Melis A. Yiğitbaş, MSc, MA

Melis A. Yiğitbaş, MSc, MA Psikoloji (Aile) Bilim Uzmanı/Uygulamalı Psikoloji Bilim Uzmanı

www.melisyigitbas.com Melis A.

Yiğitbaş, Saint Benoit Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Lisans eğitimi sırasında University of California, Berkeley Üniversitesi’nde “Social Welfare ” (Sosyal Hizmetler), ve “Peace and Conflict Studies” (Barış ve Çatıma Çalışmaları) alanlarında çalışmalarda bulundu. Lisans eğitiminin ardından İngiltere’de University of East London’da Uygulamalı Psikoloji (MSc Applied Psychology) Yüksek Lisans programını “Onur Derecesi” ile tamamladı. Bu programda psikolojinin farklı alanlarında (İlişki Psikolojisi, Pozitif Psikoloji, Sağlık Psikolojisi ve Eleştirel Psikoloji) teorilerle saha uygulamalarının uyuşmadığı noktalar ve buna bağlı olarak gerekli olan saha geliştirme çalışmaları üzerine araştırmalar yaparak makaleler yazdı. Yüksek Lisans tezini ise üç ayrı ülkeden (Türkiye, İngiltere, Hindistan) topladığı datalarla “Biyolojik, Çevresel ve Kültürel Değişkenlerin Bireylerin yada Toplumların İyimserliğine Etkisi” üzerine başarıyla tamamladı. Türkiye’ye döndükten sonra bir süre “Duyu Bütünleme”(Sensory Integration) üzerine çalıştıktan sonra Amerika’daki Çift ve Aile Terapisi Yüksek Lisans kriterlerine uygun olarak hazırlanan, Türkiyede’ki ilk Çift ve Aile Terapisi Yüksek Lisans Programını, Doğuş Üniversitesi Çift ve Aile Terapisi Süpervizyonlu Yüksek Lisans Programını, derece ile tamamladı. Yüksek lisans çalışmaları süresince kameralı odadan izlenerek aldığı yoğun canlı süpervizyon sonrasında bireysel, çift ve aile terapisi alanlarında uzmanlaştı ve Uzman Çift ve Aile Terapisti ünvanını aldı. Klinik stajlarını Özel Fransız La Paix Hastanesinde, Doğuş Üniversitesi Psikoloji Eğitim Merkezi ve Tuvana Okumaya İstekli Çocuk Derneği’nde (TOÇEV) tamamladı. Bir süre VKV Amerikan Hastanesi’nde Uzman Psikolog/Çift ve Aile Terapisti ünvanı ile çalışmalarını sürdürdükten sonra 2017 yılı itibari ile, çiftlere uygun daha esnek çalışma saatleriyle çalışmalarına devam etmektedir. Klinik uygulamalarımda Duygu Odaklı Terapi başta olmak üzere Virginia Satir Dönüşümsel Sistemik Aile Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Psikobiyolojik Çift Terapisi, Öyküsel(Narrative) Terapi, Stratejik Aile Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımlarından yararlanmaktır. Başlıca çalışma alanları arasında:

Yetişkin Bireysel İlişki Danışmanlığı
Evlilik Öncesi Danışmanlığı
İlişki Terapisi
Evlilik Terapisi
Boşanma Danışmanlığı
Aldatma Sonrası Süreç Danışmanlığı
İlişki Güçlendirme
Geniş Aile Zorluklukları ile İlgili Danışmanlık (eş ailelerinin ilişki üzerindeki etkileri üzerine) bulunmaktadır. Ayrıca Koç Üniversitesi Mezunlar Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Çift ve Aile Terapileri Derneği(ÇATED) üyesidir.

Bilir o beni kuvvetli bir cümledir. Kalabalıklar arasında iki kişinin herkesten ayrı bir frekansta anlaşabilmesini mümkü...
13/10/2025

Bilir o beni kuvvetli bir cümledir. Kalabalıklar arasında iki kişinin herkesten ayrı bir frekansta anlaşabilmesini mümkün kılar. Keza esprileşebilmesini de…

Dışarıdan biriyseniz anlamanız için uzun uzun anlatılması gerekir kimi zaman…Halbuki çift arasında bazen bir yerde yapılan göz kırpma işareti, bazen bir zafer işareti ya da bazen söylenilen tek bir cümle iki kişide aynı düşüncenin ışıklarını yakar… Çiftin bağının kuvvetini, uyumunu ve sıcaklığını gösterir…

Eğer aranızda size özel şakalarınız ya da iletişiminiz sürüyorsa kuvvetli bir yerdesinizdir. Yine de anlaşmakta zorlanıyorsanız, hala eksik kalan kısımlar var demektir, destek almanızı öneririm.

