Orange House

Orange House Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Orange House, Mühürdar Caddesi No:91/4 Kat: 3 Moda/Kadıköy, Istanbul.

Varoluşa hizmet etmek amacıyla, hem kişilerin varoluşundan gelen öz yeteneklerini ortaya koyabilecekleri, hem de diğer kişilerin tekamül süreçlerine katkıda bulunabilmesi amacıyla hayata geçirilmiş, felsefesi veya tüzüğü olmayan bir paylaşım alanıdır
Bize sunmak istediğiniz yeni fikirleriniz, workshoplar, toplantı ya da seminerler, bilimsel ya da sanatsal projeleriniz v.b her türlü iletişim için orangehousemoda@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

09/04/2018

We’re shedding our skins,
we’re calling it in
we’re weighing it up,
and we’re breaking it down
we are filling our cup as we pass it around
…as we pass it around
There’s no turning back now,
you’ve come way too far
seen through the illusion,
you know who you are
for you are the one,
you carry the sun
the light of the world,
a new day has come
You are soul conscious divine
eternal soul conscious divine
For is it any wonder how we should meet here in this song
and did you ever wonder how the earth, the moon and the sun
keep turning in your (our) sky,
did you ever wonder why
we move with the rhythms,
we change with the tides
all is forgiven and there is nothing to hide
Conscious divine

19/01/2018

“Nasıl bir titreşim içinde olduğunuzun, bilerek veya bilmeyerek hangi rezonans alanını oluşturduğunuzun farkına varmak sizler için çok önemlidir..

Kalbiniz tarafından oluşturulan elektromanyetik alan vücudunuzdaki tüm organlarla iletişim halindedir. Hatta beyin ve kalp arasında dahi bir bağlantı bulunmaktadır ve bu bağlantıyla kalbin beyne hangi hormonları, endorfini ya da diğer kimyasalları salgılaması gerektiğini bildirir. Beyniniz bağımsız hareket etmiyor, aktiviteleri için gerekli sinyalleri kalbinizden alıyor.

Bütün duygu ve düşünceleriniz kalbinizin enerjisinde bilgi olarak bulunmakta ve vücudumuzdan yayılan en kuvvetli sinyal olarak sadece beynimize ve organlarımıza değil, aynı zamanda dünyanın ve de evrenin derinliklerine doğru taşınmaktadır.

Kalbiniz, inanç ve duygularınızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştüren bir tür aracı olarak hizmet eder. Ve bu elektromanyetik dalgalar vücudunuzla sınırlı kalmaz, bütün çevrenize uzanır, sizi kuşatan her şeyle iletişim halindedir. Kalbiniz, bütün inançlarınızı, geleceğe yönelik düşlerinizi ve duygularınızı, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirir ve bunları evrene gönderir.

Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir ve kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir. Demek ki kalbinizle, beyninizle yaydığınızdan çok daha fazla enerji yayıyorsunuz.
İsteğinizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan olumlama ve imgeleme yaparsanız ya da bir şeylerin hayalini kurarsanız, sadece beyniniz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularınızın gerçek merkezi olan kalbiniz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt, endişe ve korku olan asıl inancınızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatınızda sadece kalbinizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığınız şey gerçekleşecektir.

Hayatınızda tahakkuk etmekte olan her şey, sizin şu anda ki enerjinizle rezonans içinde olanlardır. İnandığınız her ne ise, yaşamınızda gerçekleşecektir ve bu, realitenizi oluşturmaktadır..

