiz bir gıda gördüğünüzde,�“Bu benim için uygun mu?” diye sormayı unutmayın.
Glütensiz ibaresi sizi yanıltmasın, asıl önemli olan içerik listesidir.
Çünkü bağırsak dengenizi belirleyen şey etiket değil… paketin içindekilerdir.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.


Glüten sadece bağırsakları değil, tüm vücudu etkileyen sistemik bir yanıt oluşturabilir. Bu nedenle bazı kişilerde yüzde...
26/11/2025

Glüten sadece bağırsakları değil, tüm vücudu etkileyen sistemik bir yanıt oluşturabilir. Bu nedenle bazı kişilerde yüzde belirgin şişkinlik, ödem ve dolgunluk hissi ortaya çıkar.

Peki bunun nedeni nedir?

1. Bağırsak iltihabını tetikleyebilir: Glüten hassasiyeti olan kişilerde glüten tüketildiğinde bağırsak duvarı tahriş olur. Bu tahriş, inflamasyonu artırır. İnflamasyon arttığında vücut sıvı tutma eğilimine girer ve özellikle yüz bölgesi bu duruma çok hızlı yanıt verir.
2. Histamin salınımını artırabilir: Glüten, bazı kişilerde histamin artışına neden olur. Histamin yükseldiğinde:
* Yüzde kızarıklık
* Göz çevresinde şişlik
* Sabahları daha ödemli bir yüz gibi belirtiler görülebilir.
3. Bağırsak–lenf sistemi bağlantısı: Bağırsaklar ve lenf sistemi birbirine sıkı şekilde bağlıdır. Glüten, lenf drenajını yavaşlatan bir reaksiyona neden olabilir.
Lenf akışı yavaşladığında:
* Yüz daha “tutuk” görünür
* Çene hattı belirginliğini kaybeder
* Göz altları şiş görünür
4. Kan şekeri dalgalanmaları ödem yaratabilir: Buğday ve glüten içeren birçok gıda glisemik yükü yüksek besinlerdir. Kan şekeri hızla yükselip düştüğünde vücut bunu bir stres yanıtı olarak algılar ve su tutma eğilimi artar. Sonuç: daha yuvarlak ve şişkin bir yüz hattı.
5. Bağırsak florasının bozulması: Glüten hassasiyeti bağırsak bakterilerinin dengesini bozabilir.
Bu durum:
* Daha fazla gaz
* Sindirimde yavaşlama
* Toksin birikimi gibi sorunlara yol açar. Bozulan sindirim sistemi ciltte ödem, matlık ve şişlik olarak yansır.

Kimlerde daha belirgindir?
* IBS veya sindirim hassasiyeti olanlarda
* Glütene duyarlılığı olanlarda
* Sık şişkinlik yaşayanlarda
* Sabahları yüzü belirgin ödemli olanlarda

Glüten, özellikle duyarlılığı olan kişilerde bağırsak, bağışıklık ve lenf sistemi üzerinden dolaylı şekilde yüzde şişkinliğe neden olabilir. Kişi glüten tüketimini azalttığında yüz hatlarının inceldiğini, ödemin azaldığını ve cildin daha rahatladığını fark edebilir.

Paylaşımlar bilgilendirme amaçlı ve kullanılan görseller temsilidir.
Tanı ve tedavi için uzman bir hekim desteği alınız.

̈tensizyaşam

Address

Op. Cemil Topuzlu Caddesi Mevhibe Hanım Apt. 57
Istanbul

Opening Hours

Monday 09:00 - 17:00
Tuesday 09:00 - 17:00
Wednesday 09:00 - 17:00
Thursday 09:00 - 17:00
Friday 09:00 - 17:00
Saturday 09:00 - 17:00

Telephone

+902163612030

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Dr. Tijen Acarkan posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Dr. Tijen Acarkan:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category