Aranızda hiç hissedemediğiniz ama yaratmak istediğniz bir sıcaklıksa yine destek almak size yardımcı olacaktır.

Winnicott der ki:“Bir ilişkide oyun oynanabiliyorsa, orada sevgi vardır.”Çünkü oyun, iki benliğin birbirini yok etmeden,...
09/10/2025

Winnicott der ki:
“Bir ilişkide oyun oynanabiliyorsa, orada sevgi vardır.”

Çünkü oyun, iki benliğin birbirini yok etmeden, dönüştürmeden, esneyebilme kapasitesidir. Çocuksu bir neşeyi ilişkide mümkün kılar.

Oyun → “Ben güvenli bir alandayım.”
Güvenli alan → “Kendimi serbestçe ifade edebilirim.”
Serbest ifade → “Neşe.”

“çocuksu neşe”
• İlişkide sahici benliğin güvenle görünmesidir.
• Narsisistik kontrol yerine kendiliğin doğal akışı vardır(Narsisistik kontrol ilişkide güvende hissetmek yerine güçlü hissetmeye çalıştığı savunma biçimidir. Yani bu, sevgiye değil kırılganlıktan kaçınmaya dayalı bir denetim mekanizmasıdır.)
• “Ben onun yanında içimden geleni yapabiliyorum” duygusu, erken dönemde annenin yüzündeki onaylayıcı bakışın yeniden yaşanmasıdır.

Neşe artınca oyun genişler, ilişki derinleşir.

Fakat güven zedelendiğinde veya narsisistik savunmalar aktifleştiğinde oyun ve çocuksuluk kaybolur.

İlişkiyi şu şekilde algılanmaya başlar:

“Oyun değil bu, savaş.”
“Kendimi savunmam gerek.”
“Zayıf görünürsem kontrolü kaybederim.”

Bu olduğunda, spontane jestler donuklaşır, mizah azalır, oyun yerini kontrole bırakır. Yani “çocuksu neşe” kaybolduğunda, aslında ilişkinin canlı kısmı ölmeye başlar.

Bu, ilişkide “ölü annelik” sendromu gibi işler:
Yani ilişki var, ama yaşam enerjisi yok.

Halbuki “Çocuksu neşe” romantik ilişkide sevginin en derin kanıtıdır çünkü orada kişi artık “performans”ta değildir;
içindeki çocuk oynuyordur ve partneri o oyunu bozmadan eşlik ediyordur.

Oyunu anlatırken kullanılabilecek en güzel oyunun fotoğrafta görünen yılanlar ve merdivenler oyunu olduğunu düşündüm. Tarihi versiyonun kökleri, bir oyuncunun tahtada ilerlemesinin erdemler (merdivenler) ve ahlaksızlıklar (yılanlar) ile karmaşık bir yaşam yolculuğunu temsil ettiği ahlak derslerine dayanmaktadır.

İlişkilerdeki oyunun çok güzel bir ifadesidir, bu oyunda da ilişkilerinizde erdemleriniz sizi yükseltir ve ahlaksızlıklarınız düşürür, oyun erdemler ve ahlaksızlıklarla bir bütündür fakat tek fark gerçek hayatta zar sizin kişisel seçimlerinizdir.

Not: İlişkinizi düzeltmeye çalışırken eğer çocuksu neşenizde de bir kıpırdanma hissediyorsanız doğru yoldasınız demektir.💕

Olan olaya verdiğiniz tepkiden suçlanıp konuşma hakkı verilmeden yargılanmak çok nadir rastlanan bir olay değildir.Üstel...
05/10/2025

Olan olaya verdiğiniz tepkiden suçlanıp konuşma hakkı verilmeden yargılanmak çok nadir rastlanan bir olay değildir.

Üstelik konuşmalarınız karşınızdaki kişinin hiç de işine gelmeyecek hatta bazen onu derinden sarsacak ve sonrasında ne yapacağını bilemeyeceği yüzleştirmeleri içeriyorsa anlaşılma şansınız oldukça düşüktür.