Işıltınıza sahip çıkın!...”
Sevgi ve Bilgelikle Paylaşınız
🧡

20/09/2017

Günaydınn ❤️🙌🏻

18/09/2017

Bedeninizin ne olduğunu bilin. Biyoloji dersinde öğrendiğimiz bilgiler değil bedenimiz. İçinde yaşıyoruz ve istersek herşeyi değiştirebilir düzenleyebiliriz. Psikolojiden öğrendiğiniz bilgileri detaylandırıp derinliğine indiğimizde bu mümkün. Kadınların yada erkeklerin kilo veremediğini görüyorum nedenini biliyor musunuz? Kendi duygusal açlığınızın farkında mısınız? Kendi derinliğinize inmekten korkmayın. Özde olanı hissetmekten kaçmayın. Yediğimiz içtiğimiz düşündüğümüz konuştuğumuz herşey bizi oluşturuyor. Peki biliyor muyuz söylediğimiz hakaretler de yediğimiz pislikler de bizim parçamız. Gerçek insan gibi değil tüketen asalaklar olarak yaşamak öğretildi diye tek gerçek bu mu sanıyorsunuz. Araştıracağız öğreneceğiz ki bilgiyi yakalayalım. Deneyimleyeceğiz ki olmaz dediklerinin olduğunu görelim. Kedilere insanlardan daha fazla saygı duymam sahiplerini bile umursamadan ne istiyorlarsa yapmalarından. Ama insan kendi sınırlarına öyle sıkı sıkıya bağlı ki, biliyor içten içe görüyor.. sonra, ama herkes bunu yapıyor ama böyle öğretildi vs. Değiştirmekten aciz. Geçen sene 3 ay kadar bi zamanda 28 kilo verdim. Çoğu arkadaşım şahit oldu buna. Ama kimse bana inanmadı nasıl olduğunu söylediğimde. Zihnin kontrolü diye bişey mümkün arkadaşlar. Kendinizi aşın! Tanıdığım herkes inanmadı ama doğumu da kendim yaptım bu şekilde ve hiç acı olmadan tam bir parti kıvamında. Diyeceğim o ki ; kendinizi kandırmayı bırakıp yüzleşmeye başlarsanız ve değiştirmeye adım atarsanız zaten kızgınlık beslediğiniz herşey ortadan kalkacak. Sivilcelerimle güzelim onlarla mutluyum mutsuz olanlar kapitalizmden güzellik algısından bıdı bıdılarını bırakın. Sağlıksız olan o yağların oluşması senin bedeninin sana verdiği bir sinyal onu iyileştir. Kendini tanı! Zihnini ve bedenini tanı. Kendin için yapabileceğin tek şey bu. Kim ne yapmış hangi düşüncedeymiş ilkelliğini bi kenara bırakın. Hiç birimiz hiç bişey bilmiyoruz. Görsenize. Kızmıyorum ama görüyorum depresyonlarınızı, kendinizi kabul edemeyişlerinizi, kilolar alışlarınızı. Üretmeyişinizi.. hiç kimse işe gidip gelerek bişey üretmiş olmuyor. Düşünmeden yaptığımız herşey kendimizi sorgulamadan yağtığımız herşey.. bilmeden konuştuklarımız, araştırmadan emin olduklarımız, başkalarının koyduğu kurallara sıkı bağlılıklar.. neden? Neden yaşıyorsunuz? Kendini beğenmeden sevmeden başka hiç bişeyi sevmen mümkün değilken yaşam amacın ne sorgula biraz. Harekete geçmek için bilmen lazım. Bilmediğimizi kabul edip öğrenme yoluna girmemekten daha büyük bi cehalet yok. Cahil olmayın, kin toplamayın. Sorgulamayı hepimiz çok seviyoruz. Daha derin sorgulayın. Kendinizi düşüncelerinizi inançlarınızı sınırlarınızı. Ve EGO'yu beslemeyi bırakın. Kibir diye karşınızda gördüğünüz de kendi içinizde. Ay o katil dediğinizde katil de içinizde. Kendinizle barışmadan hiç bişeyle barışamazsınız. O yüzden.

Dünyada görmek istediğiniz ışık olun demiş Mevlana. O yüzden Mevlana.

Kendinizi dönüştürmeden dünyaya da bi iyilik yapamadığınızın farkında olun lütfen. Siz EGO'nuz değilsiniz ve iyileşebilirsiniz. Dünyayı iyileştirmek de kendini iyileştirmekten geçiyor. Sen hala yalan söylerken kendine, politikacıların söylediği yalanlardan şikayet edemezsin. Çünkü sen de onun bi parçasısın. Yalanları kenara bırakmanın zamanı gelmedi mi? Kaç yıldır bu hayattasın? Kendinle barışmanın zamanı gelmedi mi?

