02/11/2025
bu konuyu çok güzel açıklamış. Tamamına katılıyorum buyrun:
Her insan, Rabb’inin takdir ettiği bir ailede, belirli imtihanlar ve nimetlerle dünyaya gelir. Biz bu çalışmalarda, kişinin soyunda yaşanmış deneyimlerin, onun düşünce ve duygu kalıplarına nasıl yansımış olabileceğini fark etmesine yardımcı oluyoruz. Bu, kaderi değiştirmek değil; kaderdeki hikmeti idrak etmeye yöneliktir.
Atalardan gelen bilinçaltı kalıplar dediğimiz şey, aslında nesiller boyunca tekrarlanan düşünce ve davranış alışkanlıklarıdır. Bu farkındalık, kişiye kendini tanıma, tekrarlanan döngüleri durdurma ve yeni bir bakış açısı kazandırma fırsatı verir.
Kur’an’da bu duruma dikkat çekilerek şöyle buyrulur:
“Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin; onlar ne buyuruyorsa onu yapın’ denildiği zaman: ‘Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter’ derler. Peki, ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler ise?” (Maide/104)
Bu ayet, insanın yalnızca alışkanlıkla ya da miras aldığı düşüncelerle yaşamaması gerektiğini; akletmesi, sorgulaması ve gerçeği kendi bilinciyle fark etmesi gerektiğini hatırlatır. İşte biz de bu anlayışla, kişinin ailesinden gelen duygu ve davranış kalıplarını fark etmesine yardımcı oluruz.
Çünkü sorgulamak, fark etmek ve akletmek insanı olgunlaştırır; hem geçmişine hem de kendine daha derin bir anlayışla bakmasını sağlar.
Kur’an’da, “Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez.” (En’âm 164) buyrulur. Biz de biliyoruz ki herkes kendi imtihanını yaşar. Ancak bazen insan, farkında olmadan ailesinden öğrendiği duygusal tepkilerle hareket eder. Biz sadece o kalıpları fark ettiririz, hiçbir şekilde ruhsal aktarım ya da enerji yüklemesi yapmayız.
Aile sistemi ve bilinçdışı kayıtların oluşturduğu karmaşa, insanın hakikati görmesinin önünde bir perde olabilir. Bizim amacımız, bu perdenin kalkmasına vesile olarak insanın tekâmül yolculuğunu kolaylaştırmak; kişinin kendisiyle, kaderiyle ve Rabbiyle barışmasına yardımcı olmaktır.
▪️
▪️
▪️