Bir de manipülatif zararlar vardır. Özgürlük sınırları içerisinde birinin bahcede koşması sorun değilken, her salyangozu bilerek ayağıyla ezmesi ve sonunda özgürlüğünü istismar etmesi bahçe sahibini eninde ya da sonunda çileden çıkaracaktır.

Bahçe kullanımda olduğu sürece bazı hatalar olur fakat bilinçli ve istemli üstü kapalı zarar verme problemdir. Fakat kişi yaptığını kabul etmeyip hata olduğunu ve çok anlam yüklenmemesi gerektiğini savunurken;

İçten içe çok sıkılıyorum ve salgangoza basmaktan ve kabuğunun parçalandığını görmekten keyif alıyorum bu çok eğlenceli diye hissediyorsa yeterli empati kuramıyorsa, üstelik anlamak kişiyi boşluğa düşürecekse sorumluluğunu almasını beklemek ayrıca zordur.

Kişinin bahçesine misilleme zarar vermek de, sadece sizi suçlu çıkaracaktır. Üstelik sizin tanıdığınız özgürlük sınırlarının yakınında bile olmama ihtimali de mümkündür. Kişi kendi önceliklerini ve bahçesinin sağlığını düşünebilir ama incelik başkasının bahçesine önem verebilmektedir.

Salyangozların dışarıda olmadığı zamanlarda kişiyi davet etmek ya da kişiye mesafe koymak bahçenizi nispeten koruyacaktır fakat esas soru şudur, o kişi aynı zamanda zor zamanlarınızda yanınızda olan, sizi iyi hissettiren ya da sesinizi duyabilen biriyse bu mesele nasıl ayarlanacaktır… Mutlaka bir bedel ödenmeli midir?

Sadece bir salyongoz bahçedeki bütün salyangozların ölümü senaryosuna evrildiğinde toprak besin açısından fakirleşecek, yiyecek zinciri bozulacak, kuşlar, böcekler azalacak, bitkiler dengesiz büyüyecek, görünüşte canlı, aslında stresli hale gelecek, nem dengesi bozulacak toprak kuruyacaktır.

Seçim sizindir… Eğer seçiminiz belli ama yükünüz ağırsa destek alıyor olmak bahçenizi korumanızı mümkün kılacaktır. Bazen birlikte destek alarak, bazen sadece oturma kısmına çit çekerek ve kişiyi daha çok yaklaştırmayar, bazense o kişiyi tamamen almayarak…

İngilizcede “Apple of one’s eyes” denir. “Birinin en kıymetlisi olmak.”olarak çevrilebilir “apple” kelimesi sadece “elma...
05/10/2025

İngilizcede “Apple of one’s eyes” denir. “Birinin en kıymetlisi olmak.”olarak çevrilebilir

“apple” kelimesi sadece “elma” değil, yuvarlak bir nesne anlamında da kullanılır ( “küre” gibi).

Eski zamanlarda(Old English Dictionary’e göre 9.yy ‘da)göz bebeğinin yapısı bilinmediği için, insanlar gözün ortasında katı, küçük bir top olduğunu düşünür. Bu yüzden “gözbebeği”, “küçük elma” mecazı doğar.

Antik çağlardan beri “göz” duygunun ve ruhun merkezi sayılmıştır. Birine “gözümün bebeği” demek, “en çok koruduğum, en değer verdiğim” anlamına gelir ve bir çok dilde yerini alır.

Yani “apple of one’s eye” hem bedensel bir yanlış anlamadan, hem de sevgiyi gözle özdeşleştiren kültürel bir gelenekten türemiştir.

Görme duyusu o dönemde en değerli duyulardan biri olunca “apple of one’s eye” zamanla “birinin en değerlisi” anlamına evrilmiştir.

Peki kökenini bir kenara bırakırsak sizin en kıtmetlisniz kimdir?😉 Bunu ona ne sıklıkla söylersiniz?

Eski partnerler söz konusu olunca isimler bile karışır bazen… Zihninizde özenle düzenlemeniz gerekir. Yanlış bir şey söy...
04/10/2025

Eski partnerler söz konusu olunca isimler bile karışır bazen… Zihninizde özenle düzenlemeniz gerekir. Yanlış bir şey söylememeliyim, bir pot kırmayayım… Ama bir parçanız benzetmekten kendini alamaz. Tanırsınız karşınızdakini, en derinlerine kadar… Ne yaşayacağınızı da aşağı yukarı kestirebilirsinz. Elbette her zaman benzer örüntünün daha iyisi ve daha kötüsü olabilir...Örneğin karşınızdaki kişi sizden daha çok yara almışsa daha karmaşık bir yerde de bulabilirsiniz kendinizi.