Ps. Bunu kendime not düştüm bugün. Ertelediğim tüm güzellikler niyetine. Harekete geçmek bizi hayalimize ve dünya barışına! götürecek tek yol. Dünyada görmek istediğiniz ışık olun ki sizi gördükçe yanan Işık'lar artsın sizinle birlikte ve kurtarmak gereken bi dünya kalmasın.
İnsanın inandığında yapamayacağı bişey yok. Neye inanacağımız bize kalmış. Kimseyi şifalandırmak eğitmek yardım etmek diye bişey de yok. Herkesin kendi öğrenmek için seçtiği kendi yolu ve zorlukları.. herkesin kendi tekamülü var.

16/09/2017

🙌🏻
Değerli Sevgililer,

Bugün huzurunuza, Sevgiden ve onun inkârı ve bastırılmasından doğan sonuçları konuşmak için geldik. Sevgi, her daim her yerde mevcut olan ve her şeyi birbirine bağlayan enerjidir. Ancak, bu şekilde idrak edilip öyle kabul edilinceye kadar, varlığı mevcut olmayan bir şeymiş gibi görülebilir. Hepinizin birer “Yaratıcı” olduğunu asla unutmayın.

Dünya, Sevgi ile ilgili çok sayıda kavramlara sahiptir ve bunların hepsi, farklı inanç sistemlerini yansıtan kavramlardır. Ancak, en anlayışsız ve en uyanmamış bir bilinç durumu bile, Sevginin var olan her şey olduğu ve sadece öyle olabileceği gerçeğini değiştiremez. Sevgi, tüm canlıları BİR’in bünyesinde bütünleştiren ve birbirine bağlayan enerjik bir tutkaldır.

Sevginin, tüm ruhlar tarafından bütün katmanlarda arzulanmasının nedeni budur; en çarpıtılmış ve her türlü yolla elde edilmiş hali olsa bile… Hatta bir terörist bile, Dünya’yı onunla aynı fikirde olanlar için daha iyi bir yer haline getirdiğine inanmaktadır. Herkes, doğuştan içinde barındırdığı “Birlik” olgusunca kabul görme ve sevilme peşindedir. Fakat bu içsel özlemi, sadece ulaşılan bilinç seviyesine göre yorumlayabilir veya gösterebilir.

Gaia, başlamış olan bu “yüksek boyutlu enerjiye geçiş” işlemi için hazırlanmış olan herkesle birlikte yükselmektedir. Gaia, üzerinde yaşayan her canlıya güzellik, bolluk ve Sevgi bahşetmiş olan yaşayan bir ruh, bir bilinçtir. İnsanlığın büyük bir kısmı Gaia’yı, kaynakları kötüye kullanılabilen ve kişisel kazanç için istismar edilebilen “kirli bir Dünya” olarak görmeye devam ettiğinden dolayı, Gaia da kendi yükselişine kendi karar vermiştir ve buna hazırdır.

Yangınlar ve seller, Gaia’nın spiritüel cehaleti yansıtan eski yoğun enerjinin katmanlarını temizleme yollarından bazılarıdır. Asırlar boyunca bu yoğun enerjileri bünyesinde taşımış ve onlardan kurtulmaya (salıvermeye) karar vermiştir. Hem kendisi (Gaia), hem de üzerinde yaşayan canlıların tümü, eski ve ağır olan enerjileri, daha hafif ve yüksek olan enerji seviyesine taşıyamaz. Bundan dolayı çoğu kişi bu dönemde, “hücresel hafızasını temizleme ve salıverme” ihtiyacını deneyimlemektedir.

Tüm insanlık, Dünya gezegeninin asla bencilce kullanılması ve istismar edilmesi için yaratılmadığını idrak etmelidir. “Bir şeyin üzerinde mülkiyet hakkı olma” fikri, çok eski zaman önce kullanılan “çobanlık yapma” (yol gösterme, koruyucusu olma anlamında kullanılmıştır) kelimesini yanlış tercüme etme veya yorumlama sonucu ortaya çıkmıştır. Artık hem Gaia’nın kendisinin, hem de tüm yaşam biçimlerinin Tek Bir İlahi Bilinçten türediğini ve sadece bu Bilincin bünyesinde bulunduğunu ve değersizlik duygusu gibi bir takım yanlış anlamlardan dolayı kimsenin bu bütünlükten asla dışlanmadığını, herkesin anlamasının zamanı gelmiştir.

