03/12/2019
RUH SAĞLIĞI HİZMETİ (ÖĞRENCİSİNE VE MERAKLISINA)
Ruh sağlığı hizmeti vermekte olan birçok meslek grubu bulunmakta. Bu yazıda, ağırlıklı olarak bu meslek gruplarından psikiyatri hekimi ile psikolog, psikolog ile psikolojik danışman ayrımlarını yapmaya çalışacağım. Bu meslek gruplarının, deneyime bağlı olarak söylüyorum, algısal olarak bir önem sırası var. Bu önemle ilgili birbirinden bağımsız iki hocadan aynı cümleyi işitmiştim: 'Bu ülkede psikiyatristler psikologları, psikologlar PDR'cileri, PDR'ciler sosyal hizmet uzmanlarını ezer'. Şimdi nedir psikiyatristi daha önemli yapan, kimdir bu psikolog, psikolojik danışman da mı var? Meslekleri tanımlamaya ve anlatmaya çalışacağım. Tanımlarken kitaplardan ve kanunların meslek tanımlarından yararlanacağım, anlatırken ise ülkemizdeki durumlarını deneyimim çerçevesinde sunacağım.
Ruh sağlığında uygulanan tedavi yöntemlerine göre ilk ayrımı yapabiliriz. Medikal (İlaç tedavisi), EKT (Elektro konvülsif tedavi) ve psikoterapi ruh sağlığında kullanılan başlıca yöntemler diyebiliriz (Bu sağaltım yollarının detayları başka bir yazının konusudur). Bu yöntemlerden ilk ikisi doğrudan organizmayla ilgilidir yani biyolojik kökenli tedavilerdir. Fizyolojik olarak işlevinde problem olan yapılarda, kimyasal olarak veya elektro şok aracılığıyla sağaltım amaçlanır. Bu konuda uygulayıcı olmanız için tıp okumanız gereklidir. ‘Psikiyatri hekimi, 6 yıllık tıp fakültesinden mezun olmuş ve ondan sonra 4-5 yıl psikiyatri ihtisası yapmış hekimlere denir. Böylece aldığı eğitimle insanın hem genel tıbbi hastalıklar hakkında bilgi sahibi olan hem de ruhsal yapısını değerlendirme tanı koyma, ayırıcı tanı yapma ve tedavi etme bilgisi ve yetkisine sahip olan kişidir’ (http://www.psikiyatri.org.tr). Ruh sağlığı ifadesindeki ‘sağlık’ kavramının sahibi olarak hekimler kendilerini gördüklerinden, diğer ruh sağlığı meslek gruplarına ‘ruh’ kalıyor gibi. Ortada tatmin edici somut (ilaç gibi) bir aracın kullanıl(a)maması psikoloğu ve psikolojik danışmanı değersizleştiriyor mu acaba? Sağlık bakanlığından alınan bir görüşe göre klinik psikolog, diyetisyen, fizyoterapist gibi meslek grupları bağımsız bir şekilde mesleklerini icra edemezler. Böyle bir görüşten sonra insanlar şunu tartışıyor, Psikiyatri hekimleri diğer meslek gruplarını kendilerine bağımlı mı kılmak istiyor yoksa sağlık hizmeti hekimin dışına çıkarsa çok mu verimsizleşir? O zaman şu soru daha doğru olur: Psikolog veya psikolojik danışman ne yapıyor ve nasıl iyileştiriyor? Ancak bu soruların cevabından sonra psikoloğun veya psikolojik danışmanın sağlığa kattığı değer diğerleriyle kıyaslanabilir. Psikolog davranışın ve bilişin dahil olduğu insan zihnini sistematik olarak araştırır (Linden & Hewit, 2017). Uzmanlık alanlarına göre alt sınıflara ayrılırlar. Klinik, adli, endüstri, din vs… Biyolojik olmayan ölçme ve değerlendirme testleri kullanarak ve danışma yaparak (Psikoterapi ile) kişinin problemini tanımlamada ve iyileşmesini sağlamada etkin rol oynamaktadır. Fizyolojik bir problemin şüphesi durumunda, psikolog danışanını psikiyatriste yönlendirir.
Psikoloğun, psikiyatrist ile farkı açık. Peki psikolojik danışman ile aralarındaki fark ne? Psikolojik danışman iyileştirme için psikolog ile aynı yöntemleri uygular. Psikolojik danışmanlık için eğitim fakültesindeki Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans bölümünden mezun olmak gerekiyor. Öncelikli olarak eğitim ve öğrenci merkezli eğitim alan ülkemiz psikolojik danışman öğrencileri, ruh sağlığında görev alabilmek için lisans sonrası bu alanda eğitim görmeye devam etmeleri gerekiyor. Nitekim psikolojik danışmanın tanımı Linden ve Hewit’in ‘Klinik Psikoloji’ adlı kitabında şu şekilde yapılmıştır: ‘Çeşitli açılardan klinik psikoloğa benzer ama eğitimi yüksek lisans düzeyindedir. Eğitimi daha kısa sürer ve tanısal düzeyde daha hafif rahatsızlıklara bakar’. Bu açıklamalar Amerika’daki sisteme özgüdür. Anlaşılacağı üzere psikolojik danışman ile psikolog arasında kayda değer bir fark yoktur (en azında şuan için). Lisans sonrası alınan eğitimler ile birbirleri için alternatif ve tamamlayıcı rol üstlenebilirler.
Genel anlamda bir eleştiri hakkım olsa şu şekilde yapabilirim sanırım. Yurt dışında bu unvanları elde edebilmek için yüksek lisans zorunluluğu vardır ve bunların süreleri buraya göre daha uzundur. Örneğin psikiyatri hekimi olabilmek için yurt dışında lisans sonrası 8-9 yıl ihtisas gerekirken burada yukarıda belirtildiği gibi 4-5 yıl gerekmektedir. Psikolojik danışmanlık için 2-3 yıl yüksek lisans zorunluluğu varken burada sadece lisans mezunu olmanız yeterlidir. Klinik psikoloji ise 6-7 yıl lisans sonrası eğitim gerekirken, burada bu unvan yasal olarak sadece 2 sene süren yüksek lisans yetmektedir. Yukarıda kullandığım hocaların bir cümlesi vardı meslek mensuplarının birbirini ezmesi ile ilgili… lisanstan yeni mezun olmuş öğrenci grupları birbirleriyle alanlarının ihlali ile ilgili kavgalar etmekte. Yeni mezun bir psikolog 15 yıldır klinik düzeyde danışma yapan bir psikolojik danışmana, rehberlik yapacağın okuluna git psikolog olmadan klinik psikolog olunmaz diyor. Bazen bir psikiyatrist 15-20 dakikada ilaç yazıyor. Bunlar kısa sürede alınmış yetkilerin sonucu mu bilmiyorum ama kendini yararlı olamaya adayan bireyin unvanlara takılacağını düşünmüyorum. Tartışmalara gelince sonuçta herkes sonuna kadar haklı. Kimin tarafında baktığınız önemli.
(Özellikle klinik psikolog olmak ile ilgili detaylıca bir yazı başka bir yazının konusu olmayı hak ediyor).
Kaynakça
Linden, W., Hewit, P. (2017). Klinik Psikoloji, (Muzaffer Şahin Çev. Ed.).