Dolayısıyla her insanla kurulan bağın farklı özellikleri vardır. İyisi ve kötüsüyle… Dönüşüm kapasitesi, yaşanmışlıkları, sizin yaşanmışlıklarınız, tecrübeniz, ortamlarınız, aynı dürtüyü farklı ortaya koyuş şekiliniz, dönüşen hayata bakış açınız deneyiminizin seviyesini belirler…

ilişki şekli tecrübe ve farkındalıkla dönüşür. Aynı rolü almaz, aynı kişi olmayı kabul etmezsiniz ve karşınızdaki kişi de sizin gibi daha iyiye dönüşebilmeyi başarırsa aynı ilişkiyi bir üst farkındalık seviyesiyle yönetip, farklı deneyimleme fırsatınız olur.

Destek almak dönüşümün nispeten en az acılı yöntemidir, ki yine de istemediğiniz bir çok şeyle yüzleşmenize vesile olacaktır. Fakat dönüşüceksinizdir ve rol değiştiğinde ilişki ve deneyim de değişecektir…

Tüm sistem insanoğlu olmanın bir parçası olarak işler. Yani hepimiz için ilişkiler zor ve gözyaşları, pişmanlıklar, çabalar ortaktır…

Bazı insanlar gürültülü gümbür gümbür sever, bazılarıysa sessiz ve derinden…Kimi insanlarda iltifatlar sevgi sözcükleri ...
03/10/2025

Bazı insanlar gürültülü gümbür gümbür sever, bazılarıysa sessiz ve derinden…

Kimi insanlarda iltifatlar sevgi sözcükleri hızlı çıkar,
Kimilerindense zor,

Yüzlerce iltifat yerine gerçekten hissedilen tek bir cümle yeterli gelir bazen, bazense detaylıca konuşmak ve duymak…

Sevgisini yüksek sesle ifade etmede iyi olmayan insanlarla şüpheye düşülebilir. Sınırları ve savunmaları sert, sevgi sözcükler ve gösterileri azdır. Zorlanmaları, hayal kırıklıkları, yaraları daha az gözükür….Yumuşak yaklaştığınızda, kıymet verdiğinizi belli ettiğinizde, daha toleranslı ve adil davrandığınızda duymaya ve görmeye başlarsınız. Cevherleri; kalın ve sert kabuklarının içindedir. Kolay gözükmez, kavgadan hoşlanmaz. Bağ kurmak problemin minimum olmasına denktir, ne kadar az tartışma olursa o kadar iyidir.

Sevgisini yüksek gösteren insanlarda ise durum farklıdır. Kavga, gürültü, tartışma, kaos onları daha az zorlar, amaç bağ kurmaktır, pozitfi de negatifi de kabuldur. Sevgi onlar için hepsi demektir. Eğer çok hırpalanmadıysa daha kolay unutur daha kolay normale dönerler. Cevherleri görünür. Hisleri, duyguları, düşünceleri de öyle…

Genelde taraflardan biri daha sözel olduğunda nispeten durum kolayken iki taraf da kırılganlığını ortaya koymada zorlanıyorsa durum daha karmaşık hale gelebilir.

Koşul her ne olursa olsun, duygusuz ya da sert görünen kişinin derinliğini, duygularını gürül gürül ifade eden ve hızlı unutan kişinin de öfkesinin bağ kurma ilkesine bağlı olduğunu görmek ilişkilerde hayat kurtarıcıdır.

(Bağlanma stillerine gündelik hayattan bir bakış)

Tablo: .erbil
Tablo sahibi:

Bir işi önceden düşünmek, araştırmasını yapmak olası riskleri hesaplamak tabiki göz ardı edilemez bir öngörü sağlar faka...
02/10/2025

Bir işi önceden düşünmek, araştırmasını yapmak olası riskleri hesaplamak tabiki göz ardı edilemez bir öngörü sağlar fakat iş, işteyken öğrenilir.