Şimdi, herkes için değişim zamanıdır; hem uyanmış hem de uyanmamış bilinçler için… Uzun yıllardır süregelen zıtlık ve ayrımcılık enerjisinin yaratımları, sürekli artan yüksek boyutlu frekansların varlığı ile açığa çıkmakta ve çözülmektedir. Aynen parlayan bir el fenerinin daha önce görülmeyen karanlık köşeleri aydınlattığı gibi, Işık da her zaman gölgeyi açığa çıkarmaya hizmet edecektir.

Kişisel trajediler çoğu zaman, bazı insanların uyanmasının ve rahat ama “farkındalıksız” bir bilinç durumundan çıkmasının tek yoludur. Sizler bu duruma, yangılar ve seller aracılığı ile tanık oluyorsunuz. Hava olaylarının her zaman yıkıcı olması gerekmez. Ama insanlar “yaratıcılık” yeteneklerinden bihaber oldukları için, bu tür olaylar ortaya çıktığında fazlasıyla detaylandırıyor, tartışıyor ve atmosferi korku ve korkunç tahminlerle dolduruyorlar. Her zaman şunu hatırlamalısınız; Sizler birer yaratıcısınız!

Ancak Evrensel bilinç, herkesin birbiriyle ve Yaratan ile BİR olduğu gerçeğiyle aydınlandığında, tahrip edici hava koşulları ortadan kalkacaktır. Çünkü bu tür afetlerin enerjik kaynağı ve özü olan ayrımcılık inanç sistemi (barış, huzur, uyum ve bütünden ayrı olduğuna inanma) artık yok olacaktır. İlahi Bilinçte, “Yıkıcı hava şartları” diye bir fikir mevcut değildir.

Spiritüel anlamda hazır olan herkes, rahat (alışık olduğu) ama modası geçmiş inanç sistemlerini bırakmalıdır. “Uyan” çağrısı bazen çok acı verici olabilir. Ancak uyanmak için “ağırdan alan” bir ruhu spiritüel yolculuğunun bir sonraki aşamasına ilerletmek için sıklıkla gereklidir. Yeryüzündeki herkes bu Dünya’ya öğrenmek, ruhsal olarak gelişmek ve sadece kişisel yanılsamalarında (kişisel dünyalarında) arkaya yaslanıp dinlenmek için değil, tüm dünyanın yükselişine yardım etmek için gelmiştir.

Bazıları (herkes değil) kendilerinin, etraflarındaki kişilere göre daha iyi ya da daha yetersiz, daha evrimleşmiş, daha değerli vs. olduklarına inanarak zıtlık ve ayrımcılık duygusuyla yaşadıkları için, deneyimlemiş oldukları büyük kayıplarından dolayı halen acı çekmektedir. Herkesin Birlik içinde birbiriyle bağlantılı olduğu fikrini başka türlü algılamayacak olan kişiler için, kendilerini daha üstün ya da daha aşağıda gördükleri kişilerle birden bire aynı durumda olduğunu anlamak, derin tutum ve davranış ayarlamaları ve spiritüel olgunlaşmayı sağlar.

Sizler, birçok şekilde eski enerjinin dağılmasına tanık oluyorsunuz ve ancak değişime izin vererek Dünya’nın kendi yüksek gerçekliğine yükselebileceğini anlamaya ve kabul etmeye başlıyorsunuz. Şu anda Yeryüzünde meydana gelen her şeyin, bu yükseliş sürecinin bir parçası olduğunu daha iyi anlayabilmeniz için bunlardan bahsediyoruz.

Işığınıza sahip çıkın, besleyin ve bu Işığı Gaia ve onun üzerinde yaşayan herkese gönderin. Çünkü Işık, gölgeyi yok eden frekanstır. Işık, siz olun!

Bahsettiğimiz bu Işık nedir ve onu birilerine nasıl göndeririz? Işık, yüksek frekanslı enerjinin görünen şeklidir. İlahi Bilinç ya da Kaynak, insan gözüyle görülemeyen saf elmas ışığıdır. Bir ruh, kendi İlahi özünün frekansı gibi titreşmeye ne kadar yaklaşırsa, titreşimi de o kadar hızlı ve daha yüksek (daha hafif) olacaktır. Siz ne kadar aydınlanırsanız, tüm enerji alanınız da o kadar ışıltılı ve parlak renklerle titreşmeye başlayacaktır.

Fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenleriniz, giderek yükselen frekanslarla titreşmeye başlayınca, daha yavaş, daha ağır titreşimler de kolayca fark edilebilir hale gelecektir. Dolayısıyla, her zaman keyif almış olduğunuz bazı yerlerin, mekânların, insanların, kitapların, filmlerin, besinlerin vb. aniden sizinle aynı frekansta titreşmemesinin (artık keyif almamanızın) nedeni budur.

Birilerine “Işık göndermek” demek; ne kadar derine gizlenmiş olursa olsun, o kişi/kişilerin gerçek doğasını (özünü) onaylamak demektir. “Işığı tutmak” demek, kendi gerçek özünüzün ışığında kalmak demektir. Bunu yaptığınızda veya bir kişiye ya da bir mekâna Işık gönderdiğinizde, gözünüzün önünde altın/ beyaz renkte bir Işık canlandırın. Amacınız sadece, birilerine yüksek titreşimli Işık göndermek olsun. Bunun haricinde belli bir amaç taşımayın. Çünkü Işık bilinçlidir ve neye ihtiyaç duyulduğunu, bazı insani fikirlerden çok daha iyi bilir. Işık, bir şeyleri düzeltmek için gönderilmez. Daha ziyade, zaten var olan “gizli mükemmelliği” aydınlatmak ve ortaya çıkarmak için gönderilir.

Algıya açık olun. Belki bazı renkler veya kristalimsi görüntüler daha çok gözünüze çarpabilir. Farklı enerjiler, farklı renklerde ortaya çıkarlar. Eğer daha çok sevgiye ihtiyaç varsa, pembe renkleri daha çok algılayabilirsiniz. Şayet herhangi bir şekilde iyileşme/şifalanma gerekiyorsa, daha çok mavimsi/yeşilimsi renklerin farkına varabilirsiniz.

Gözünüzde canlandırdığınız görüntünün, “bir şeyleri oldurmaya” çalışmadan şekillenmesine izin verin. Ve durumla ilgili kişiler için, her zaman en yüksek ve en iyi şekilde yardım etme niyetiyle bunu yapın.

Sizin tabirinizle “Dünya liderlerine” ve otorite figürlerine Işık gönderin. İster kendi yaptıklarından dolayı olsun, ister görünüşte kendi kontrolleri dışı koşullardan ötürü yaptıklarından olsun, acı çeken herkese Işık gönderin. Kutsallığını kabul ederek ve onaylayarak, Gaia ve onun tüm canlılar âlemini gözünüzde canlandırıp, Işık gönderin.

Ne kadar sıradan olursa olsun, her faaliyetin spiritüel bir etkinlik olduğu ve birinin, bir diğerinden daha fazla spiritüel olmadığı gerçeği doğrultusunda, sohbet ve etkinlikleriniz esnasında daima Işık olun. Gerçekte kim ve ne olduğunuzu bilerek yaşayın, hareket edin ve davranın. Bu, hem “şifalandırıcı” hem de Işığa aç bir Dünya’ya daha fazla Işık getiren bir uğraştır.

Işık çalışması, spiritüellikle ilgili sıkı ve titiz faaliyetlere katılmak, saf niyetten başka bir şey düşünmemek ve sürekli gerçekliğin bilincinde kalmak demek değildir. (Burada, her şeyden el ayak çekip, huşu içinde hiçbir şey yapmamak, sürekli meditasyon yapmak, olumsuz düşünmemek için kendini zorlamak vs. gibi davranışlardan bahsedilmektedir.) Ritüeller ve törenler bir zamanlar gerekliydi ve belki de “enerji ve uyanış” konusunda yeni olanlar için hala daha gerekli olabilir. Ancak bu tür mesajlara çekilen ve onları okuma isteği duyan sizler, gerekli bilgi seviyesine ulaşmış bulunuyorsunuz. Ritüeller ve törenler, yalnızca kişinin zıtlık ve ayrımcılık anlayışı çerçevesinde kalmasına yarar.