İlk hevesler daha gözü kara ve biraz daha acemiyken, zamanla kişinin kendini ve işini tanıması beklentileri ve seçimleri adına daha oturaklı ve tereddütlü bir yaklaşım sergilemesine neden olacaktır.

Hevesleri korumak, umud etmek ve biraz cesaret kıymetli olsa da bilenin tereddütünü anlamak da en az keyfi anlamak kadar kıymetlidir…

Mitolojik olarak Atina şehrinin hangi tanrıya adanacağına karar verilmesi gerekir.Poseidon seçilmek için kayaya vurup tu...
30/09/2025

Mitolojik olarak Atina şehrinin hangi tanrıya adanacağına karar verilmesi gerekir.
Poseidon seçilmek için kayaya vurup tuzlu su kaynağı çıkarır.
Athena ise mızrağıyla ilk zeytin ağacını çıkarır.

Halk, zeytin ağacını (barış, bereket, yaşam kaynağı) daha değerli bulup Athena’yı seçer. Böylece şehir, “Atina” adını alır.
O kutsal zeytin ağacının bulunduğu yer ise Atina Akropolis’indeki Erechtheion Tapınağı’nın içindedir.

Erechtheion’un belki de en çarpıcı özelliği esrarengiz Karyatidleridir. Altı zarif, hayattan daha büyük kadın heykeli kutsal taşıyıcılar olarak yer alır. Tapınaktaki heykeller (Karyatidler) taş olmalarına rağmen, güneş ışığı ve gölgelerin gün boyu üzerlerinde değişen oyunları sayesinde
canlıymış gibi, adeta nöbet tutuyormuş gibi görünürler...

Zeytin ağacının seçilmesinin sebebi vardı;

-Barış ve Uzlaşma: Zeytin dalı Antik Yunan’da barışın simgesiydi. Savaş sonrası barış ilan edilince zeytin dalı uzatılırdı. Bu yüzden Athena’nın armağanı, Poseidon’un sert ve savaşçı hediyesine göre daha “uygarlık kurucu” görüldü.

-Bereket ve Hayat Kaynağı: Zeytin ağacı hem meyvesiyle hem de yağ üretimiyle temel besin kaynağıydı. Zeytinyağı yemeklerde, lambalarda ışık için ve kutsal törenlerde kullanılıyordu. Yani zeytin, Atina’nın hem karnını doyuruyor hem de şehri aydınlatıyordu.

-Ölümsüzlük ve Dayanıklılık: Zeytin ağacı çok uzun ömürlüdür ve kolay kolay kurmaz. Bu yüzden ölümsüzlüğü ve direnci temsil eder. Atinalılar için şehrin kalıcı refahını simgeliyordu.

Athena’nın armağanı kabul edildiğinde Atinalılar şunu seçmiş oldu:
• Savaş yerine bilgelik (Athena zaten bilgelik ve strateji tanrıçasıydı).
• Güç gösterisi yerine uygarlık ve üretim.
• Anlık şiddet yerine uzun vadeli refah.

Yani Atina’nın kimliği baştan itibaren bilgelik, sanat, demokrasi ve uygarlık merkezi olarak şekillendi.

Ve her şey bir zeytin ağacını seçmek ve o zeytin ağacını korumakla başladı…

Taa ki kişnin gözü ışığa ve karanlığa alışana kadar. Sonrasında ne bekleyeceğini bilecek ve ikisini bünyesinde beraber t...
29/09/2025

Taa ki kişnin gözü ışığa ve karanlığa alışana kadar. Sonrasında ne bekleyeceğini bilecek ve ikisini bünyesinde beraber tutmayı öğrenecektir.

Bize tanıdık olmayanı gördüğümüzde bir süre vermek, gözlemlemek anlamayı mümkün kılacak, kendimiz için doğru seçimler yapma olanağı verecektir.

Gökyüzünde bile hiç hareket etmeden de, doğru hava akımıyla süzülebilirsiniz ama gereğinden çok fazla hareket ederseniz ...
14/08/2025

Gökyüzünde bile hiç hareket etmeden de, doğru hava akımıyla süzülebilirsiniz ama gereğinden çok fazla hareket ederseniz uçamazsınız.

Tıpkı uçmak gibi, insanoğlunun hayatında da sürekli bir şey yapma ihtiyacı ya da hissi, kaygımızın ve belirsizlikte kalamamamızın bize oynadığı bir oyundur çoğu zaman… Hayatta çok az şeyin gerçekten ölümcül aciliyeti vardır… Çok çabaladığınızda değil, stratejik çabalayabildiğinizde, hayatınızdaki meselelerinizle, hislerinizle durabildiğinizde ve kalabildiğinizde güçlü şekilde ilerlerseniz.