Hoşlandığınız küçük ritüeller; mum yakma, sevdiğiniz kristalleri tutma vb. gibi şeylerde bir sakınca yoktur. Ancak bireylerin, spiritüel olabilmeleri için ya da içsel çalışmalarını yapabilmeleri için mutlaka bunlara ihtiyaç duyduklarına ve onlar olmadan başaramayacaklarına inandıkları zaman, sahte bir ayrımcılık duygusu canlı tutulmuş olur.

Bir okun ucu genellikle ısı üretir ve yanıklara neden olur. Yaşamınızda ne meydana gelirse gelsin, kim olduğunuzu, ne olacağınızı ve her zaman olmuş olduğunuzu yani, “insani deneyimler yaşayan İlahi bir Varlık” olduğunuzu asla unutmayın.

Siz umutsunuz, sizden sonra gelecek olanlar için yolu açan “yükselişin ilk dalgalarısınız”. Sizin işiniz budur ve siz bunu yapmaya hazırsınız. Bu kutsal ve güçlü zaman diliminde Yeryüzünde bulunmanızın sebebi budur.

Başkalarına yardım edebilmek adına birçok şeyi deneyimlemeye ve gelişmeye istekli olduğunuz için sevgi, saygı ve takdirlerimizle…

Bizler, Arktruslular Grubuyuz.

31/08/2017

Ne eksiğim ne fazlam var. Hiç kimseye, kim olduğumu ispatlamak zorunda değilim. Hayatın birliğinin mükemmel ifadesi olduğumu biliyorum. Hayatın sonsuzluğu içinde, pek çok kimliğim oldu; her biri, o hayat anında mükemmel bir ifadeydi. Şu an olduğum kişi ve şey olmaktan mutluyum. Olduğum halimle, mükemmelim; tam burada ve tam şu anda. Yeterliyim; tüm hayatla birim. Daha iyi olmak için çabalamanın hiçbir gereği yok. Kendimi bugün, dünden daha çok seviyorum ve derinden sevilen bir insan olarak görüyorum. Kendime karşı şefkat doluyum. Sevinç ve güzellik çiçekleri açıyorum. Sevgi, beni büyük olmaya götüren ve besleyen şeydir. Kendimi daha çok sevdikçe, diğerlerini de o kadar çok seviyorum. Birlikte, sevgi içerisinde daha güzel bir dünyayı besliyoruz. Sevinç içerisinde, mükemmelliğimin ve hayatın mükemmelliğinin farkına varıyorum.
Louise Hay - minnetle ve sevgiyle 🙌🏻

07/08/2017

Hiçbir savaşın ya da devrimin ortadan kaldıramayacağı bir hiyerarşi bulunmaktadır, çünkü insanlar arasındaki gerçek farklılığın zenginlikle, inançla veya ırkla bir bağlantısı yoktur. Bu içsel hiyerarşi, oluş durumundaki bir farklılıktır, psikolojik, dikey, evrimsel ve aşamalı bir farklılık. Bundan dolayı, bu aşamalar arasındaki bir yükseliş, ancak düşünme ve duyumsama biçiminin kökten değişimi ile gerçekleştirilebilir.
Stefano D'Anna - Tanrılar Okulu

Kabile ruhumuzu ve birlik olmayı hatırlamaya niyet ettiğimiz bu gecede, yedi kutsal yönün ve ateşin dede’nin vecde gelmi...
08/12/2016

Kabile ruhumuzu ve birlik olmayı hatırlamaya niyet ettiğimiz bu gecede, yedi kutsal yönün ve ateşin dede’nin vecde gelmiş enerjisi huzurunda kendimizi ve dünyayı yeni bir ışıkta görelim...
25 Aralık'ta bekliyoruz.
Etkinlik Linki: https://www.facebook.com/events/167794180362137/