Fazla hareket sadece dengesiz bir şekilde savrulmaya sebep olacaktır. Dolayısıyla savrulmak istemiyorsanız, stratejik, sakin ve gerektiğinde durarak ve kalarak devam etmeyi öğrenmeniz gerekecektir.

Keza hayatın tadını çıkarmak ve iyi hissetmek için de gerekli olacaktır.

Atalarımız bize sadece travmaları aktarmazlar, aynı zamanda hayatta kalmaya dair güçlü yanlarını da aktarırlar. Travmala...
11/08/2025

Atalarımız bize sadece travmaları aktarmazlar, aynı zamanda hayatta kalmaya dair güçlü yanlarını da aktarırlar. Travmaların sadece “yaralayıcı” değil, aynı zamanda adaptasyon ve başa çıkma becerisi geliştiren kısımları da vardır.

Başka insanların içinde kaybolacağı durumlar bize tanıdıksa orayı nasıl yöneteceğimizi de biliriz. Başkalarını şaşırtsada orada var olmak bildiğimiz alışık olduğumuz şeydir.

Örneğin mükemmeliyet baskısıyla büyümüşsek, yüksek stresli , hataya az toleranslı işlerde var olmak zaten bildiğimiz bir şeydir. Bedenimiz ve zihnimiz, bu koşullarda nasıl ayakta kalacağını çoktan öğrenmiştir.

Fakat gerçek güç, bu becerileri zorunluluktan değil, tercihten kullanabilmektir. Destek almak, bu alanları istediğimizde seçme, istemediğimizde bırakabilme özgürlüğünü kazandırır.

Dengede olmayı başarabilmek gücü arttırır fakat fark yaratan çan eğrisinde bizi pozitif yönlerde ayrıştıran yaşanılan zorluklara karşı geliştirilen ve işe yarayan başa çıkma becerileridir.

Travma çalışmalarında kendinizi iyi hissettiğiniz hayal ya da gerçek bir yer düşünmeniz istenir. Neden mi? -Güvenli bir ...
06/08/2025

Travma çalışmalarında kendinizi iyi hissettiğiniz hayal ya da gerçek bir yer düşünmeniz istenir.

Neden mi?

-Güvenli bir yer hayal etmek, vagus siniri aracılığıyla bedeni gevşetir, parasempatik sistemi (rahatlatıcı sinir sistemi) devreye sokar. Böylece kişi yeniden düşünmeye, hissetmeye ve işlemeye açık hale gelir.

-Travmatik deneyimlerde kişi kendini çaresiz, yalnız ya da kontrolsüz hisseder. İyi hissettiren bir yer düşünmek, kişiye güç, kontrol ve aidiyet hissini yeniden kazandırır.

-“İyi hissettiren yer” düşünülürken sadece imge değil, beden duygusu da takip edilir. Bu da kişinin travmadan kopmuş beden algısını yeniden bütünleştirmeye yardımcı olur.

-Kişi bazen çok yoğun duygular yaşayabilir. Güvenli yer, bu yoğunluğu dengelemek için bir duygusal tampon bölge işlevi görür.

Yani “güvenli alan” sinir sistemini düzenlemek, kontrol hissini yeniden kazanmak ve kişinin kendini travması karşısında yalnız hissetmemesi için güçlü bir psikolojik araçtır.

Fakat bu güçlü psikolojik araç her zaman travma çalışmalarında kullanılmak zorunda değildir.

Bazen sıradan zamanlarda da, gündelik hayatın koşturmacasında bir an durup o güvenli, keyifli ve huzurlu anda; nefes almak, bedende kalmak ve “şu an”ın tadını çıkarmak psikolojik dayanıklılığınıza katkıda bulunur.

Address

Şaşkınbakkal Istanbul
Istanbul

Opening Hours

Monday 11:00 - 21:00
Tuesday 11:00 - 21:00
Wednesday 11:00 - 21:00
Thursday 11:00 - 21:00
Friday 11:00 - 21:00

Telephone

+905322135783

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Melis A. Yiğitbaş, MSc, MA posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Melis A. Yiğitbaş, MSc, MA:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram

Category