Sevgili kız kardeşler;Senemizin ümit tohumlarını ekmek ve hayatimizin ışığını tekrar doğurmak icin Yule 21 aralık kışdön...
08/12/2016

Sevgili kız kardeşler;
Senemizin ümit tohumlarını ekmek ve hayatimizin ışığını tekrar doğurmak icin Yule 21 aralık kışdönümü günü bir araya geliyoruz.
Etkinlik Linki:
https://www.facebook.com/events/1277471188960834/

05/12/2016

Canlar bu akşam(6 Aralık) 18:00 den önce Orange House'ta yapmak istediğiniz çalışma, buluşma ,atölye, fikir v.b bize gönderirseniz hemen üzerine konuşabiliriz. Akşam toplantımızda aralık ocak ayı için program oluşturacağız.
Adresimiz :

orangehousemoda@gmail.com

Orange House ailesi olarak Meşk-û Amber etkinliğine katılan tüm canlara çok teşekkür ederiz.
28/11/2016

Orange House ailesi olarak Meşk-û Amber etkinliğine katılan tüm canlara çok teşekkür ederiz.

Herkese merhaba,Orange House kollektifi tarafından düzenlediğimiz ''Meşk-û Amber' etkinliğimizi sizlerle paylaşmaktan ço...
15/11/2016

Herkese merhaba,

Orange House kollektifi tarafından düzenlediğimiz ''Meşk-û Amber' etkinliğimizi sizlerle paylaşmaktan çok mutluyuz. Bu etkinlik Orange House oluşumunun sizlerle tanıştığı ilk buluşma olacaktır.
Etkinlik tarihi: 27 Kasım 2016
Detaylar: https://www.facebook.com/events/692254324275797/

Herkese merhaba,Orange House kollektifi tarafından düzenlediğimiz ''Meşk-û Amber' etkinliğimizi sizlerle paylaşmaktan ço...
15/11/2016

Herkese merhaba,

Orange House kollektifi tarafından düzenlediğimiz ''Meşk-û Amber' etkinliğimizi sizlerle paylaşmaktan çok mutluyuz. Bu etkinlik Orange House oluşumunun sizlerle tanıştığı ilk buluşma olacaktır.
TARİH: 27 KASIM 2016

05/11/2016

Orange House'ta geçen Pazar Arzu Rezzan Sunam'ın eğitmenliğinde gerçekleştirdiğimiz Yoga videomuzdur. Bu eğitim için Arzu'ya teşekkür ediyoruz. Bu hafta, yani 6 Kasım Pazar Günü de tekrarlayacağımız Yoga sınıfımıza bekliyoruz.

05/11/2016

Geçen hafta Pazar Günü Active Imagination Shamanic Journey çalışması için Ceren Yeşilbaş'a teşekkür ediyoruz.

Merhabalar, Sizler için Orange House'da bu hafta Arzu Rezzan Sunam ile Yoga ve Tankut Ayan ile 'Hedef belirleme ve ara h...
04/11/2016

Merhabalar,
Sizler için Orange House'da bu hafta Arzu Rezzan Sunam ile Yoga ve Tankut Ayan ile 'Hedef belirleme ve ara hedeflerin önemi' konulu bir atölye çalışması hazırladık. Hemen ardından da Tuncay Korkmaz ile müthiş bir konserle kapatıyoruz. Bekliyoruz.
Program:
Yoga: 17.30 - 18.30,
Hedef belirleme ve ara hedeflerin önemi: 18:30-20.15,
Tuncay Korkmaz Konser: 21.00

Address

Mühürdar Caddesi No:91/4 Kat: 3 Moda/Kadıköy
Istanbul

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Orange House posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Practice

Send a message to Orange House:

Share

Share on Facebook Share on Twitter Share on LinkedIn
Share on Pinterest Share on Reddit Share via Email
Share on WhatsApp Share on Instagram Share on Telegram
); }) .always(function() { gettingMore = false; }); } map._clearMarkers = function() { markersLayer.clearLayers(); } }); }, 4000); });